"Özür yoksa, normalleşme de yok"

Başbakan Erdoğan İsrail'le olan ilişkilerin normalleşmesi için İsrail'in özür dilemesi ve tazminat ödemesi gerektiğini söyledi.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME
ANKARA - Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, "Mavi Marmara" baskını konusunda "özür" ve "tazminat" taleplerine ilişkin İsrail adımlar atmadığı sürece kimsenin normalleşme beklememesi gerektiğini belirterek, "Burada asıl önemli olan bir özür dilenmesidir. Burada bireylerden, devletten böyle bir ayrım söz konusu değildir. Tabii ki, Türkiye Cumhuriyeti'nden burada özür dilenmesi söz konusudur" dedi.
Başbakan Erdoğan, bir gazetecinin, "İsrail ile ilişkilerde gelişmeler var. İsrail'de bir gazetenin iddiası vardı, İsrail özür dilemeyi kabul etti ve Türkiye büyükelçiyi geri gönderecek, diye... Durum nedir? İsrail'in özrünün devletten devlete olmayacağı da belirtiliyor. Bu yeterli olur mu" sorusuna şu yanıtı verdi:
"Doğrusu ben sizin sahip olduğunuz detaylara sahip değilim. Bizim sadece ortaya koyduğumuz şudur: Uluslararası karasularda Türk bayraklı bir gemi içinde olmak kaydıyla 3 tane Gazze'ye yardım götüren, insani amaçlı bir konvoya saldırı düzenlenmiştir. Bu saldırı, denizden olmuştur, bu saldırı havadan olmuştur. Bütün bunlarda belli mesafeler aşılmış ki, önemli adımlardan bir tanesi ambargoların yumuşatılması olmuştur. Ama ambargo henüz kalkmamıştır. Ambargoların da kalkması, bunun da tabii önünün açılması lazım. Fakat burada asıl önemli olan bir özür dilenmesidir. Burada bireylerden, devletten filan böyle bir ayrım söz konusu değildir. Tabii ki Türkiye Cumhuriyeti'nden burada özür dilenmesi söz konusudur. Çünkü bunların hepsi bizim vatandaşımızdır. Bir tanesini biliyorsunuz ABD vatandaşı ama bizim soydaşımız olan bir evladımızdır. Bir diğeri de tazminat konusudur. Ve bu konularla ilgili adımlar atılmadığı sürece kimse bizden normalleşmeyi beklemesin. Başından itibaren söylediğimiz budur.
Diğer konuya gelince, diğer konuyla ilgili olarak da şu anda tabii görüşmeler yapılıyor ama bu görüşmeler henüz teknik boyuttadır. Teknik boyutu aşılmış değildir. Tamamen aşılırsa zaten bunlar sizlere de açıklanacaktır."
Pakistan heyeti ile görüşmeler
Erdoğan, yaptığı açıklamada, "gerek heyetler arası gerekse ikili görüşmelerimiz çok çok olumlu geçti" dedi.
Konuk Başbakan ile ikili görüşmeleri yaparken, iki ülke bakanlarının da muhataplarıyla ikili görüşmeler yaptıklarını bildiren Erdoğan, şöyle konuştu:
"Sayın Gilani, ülkesinin kritik bir dönemecinde demokratik Pakistan hükümetinin liderliğini üstlenmiş bir siyaset adamı. Kendisi aynı zamanda bir kültür insanı olup, İstiklal Savaşımıza destek vermiş bir aileden gelmektedir. Sayın Gilani'yi Türkiye'de ağırlamak, ikinci evinde ağırlamak bizler için ayrı bir onur olmuştur.
Pakistan ile Türkiye arasındaki ilişkilerin tarihine girecek değilim. Türkiye ve Pakistan ilişkilerinin ne denli anlamlı, ne denli güçlü bağlarla birbirine bağlı olduğu bellidir. Pakistan'da meydana gelen son sel felaketi de bu dostluğun aslında somut bir örneği olarak halkımızın duyarlılığını ortaya koyması bakımından ilişkilerimizde çok çok ayrı bir yer teşkil etmiştir.
Felaketin ardından gerek halkımız gerek hükümetimiz imkanlarını seferber ederek hiç vakit kaybetmeden bu konuyla ilgilenmeye ve seferberliğini ilan ederek gerek hükümetimiz gerek Kızılayımız gerek sivil toplum örgütlerimiz olarak Pakistan'da ortaya koymuştur."
