"Kirli senaryolar uygulanmak isteniyor"

Başbakan Erdoğan, "Bugün de bazı illerimizde, bazı ilçelerimizde kirli senaryolarını uygulamaya koymak istiyorlar. Tıpkı 1980'de Çorum'da olduğu gibi" dedi.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

 

ÇORUM - AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, "Bugün de bazı illerimizde, bazı ilçelerimizde kirli senaryolarını uygulamaya koymak istiyorlar. Tıpkı 1980'de Çorum'da olduğu gibi, bugün de hassas vilayetlerimizde, hassas ilçelerimizde kargaşa çıkartmak, arbede çıkartmak, milleti galeyana getirip buradan rant sağlamak istiyorlar. İnegöl de öyle, Dörtyol da öyle bunu böyle biliniz" dedi.

Erdoğan, "İşte Dörtyol'da bakın kimin arabaları kullanıldı. Ortaya çıkıyor, görüyorsunuz. Kimler kimlerle nasıl teknik takiplere takıldı görüyorsunuz" diye konuştu.

Başbakan Erdoğan, partisince Çorum'da, Abide Meydanı'nda düzenlenen mitingde, "kadim bir medeniyet şehri" olarak nitelediği Çorum'un, bir Hitit, Selçuklu, Osmanlı ve Cumhuriyet şehri olduğunu söyledi.

İstiklal Savaşı'nda en fazla şehit veren illerden biri olan Çorum'un 1510 İstiklal Madalyasına sahip olduğunu belirten Başbakan Erdoğan, Türk milleti olarak Çorum'un yiğitliğiyle, mertliğiyle ve gözüpekliğiyle her zaman gurur duyduklarını dile getirdi. Erdoğan, "Nasıl ki Çorum, bu topraklardan yetişmiş Akşemseddin Hazretleriyle, Ebus-Suud Efendiyle, Koyunbabayla, İskilipli Atıf Hoca'yla gurur duyuyorsa bizler de Çorum ile gurur duyuyoruz" dedi.

AK Parti iktidarı olarak, ekonomik istikrar ile demokratik istikrarı eşzamanlı  geliştirmenin ne kadar önemli olduğunu gördüklerini vurgulayan Erdoğan, demokratikleşme olmadan refahın da, kalkınmanın da, adaletin de sağlanamadığını gördüklerini söyledi.

Başbakan Erdoğan, şöyle konuştu:

"Bir yandan sessiz devrim denilen reformları hayata geçirdik, diğer yandan Türkiye'yi büyütecek, güçlendirecek hizmetleri, yatırımları yaptık. Tüm bunları yaparken demokrasiden, millet iradesinden hoşlanmayan, sivil siyasetten hazzetmeyen bir kısım karanlık odakların harekete geçtiklerini gördük. Gördük ki bu ülkede kirli birtakım örgütlenmeler var, kirli birtakım çeteler var, adı konulmamış şiddet yapılanmaları var. Bu kirli örgütlerin, çetelerin, bu kirli odakların, toplumun damarlarına kadar, devletin koridorlarına kadar sirayet ettiğini gördük.

Sizden aldığımız güçle, sizden aldığımız destekle, sizlerin hayır duasıyla çetelere karşı, mafyaya karşı, hukuk dışı örgütlenmelere karşı amansız bir mücadele başlattık. Tehditlere boyun eğmedik, provokasyonlara aldanmadık, kışkırtmalara eyvallah demedik. Ülkenin selameti, milletin huzuru ve refahı için tüm bu kirli örgütlenmelere karşı dik durduk, hepsiyle cesur bir şekilde mücadele ettik, ediyoruz.

Hatırlayın, 2006 yılında, Danıştay'a bir saldırı oldu. Eli silahlı katil ya da katiller, ellerini kollarını sallayarak Danıştay'a girdiler, toplantı salonunu bastılar ve oraya kurşun yağdırdılar. Olay anından itibaren hemen bazı medya kuruluşları, bazı siyasiler, bazı bürokratlar doğrudan doğruya AK Parti hükümetini, bizi suçlamaya başladılar. Cenaze törenlerinde kitleler bize karşı kışkırtıldı."

