"Kardeşlik taraftarıyız kavgaya karşıyız"
Türkiye'ye 37 yıl sonra dönen sanatçı Şivan Perver, "Barış, kardeşlik, dostluk taraftarıyız, kavgaya karşıyız. Kandil'den Ankara'ya oradan Bağdat'a kadar barışın her zaman hizmetindeyiz" dedi
DİYARBAKIR - Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın daveti üzerine Irak Kürt Bölgesel Yönetimi (IKBY) Başkanı Mesut Barzani ile Diyarbakır'a gelen Perver, kaldığı otelde düzenlediği basın toplantısında duygulu anlar yaşadı. Perver'in ülkesinden ayrı kaldığı günler ve kaybettiği annesiyle ilgili sorularda gözleri doldu, bir süre konuşamadı.
Türkiye'yi Kürtler, Türkler ve o dönem Türkiye'de olan tüm halkların birlikte kurduğunu belirten Perver, sonrasında yaşanan olumsuz durumlar nedeniyle Türkiye'nin sosyal ve ekonomik gelişme konusunda büyük zarar gördüğünü söyledi.
Perver, "Kürtlerin yok sayılması Türkiye'de kötü bir durum yarattı. Kürt halkı da özgürlüğü için dayanamadı, başkaldırışlar, isyanlar her tarafta oldu. Bu Kürt, Türk Türkiye'de yaşayan herkese zarar verdi. Kürt halkının üzerindeki asimilasyon politikası devam etti ve Kürtlere karşı antipropagandanın her çeşidi gelişti. Türkiye'nin devlet anayasasına koyduğu şartların yaşatılması için istenmeyen kesimler ve farklılıklara yaşam hakkı tanınmadı" diye konuştu.
"Adına 'Yeni Türkiye' denildi"
Türkiye'nin tarihi, kültürü ve her yönüyle mükemmel bir ülke olduğunu vurgulayan Perver, Türkiye'nin tüm farklılıkların yaşayabilmesi için yeterli bir ülke olduğunu kaydetti.
"Ülkenin geçmiş statükodan, katmerli zorlamalardan kurtulması için elbette bugün gördüğümüz gibi bir yeniliğe ihtiyacı vardır, onun için de adına 'yeni Türkiye' denildi" diyen Perver, insan haklarına saygı, farklılıkları kabul etmek, özgürlük ve barışa taraftar olmak, demokrasiyi temellendirmek için bir yeniliğe ihtiyaç olduğunu, bu yeniliğin de dün başladığını kaydetti.
Dün gerçekleştirilen buluşmanın tüm Türkiye'deki toplumlar için mükemmel bir bahar havası estirdiğini ifade eden Perver, şöyle dedi:
"Genç bir delikanlı olarak ülkemden ayrıldım ama yaşlı bir adam olarak döndüm. Bu bazen çok üzücü. İnsanın bazen ağlamaması da mümkün değil. Ülkemize döndük tabi. Yıllar önce bıraktığımız bu ülkenin insanları ile adapte olabilmek için biraz zaman lazım. Şimdi gönül isterdi ki Diyarbakır sokaklarına çıkayım, insanlarla sohbet edeyim, merhabalaşayım, hatır sorayım, onları kucaklayayım. Onlar da beni çok sevdi ben de onları hep içimde taşıdım. Her ne kadar dışarıda olsam da onları hep içimde taşıdım. Bu özlem ile yaşadım hep. Ben daha annemin mezarını ziyaret edemedim, ailemi, dostlarımı, arkadaşlarımı göremedim. Sizler sağolun. Sizler çok değerlisiniz, güzel şeylere sahip çıkıyorsunuz. Umarım bunu sevmeyen, bunu çekemeyen, hala ırkçı zihniyete sahip olan kesimler de biraz dinler, düşünür, tartışırlar ve bu yeniliği candan kabul ederler. Çünkü bu dünyaya gelen her insanın yaşamaya hakkı vardır. Herkesin kendi gerçekleri, insani değerleri ile yaşamaya hakkı var."
"Biz hep Kürt kaldık"
Çözüm süreci için sanatı ile hizmet etmeye hazır olduğunu vurgulayan Perver, Kürt halkının sahip olduğu güzel değerlerin korunması için bazı imkanlara ihtiyaç duyulduğunu belirtti.
Perver, Kürt dilinin resmen tanınması gerektiğini savunarak, "Kürt çocukları kendi lisanı ile okutulmalıdır. Biz her ne kadar Türk okullarında okuduk, üniversitelerinde eğitim aldıysak da dilimizde o Kürtçe, şive gitmedi. Biz hep Kürt kaldık. Türkçe konuştuk ama ruhumuz, beynimiz, düşüncemiz, dilimiz hep Kürt kaldı. Eğer Kürtçe eğitim alırsak daha mükemmel şahsiyetler olarak ortaya çıkabileceğiz. Bu kapsamda bazı kurumların yapımına başlandı. Diyarbakır'da benim de üyesi olduğum Mezopotamya Vakfınca Türkiye'nin ilk Kürtçe eğitim veren üniversitesinin kurulması için çalışmalar sürüyor" diye konuştu.
