"Krizden ne ders aldık? Sorgulamalıyız"

Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Binali Yıldırım, krizle ilişkilendirilen birçok konu olduğunu belirterek, "Aslında bu konular bizim geleceğe yönelik üzerinde düşünmemiz gereken konular" dedi

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

İSTANBUL - Yıldırım, Deniz Ticaret Odası Kasım Ayı Olağan Meclis Toplantısı'nda yaptığı konuşmada, küresel ticaretin finansmanının çöktüğünü ama bunun etkilerinin gittikçe azaldığını söyledi. 

İnsanların ihtiyaçları devam ettiği için bu durumun sonsuza kadar gitmesinin beklenemez olduğunu aktaran Yıldırım, "O yüzden de, her halükarda denizcilik var olmaya devam edecek" dedi. 

Hazreti Nuh'tan beri denizciliğin insanlığın hayatında önemli bir yeri olduğunu bildiklerini vurgulayan Yıldırım, karamsar olmayı gerektirecek fazla mazaretin olmadığını, ama iyimser olmayı gerektirecek çok imkanın olduğunu dile getirdi. 

Yaşanan son krizin Türkiye'nin krizi olmadığına dikkati çeken Yıldırım, "Dünyada ekonomisi hala ayakta duran 5 ülkeden birisi Türkiye. Yani artı büyüme sağlayan 5 ülkeden birisi burası" ifadelerini kullandı. 

Taşımacılık sektörü krizden en az etkilenen ülkelerden birisinin Türkiye olduğunu kaydeden Yıldırım,  "Krizle ilişkilendirilen birçok konu var. Aslında bu konular bizim geleceğe yönelik üzerinde düşünmemiz gereken konular. Acaba bu krizden ne ders aldık? Aynı hataları tekrarlamamak için ne çalışma yaptık, bunu sorgulamamız lazım" şeklinde konuştu. 

İçinde bulundukları durumu en iyi şekilde okumak zorunda olduklarını anlatan Yıldırım, sözlerine şöyle devam etti: 

"Yanlışlarla mesaimizi harcarsak, geleceğe yönelik kurgularımızı yapamayız. Krizde 5. seneye geliyoruz. Ne var? Amerika'da halen kafa karışıklığı devam ediyor, bir politika ortaya konulmuş değil. Avrupa Almanya'nın sırtında daha ne kadar gidecek. İspanya'daki genç işsiz oranı yüzde 52. Yunanistan batmış ve yaprak kıpırdamıyor. Allah'a şükür hepsinden durumumuz iyi. Etrafımız ateş çemberi. Irak yok, Suriye yok, Mısır yok, İsrail yok, Körfez ülkeleri ile belirli bir mesafedeyiz. Avrupa ile ticaretimiz yüzde 50'lerden yüzde 32'lere gerilemiş ama bizim ekonomimiz büyümeye devam ediyor. Nasıl oluyor? Sınırlar dar geliyor, her yerde iş yapan insanımız var." 

"Denizcilik yerinde durmuyor, gelişmeye devam ediyor" 

Bakan Yıldırım, gönüllü ülke denetimi yaptıklarını, eskiden Türkiye'nin gemilerini limandan dışarı çıkaramadığını, bu nedenle emniyet, idari yapılanma ve denizcilik eğitiminde çok büyük adımlar atıldığını söyledi. 

 Denizciliğin yerinde durmadığını, gelişmeye devam ettiğini anlatan Yıldırım, durmadan liman yaptıklarını belirtti. 

Yıldırım, yapılacak işlerin gözden geçirilmesi gerektiğini belirterek, "Takılıp kalmayacağız hep ileri bakacağız. Dünyanın filosunu oluşturan 30 ülke içinde Türkiye 13'üncü sırada yer alıyor. Uzak Doğu'da krize rağmen siparişlerin çoğu Türkiye'nin" şeklinde konuştu. 

Desteklerin katkı sağlamadığını, ilerde verimsizliği beraberinde getirdiğini vurgulayan Yıldırım, devlet desteği almadan kendini kurtaran şehirler olduğunu, bugün Gaziantep'in devlet desteğine bağımlı yaşasaydı Gaziantep olamayacağını dile getirdi. 

8 tekne için ihaleye çıktıklarını, ama teklif verenin olmadığını vurgulayan Yıldırım, "Sektör nerede? Hani kriz vardı? Teklif vermeye tenezül etmiyorsunuz. Kimse bana 'kriz var' demesin" ifadelerini kullandı.   

