"Türkiye topraklarından bir şey talep etmeye kimse cüret edemez"

Bakan Davutoğlu, Türkiye ile Ermenistan arasında yaşanan protokollere ilişkin bilgi verdi

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

TBMM - Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, "Ermenistan veya herhangi bir ülke, Türkiye topraklarından bir şey talep etmeye kimse cüret edemez" dedi.

Davutoğlu, Türkiye ile Ermenistan arasında imzalanan ve bugün TBMM'ye sevk edilen protokollerle ilgili TBMM Genel Kurulunda bilgi verdi.

Dışişleri Bakanı olarak atandığında, parlamentoda grubu bulunan siyasi partilerin genel başkanlarını ziyaret ettiğini anımsatan Davutoğlu, dış politika hedeflerini sunduklarını, Güney Kafkasya'ya bakışlarını ele aldıklarını, Türkiye ile Ermenistan arasında yürütülen normalleştirme müzakereleri hakkında bilgi verdiğini söyledi.

Davutoğlu, 31 Ağustosta Türkiye, Ermenistan, İsviçre tarafından yapılan üçlü açıklama sonrasında da liderlere süreç hakkında detaylı bilgi sunduğunu, mutabık kalınan, imzaya açılan protokolleri takdim ettiğini belirtti. Davutoğlu, bundan sonrada da bütün önemli dış politika konularında Meclisi ve siyasi parti temsilcilerini bilgilendirmeye devam edeceklerini ifade etti.

"Sağlam diyalog zemini yok"

Türkiye'nin dış politika esaslarının sağlam temellere oturduğunu ve belirgin olduğunu vurgulayan Davutoğlu, "En temel esas, ülkemizin etrafında barış, refah, istikrar kuşağı yaratmaktır. Bu dış politikamızın en öncelikli hedefidir. Gerek Ortadoğu, gerek Balkanlar, Kafkaslar, Karadeniz, Akdeniz, bütün çevre bölgelerimizde, kara ve deniz havzalarında, kalıcı barış, refah ve istikrar kuşağı oluşturma çabalarımızı sürdüreceğiz" diye konuştu.

Davutoğlu, bu çerçevede son derece ilkesel politika takip ettiklerini, bu bölgelerde, bu anlayışı yerleştirmek için 4 ana ilkeyi hayata geçirmeye çalıştıklarını belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Birincisi, bu bölgedeki, çevre bölgelerdeki herkes için güvenlik ve istikrar düzeni kurmak, bunları teminat altına almak. İkincisi, sorunlar olduğunda, sorunların diyalog yoluyla çözülmesi ve uzlaşı yönetimini temin etmek üzere, siyasal diyalog zeminini güçlendirmek. Üçüncüsü, ekonomik alanda karşılıklı bağımlılıklar oluşturmak, bu ortaya çıkan ekonomik düzenle barışın önündeki engelleri kaldırmak. Dördüncüsü, kültürel alanda yan yana, iç içe yaşayan farklı dini, mezhebi, etnik, ideolojik ayrımlardaki ülkelerin, toplulukların birlikte bu farklılıkları içselleştirerek, barış içinde yaşamalarını temin etmek.

Bu perspektiften baktığımızda, şu anda Kafkasya'daki statüko, bizim bu vizyonumuzla örtüşmemektedir. Çünkü güvenlik riskini ortaya çıkaran, her an bir güvenlik problemi ortaya çıkabilecek donmuş krizler mevcuttur. Geçen yıl Gürcistan krizinde bunu yaşadık. Donmuş krizler, çevre bölgelerde elimizde patlamaya hazır bombalar gibi. Bunların birer birer tasfiye edilmesi lazım. Barışçıl yöntemlerle tasfiye edilemezse, her an risk oluşturabilir. Güney Kafkasya'da bu krizlerin çözümü için sağlam bir siyasal diyalog zemini maalesef yoktur. Bölge içinde, ülkeler arasında, karşılıklı güvene dayalı siyasal diyalog zemini yoktur. Bunun da güçlendirilmesi lazım. Kafkasya'da şu anki statükoda, karşılıklı ekonomik ilişkiler de son derece zayıftır. Türkiye, Azerbaycan ve Gürcistan arasında üçlü yürütülen projeler dışarıda tutulursa, bütün bölgeyi kuşatan, halkları birbirine yakınlaştıracak ekonomik projeler yeterli değildir. Karşılıklı ekonomik bağımlılık olmadan, bir bölgede ekonomik refah alanı oluşmadan, kalıcı barışı kurmak mümkün değildir."