"Türk sanatçı kardeşlerimizle de konserler vereceğiz"
Çözüm sürecini başlatanlara teşekkür eden Perver, şöyle dedi:
"Barzani de bu konuda bu sürece büyük katkıda bulunmaya çalışıyor. Sayın Barzani her zaman 'barış' demiş, hiç savaş istemeyen bir insan. Barzani'nin babası ölümsüz Mustafa Barzani de kendi insani ve toplumsal haklarını savunmak için mücadele verdi, kimseyi incitmek istemiyordu. Herşey Irak rejiminin onlara karşı neler yaptığının ortaya çıkmasından sonra anlaşıldı. Çok sevdiğim dostlarım Yılmaz Güney ve Ahmet Kaya'yı bu ülke dışında kaybettik. Hala da onlar için ağlıyoruz. Allah rahmet eylesin. Bu 'Türkiye elden gidiyor' diyenlere elden gitmiyor, tam tersine Türkiye güzelleşiyor, sosyalleşiyor, demokratlaşıyor. İnşallah Edirne'den Hakkari'ye, Van'dan İzmir'e kadar daha organizeli şekilde ülkemize gelip bizi isteyen, barış seven Türk sanatçı kardeşlerimizle de konserler vereceğiz."
"Başbakanın samimiyetine güvendim"
Gazetecilerin sorularını da yanıtlayan Perver, "37 yıl sonra size ne söylendi de Türkiye'ye döndünüz?" sorusu üzerine, "10 yıldır davet ediyorlardı fakat dönüşüm için şartlar oluşmamıştı, Barzani devreye girdi, gelişimin çözüm süreci için iyi olacağı söylendi, Başbakanın samimiyetine güvendim, beni ikna ettiler" dedi.
Perver Başbakan ile vedasına ilişkin ise Başbakan Erdoğan ile güzel bir şekilde vedalaştıklarını ve kendisine başarı dilediğini söyledi.
Başbakan Erdoğan'ı çalışmalarından dolayı kutladığını ifade eden Perver, "Sayın Başbakana çok mükemmel bir sürece başladığını, bunun büyük bir hizmet olduğunu, bu konuda değerli çalışmalar için yanınızda olduğumu ifade ettim" dedi.
"Herkesin bu süreç için şarkı okuması gerekir"
Annesinin mezarını ziyaretiyle ilgili bir soruya Perver, "Beni yine ağlatacaksınız" ifadesini kullandı.
Annenin bir insanın için en üstün değer olduğuna dikkati çeken Perver, "Her annemden bahsedildiğinde dayanamıyorum, duygulanıyorum. Anneme çok şey borçluyum. Onu defalarca ziyaret etmek, mezarına gidip, onunla sohbet etmek isterdim" dedi. Sezen Aksu'nun çok değerli bir sanatçı olduğunu, kendisi ile şarkı söylemenin bir şeref olduğuna işaret eden Perver, "Buradan Sezen Aksu'ya selamlarımı yolluyorum. Bu barış için daha çok şarkı yapılmalı. Sadece ben değil, herkesin bu süreç için şarkı okuması gerekir" dedi.
"Türkiye'ye dönmek için çekinceniz var mı?" sorusu üzerine Perver, "İnsan tanımadığı bir suya, denize girdiğinde ne kadar derin ve soğuktur, adapte olduktan sonra yüzer ya benimki de öyle. 37 yıldır dışarıdayım. Bu ülkede çok şey değişti, şehirler büyüdü. Yeni jenarasyon yetişti. Mantalite ve kültür değişiyor. Global bir kültür gelişiyor. Ben ne kadar adapte olabilirim? Ona göre bir mizampaj hazırlamam, ona göre adım atmam lazım" diye konuştu.
"Barış, kardeşlik, dostluk taraftarıyız, kavgaya karşıyız. Kandil'den Ankara'ya oradan Bağdat'a kadar barış için her zaman hizmetindeyiz" diyen Perver, en büyük özlemine ilişkin soru üzerine şunları kaydetti:
"Şimdi herkes bugün yarın Şanlıurfa'ya gitmemi düşünüyor. Yıllar boyunca katmerli bir zulüm, asimilasyon politikası, antipropaganda yaşandı. Toplumun üst zümresi diğer topluma karşı savaşırken antipropaganda yaratır, o toplum ona göre medeniyetsizdir, dini yoktur, tarihi yoktur diye yıkılmaya çalışılır. Ben hep bununla uğraştım. Kürt dilinin güzelliğini, kültürümüzü şarkılarla anlatmaya çalıştım. Gayemde benim ülkemin durumu, halkımın durumu yattı. Ama İstanbul'u iyi anlamak için Diyarbakır'ı iyi anlamak lazım. Bu çok önemli."