"Kurumlarımızı Sayıştay denetçilerine açtık"

Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Nihat Ergün, Sayıştay denetimi tartışmalarına ilişkin "Bir kamu zararı olup olmadığı netleşmemiş. Sanki Bakanlık bilgi, belge saklamış gibi algılanıyor" dedi.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

TBMM - Nihat Ergün, Bakanlığının 2014 yılı bütçesinin görüşüldüğü TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda soruları yanıtladı. 

Milletvekillerinin sorularının ardından Sayıştay temsilcisinin "TÜBİTAK ve KOSGEB'in bazı mali tablolarında hukuka uygun unsurların bulunduğunu" belirtmesi üzerine tartışmalar yaşandı. Bakan Ergün de Sayıştay raporlarıyla ilgili karışıklığın bir an evvel giderilmesi ve bir sonraki bütçe döneminde bunların yaşanmaması yönünde temennisini dile getirdi.  

Ergün, "Kesinleşmemiş bazı ön çalışmalar, kesinleşmiş gibi biraz yansıyınca milletvekili arkadaşlar da ona göre tutum alıyor. Bazı şeyler hünez kesinleşmemiş. Bir kamu zararı olup olmadığı netleşmemiş. Sanki Bakanlık bilgi, belge saklamış gibi algılanıyor. Biz de bu itham altında kalıyoruz. Bizim tüm kurumlarımızı, taşra teşkilatımızı, bağlı ilgili kuruluşlarımızı, harcamalarımızı Sayıştay denetçilerine açtık. Uygun çalışma ortamlarını sağladık. Birtakım eleştirileri de o çerçevede yazmışlar" diye konuştu. 

Bakanlığına yönelik Sayıştay raporlarındaki tespitlere bakıldığında iyi bir inceleme sonucunda ortaya çıkarıldığının açık olduğunu anlatan Ergün, öneri ve eleştirilerden istifade edeceklerini de vurguladı. Sayıştay'ın Bakanlık gelirlerini görmek istediğini belirten Ergün, Bakanlığının gelir elde etmediğini, Sayıştay'ın beklentileri ile Bakanlığın işleyişinin birbiriyle örtüştürülmesi gerektiğine işaret etti.  

Ergün, "Bugün saklarsınız yarın ortaya çıkar. Yarın çok daha büyük bir sıkıntı yaşarsınız. Kimsenin bilgi saklamasına ihtiyaç olan bir tablonun içinde değiliz" ifadesini kullandı. 

"Sanayi Bakanlığı'nda çalışan bir mühendis değilim" 

Bakan Ergün, Bursa'da kurulacak Otomotiv Test Merkezi'nin ihalesinin kısa zamanda yapılacağını, bu yönde hazırlıkların sürdürüldüğünü bildirdi. 

Ergün, Bakanlığının bütçe sunuşuna ilişkin eleştirilere yönelik "Bütçenin bir vizyonu, siyasi yaklaşımı da var. Ben onun temsilcisiyim burada ağırlıklı olarak. Ben Sanayi Bakanlığında çalışan bir mühendis değilim. Ben burada bütçenin genel yaklaşımlarını takdim ediyorum" diye konuştu. 

Bakanlığının raporlarında çok objektif tespitler yapıldığını vurgulayan Ergün, "Türkiye'yi ileri götürmek için başımızı kuma gömecek halimiz yok. Sanayimizde sorunlarımız varsa bunları görmezden gelerek bir politika oluşturabilir miyiz? Görmezden gelmediğimizi belgelerimizde çok net olarak ortaya koyuyoruz. Kamu belgesidir bunlar" değerlendirmesinde bulundu.  

Ergün, Toplam Faktör Verimliliği'nin, Türkiye'nin bir bütün halinde mesafe almakta zorlandığı bir konu olduğunu belirterek, bu konuda verimlilikle alakalı bir strateji belgesi ve eylem planı hazırladıklarını ve görüşe gönderdiklerini, bazı bilgilerin basına yansıdığını anlattı. Türkiye'nin verimlilik odaklı çalışma konusunda arzu ettikleri noktada olmadığına işaret eden Ergün, bu konudaki çalışmanın birkaç ay içerisinde tamamlanacağını kaydetti. 

[PAGE]

Teknoparklara ilişkin bir soru üzerine Ergün, tüm üniversiteleri bu konuda desteklediklerini söyledi. Bu desteğin sadece moral, motivasyon anlamında olmadığına dikkati çeken Ergün, "Bu çalışmaya başladıklarında altyapı ve kuluçka merkezi binaları, araştırma merkezi binalarının yapımını da hibe olarak destekliyoruz" diye konuştu.  