"Tarihle yüzleşmek istiyoruz"

Geçmişte de benzer birtakım olaylar olduğunu belirten Erdoğan, ama bu olayların hiçbirinin çözülemediğini, asıl sorumluların bulunamadığını ifade etti.

AK Parti hükümeti olarak kendilerinin Danıştay saldırısının üzerini örtmediklerini, bir kısım medyanın hedef saptırmalarına aldanmadık ve olayın tüm boyutlarıyla üzerine gittiklerini vurgulayan Başbakan Erdoğan, şöyle devam etti:

"İşte şimdi görüyorsunuz, hükümetin, AK Parti'nin sorumlu olduğunu söyleyenler şimdi başları önünde dolaşıyorlar. Kimlerin kimlerle iş tuttuğu, kimlerin bu ülkenin istikrarına, huzuruna, güvenliğine kastettiği, kimlerin bu kirli hedefler için kader birliği yaptığı ortaya çıkıyor.

Bakın, bu olayları, bu çeteleri Çorum'da hatırlatmamın bir sebebi var. Anlıyorsunuz değil mi? Biz artık adalet yerini bulsun, kirli oyunlar bozulsun istiyoruz. Biz artık tarihle yüzleşmek istiyoruz. Biz, tarihimizdeki karanlık noktaların artık aydınlanmasını istiyoruz. Biz, hiçbir şeyin üzeri örtülmesin, her şey açığa çıksın ve hak yerini bulsun istiyoruz. Biz konuşulmayanlar konuşulsun, tartışılmayanlar tartışılsın istiyoruz.

1980 yılında mayıs ayında Çorum'da maalesef kanlı olaylar yaşandı, birçok vatandaşımız öldürüldü, birçoğu yaralandı. 1980 yılında Çorum'da yaşanan olaylar, asla ve asla bir sağcı-solcu çatışması değildi. 1980 yılında Çorum'da yaşanan olaylar, asla ve asla bir Alevi–Sünni çatışması da değildi. Çorum'da, bu olayların öncesinde yaşanan gelişmeler, bu olayların sonrasında ortaya çıkan gerçekler, burada açık açık bir provokasyon, açık açık bir kışkırtma yaşandığını gösterdi. Gizli eller, kirli eller, karanlık birtakım odaklar, Çorum'u alçakça hedeflerinde bir laboratuvar olarak kullanmak istediler.

Kahramanmaraş'ta yaşanan olaylar, Sivas'ta yaşanan olaylar, İstanbul Gazimahallesi'nde yaşanan olaylar, Danıştay'a yapılan saldırı, faili meçhul cinayetler, kirli suikastlar... Bunların tamamı, kirli senaryoların kışkırtma denemeleridir. İşte bugün tek tek açığa çıkartılan çeteler, terör örgütlenmeleri, korku salarak, tedirgin ederek, sokakları kan gölüne çevirerek bu ülkeye ve bu millete yön vermek, rota çizmek istediler.

Benzeri olayları bugün de zaman zaman denemeye çalışıyorlar. Bugün de bazı illerimizde, bazı ilçelerimizde kirli senaryolarını uygulamaya koymak istiyorlar. Tıpkı 1980'de Çorum'da olduğu gibi, bugün de hassas vilayetlerimizde, hassas ilçelerimizde kargaşa çıkartmak, arbede çıkartmak, milleti galeyana getirip buradan rant sağlamak istiyorlar. İnegöl de öyle, Dörtyol da öyle bunu böyle biliniz. İşte Dörtyol'da bakın kimin arabaları kullanıldı. Ortaya çıkıyor, görüyorsunuz. Kimler kimlerle nasıl teknik takiplere takıldı görüyorsunuz.

Dün nasıl, Çorum'da, Kahramanmaraş'ta kirli senaryolar hayata geçirilmek istendiyse bugün de bir kısım senaryolar yazılıyor ama hamdolsun daha uygulamaya geçmeden bunların hepsi deşifre ediliyor."

"Demokrasi dışı güçlere çanak tutan bir yönetim yok"

O devirlerin artık geride kaldığını, o karanlık dönemlerin kapıları açılmamak üzere kapandığını belirten Başbakan Erdoğan, şimdi artık karanlığın yerini aydınlığın aldığını, artık çetelere avukatlık yapan bir iktidarın değil, çetelerden hesap soran, artık milletin avukatı olan bir iktidarın bulunduğunu dile getirdi.

