"Osman Kaçmaz ile ilgili işlem yeni değil"
Bakan Ergin, Sincan 1. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı Osman Kaçmaz ile ilgili işlemin 2008 yılında başladığını söyledi
TBMM - Adalet Bakanı Sadullah Ergin, Sincan 1. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı Osman Kaçmaz ile ilgili işlemin yeni bir durum olmadığını, 2008 yılında başlayan soruşturmanın söz konusu olduğunu belirterek, "Teftiş Kurulu ve Ceza İşleri Genel Müdürlüğümüz kendi işlemlerini bitirip ilgili başsavcılığa göndermiş" dedi.
Ergin, bir gazetecinin, "Osman Kaçmaz'a ilişkin bir karar var, meslekten ihracına ilişkin. Onun değerlendirmesini yapar mısınız?" sorusuna, "Yeni bir durum değil. 2008'de başlamış bir soruşturma. Bizim Teftiş Kurulu ve Ceza İşleri Genel Müdürlüğümüz kendi işlemlerini bitirip ilgili başsavcılığa göndermiş. Bundan sonra süreç bağımsız yargıda işleyecek. Hep beraber takip edeceğiz" yanıtını verdi.
Kılıçdaroğlu: Türkiye adım adım örtülü faşizme doğru gidiyor
Mecliste gazetecilerin konuyla ilgili sorularını yanıtlayan CHP Grup Başkanvekili Kemal Kılıçdaroğlu, kararı duyduğunda, önce kulaklarına inanamadığını belirterek, Adalet Bakanlığının bir yargıç hakkında böylesine karar almasının, "21. yüzyıl Türkiyesine yakışmadığını" söyledi. "Türkiye adım adım örtülü faşizme doğru gidiyor" diyen Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti.
"Siz bir yargıcın kararını beğenmediniz, kendi vicdanıyla aldığı kararların arkasında durdu, Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı'nda (TİB) neler oluyor, genel şikayetleri değerlendirdi diye onu görevden alma girişiminde bulunuyorsanız, bu doğru bir uygulama değildir. Kuvvetler ayrılığı ilkesine terstir. Yargıcı, ancak yargıçlar görevden alabilir. Elbette Adalet Bakanlığı elinde gerçekten deliller varsa, bu yargıç açısından yük kızartıcı suç işlenmişse, onun gereği yapılabilir. Ama ortada siyasi iktidarın hoşuna gitmeyen kararlar alındı diye yargıca baskı kurmak, yargıcın düşüncelerini baskılamak, onun sağlıklı karar almasını engellemek doğru bir uygulama değildir. Bakın Ergenekon uygulamasında bir yargıç davadan çekildi ve 'üzerimde kurumsal baskı olduğu için davadan çekiliyorum' dedi. Bu yargıç çıkıp şunu da anlatabilmeli, bu kurumsal baskıyı kimler kuruyor? AKP Hükümeti kuruyorsa, bu Ergenekon davasını doğrudan yönlendirdiğinin bir başka kanıtıdır. Sincan yargıcına yapılan da bunun bir benzeridir. Bugüne kadar verdiği kararlar nedeniyle toplum vicdanı rahatsız olmamış, kimse itiraz etmemiş. Gereği neyse yapılmış. Bu paniğin arkasında yatan nedir? AKP neden bu paniğe kapıldı, birden bire yargıçların üzerine bu kadar acımasızca gidebiliyor. Bunun sorgulanması lazım. Biz bu olayın peşini bırakmayacağız."
Mehmet Şimşek'in ablasının yeşil kart sahibi olması
Kılıçdaroğlu, Maliye Bakanı Mehmet Şimşek'in ablasının yeşil kart sahibi olmasıyla ilgili eleştirilerinin sorulması üzerine, "2005'te Bakan'ın kardeşi yeşil kart almış. Bunu yakıştıramadım. Ablası yoksul olabilir. Ama bu yoksulluğu gidermek, Maliye Bakanı'nın kendi elinde olmalıydı, kendisi destek vermeliydi ve yeşil kart kullanmasının önüne geçmeliydi. O yeşil kartı Maliye Bakanının ablası değil de bir başka kimsesiz yurttaşımız kullanabilirdi" karşılığını verdi.
Maliye Bakanı Şimşek için "İngiliz Mehmet" benzetmesi kullandığını söyleyen bir gazeteciye Kılıçdaroğlu, "Kendisi İngiliz vatandaşı... O açıdan 'İngiliz Mehmet' olarak tanımladım" dedi.