"Sektör, olumlu bir büyüme seyri izliyor"

TSEV Müdürü Prof. Dr. Özyüksel, son yıllardaki verilerin Türk sigorta sektörünün olumlu bir büyüme seyri izlediğini ortaya koyduğunu ve geleceğe de daha umutla bakılmasını sağladığını söyledi.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

Yakup SAYAR

İSTANBUL - Türkiye'de sigorta eğitimi, araştırması ve danışmanlık hizmetleri konusunda 40 yıldır hizmet veren ilk ve tek kurum olan Türk Sigorta Enstitüsü Vakfı (TSEV) çalışmalarını hız kesmeden devam ediyor.

TSEV Müdürü Prof. Dr. Suna Özyüksel, Türk sigorta sektörü dinamik yapısı, sahip olduğu nitelikli işgücü ve büyüme potansiyeli ile hem Avrupa hem de dünya piyasalarında gelecek vaat eden sektörler arasında yer aldığının altını çizdi. Özyüksel, son yıllardaki verilerin Türk sigorta sektörünün olumlu bir büyüme seyri izlediğini ortaya koyduğunu ve geleceğe de daha umutla bakılmasını sağladığını ifade etti.

TSEV Müdürü Prof. Dr. Suna Özyüksel, Türk sigorta sektörünün geleceğini ve TSEV'in çalışmalarını DÜNYA'ya anlattı. Yabancı şirketlerin, Avrupa'da sigorta piyasasının doyma noktasına ulaşması ve son yıllarda katastrofik (felaket etkisi) hasarların getirdiği mali yükümlülüklerinin artması nedeniyle gelişmekte olan ülkelere yöneldiğini belirten Özyüksel, "Gelişmiş ülkelerle kıyaslandığında Türkiye, toplam prim üretimi, primlerin GSYİH'ye oranı ve kişi başına düşen prim üretimi gibi açılardan henüz istenen seviyelere ulaşmış değil.

Türkiye yalnızca 8 milyar dolar tutarında bir prim üretimine sahip. Veriler Türkiye'nin istenen düzeye ulaşmadığını göstermekle birlikte Türk sigorta sektörünün önemli bir büyüme potansiyeline sahip olduğunu ortaya koyuyor. Nitekim, yıllar itibarıyla sektörün prim üretimi, aktif büyüklükleri ve istihdam sayılarında gözlenen artışlar da bu potansiyelin varlığını teyit ediyor. Küresel krizin etkilerinin hafiflediği 2010 yılında prim üretim artışının nominal bazda yüzde 15.1, reel bazda ise yüzde 8.6 olarak kaydedilmesi bunun bir göstergesi.

Aktif büyüklükler açısından incelediğimizde, 2008 ve 2009 yıllarında aktif büyüklüklerde yüzde 20, 2010 yılında ise yüzde 12 oranında bir artış görüyoruz. 2008 sonu itibarı ile sigorta sektöründe çalışan kişi sayısı 16.000 iken, bu rakam 2009 sonunda 18.841'e, 2010 sonunda ise 20.418'e ulaşmış durumda. Bu göstergeler Türk sigorta sektörünün olumlu bir büyüme seyri izlediğini ortaya koyarken geleceğe de daha umutla bakmamızı sağlıyor" şeklinde konuştu.

Yabancı sermaye artışı primlere yansımıyor

Son yılarda artan yabancı sermaye ilgisini sorduğumuz Özyüksel, yabancı şirketlerin, Avrupa'da sigorta piyasasının doyma noktasına ulaşması ve son yıllarda katastrofik (felaket etkisi) hasarların getirdiği mali yükümlülüklerinin artması nedeniyle gelişmekte olan ülkelere yöneldiğini n görüldüğünü söyledi.

TSRŞB verilerine göre, 2011 itibarı ile Türk sigorta sektöründe toplam sermayenin yaklaşık yüzde 63'ü yabancı sermayeye ait olduğunu altını çizen Özyüksel sözlerini şöyle sürdürdü: "Pazar payı olarak bakıldığında ise yabancı sermayenin toplam pazar payının yüzde 59 olduğu görülüyor. Yabancı sermayede en ağırlıklı ülke Fransa, son yıllarda Fransız sermayesinin Türk sigorta sektörüne yoğun ilgi gösterdiği görülüyor. Fransızları, Alman ve ABD sermayesi izliyor. Türk sigorta sektörüne yatırım yapan diğer ülkeler arasında Yunanistan, Belçika, İngiltere, Hollanda, Avusturya, İsviçre, İtalya, Japonya ve İspanya yer alıyor. Sektörde yabancı payının artmasının ürün çeşitliliğinin artmasına yol açması, kurumsal gelişime ve rekabete ivme kazandırması beklenmekle birlikte yabancı sermaye Türk sigorta sektörüne henüz böyle bir katkı sağlamış değil. Yabancı sermaye artışının en yoğun yaşandığı 2007-2010 yılları arasında reel prim artış oranları incelendiğinde 2007 yılında yüzde 4,7'lik bir artış görülmekle birlikte global krizin de etkisiyle 2008 yılında yüzde 2, 2009 yılında da yüzde 2,2'lik bir daralma göze çarpıyor. 2010 yılında ise reel prim üretiminde yüzde 8,6'lık bir artış görüyoruz; ancak bu artışta kriz sonrası sektörde görülen toparlanmanın etkisi büyük. Özetle ifade etmek gerekirse, sigorta sektöründe yabancı sermaye artışının henüz prim üretim artışında beklenen ivmeyi yaratmadı. Ancak zaman içerisinde şirketlerin mali imkânları arttıkça, ürünlerde çeşitlilik fazlalaştıkça bunun prim üretimine ve istihdam olanaklarının artmasına da olumlu katkı sağlayabileceğini söylemek mümkün."