Örnek ilişkiler
Kızılay'ın, sivil toplum örgütlerinin ve ilgili bakanlıkların hala bu seferberliğini sürdürdüğünü belirten Başbakan Erdoğan, bu sürecin anlık olmadığını, bundan sonra da aylar alacak bir süreç olduğuna dikkati çekti.
Bu konularla ilgili birinci dereceden sorumluların Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek'in ve Pakistan'ın ekonomiden sorumlu bakanı olduğunu belirten Erdoğan, iki bakanın karşılıklı olarak konuyu takip edeceklerini ifade etti.
Türkiye ve Türk milletinin, kardeş Pakistan halkının yaralarının sarılması noktasında bu süreci kararlı şekilde yürütürken, TOKİ Ve TİKA gibi kuruluşların da seferber olduğunu vurgulayan Başbakan Erdoğan, şunları söyledi:
"Pakistan ile örnek ilişkilerimizin ve işbirliğimizin iki halkın ve bölgemizin istikrarına katkı sağlayacak şekilde geniş imkanlar mevcuttur.
Pakistan ile aramızdaki ilişkilerin tabii ki askeri alanda, savunma sanayinde, siyasi alanda, ekonomik, ticari,kültürel, turizm alanlarında birçok düzlemde kendini ortaya koyduğunu görüyoruz. Bu yıl itibarıyla özellikle ekonomik alanda 1 milyar doları yakalayabileceğimizi tahmin ediyoruz. İnşallah 2012 sonu itibarıyla hedefimiz 2 milyar dolardı. Bu kararlı gidişimizle bu rakamı yakalayacağımıza inanıyorum."
18 Anlaşma ve mutabakat zaptı imzalandı
2009 yılında Pakistan'ı resmi ziyaretinde imzalanan "Ortak Siyasi Bildiri" çerçevesinde oluşturulan Türkiye-Pakistan Yüksek Düzeyli İşbirliği Konseyi'nin ilk toplantısının bugün yapıldığını belirten Erdoğan, şöyle devam etti:
"İlişkilerimizde, atamızdan devraldığımız dostluk ve kardeşlik mirasını yepyeni dinamik, içerik ve düzeye ulaştıracağımız yeni bir döneme girdik. Toplamda 18 imzayı anlaşma ve mutabakat olmak üzere atmış bulunuyoruz. 
Bakanların birbiriyle yaptıkları görüşmelerle şimdi uygulama alanında atacağımız adımlar var. Bu süreci bakanlarımız yakından takip edecekler ve Dışişleri Bakanlığımızın sekreteryasında bu süreç devam edecektir. 
Türkiye, Pakistan'ın terörizm ve aşırıcılıkla mücadelesini ve demokratikleşme sürecini güçlü bir şekilde desteklemektedir. Sel felaketinin, bu mücadeleyi ve Pakistan'ın demokratikleşme mücadelesini sekteye uğratmaması hem Pakistan hem bölge açısından kritik bir önem arz etmektedir. 
Kardeş Pakistan halkının esenlik ve huzurunu kendi huzurumuzdan ayrı tutmuyoruz. Bu nedenle de terörle mücadelede Pakistan'a elimizden gelen desteği vermeye hazırız. 
Bizler, Türkiye'nin Pakistan'a olan inancının, güveninin tam olduğunu kendilerine ifade ettik. Bir şeyi çok açık ve net ifade edeceğim; aramızdaki bu dayanışmanın her alanda farklı bir şekilde sürmesi ve çok daha süratle mesafe almamız noktasında, şu anda bu felaketle ilgili konuda imkanlarımız hazır, kadrolarımız hazır ve bu mutabakat çerçevesinde de oradaki yatırımlarımızı orada hayata geçireceğiz, kendimize belirlediğimiz bir hedef var. Yer belirlendikten sonra 6 ay içinde başta hastaneler, okullar olmak üzere yol, su gibi altyapıları yapmak suretiyle konutlara da gireceğiz ve orada Muzafferabad'da ortaya koyduğumuz eserler gibi burada da eserleri ortaya koymak istiyoruz."
Ortak projeler
Pakistanlı bir gazetecinin, Pakistan ile gerçekleştirilecek ortak projelerin ne zaman olacağı ve kaynağın nasıl sağlanacağı yönündeki sorusu üzerine Başbakan Erdoğan, "Her proje tüketen proje olmaz. Projeler vardır, aynı zamanda üretkendir. Bizim bu anlaşmaların içerisinde üreten de var, yatırıma yönelik olarak; tüketen de var. Tüketen gibi olanlar da ileride üretken projeler haline dönüşecektir. Aslında bunların en üretken yanı Türkiye ve Pakistan arasındaki dayanışmanın çok daha güçlenmesine yönelik anlaşmalar olmasıdır" diye konuştu.
