"Raporlar itici rol oynuyor"
TBMM Başkanı Cemil Çiçek, AB'nin Türkiye hakkındaki ilerleme raporlarındaki üslubun adil, yapıcı ve teşvik edici olması gerektiğini belirterek, "Böyle düzenlenirse, eksikliklerin giderilmesi için itici güç olur" dedi.
TBMM (AA) - TBMM Başkanı Cemil Çiçek, Avrupa Parlamentosu Türkiye Raportörü Ria Oomen-Ruijten'i makamında kabul ederek, bir süre görüştü.
Türkiye'nin AB üyelik sürecinin 50 yıl önce başladığına işaret eden Çiçek, bunun uzun bir bekleme süresi olduğunu söyledi.
Türkiye'nin AB üyeliğinin temel ve stratejik bir tercih olduğunun altını çizen Çiçek, "Zaman zaman toplumumuzda ciddi heyecan azalması olsa da ilişkilerin normalleşmesini ve üyeliğe yaklaşmayı istiyoruz" ifadesini kullandı.
Cemil Çiçek, Türkiye'nin AB üyeliğinin her iki tarafın da yararına olduğunu vurgulayarak, Türkiye'nin AB'ye yük getireceğine dair ön yargı bulunduğunu, ancak Türkiye'nin, geldiği nokta itibariyle AB'ye yük olmak yerine bazı yükleri paylaşacağını ve katkıda bulunacağını belirtti. Türkiye'nin AB ile ilişkilerinin ekonomi, ticaret, enerji, terör ve bazı uluslararası organizasyonlardaki rol paylaşımıyla çok yönlü olduğunu dile getiren Çiçek, Türkiye ve AB'nin önemli konularda ortak sorumluluk aldığını kaydetti.
"Ciddi tıkanıklık"
Türkiye'nin müzakere sürecinde olmasına rağmen 22 Kasım'da açılacak bir fasıl dışında müzakere edeceği başlık bulunmadığını anlatan Çiçek, bu durumun Fransa ve Rum kesiminin engellemesinden kaynaklandığını söyledi. Çiçek, müzakere sürecinde ciddi tıkanıklık yaşandığını ifade ederek, Türkiye'nin durumu için, "Kırmızı ışıkta yakıt yakıyoruz. Motor çalışıyor ama mesafe alamıyoruz" benzetmesi yaptı. Çiçek, açılan fasılların kapanmaması ve yeni fasıl açılmamasıyla ilgili olarak da "AB cephesinde yeni bir şey yok" dedi.
Vize konusuna da değinen Çiçek, Türkiye'nin müzakere yapan ve Gümrük Birliği'ne üye ülke olmasına rağmen, başka ülkelere daha fazla kolaylık sağlandığını dile getirdi. Çiçek, Türkiye'nin, geri kabul anlaşmasıyla vize muafiyetini yürürlüğe koymaya hazır olduğunu vurguladı.
AB İlerleme Raporu'na yönelik eleştirilerde de bulunan Çiçek, Türkiye'nin eksikliklerinin farkında olduğunu, rapordaki üslup ve dilin, adil, yapıcı ve teşvik edici olması gerektiğini belirtti.
Raporların kamuoyunda, "Türkiye'ye ayrımcılık yapıldığı" şeklinde algılandığını anlatan Çiçek, Türkiye'de eksiklik olarak gösterilen bazı konuların daha fazlasının üye ya da aday ülkelerde bulunduğunu, ancak bu ülkeler için Türkiye hakkında öne sürülen gerekçelerin kullanılmadığını söyledi. Çiçek, Türkiye'nin, eksikliklerinin farkında olduğunu ifade ederek, "Raporlar, dili ve üslup açısından adil ve teşvik edici hazırlanırsa, eksikliklerin giderilmesi için itici rolü olur" diye konuştu.
AB'yi coğrafi birlik olarak değil, değerler bütünü olarak gördüğünü vurgulayan Çiçek, "Buradaki en önemli değer de hukukun üstünlüğü. Alınan bazı kararlarda siyasi değerlendirme yapılıyor" dedi. Çiçek, özellikle Gezi Parkı olaylarıyla ilgili açıklamanın hukuken "sakat" olduğunun ve bunun izah edilemeyeceğinin altını çizdi.
"Türkiye önemli adımlar atıyor"
Avrupa Parlamentosu Raportörü Ruijten de sözlerine, Türkiye'nin 50 yıllık AB sürecine değinerek başladı ve geçmişe değil, geleceğe bakılması gerektiğini ifade etti.
Hazırladığı 8 rapor sayesinde Türkiye'yi iyi tanıdığını dile getiren Ruijten, Türkiye'de reformların AK Parti hükümetleri döneminde uygulanmaya başladığını belirtti. Türkiye'nin Kopenhag Kriterleri doğrultusunda önemli adımlar attığını ifade eden Ruijten, "Demokratikleşme Paketi bizde memnuniyet yarattı. Önemli olan hayata geçirilmesi. Bunlar ne kadar uygulanırsa Türkiye o kadar takdir edilecek" diye konuştu.
Çiçek'in ilerleme raporlarına yönelik eleştirileri hakkında da konuşan Ruijten, raporların objektif hazırlandığını söyledi. Ruijten, raporların objektif olduğunu, hem reformlara hem aksayan yönlere yer verildiğini kaydetti.
Ruijten, Nisan ayında hazırladıkları raporda Türkiye'ye vize serbestisi sağlanması gerektiğine yer verdiklerini anlatarak, bunun geri kabul anlaşmasının imzalanmasından sonra mümkün olacağını vurguladı.
AB'nin değerler bütünü olmaya çalıştığını ve hukukun üstünlüğüne uyduğunu dile getiren Ruijten, Gezi Parkı olaylarıyla ilgili görüşlerini daha önce açıkça ifade ettiğini söyledi. Ruijten, gösterinin hak olduğunu belirterek, "Çoğunluk, siyasi azınlığa saygı duymalı. Siyasi azınlığın da yapıcı muhalefetinin olması gerekir ama bunun olmadığını görüyoruz" dedi.