Sigorta bilinci için yoğun çaba harcıyoruz

Türkiye'de sigorta bilincinin artırılmasının çok önemli bir süreç olduğunun altını çizen Özyüksel, sigortalılık oranının yüksek olduğu ülkelerde sigorta bilincinin henüz okul yıllarında oluşturulmaya başlandığını hatırlattı. "Kişiler böylelikle daha küçük yaşlardan sigortanın önemi, sigortanın ne tür riskler karşısında kişileri koruma altına aldığı gibi temel konuları öğrenme olanağı elde ediyorlar " diyen Özyüksel şunları söyledi:

"Ülkemizde de son yıllarda sigorta bilincinin artırılmasına yönelik çalışmaların hız kazandığını görüyoruz. Bu çerçevede, biz TSEV olarak sigorta şirketleri ve sektörde faaliyet gösteren kurumların sponsorluğunda Türkiye genelinde farklı üniversitelerde semineler düzenleyerek sektörün akademik çevreler ve öğrencilerle bir araya gelmesini sağlıyoruz.

Sigortacılık ve aktüerya bölümlerinde öğrenim gören öğrencilere yönelik olarak ‘Sigorta Eğitiminin Niteliğinin Arttırılması Seminerlerini'; mühendislik, tıp, ziraat, iktisadi ve idari bilimler fakültesi gibi farklı fakültelerde öğrenim gören öğrencilere yönelik olarak ise "Toplumda Sigorta Bilincinin Arttırılması Seminerlerini" düzenliyoruz.

Bu seminerlerle üniversite gençliği ile bir araya gelerek sigorta bilincini arttırmayı hedefliyoruz. Ayrıca TSEV yayınlarını devlet üniversitelerinin kütüphanelerine ücretsiz gönderiyoruz.

Diğer yandan, sigorta bilincinin ilköğretim düzeyinden itibaren oluşturulması amacıyla TSRŞB ile birlikte "Sigorta Bilincinin Arttırılması İçin Sigorta Modülünün MEB Programına Entegre Edilmesi" başlıklı bir proje hazırladık. Proje, ilköğretim düzeyinde sosyal bilgiler, Türkçe, matematik, hayat bilgisi gibi derslerin müfredatına sigortaya ilişkin konuların ve okuma parçalarının eklenmesini öngörüyor.

Projenin hayata geçirilmesi için MEB'le temaslarımız sürüyor. TSEV olarak finansal eğitimin niteliğinin geliştirilmesi ve bilinç artırımı konusunda yaptığımız bu çalışmalar, Avrupa Sigorta ve Reasürans Federasyonu (CEA) tarafından her yıl düzenli olarak yayınlanan ‘Finansal Eğitim ve Bilinç' raporunda geniş yer buldu. Rapor, TSEV çalışmalarını Avrupa sigorta piyasalarına ‘iyi uygulama örneği' olarak gösterdi."

Rekabet piyasası daraltıyor

Sektörde yaşanan fiyat odaklı rekabeti bir eğitim insanı olarak değerlendirmesini istediğimiz Özyüksel, sektörde pazardan daha çok pay almak amacıyla yaşanan

yoğun fiyat rekabeti ve beraberinde ortaya çıkan irrasyonel fiyatlamanın, şirketleri olumsuz yönde etkilemekle kalmadığını sektörde daralmaya da yol açtığını söyledi.

