"Kotaların en kısa zamanda artırılması şart"
Babacan, Guvernörler Kurulu toplantısında yaptığı konuşmada, dünya ekonomisinin kritik bir dönemden geçtiğine dikkat çekti
İSTANBUL - Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, uluslararası finansal sistemin istikrarına olan güvenin sağlanabilmesi için IMF kotalarının en kısa zamanda en az iki katına çıkarılmasının şart olduğunu bildirdi.
Babacan, IMF-Dünya Bankası Yıllık Toplantıları çerçevesinde düzenlenen üst düzey katılımlı Guvernörler Kurulu toplantısında yaptığı konuşmada, dünya ekonomisinin kritik bir dönemden geçtiğini, bu durumunda toplantıların önemini artırdığını söyledi.
Kriz karşısında bugüne kadar bir çok adımın atıldığını dile getiren Babacan, köklü reformlar yapılması için güçlü ve ortak bir iradenin oluştuğunu belirtti.
Bu iradenin, süratle somut ilerlemelere dönüşmesi gerektiğini anlatan Babacan, "Eğer hareket etmekte gecikirsek, yakalanan bu ivmeyi kaybederiz ve krizin sebeplerini tekrar göz ardı etmeye başlarız" diye konuştu.
IMF-Dünya Bankası yıllık toplantıları kapsamında alınacak "İstanbul Kararları"nın, küresel ekonomik ve finansal mimariyi yeniden yapılandırma çalışmalarına önemli katkıları olacağını dile getiren Babacan, şunları şunları söyledi:
"Yaşadığımız krizin, dünyanın her bölgesini olumsuz etkilemiş olması, ülkeler arasındaki ekonomik ve mali entegrasyonun ne kadar ileri düzeye ulaştığını göstermektedir. Artık herhangi bir bölgenin veya ülkenin kendisini küresel krizlerin dışında tutması imkansız hale gelmiştir.
Küresel riskleri en aza indirecek strateji ve politikaların yakın işbirliği içinde belirlenmesinden ve koordineli bir biçimde uygulanmasından tüm ülkelerin kazanç sağlayacağı açıktır. 186 farklı ülke temsilcisinin bir araya geldiği bu toplantılar, bunun gerçekleştirilebileceği en uygun platformlardan biridir."
Küresel krizin, gelişmiş ülkelerin finans sektörlerindeki aşırı risk birikiminin sadece o ülkeler için değil, küresel sistemin istikrarı için de bir sorun teşkil ettiğini gösterdiğini vurgulayan Babacan, gelişmiş ülke finansal piyasalarından kaynaklanan sorunlar sonucunda gelişmekte olan ülkelerin de ciddi bir bedel ödemek zorunda kaldığını ifade etti.
"Her türlü çaba gösterilmeli"
Ali Babacan, şöyle devam etti:
"Bunun tekrarlanmaması için her türlü çabanın gösterilmesi ve her türlü önlemin alınması gerekmektedir. Kalkınma yolunda büyük zorluklarla elde edilen kazanımların, böyle kolayca kaybolmasına izin vermemeliyiz. Bu kapsamda sistemik öneme sahip olan ülkeler, bu sorumlulukların bilinciyle hareket etmeli ve ekonomilerindeki dengesizlikleri giderecek adımları zamanla atmalıdır.
Burada IMF'ye çok büyük sorumluluklar düşmektedir. Uluslararası finansal kuruluşlar, gelişmekte olan ülkelerin kalkınma sürecinin desteklenmesinde daha fazla rol almalıdırlar. Bugün hala dünya nüfusunun önemli bir bölümü yeterle düzeyde beslenememekte, eğitim ve sağlık gibi temel hizmetlerden uzak kalmaktadır. Bunları aşmak için daha fazla çabaya ihtiyaç olduğu da aşikardır."
Uluslararası finans kuruluşlarının, ülkelere süratle, yeterli miktarda ve esnek koşullarda finansman sağlamalarının önemli olduğunu anlatan Babacan, şunları kaydetti:
"Bu bağlamda daha esnek kredi enstrümanlarının oluşturulması, kredi koşullarının gözden geçirilmesi ve kaynak kapasitesinin artırılması konularında başta IMF ve Dünya Bankası olmak üzere uluslararası kuruluşların gösterdiği çabaları desteklemeliyiz."
Bakan Babacan, bu kuruluşların sadece finans yönden güçlendirilmelerinin yeterli olmadığını, özellikle gelişmekte olan ülkelerin ekonomilerinin finansal kuruluşlardaki konumunun bir an önce küresel ekonomideki ağırlıklarına paralel hale getirilmesi gerektiğini ifade etti.
Güçlü reform iradeleri
Bu kuruluşların temsil gücü ne kadar artarsa uygulamaların ve alınacak kararların dünya genelinde meşruiyeti kadar güçlü olacağını kaydeden Babacan, sözlerini şöyle tamamladı:
"IMF yönetim reformunun en önemli unsurlarının başında kota dağılımının daha adil hale getirilmesi yer almaktadır. Bu konuda uluslararası para ve finans komitesinin bildirgesinde yer alan IMF'de düşük temsil edilen dinamik ve yükselen piyasa ekonomilerinin, temsil adaletsizliğinin giderilmesi önerisinin süratle hayata geçirilmesine destek olmamız gerektiğine inanıyorum.
Uzunca bir süredir uluslararası alandaki reform iradesinin ilk kez bu kadar güçlü tanık oluyoruz. Gerçekten çok önemli bir fırsattır. Bu fırsatı çok iyi değerlendirmeli ve sadece ekonomik ve finansal mimariye ilişkin sorunlarımızın değil iklim değişikliği, yoksullukla mücadele ve küresel sorunların çözümünde de gereken kararlılığı ve fedakarlığı hep beraber göstermeliyiz. Dünya ekonomisinde de bundan sonra benzer sorunlarla karşılaşılmaması ve sürdürülebilir dengeli bir büyümenin yakalanması bizlerin bu konularda göstereceği tutuma bağlı olacaktır."