Başbakan Erdoğan, şunları söyledi:

"Şimdi artık demokrasi dışı güçlere çanak tutan bir yönetim yok, millet iradesini en üstte tutan bir yönetim var. Şimdi artık şapkasını alıp giden bir iktidar yok, millet adına milletin emanetini canından kutsal bilen bir iktidar var.

Bu ülkede artık çetelerin değil, milletin dediği oluyor. Bu ülkeye artık mafya değil, terör örgütleri değil, artık millet yön veriyor, millet rota çiziyor. İşte Anayasa değişikliğinin anlamı budur.

Gayet güzel pankartlar asmışsınız. Zaten gerçekler orada. Benim halkım en güzelini biliyor. Bu CHP zihniyeti benim vatandaşıma 'göbeğini kaşıyanlar' diyor, 'bidon kafalı' diyor. 12 Eylül'de kim bidon kafalı, kim göbeğini kaşıyan göreceksin.

Anayasa değişikliği, 27 Mayıs'la yüzleşmektir, 12 Eylül'le yüzleşmektir. Anayasa değişikliği bu ülkede mazlumların sırtından geçinenleri hesaba çekmek için onlarla yüzleşmektir, 12 Eylül öncesi akan kanların hesabını sormaktır. Anayasa değişikliği, bu ülkenin tarihindeki o karanlık noktaları aydınlatmaktır. Anayasa değişikliği, milli iradeyi gerçekten egemen kılmaktır, demokrasiyi gerçekten hayata geçirmektir, hukukun üstünlüğünü gerçekten hakim kılmaktır.

'Evet' demek, bir daha bu ülkede 12 Eylül'ler yaşanmasın demektir. 'Evet' demek, bir daha 27 Mayıs'lar yaşanmasın demektir. 'Evet' demek, darbeci anlayışlara, vesayetçi anlayışlara, müdahaleci anlayışlara dur demektir."

"Neden Dersimliyim diyemiyor?"

AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu için, "Neden göğsünü gere gere 'Ben Dersimliyim' diyemediğini anlamakta zorlanıyoruz" dedi.

Başbakan Erdoğan, partisince Çorum'da, Abide Meydanı'nda düzenlenen mitingde, Türkiye'de 30 yıldır, CHP'nin de, MHP'nin de hep 12 Eylül'ün edebiyatını yaptığını, 12 Eylül mağdurlarını istismar ettiklerini ifade ederek, "12 Eylül'le hesaplaşmaya gelince, 12 Eylül'ün üzerindeki dokunulmazlık zırhını kaldırmaya gelince orada yan çiziyorlar. Çetelerle, kirli senaryolarla mücadeleye gelince orada yan çiziyorlar" diye konuştu.

Çorum'un, "Deniz suyu gibi, ne içiliyor ne de geçiliyor" diye güzel bir sözü bulunduğunu ifade eden Erdoğan, CHP milletvekillerinin, Silivri'ye giderek, orada Danıştay saldırganlarıyla yan yana oturduklarını söyledi.

CHP'nin "Ben Ergenekon'un avukatıyım" dediğini, Genel Başkanlarının da bol bol meydanlardan selam gönderdiğini belirten Erdoğan, şöyle devam etti:

"Haftalardır 27 Nisan bildirisini diline dolayan CHP Genel Başkanı, bugüne kadar çıkıp da 'Hayır. CHP, Ergenekon'un avukatı değildir' diyemedi. Gittiği illerde, sanıklara selam olsun diyor. Yargıya destek olmak yerine, süreci sulandırmak için ellerinden geleni yapıyorlar.

Çetelerin açığa çıkarılmasını istemiyorlar. Karanlık noktaların aydınlatılmasını istemiyorlar. Kışkırtmalarla yüzleşemiyorlar, darbelerle hesaplaşamıyorlar."