"Bu nedenle risklerin daha doğru hesaplanması ve yıkıcı boyutlara varan fiyatlamalardan kaçınılması önem taşıyor"diyen Özyüksel sözlerini şöyle sürdürdü: "Sigorta tekniğine uygun olmayan aşırı rekabeti kontrol altına almak, şirketlerin sürdürülebilir ve adil rekabet içeren bir ortam içinde çalışmalarını sağlamak adına son derece önemli. Özellikle trafik, kasko ve sağlık branşlarında hasarları azaltıcı önlemler alınması, fiyat odaklı rekabet anlayışından uzaklaşılması ve teknik kar elde edici politikalar uygulanması gerekiyor. Biz TSEV olarak, hazırladığımız tüm eğitim programlarında sektörün hasar maliyetlerini azaltmayı öncelikli hedef olarak belirledik. Bu çerçevede, 2010 yılında Emsal Yargıtay Kararları, gerçek vaka analizleri ve sigorta hukukçularının tecrübelerinden yararlanarak hazırladığımız kapsamlı ‘workshop serileri' bu yıl da tekrarlanıyor."

ÜNİVERSİTELERLE SEKTÖR ARASINDA KOPUKLUK VAR

TSEV olarak sigorta sektöründeki iş gücü niteliğinin ve verimliliğinin artırılması gibi çok önemli bir misyonları olduğunun altını çizen Prof. Dr. Suna Özyüksel, Türk sigorta sektörünün insan kaynağı yapısına bakıldığında gerek eğitim düzeyi, gerekse cinsiyet dağılımı bağlamında Türkiye ortalamasının üzerinde bir profilin dikkati çektiğini söyledi. "Sigorta şirketlerinde istihdam edilen toplam personel içerisinde lisans düzeyinde üniversite mezunlarının oranı yüzde 75'i geçiyor, toplam personelin yarısından fazlasını ise kadınlar oluşturuyor" diyen Özyüksel şunları söyledi:

"Ancak tablo ilk etapta sevindirici olsa da maalesef sigortacılık bölümlerinden mezun olan gençlerin bu profil içerisinde asgari düzeylerde istihdam edildiklerini gösteren araştırmalar, üniversitelerle sektör arasındaki kopukluğun da önemli bir göstergesi olarak karşımıza çıkıyor. Türkiye'de iki yıllık sigortacılık programları ile dört yıllık sigortacılık ve aktüerya programlarından mezun olan gençlerin sektör içindeki istihdam oranları istenen düzeyde değil. 2 yıllık program mezunlarının sigorta şirketlerinde istihdam edilme oranı yüzde 3'te kalıyor.

TSEV tarafından 2007 ve 2008 yılları içerisinde yürütülen ve daha sonra rapor haline getirilen Türk sigorta sektörünün istihdam niteliğine ilişkin çalışma, 4 yıllık bölümler ve 2 yıllık sigortacılık programları mezunlarının, sigorta şirketlerinde istihdam edilen toplam personelin yaklaşık yüzde 1 ila 3'ünü oluşturduğunu gösteriyor. Sigorta şirketleri açısından bakıldığı zaman bu bölümlerden mezun olan gençlerin sektörün ihtiyaçlarını karşılayamadığı, verilen eğitimlerin yetersiz kaldığı düşünülüyor.

Özetle, mesleğe yönelik eğitim veren üniversitelerle arasında zayıf bir bağ olan sigortacılık sektörünün, bu bağı güçlendirmesi, bu okulları desteklemesi, mezunlarına istihdam önceliği tanıması, öte yandan üniversiteler tarafında alana ilişkin yeni programların ve bölümlerin sektör istihdam kapasitesi ve sektör beklentileri göz önünde bulundurularak açılması ve niteliklerinin artırılması gerekiyor."

BÖLGE ÜLKELERE DE YARDIMCI OLUYORUZ

TSEV'in ülkemizde olduğu gibi gelişmekte olan ülkelerde de sigortacılığı geliştirmek amacıyla eğitim, araştırma, yayın, danışmanlık vb. hizmetler sunduğunu belirten Prof. Dr. Suna Özyüksel, "Vakfımız, gelişme yolundaki ülkelerin kalkınmalarına yardımcı olmak, bu ülkelerle; ekonomik, ticari, teknik, sosyal, kültürel, eğitim alanlarında işbirliğini projeler ve programlar aracılığı ile geliştirmek" amacıyla, Başbakanlığa bağlı olarak faaliyet gösteren Türk İşbirliği Kalkınma Ajansı (Tİ-KA) ile bir işbirliği protokolü imzaladı.

Bu Protokol çerçevesinde TSEV'den destek talep eden, TİKA kapsamındaki ülkelere sigortacılığa ilişkin kurumsal yapılanma sürecinde danışmanlık hizmeti sunmayı hedefliyoruz. Ayrıca bu ülkelere yönelik olarak talebe göre hazırladığımız sigortacılık eğitim programları da bulunuyor. Örneğin son olarak Azerbaycan Sigorta Birliği'nin talebi üzerine Azerbaycan sigorta sektörünün ihtiyaçları paralelinde bir ‘Temel Sigortacılık' e-öğrenme programı ile ‘Kişisel Gelişim Eğitim Programı' hazırladık" dedi.

 

Bu konularda ilginizi çekebilir