Erdoğan, bir başka Pakistanlı gazetecinin, savunma alanında ortak işbirliği yapılacağı konusunda duyumlarının olduğunu belirterek, bu konudaki ayrıntıları sorması üzerine de şu bilgileri verdi:
"Türkiye olarak savunma sanayinde birçok alanda gelişmiş, gelişmekte olan kabiliyetlerimiz var. Bunlar zırhlı taşıyıcılardan tutunuz, özellikle denizdeki hücumbotların yapımına varıncaya kadar, şimdi önümüzde çok daha farklı projeler var. Bunlar da 2013'den itibaren üretime girecek olan ATAK helikopterleri süreci var. Bütün bunlarla Türkiye, savunma sanayinde farklı bir yere doğru geliyor.
Savunma sanayinde Türkiye'nin çok ciddi kabiliyetleri var. Zırhlı taşıyıcılarda, özellikle Türkiye ciddi mesafeler aldı. Bunlar, gerek zırhlı insan taşıyıcıları, bunun yanında, diğer insansız hava araçlarında, hücumbotlarda, denizde, birçok alanlarda ürünleri olan, gemi inşaat sanayindeki gücümüz sebebiyle güçlü ülke konumundayız. Fakat 2013'den itibaren de ATAK helikopterlerini artık seri olarak üretmeye başlayacağız. Böyle bir döneme doğru gidiyoruz. Bu konuda siparişler alma noktasında ülkelerle belli bir dayanışmanın içerisine, ticari ilişkiler kurmanın içerisine gireceğiz. Olayın aslı budur."
Üzerinde durulan konular 
Pakistan'daki altyapıların gerçekleştirilmesine ilişkin soru üzerine de Başbakan Erdoğan, "Bizim aslında üzerinde ısrarla durduğumuz konu, altyapı-üstyapı noktasında, bu felaketten sonra gezdiğimiz dolaştığımız yerlerin durumunu gördük. Gördük ki, buralarda altyapı ciddi manada tahrip olmuş. Bu altyapıya yardımcı olmamız lazım. Bunun yanında oraların su ihtiyacı vardı. Bunların giderilmesine yardımcı olmamız lazım. Çünkü en önemli iki konu, yol ve sudur" dedi.
Bunun yanında enerjinin de önem arz ettiğini vurgulayan Erdoğan, "Hastaneler, okullar, bunlar önem arz ediyor. Bütün bunların yanında, ardından şüphesiz ki bir de konaklama imkanları... Burada da biz Türkiye olarak kendi içimizde çok ciddi konut sıkıntımız olmamasına rağmen, hükümet olarak sosyal konut noktasında 8 yıl içerisinde 440 bin konut yaptık. Ama telaşımız olsa, çok daha fazla yapmamız gerekse çok daha fazlasını yapacak güçteydik. Bu konuda önümüzde engel yok. Böyle bir deneyimimiz, tecrübemiz var" diye konuştu.
İnşaat sektöründe Türkiye'nin, Çin'den sonra dünyada ikinci sırada bulunduğunu anımsatan Başbakan Erdoğan, şöyle devam etti:
"Bu bize çok çok farklı bir konum sunuyor. 2005 Muzafferabad'daki felakette de Türkiye olarak orada önemli bir misyon üstlendik. Çok gayretli çalışmalar oldu. İki kez gidip gelme imkanım oldu. Felaket olduğunda da gittim, yapıldıktan sonra da gittim. Burada durum çok daha farklı. Burada da çalışmalarımızı değerli kardeşimle, tüm Pakistanlı kurum ve kuruluşlarla birlikte, elbirliğiyle yapalım. Bir an önce biz de bir kenarından işin tutmuş olalım ama sağlam tutalım diyoruz. Şu anda orada ekiplerimiz var. Bu ekiplerimizi çoğaltarak çalışmalarımızı devam ettireceğiz."
Wikileaks
Başbakan Erdoğan, bir gazetecinin WikiLeaks belgelerinin ardından AK Parti tarafından bir komisyon kurulduğunun hatırlatarak, komisyon çalışmalarının hangi aşamada olduğunu ve internet sitesinin kurucusu Julian Assange'ın gözaltına alınmasına ilişkin değerlendirmesini sorması üzerine, konunun, İngiltere yargısını ilgilendirdiğini, İngiliz yargısının verdiği bir karar hakkında yorum yapmasının doğru olmayacağını belirtti. 