Denizcilik sektöründeki rakamsal artışlardan bahseden Yıldırım, konuşmasını şöyle sürdürdü: 

"Yeter mi, yetmez. Akdeniz'deki deniz turizmi pastasından daha fazla pay almamız gerek. Kim önünüzde duruyor? Kruvaziyer turizme girseniz, Akdeniz'de mavi yolculuk yapsanız, önünüze çıkan mı var? Bizim vatandaşımız Afrika'nın en ücra köşesine gidip rızkını arıyor. Afrika'da 3 ülkeye uçuşumuz vardı, şimdi 35. Afrika ile ticaretimiz 'yüzde' demiyorum, 21 kat arttı. Bunu yapmasaydık Avrupa'daki, Suriye'deki, Irak'taki, Mısır'daki ve Libya'daki kayıpları nasıl karşılayacaktık? Bu tedbirleri aldık. Onun için siz yapacaksınız, biz de sizin nefesinizin tükendiği yerde yanınızda olacağız.  

Kruvaziyer işi devletin yapacağı iş mi? Her tür denizcilikle ilgili işin içinde biz olmayız. En son demiryolundan da çıktık, orasını serbestleştirdik, orası herkesin malı. Bakın havacılıkta tekel vardı. Havaalanlarının yarısı kapalı, yarısının yolcusu yoktu. Koca Türkiye'nin topu topu bütün uçuşları yurt içinde 8 milyondu. Şimdi 65 milyon. Avrupa'da havacılık yılda yüzde yarım büyüyor, Amerika'da yüzde 1 küçülüyor, Türkiye'de üst üste yüzde 15'in altına düşmedi." 

Bunların hepsinin arkasında serbestleşmenin bulunduğunu dile getiren Yıldırım, "Başka bakanlar gibi bende 'Şu THY elimin altında olsaydı, ben de kullanayım' deseydim geri gitmeye devam ederdik. İşin fiyakasında olsaydım geri gitmeye devam ederdik. Bu şirketin benimle, bu bakanlıkla bağlarını koparması lazım. Benim mevzuatımdan çıkması lazım. O günkü arkadaşlar, 'Bu bakan THY'yi batırmaya karar vermiş' deyip hüngür hüngür ağlıyorlardı. Batan THY değil, onların rahatı idi ve onlar yok artık. THY sadece bir taşıma şirketi değil, bizim bayrağımız" diye konuştu. 

"20'li yaşlardaki gençleri anlıyorum" 

Binali Yıldırım, Marmaray'a yapılan eleştirilere yönelik, "Bunlar akıl tutulması" dedi. 

Kimsenin bu tür eleştirilere itibar etmediğini belirten Yıldırım, "O zaman sosyal medyada yazılanları merak etmiştim. Bir tanesi çok güzel yazmış. Bizim insanımız çok üretken. Diyor ki, 'Marmaray açıldı halkımızın yüzde 80'i memnun, açıldıktan sonra arıza oldu, yüzde 20'si memnun. Sonuçta yüzde 100'ü memnun'. Verilecek en güzel cevap da bu herhalde. Kim atmışsa bu mesajı teşekkür ediyorum" ifadelerini kullandı. 

Denizciliğe yönelik eğitim kurumlarından bahseden Yıldırım, insan kaynağı ve kapasitesi yönünden sektörün bir sorunu olmadığını söyledi. 

20'li yaşlardaki gençleri anladığını aktaran Yıldırım, bu gençlerin akılları erdiğinde kendilerini gördüğünü ve görmeye devam ettiğini, bu sebeple eski dönemlerle mukayese edemediklerini dile getirdi. 

Bu gençlerin ne söylerse haklı olabileceklerini vurgulayan Yıldırım, ancak daha büyüklerin, kötü günleri gören kendilerinin, daha aklı selim olması gerektiğinin altını çizdi.   

"Balıkçılık sektörünün kurumsal olarak ele alınması gerek" 

Konuşmasından sonra Meclis üyelerinin sorularını yanıtlayan Yıldırım, yıpranma payının bir çok meslek grubunda kaldırıldığını, ama gündeme geldiği zaman denizcileri öne sürdüklerini söyledi. 

Balıkçılık sektörünün kurumsal olarak ele alınması ve uzun vadeli planla geleceğinin belirlenmesine ihtiyaç olduğunu belirten Yıldırım, "Bizim şimdi Moritanya'ya, Batı Afrika sahillerine giden teknelerimiz var. Somali balık kaynıyor" dedi. 

Türk balıkçılığının artık Türkiye sularının dışına çıkması gerektiğini kaydeden Yıldırım, bu konuda çalışmaların altyapısını oluşturmaları gerektiğini dile getirdi.