"Sahraaltı Afrika'da 2010'da yüzde 4'lük büyüme bekliyoruz"

IMF Afrika Bölümü Direktörü Sayeh, yüzde 5-6'lık büyümeyi 2011 sonrasında öngördüklerini bildirdi

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

İSTANBUL - Uluslararası Finans Merkezi (IMF) Afrika Bölümü Direktörü Antoinette Sayeh, Sahraaltı Afrika'da 2010'da yüzde 4'lük büyüme beklediklerini, yüzde 5-6'lık büyümeyi ise 2011 sonrasında öngördüklerini bildirdi.

Sayeh, IMF-Dünya Bankası yıllık toplantıları kapsamında düzenlenen "Sahraaltı Afrika Ekonomik Görünümü" konulu rapora ilişkin düzenlenen basın toplantısında yaptığı konuşmada, 2008 öncesinde bölgede 6 yıl üst üste yüzde 6 civarında büyüme kaydedildiğini ve geçmiş dönemde bu konuda iyi bir performans sergilendiğini söyledi.

Geçtiğimiz yıl ise petrol ve gıda krizinin bölgeyi "vurduğunu", ardından yaşanan küresel kriz ile durumun daha da kötüleştiğini ve yoksulluğun arttığını belirten Sayeh, bu yıl Sahraaltı Afrika'da GSYİH'nın yüzde 1 arttığını, bunun geçen yılki yüzde 5,25'lik büyümeye göre çok düşük olduğunu ifade etti.

Küresel kriz döneminden çıkış süreci nedeniyle daha kırılgan bir yapının söz konusu olduğunu ve yoksullukla mücadele konusunda bu dönemde çok fazla şeyin yapılamadığını kaydeden Sayeh, "Bir düzelme var. Ancak süreç birtakım riskleri de içeriyor. Ulusal politikaların risklere dikkat ederek iyileşmeyi desteklemesi gerekiyor. IMF de bu politikaları destekleyici yapıdadır. Biz aslında temkinliyiz, ancak Sahraaltı Afrika için umutluyuz. Sahraaltı Afrika'da 2010'da yüzde 4'lük büyüme bekliyoruz. Yüzde 5-6'lık büyümeyi 2011 ve sonrasında öngörüyoruz. Yani bölgede yüzde 5-6'lık büyümelere ancak 2011 sonrasında geri dönülecektir" şeklinde konuştu.

Antoinette Sayeh, bu yıl IMF'nin Sahraaltı Afrika'ya kredi verme kapasitesini artırdığını, dolayısıyla önümüzdeki dönemde kredi miktarında önemli artış olacağını kaydetti.

Küresel krize ilişkin belirsizliklerin hala var olduğuna ve küresel anlamda iyileşme sürecinin şu anda tam görülemediğine dikkati çeken Sayeh, dünyada artık geçmiş krizlere oranla son krizde daha iyi devlet politikaları izlendiğini, geçmişte mali krizlere verilen fevri ve korunmacı politikaların olmadığını, hükümetlerin günümüzde daha açık politikalar izlediklerini söyledi.