"Oy pusulasında partilerin amblemi yok"

CHP'ye oy veren, gönül veren kardeşlerine seslendiğini belirten Erdoğan, bu oylamanın bir genel seçim oylaması olmadığını, bunu böyle bilmelerini ve bir yanılgıya düşmemelerini istedi. Erdoğan, şöyle konuştu:

"Biz 12 Eylül'de iktidarın oylamasını, muhalefetin oylamasını yapmayacağız. Oy pusulasında partilerin amblemi yok. Orada 'evet' var, 'hayır' var. Ya 'evet'e mührü basacaksın ya da diğerine. Ben CHP'ye geçmişte oy vermiş kardeşime diyorum ki, 'Sana saygım var, oyuna saygım var ama bu bir halk oylaması.' Bak buraya gelenler, CHP'nin Genel Başkanı, diğerleri, gelip de şu 26 maddeyi konuşmuyorlar. Başka şeyler konuşuyorlar. Hala bir genel seçim kampanyası yürütüyorlar.  

Sorun, deyin ki, 'Bu 26 maddede ne var? Sayın Genel Başkan bundan bahset.' Bundan bahsettiklerini duydunuz mu? Çünkü onların derdi başka.

Varsın onlar statükoyu muhafaza etsinler ama ben, CHP'ye oy vermiş kardeşlerim inanıyorum ki, 12 Eylül'de bu yanlışı da düzeltecekler."

MHP'ye gönül vermiş kardeşlerine de seslendiğini ifade eden Erdoğan, onların tavanları gibi düşünmediğine inandığını belirtti. Erdoğan, şunları söyledi:

"Taban başka, tavan başka. Taban farklı. Çünkü MHP'yi CHP'nin arkasına vagon yaptılar, onun arkasından gidiyor. Düşünebiliyor musunuz? MHP, CHP ile yan yana gelebilir mi? MHP, BDP ile yan yana gelebilir mi? CHP, MHP, BDP, YARSAV ve bir kısım medya bir araya gelmişler ve diyorlar ki, 'Bu proje AK Parti projesidir.' Hiç alakası yok. Bu proje darbe anayasasına karşı milletin projesidir, milletin.

İşte onun için bundan önce diyordum ki, siz ruh ikizisiniz, MHP, CHP. Şimdi ne oldu ruh üçüzü oldu. İnanıyorum ki, bu partilere oy veren kardeşlerim, başlarını iki ellerinin arasına alacaklar, (Doğru ya, biz bir merkez seçim veya genel seçim oylaması yapmıyoruz. Biz bir halk oylaması yapıyoruz. Bu halk oylaması ne getiriyor, bize ne kaybettiriyor?)" 

"25 kuruşa simit yok"

Anayasa değişikliğiyle artık memurların toplu iş sözleşmesi yapacaklarını belirten Erdoğan, değişiklikle bilirkişiden çıkacak kararın nihai karar olacağını anlattı.

Erdoğan, şöyle devam etti:

"(Biz işçiden yanayız, memurdan yanayız, toplu iş sözleşmesi istiyoruz) diyenler şimdi... Bu KESK, KAMUSEN, bunlar şimdi o kadar ideolojikler ki, 'Bu işi halk oylamasından sonraya bırakalım.' Niye? O zaman diyorlar, 'toplu iş sözleşmesi çıkacak ya.' Evet çıkacağını da kabulleniyorlar. 'Görüşmeyi o zaman yaparız.' Peki siz ne yapıyorsunuz diyoruz. 'Biz hayır diyoruz' diyorlar. Bu ne perhiz ne lahana turşusu. Mademki toplu iş sözleşmesi bu kadar güzel, o zaman niye oyunu vermiyorsun?

Kusura bakmasınlar, arkadaşlarım kendileriyle görüşmeyi yapacaklar. Bu görüşmede gereği kendileriyle konuşulacak. Böyle 25 kuruşa simit yok. İşin hakkını vereceksin arkadaş. Dürüst ol dürüst, dürüst ol. İdeolojik davranma. Burada, doğrunun yanında olacaksın. İki kere iki dört. Hiçbir zaman beş olmadı, üç de olmadı. Yazın da dört, kışın da dört, gece de dört, sabah da dört. Biz bunu istiyoruz. Bu yolda olanlara can kurban ama bu yolda olmayanlar kusura bakmasın. Haddini bildirmek benim milletimin görevi. Varsın onlar değişime dirensinler. Varsın onlar kaçak güreşsinler."