Üç hedef

Davutoğlu, "Bu protoller yoluyla bu üç hedefe ulaşabiliyor muyuz? Protokoller ile ilgili süreç, bu hedeflerimizi birlikte gerçekleştirmeye zemin sağlıyor mu?"diye sordu.

Protokollerin, Türkiye ile Ermenistan'ın karşılıklı saygı içerisinde, toprak bütünlüğüne, iyi komşuluk ilişkilerine dayalı, yeni bir ilişki kurmasını sağlayıp sağlamadığı sorusunun önemli olduğunu vurgulayan Davutoğlu, bunu cevaplamanın, süreci yürütenler olarak, kendilerinin yükümlülüğü olduğunu belirtti.

Davutoğlu, protokol maddelerini anımsatarak, Türkiye ile Ermenistan arasında normal ilişkilerin kurulması için birbirlerinin sınırlarını tanıyacaklarını, karşılıklı olarak toprak bütünlüğü ilkesine saygı göstereceklerini teyit etmelerinin önemli bir koşul olduğunu anımsattı.

"Sürecin önü açılacak"

Davutoğlu, Ermenistan'ın üzerine düşen yükümlülükleri ve kendisinden beklenenleri yerine getirdiği takdirde, normalleşme sürecinin önünün açılacağını söyledi.

Davutoğlu, Türkiye ile Ermenistan arasında imzalanan ve bugün TBMM'ye sunulan protokollerle ilgili Genel Kurula bilgi verdi.

Söz konusu protokolde toprak bütünlüğü ve sınırların dokunulmazlığı ilkelerine saygı tabiri yer aldığını kaydeden Davutoğlu, Türkiye ile Ermenistan arasındaki sınırları düzenleyen Kars ile Moskova anlaşmaları bulunduğunu, protokolde de bu anlaşmalara atıfta bulunulduğunu bildirdi.

Davutoğlu, "Böylece Ermenistan ile sınır anlaşmazlığı olduğu, Ermenistan'ın toprak talebinde bulunduğu gibi iddiaların hukuken herhangi bir geçerliliği olmadığı, Ermenistan tarafından da teyit ediliyor, garanti altına alınıyor. Mevcut sınırı anlaşmalara dayandırılıyor. Türkiye ile Ermenistan arasındaki sınırı Moskova Antlaşması, Kars Antlaşmasından başka bir anlaşma yok. Bu metinlerle, anlaşmalar sağlam zemine oturtuluyor. Kars Antlaşmasında da Moskova Antlaşmasında da Türk Milletinin kesinlikle kabul etmediği Sevr  Antlaşmasının geçersiz olduğu kayıt altına alınıyor. Sevr Antlaşmasının herhangi bir şekilde gündeme getirilmesine yol açacak herhangi bir husus söz konusu değil" diye konuştu.

@page@

"Tarih olmadı, tarihi şekillendirecek"

Dışişleri Bakanı Davutoğlu, Ortak Tarih Komisyonu kurulmasına yönelik hükümlerin de bulunduğuna değindi.

Türklerin ve Ermenilerin, dünyanın her köşesinde birbirini düşman olarak görmesine yol açan tarih yorumu, sözde soykırım iddiaları karşısında yeni çerçeve oluşturup oluşturmadıklarına ilişkin bir sorunun sorulabileceğini belirten Davutoğlu, 13 Nisan 2005 tarihinde Mecliste bulunan tüm partilerin ortak olarak kabul ettiği Türk ve Ermeni uluslarını barıştırmaya yönelik Ortak Tarih Komisyonu kurma kararı bulunduğunu anımsattı.