"Biz sadece olanları izleriz. İngiliz yargısının verdiği bir karar hakkında benim yorum yapmam olmaz, bana düşmez" diyen Erdoğan, WikiLeaks belgeleriyle ilgili AK Parti içerisinde oluşturulan komisyonun, Dışişleri Bakanlığı, Adalet Bakanlığı ve Başbakanlık'ın süreci takip ettiğini ifade etti.
Erdoğan, sürecin başında "eteklerindeki taşlar dökülsün, buna göre bir değerlendirme yaparız" dediğini anımsatarak, "Şimdi bu taşlar dökülmeye devam ediyor. Burada herhangi bir adımın atılması gibi bir şey söz konusu değil. Bu süreçte birinci derecede adım atması gereken ülke Amerika Birleşik Devletleri'dir, çünkü bu Amerika Birleşik Devletleri diplomasisini ciddi manada sıkıntıya sokmuştur. Tabii ki, bize herhangi bir sıkıntı getirecek olursa biz de ona göre önlemlerimizi daha da farklı bir şekilde alırız" diye konuştu.
Pakistan Başbakanı Gilani
Pakistan Başbakanı Yusuf Rıza Gilani, Türkiye ile Pakistan arasında oluşturulan Yüksek Düzeyli İşbirliği Konseyi'nin Türkiye-Pakistan dostluğuna yeni bir boyut kazandıracağını kaydetti.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve Pakistan Başbakanı Yusuf Rıza Gilani'nin baş başa ve heyetler arası görüşmelerinin ardından düzenlenen ortak basın toplantısında konuşan Gilani, Türkiye ile dost ve kardeşçe ilişkilere son derece önem atfettiklerini kaydetti. 
Bu ilişkilerin ortak tarih, kültür ve inanç çerçevesinde bir bütünlük arz ettiğini dile getiren Gilani, "Bugün Yüksek Düzeyli İşbirliği Konseyi'nin ilk toplantısını başarılı bir şekilde gerçekleştirmiş olmaktan büyük mutluluk duyuyoruz. Bu konseyler sayesinde zaten mükemmel durumdaki işbirliğimizi çok daha iyi zirvelere taşıyacağız. Aynı zamanda, ekonomi, ticaret, yatırım, tarım, sanayi, savunma ve halklar arasındaki temaslar açısından da ilişkilerimizi iyileştireceğiz. Bu noktada özellikle ticari ve ekonomik ilişkilerimizi çok kapsamlı şekilde geliştirmeyi hedefliyoruz" dedi.
Stratejik ekonomik ortaklığın çok büyük bir sinerji yaratacağını belirten Gilani, aynı zamanda eğitim, kültür, turizm ve parlamentolar arasındaki ilişkilere önem vereceklerini ve bölgesel ve küresel konularda da işbirliğine devam edeceklerini ifade etti.
Gilani, şunları söyledi:
"Pakistan halkı, Türk halkının Pakistan'da afetzedelere gönderdiği yardımlardan dolayı minnettardır. Başbakan Erdoğan ve eşinin son dönem içinde Pakistan'a göstermiş oldukları dayanışmayı da son derece takdir ediyoruz. Yüksek Düzeyli İşbirliği Konseyimiz de eminim ki Pakistan Türkiye dostluğuna yeni bir boyut kazandıracaktır ve yeni zirvelere taşıyacaktır. Görüşmede, Sayın Erdoğan'la birlikte ülkemizdeki sel felaketinden bahsetme fırsatımız oldu ve her ikimiz de Türkiye'den ekiplerin özellikle sağlık ve eğitim alanında Pakistan'a hemen gitmesi konusunda hemfikir olduk. Bu konuda çalışacak yetkili kişileri belirledik. Türkiye tarafından Sayın Başbakan bu görevi üstlenirken, Pakistan tarafından da ekonomi bakanlığı bu görevi üstlenerek hükümetler arasındaki işbirliğini sağlayacaktır."
Gilani, Türkiye ve Pakistan arasında imzalanan anlaşmalara da değinerek, projeler için hem Pakistan hem Türkiye tarafından ilgili bakanların biraraya gelerek çalıştıklarını, önümüzdeki süreçte de konuları detaylandırmaya devam edeceklerini söyledi.
Projeler için çok yoğun çalışıldığını belirten Gilani, "Bu imzalar, projeleri gerçekleştirmek istediğimiz anlamına geliyor. Türkiye ile dostluğumuz çerçevesinde, tabii ki her iki ülke halklarının dayanışmasının da çok önemli örneklerini sergileyeceğiz" diye konuştu.