Ergün, üstün zekalı çocukların eğitimine ilişkin yapılan eleştiriler ve bu alandaki çalışmaların sorulması üzerine de şunları kaydetti:  

"Bu konular ağırlıklı olarak Milli Eğitim Bakanlığı'nın konuları ama biz TÜBİTAK'ta da bir çalışma yaptırdık, Milli Eğitim Bakanlığı ile de  görüşmelerimiz oldu, inşallah onu sonuçlandıracağız. Üstün zekalı çocuklar için TÜBİTAK bünyesinde 3 tane okul kurmak istiyoruz, İstanbul, Ankara, İzmir gibi öncelikli merkezlerde. Bunların 100 öğrenci kapasiteli okullar olmasını ve bilim merkezleriyle iç içe olmasını arzuluyoruz. Bu şekilde bir kurgu var. Bunun bütçesi, planlaması gibi çalışmaları arkadaşlar sürdürüyorlar. Bunu başarmamız lazım. Çok sayıda öğrenci değil bunlar zaten, çok kısıtlı sayıda. Hatta bunların sınavları nasıl yapılacak, ortaokula, liseye geçişi nasıl sağlanacak gibi mekanizmaları da arkadaşlarımız kurgulamış durumdalar. Bunlar çerçevesinde böyle bir çalışmayı tamamlamış olacağız."  

Bazı milletvekillerinin, "Bunu 6 ay içinde yapalım" sözlerine Ergün, "6 ay demeyelim, 1 yıl diyelim" karşılığını verdi.  

Organize Sanayi Bölgeleri'ndeki leasing uygulaması konusuyla ilgili çalışmaları da tamamladıklarını aktaran Ergün, ilk uygun bir yasa içinde bunun Meclise getirileceğini bildirdi. Bu konunun yönetmelikle çözülemeyeceğini dile getiren Ergün, kanun çalışmasının tamamlandığını ifade etti.  

"Kamu alımlarında yerli kullanım zorunluluğunu getireceğiz"  

Kalkınma planlarında, kamu alımlarında yerli üretimin ve teknolojilerin kullanılmasının koordinasyonu görevinin kendi bakanlığında olduğunu dile getiren Ergün, bu konuyla ilgili çalışmaları ve takipleri sürdürdüklerini vurguladı. Ergün, şöyle konuştu: 

"Ancak Kamu İhale Kanunu'nda yapılması gereken bazı değişiklikler var. Onları da hazırladık. Yasama döneminden önceki torba kanunda vardı bu değişiklikler. Maalesef o kanun çok uzadığı için bir takım değişiklikler çıkarıldı onun içinden. Yeni bir yasal düzenlemenin içinde kamu alımlarında yerli kullanımların belli oranda zorunluluğunu getiren düzenlemeyi de getirmiş olacağız. Özellikle Ar-Ge'si Türkiye'de desteklenmiş olan üretimlerin...  

Şimdi kamu diyor ki, biz Ar-Ge desteği vermişiz, firma üretim yapmış. Bunu yurt dışına satmış ama yurt içinde kurum, Kamu İhale Kanunu'na göre iş bitirme belgesi istiyor. Çocuk, 'Yahu biz bunu yeni bulduk, icat ettik' diyor. Biz bunu kendi ülkemizde satamayacaksak, kime satacağız? Bu tür blokajların var olduğunu biliyoruz. Takiple biraz çözebiliyoruz ama takip yetmiyor. Yasal altyapı da oluşturmak gerekiyor."  

"Yurt dışındaki insanlarımızdan çok daha fazla istifade edeceğiz"  

"Beyin göçü" ile ilgili bir soru üzerine de Ergün, Türkiye'nin yurt dışında çok sayıda araştırmacısı, akademisyeni olduğunu söyledi.  

Bunun ilk etapta bir sorun olarak algılandığını ancak gelişen iletişim kanalları sayesinde bu kişilerin hepsiyle temas kurduklarını anlatan Ergün, sözlerini şöyle tamamladı:  

"Şimdi biz bu bilim adamlarımızın hepsiyle temas halindeyiz. Mutlaka ülkeye gelmeleri gerekmiyor bunların. Gelmeleriyle ilgili de hem YÖK hem üniversiteler hem de TÜBİTAK bünyesinde, onlara yeni çalışma alanları açtık ama onlarla yılda iki kez, iki çalıştay yapıyoruz. Bunu iki senedir başlattık. İlk yaptığımız çalıştayda bu beyin gücünden nasıl yararlanalım diye önerileri aldık ve o öneriler çerçevesinde ikinci toplantıda belirli konular belirledik. İstanbul'da çalıştaylar yaptık. Hem üniversiteler bünyesindeki hem de TÜBİTAK bünyesindeki projelerde bu insanlarımızın yer almasını sağladık. Şu anda bazı üniversitelerde, TÜBİTAK'taki bazı projelerde yurt dışındaki bir çok akademisyenimiz yer alabilmektedir. Mekanizmalardan birisi bu mesela. Ancak belki bunların belirli zamanlarını Türkiye'de geçirebilecekleri, belki hukuki altyapıya da ihtiyaç var. Milli Eğitim Bakanlığı'yla, YÖK'le birlikte yaptığımız bazı çalışmalar da var. O altyapılar oluştuğu zaman, yurt dışındaki insanlarımızdan çok daha fazla istifade etme imkanına sahip olacağız."  

Komisyonda, Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı ile ilgili ve bağlı  kuruluşların 2014 yılı bütçeleri kabul edildi.