"Dersimli de onu dersimli biliyor"

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun, gittiği her yerde soyundan, soy ağacından bahsettiğini ifade eden Erdoğan, Kılıçdaroğlu'nun gittiği her yerde, köklerinin Akşehir'de olduğunu altını çize çize vurguladığını söyledi.

Erdoğan, şöyle dedi:

"Buna neden ihtiyaç duyduğunu anlamış değiliz. Neden göğsünü gere gere 'ben Dersimliyim' diyemediğini anlamakta zorlanıyoruz. Hakikaten Dersimli de onu Dersimli biliyor, Nazimiyeli biliyor. Niye bundan çekiniyorsun? Niye? Burada bir incelik var.

Bakınız Dersim katliamının altında ne yatıyor; on binlerce insan orada katledildi, Tuncelili katledildi. Hangi zihniyet katletti? CHP zihniyeti katletti.

Sayın Genel Başkanı diyor ki, 'ben o zaman doğmamıştım' diyor. Biz sana bu işin faili sensin demiyoruz ki. Biz mensubu olduğun zihniyetin soy ağacının bu ülkede neler yaptığını anlatıyoruz. Bunu anlatıyoruz, niye ürküyorsun? Niye korkuyorsun?

Lafa geldiği zaman Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ni 'biz kurduk' diyorsunuz ama önünüze de bu fatura gelince, 'ben bu faturayı ödemem, çünkü ben doğmamıştım' diyorsun. İşine geldiği zaman, 'bizim partimiz Atatürk'ün partisidir' diyorsun. İşine geldiği zaman başka yere çekiyorsun. İyiyken sahip olacaksın, kötü olduğu zaman da kaçacaksın. Yok öyle 25 kuruşa simit.

Hani eskiden mahallelerde oynardık ya, 'ortada kuyu var, yandan geç.' Aynen şimdi bunlar da böyle. Ortada kuyu var, yandan geç. Artık millet bunları yutmuyor. Kuyuların ağzını kapatıyoruz artık, kapatıyoruz, içini de dolduruyoruz. Çünkü, bizim inancımıza göre insanın soyu sopu, ırkı, rengi, kökeni üstünlük kaynağı değildir."

Kendilerinin, yaratılanı yaratandan dolayı seven bir anlayışa sahip olduklarını vurgulayan Erdoğan, yönetim anlayışlarına göre, hiç kimsenin soyundan, ırkından, kökeninden dolayı hor görülemeyeceğini, dışlanamayacağını, herkesin kökenini rahatlıkla ortaya koyabildiğini söyledi.

Erdoğan, "Kökenini inkar edenlerden, kimliğini saklayanlardan ise kimseye bir yarar gelmez" dedi.

Başörtüsü sorunu

AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, "(CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu) Çıkıyor şimdi meydanlarda ne diyor, 'Başörtü sorununu ben hallederim' diyor. Yahu siz bu milleti enayi mi zannediyorsunuz?" dedi.

Başbakan Erdoğan, partisince Çorum'da, Abide Meydanı'nda düzenlenen mitingde, CHP Genel başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'na Çorum'dan son derece samimi bir çağrıda bulunduğunu belirterek, "Gel, 12 Eylülde sen de bu Anayasa değişikliğine 'evet' de. Kendini daha özgür şekilde ifade edebilmek için bu anayasa değişikliğine 'evet' de. Çünkü daha özgür ifade edebilmen için bu değişikliğe ihtiyaç var, yoksa sıkıntın var. Fişlemeye son vermek için, insanları, soylarından, atalarından, fikirlerinden, memleketlerinden dolayı ayrımcılığa tabi tutan zihniyete 'dur' demek için gel sen de 'evet' de. 'Bu Alevidir', 'bu Sünnidir', 'bu namaz kılar', 'bunun annesi başörtülüdür', 'bu alkol kullanır' diyerek insanların hayatını karartan anlayışa son vermek için 'evet' de" diye konuştu.

