"Türk Gümrük Kanunu, AB'deki değişiklikleri yakından takip etmelidir"

Haluk Dinçer, gümrük mevzuatında gerekli değişikliklere dikkat çekti

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

İSTANBUL - Türk Sanayicileri ve İşadamları Derneği (TÜSİAD) Yönetim Kurulu Üyesi ve Dışişleri Komisyonu Başkanı Haluk Dinçer, "Türk Gümrük Kanunu, AB'deki gümrük kanunu değişikliklerini yakından takip ederek uyum sağlamak durumundadır" dedi.

Dinçer, Tekfen Tower Konferans Salonu'nda, TÜSİAD'ın düzenlediği "Gümrük Kanunu Sonrası Düzenlemeler; Beyan Esası ve Piyasa Gözetim ve Denetim Uygulamaları" konulu seminerde yaptığı konuşmada, TÜSİAD olarak Türkiye'nin Avrupa Birliği ile sürdürdüğü üyelik müzakereleri sürecinin başlangıcından bugüne Türkiye'nin AB mevzuatına uyumuyla ilgili her alanda çalışmalar yürüttüklerini belirtti.

Dinçer, Türkiye ile AB arasındaki Gümrük Birliği uyarınca gümrük mevzuatlarının uyumlu olması gerektiğini hatırlattı. Dinçer, 2004 yılından bu yana yasalaşması beklenen ve 7 Temmuz 2009 tarihinde Resmi Gazete'de yayımlanan 5911 numaralı "Gümrük Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmündeki Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun"un Türk ticaret hayatında bir kilometre taşı olduğunu vurguladı.

Gümrüklerin teknolojik alt yapısının bu mevzuat değişikliklerini karşılayacak yapıda olmasının Türk iş aleminin AB ve diğer ülkelerle rekabette geri kalmaması için çok önem arz ettiğini dile getiren Dinçer, şunları söyledi:

"Gümrük Birliğinin, Türkiye ile sadece ikili serbest ticaretten ibaret olmadığını, bir dizi mevzuat uyumunu, yüksek kalite standartlarını ve beraberinde önemli bir zihinsel devrimi getirdiğinin bilincinde olarak Türkiye'nin bu uyum için attığı adımları desteklemekteyiz.

Türk Gümrük kanunu AB'deki gümrük kanunu değişikliklerini yakından takip ederek uyum sağlamak durumundadır. Bu değişikliklerin dış ticarete dahil olan tedarik zincirindeki bütün aktörleri etkilemesi beklenmektedir. Bu bakımdan dış ticaretle uğraşan firmaların konu hakkında bilgi sahibi olmalarının, ileride karşılaşabilecekleri sıkıntıları aşmaları açısından önemli olduğu düşünülmektedir."

TÜSİAD, tespitlerini paylaştı

Haluk Dinçer, kanunun uygulanmasına yönelik üç ay içerisinde çıkarılması gereken yönetmeliklerin oluşturulması aşamasında, TÜSİAD'ın gerekli gördüğü bazı temel hususları Gümrük Müsteşarlığı ile de paylaştığını kaydetti.

Dinçer, "Değişikliklerle birlikte, ülkemiz ekonomisinin temel unsuru olan ihracatımızın artırılabilmesi amacıyla ihracat girdi maliyetlerinin azaltılması, gümrük işlerinin basitleştirilmesi ve hızlandırılması suretiyle rekabet koşullarımızın iyileştirilmesi ve AB ölçülerinde rekabet edebilme şansının doğması amaçlanmaktadır" diye konuştu.

TÜSİAD Dış Ticaret ve Gümrük Birliği Çalışma Grubu Başkanı Asım Barlın da, yeni kanunla AB gümrük mevzuatına uyumun daha da ileri bir düzeye ulaştığını ve bu kanunla ilk defa Türkiye'de beyan esasının getirildiğini belirtti.

Elektronik ortamda yapılan beyanların doğru kabul edilmesi

Barlın, "Beyan esasının yazılı ve elektronik ortamda yapılan beyanların doğru kabul edilerek işlem yapılması olduğunu anlatarak, şunları kaydetti:

"Yani hiç bir ön araştırma-kontrol gibi işlemelere başvurmadan mükellefin beyanının doğru kabul edilerek işlemlerin bitirilmesidir. Daha da güzeli, bir Türk vatandaşının söylediğinin doğru kabul edilerek işlem yapılması ilk defa bu Gümrük Kanunu ile gümrük idarelerinde gerçekleşecektir. Dolayısıyla bir milattır. Belki uygulaması zaman alacaktır. Ancak kanun olarak gümrükler bu işi başarmıştır. Gümrükten Sorumlu Sayın Bakan Hayati Yazıcı beyefendi bununla ne kadar gururlansanız azdır. Zira Türkiye Cumhuriyeti'nde hiçbir kanunda henüz bu kadar etkin bir şekilde uygulanabilecek beyan esasına dönük bir hüküm yoktur."

Dış ticaret uygulamalarının değiştirilmesi gerektiğine değinen Barlın, gümrüğün sadece gümrük işlerine dönük bir yapıya kavuşturulmasından sonra bu değişikliklerin bir anlam ifade edeceğini söyledi.

Asım Barlın, sivil toplum örgütlerinin de piyasa gözetimi ve denetimi için toplumu aydınlatıcı çaba sarfetmeleri gerektiğini vurgulayarak, bu düşünce halinde olunması halinde ortaya konan mevzuatın sürekli değişikliklere maruz kalmayacağını ve bir istikrara kavuşacağını sözlerine ekledi.