"Anayasa değişikliğinin bir millet projesi, milletin anayasası" olduğunu ifade ederek, vatandaşlardan bu değişikliğe 'evet' demelerini istedi. Erdoğan, "Darbe anayasasını da ayaklarımızın altına alıyoruz" diye konuştu.

Bu oylamayla AK Parti'ye oy verilmeyeceğini, iktidar seçimi yapılmayacağını vurgulayan Erdoğan, şunları kaydetti:

"Bununla biz kendimizi oyluyoruz, geleceğimizi oyluyoruz. Çocuklarımızın, gençliğimizin geleceğini oyluyoruz. Kadınlarımızın pozitif ayrımcılığa tabi tutulması için oyluyoruz. Özürlülerimiz, şehitlerimizin dul yetimleri için... Onları anayasal teminat altına alıyoruz.

Utanmadan, sıkılmadan 'nerede, ne var' diyorlar. İnsaf edin, bunların hepsi var. Bunların detayları da yasalarla genelgelerle yapılır. Anayasa bunların detaylarına girmez, Anayasa başlıklarını verir, özü verir, kanunlarla bu genişletilir. Onun için de kanunlar anayasaya ters olmaz, anayasaya uygun olarak hazırlanır. Şimdi yapmamız gereken bu tarihi değişim paketini hayata geçirerek daha ileri demokrasi standartlarına milletimizi ulaştırmaktır."

"SSK'yı zarar ettiren bürokrat"

Başbakan Erdoğan, miting alanındaki bazı vatandaşların kendisine seslenmesi üzerine, "Anamdan sizlere selam var, o da 86 yaşında. Çok dua ediyor. Sizleri böyle gördüğü zaman bakıyorum, o da canlanıyor" dedi.

Daha sonra konuşmasına devam eden Erdoğan, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı döneminde üniversite öğrencilerine burs verdiklerini ancak CHP'nin başvurusuyla Anayasa Mahkemesinin bu uygulamayı iptal ettiğini ve bu nedenle o tarihten bu yana belediyelerin burs veremediğini anlattı. Başbakan Erdoğan, "O neler veriyor, neler. Onun zaten cebinde ne var bilemiyorum ben. Her yere neler dağıtıyor, neler. Onun dağıttıklarına zaten Türkiye Cumhuriyeti'nin bütçesi yetmez. Bunları zaten başarmış olsalar, 9 yıl SSK'da bulunan ve orada Genel Müdürlük yapan ve sürekli olarak SSK'yı zarar ettiren bir bürokrat... Bunları 2011'de konuşalım..." diye konuştu.

Anayasa değişikliğiyle Anayasa Mahkemesinin, Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulunun (HSYK) yapısını halkın değiştireceğini ifade eden Erdoğan, burada Meclisin ve Hükümetin inisiyatifinin olmadığını söyledi. Erdoğan, şunları kaydetti:

"Burada Çorum'un, İskilip'in hakimi, savcısı oy kullanacak. Onların oylarıyla HSYK'ya üye seçilecek. Şimdi bunlar çıkıp ne diyorlar televizyonlarda, 'İktidar kendi arka bahçesini oluşturuyor'. Ne alakası var? Yani bu Çorum'daki, İskilip'teki, Alaca'daki hakimler, savcılar... Bunlar benim partimin üyesi mi yahu? Yani bu yargı bizim atadıklarımız onlardan mı oluştu?"

"Bu reva mıydı yahu?"

Başbakan Erdoğan, CHP zihniyetine sahip olmadıklarını belirterek, CHP'nin "Biz CHP'liyi buralara atamayacaktık da MHP'nin faşistlerini mi atayacaktık" dediğini ama şimdi CHP'nin MHP ile yan yana, el ele, kol kola gittiğini söyledi.

Anayasa değişikliğiyle hukuk sisteminin evrensel normlara kavuşacağını ifade eden Erdoğan, "Bütün bunların yanında artık Türkiye'de adalet mekanizmasına güven noktasında yeni bir dönem başlayacak" dedi.

Üniversitelerdeki katsayı konusuna da değinen Erdoğan, şöyle konuştu:

"Bu da beni çok hüzne boğar, dertli kılar. Ah, ah... Yahu kızlarımız, yavrularımız,  eğitim özgürlüğünü kullanmak için başörtüsü sebebiyle üniversiteye gidemeyen kızlarımız. Bu reva mıydı yahu? Mecliste yasama organı MHP ile el ele verdik, 411 oyla Meclis'ten bunu geçirdik. O gün 'Kaosa kalkan 411 el' diye başlık attılar, sürmanşet... Bunun hangi gazeteler, hangi zihniyet olduğunu biliyorsunuz. Türkiye Cumhuriyetinin Parlamentosunda 411 el kalkıyor ve bunu oyluyor, sen bunu 'kaosa kalkan el' diye nitelendiriyorsun. Hani özgürlük, hani demokrasi, hani haklar, hani özgürlüklere saygı? Ne oldu? Hemen ardından CHP bu 411'i Anayasa Mahkemesine götürdü mü? Götürdü ve şu anda anamuhalefetin başında olan Sayın Kılıçdaroğlu, sizin de onun altında imzanız var mıydı? Herhalde o zaman doğmuştunuz değil mi, o zaman daha doğmamak gibi bir şey yoktu. Parlamentodaydınız, 'Parlamentoda değildim' de diyemezsiniz. Peki bunu neyle izah edeceksiniz? Çıkıyor şimdi meydanlarda ne diyor? 'Başörtü sorununu ben hallederim' diyor. Yahu siz bu milleti enayi mi zannediyorsunuz? Öyleyse 12 Eylülde sandıkları 'evet' ile patlatmaya hazır mısınız? Bunlara gereken dersi biz demokratik dille vereceğiz, milli iradeyle vereceğiz, 'egemenlik kayıtsız şartsız milletindir' diyorsak, onun yeri sandık, sandıkta vereceğiz ve bunu böyle başaracağız. Ben milletime inanıyorum, milletime güveniyorum, milletimi seviyorum."

"Tarih sizi affetmez"

AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, "Buradan odalara, borsalara sesleniyorum, bütün bu kurumlara sesleniyorum, sizi anayasal bir kurum haline getirme gayreti içerisinde olan bu anayasal değişikliğe eğer siz 'evet'lerinizle katılmazsanız, tarih sizi affetmez. Geçmişte 2000-2001'li yıllarda gazetelere boy boy ilanlar verdiniz, altına imzalarınızı koydunuz, anayasal değişiklik istediniz. O gün 'evet' derken bugün sessiz kalanlar bilesiniz ki yarın huzurumuza geldiğinizde biz de sessiz kalırız" dedi.

Bunun ideolojik bir yaklaşım olduğunu söyleyen Erdoğan, "Ülkemin menfaati gündeme geldiği zaman burada bitaraf olanlar, yarın bertaraf olurlar. Bunu böyle bilesiniz" diye konuştu.

Başbakan Erdoğan, partisince Çorum'da, düzenlenen mitingde halka seslendi. Erdoğan, işsizliğin yüzde 11'e düştüğünü, uluslararası krizin Türkiye'yi teğet geçtiğini söylediğinde dalga geçenlerin şimdi "teğet bile geçmediğini söylediklerini" belirtti.

Türkiye'nin her geçen gün daha da iyiye gittiğini, daha da iyi olacağını ifade eden Erdoğan, gecelik faizin yüzde 14 bine çıktığı günler olduğunu şimdi ise 7-8 puanlara düştüğünü anlattı. Kendilerinden önce iktidarda MHP, DSP ve ANAP'ın bulunduğunu, onların IMF'ye 30 milyar dolar borçlandıklarını, kendilerine 23.5 milyar dolar borç devredildiğini kaydeden Erdoğan, şimdi bu borcun 7 milyara indiğini ifade etti.

Devletin milli bankasındaki 26.5 milyar doların kendileri döneminde 75 milyar dolara yükseldiğini belirten Erdoğan, MHP'nin, DSP'nin ANAP'ın hükümetleri döneminde 21 bankanın iflas ettiğini hatırlatarak, "Şimdi dünyada bankalar, sigorta şirketleri iflas ederken Türkiye'de bir tane banka iflas etti mi? İş bilenin kılıç kuşananın. Mesele bu. Büyük ölçüde başarıyla atlattık. Geçen yıl 102 milyar dolar ihracatımız vardı bu yıl 110-115 milyar doları bulacağız" diye konuştu.

Anayasa değişikliğiyle sağlanacak kazanımları anlatan Erdoğan, memurların artık toplu iş sözleşmesi yapabileceğini, birden fazla sendikaya üye olunabileceğini, Ekonomik Sosyal Konsey'in artık anayasal bir kurum haline geleceğini ifade etti.

Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Buradan odalara, borsalara sesleniyorum, bütün bu kurumlara sesleniyorum. Sizi anayasal bir kurum haline getirme gayreti içerisinde olan bu anayasal değişikliğe eğer siz 'evet'lerinizle katılmazsanız, sizi tarih affetmez. Geçmişte 2000-2001'li yıllarda gazetelere boy boy ilanlar verdiniz, altına imzalarınızı koydunuz, anayasal değişiklik istediniz. O gün 'evet' derken bugün sessiz kalanlar bilesiniz ki yarın huzurumuza geldiğinizde biz de sessiz kalırız. Çünkü bunlar ideolojik bir yaklaşımdır, ben böyle bakarım. Ülkemin menfaati gündeme geldiği zaman burada bitaraf olanlar yarın bertaraf olurlar. Bunu böyle bilesiniz. Çünkü daha güçlü bir Türkiye için, daha itibarlı bir Türkiye için biz bunu koşturuyoruz."

Konuşmasında, AK Parti hükümeti döneminde Çorum'a yapılan hizmetlerle ilgili bilgi de veren Erdoğan, referandumda Çorum'dan "evet" konusunda rekor beklediğini belirterek, vatandaŞların "evet" oyu vermesini istedi.

Mitingten notlar

AK Parti Çorum mitinginin yapıldığı meydanda CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun resmi ve altı okun bulunduğu bir pankart dikkat çekti. Pankartta; Kemal Kılıçdaroğlu'nun fotoğrafından çıkan 6 ok ve okların ucundaki, "Beymen ceket 1 bin 235 TL, Etro gömlek 450 TL, Etro kemer 460 TL, Etro pantolon 460 TL, Prada ayakkabı 850 TL, 7 ev ve 1 havuzlu villa fakirlik edebiyatı paha biçilemez. Palavra kart" yazısının yer aldığı görüldü.

Alanda ayrıca, "Mustafa Pehlivanoğlu'na, Hüseyin Kurumahmutoğlu'na sahip çıkana biz de sahip çıkarız. Referanduma 'Evet' diyen ülkücüler" yazan bir afiş de yer aldı.

Başbakan Erdoğan, sıcaktan etkilenen vatandaşlara müdahale etmesi için sağlık görevlilerini konuşması sırasında sık sık alana devat etti. Sıcaktan etkilenen vatandaşlara hortumla su püskürtüldü.

Çorum'un Dodurga ilçesi Demokrat Partili (DP) Belediye Başkanı Bekir Kılıç, Belediye meclis üyeleri Ahmet Atmaca, Niyazi Öz, Mustafa Yanık, Mustafa Sarıkaya, Ahmet Karabaş, İsmail Gülbağ, İl Genel Meclis üyesi Mehmet Ali Erdoğan ile DP ilçe başkanı Ahmet Çatar, Ortaköy ilçesi DP'li Belediye Başkanı Ali Ergin Belediye Meclis üyeleri Ali Erdemirci, Mustafa Tüzün, Abdurrahman Özdemir, Ramazan Öncül ile Merkez Düvenci Beldesi bağımsız Belediye Başkanı Akif Aksoy, Belediye meclis üyeleri MHP'li Bekir Özkan, Hakkı Yurttaş, Osmancık ilçesi Başpınar Beldesi MHP'li Belediye Başkanı Cevdet Dağ, Belediye Meclis üyeleri Dursun Korkmaz, Hamdi Aydın, Necati Berindere, Adil Eker, Sadık Öreniş, Sungurlu Arifegazili Beldesi MHP'li Kadir Bayburtlu partilerinden istifa ederek AK Parti'ye geçti.

Platforma "evet" takılı şapkaları ile gelenlere Başbakan Erdoğan parti rozetlerini taktı ve hep birlikte vatandaşları selamladılar.