Bazı CHP milletvekillerin "onlar tarih oldu" şeklinde laf atması üzerine Davutoğlu, "Tarih olmadı, tarihi şekillendirecek. Bundan sonra bu metinler tarihi şekillendirecek" karşılığını verdi.

"Türkiye kadar çaba göstermiş ikinci bir ülke yok"

Davutoğlu, "Azerbaycan'ın toprak bütünlüğü, bizim toprak bütünlüğümüz kadar azizdir. Bu konuda Türkiye kadar çaba göstermiş ikinci bir ülke yoktur" dedi.

Davutoğlu, Genel Kuruldaki konuşmasında, Türkiye ile Ermenistan arasında imzalanan protokollerin diğer bir hedefinin, Türkiye-Ermenistan normalleşmesine paralel olarak Kafkasya'da genel bir normalleşme zeminin oluşturulması olduğunu ifade etti. Davutoğlu, "Yani adını koymak gerekirse, Azerbaycan-Ermenistan arasındaki ihtilafın çözüme kavuşturulması" diye konuştu.

Bakan Davutoğlu, protokollerdeki metinlerin bir çok paragrafında, ikili ilişkilerin normalleştirilmesine ve bu suretle tüm bölgede barış, güvenlik ve istikrarın ileri götürülmesine atıfta bulunulduğunu hatırlattı.

"Normalleşme süreci"

Son bir yılda, Türkiye-Ermenistan normalleşme süreci ile ilgili gelişmelere değinen Davutoğlu, şöyle devam etti:

"Son bir yıl içinde, Türkiye-Ermenistan normalleşme süreci ile ilgili müzakereler sürerken, paralelinde, 17 yılda görülmemiş şekilde, Azerbaycan-Ermenistan ihtilafının çözümü ve işgal altındaki Azerbaycan topraklarında işgalin son bulmasını amaçlayan müzakereler hız kazandı.

Son 5 ayda Azerbaycan ve Ermenistan cumhurbaşkanları 5 kez buluştular. Geçen ay, 17 yılda ilk defa, teknik bir askeri heyet, Laçin Koridoru'na girerek, bir çözüm halinde koridorunun hangi genişlikte nasıl bir uluslararası kontrol altında olacağını tartışmaya başladı ki bu, Azerbaycanlı kardeşlerimizin de teyit ettiği önemli bir aşama.

Azerbaycan'ın toprak bütünlüğü

"Azerbaycan'ın toprak bütünlüğü, bizim toprak bütünlüğümüz kadar azizdir" diyen Davutoğlu, bu konuda Türkiye kadar çaba göstermiş ikinci bir ülke olmadığını vurguladı.

Çabaların aksatılmadan sürdürüleceğini belirten Davutoğlu, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın ve kendisinin, konuyla ilgili her görüşmelerde en temel noktanın, Karabağ meselesi olduğunu söyleklerini belirtti. Davutoğlu, protokollerin imzalanmasından önce ABD Dışişleri Bakanı Hillary Clinton ile yaptığı görüşmede de ana konunun Karabağ olduğunu açıkladı. 

Protokollere protesto

Öte yandan, Türkiye Gençlik Birliği, Türkiye ile Ermenistan arasında imzalanan protokolleri protesto etti.

Birlik üyesi bir grup, TBMM Dikmen Kapısı önünde toplandı.

'Atatürk gençliği görev başında", "soykırım yapmadık vatan savunduk" diye bağıran grup üyeleri, "Ermeni soykırımı emperyalist bir yalandır", "Karabağ'ın işgalini unutmadık" ve "Kamer Genç, yırtarsın bu protokolü" pankartları taşıdı.

Hazırlanan basın açıklamasını grup adına okuyan Türkiye Gençlik Birliği Genel Başkan Yardımcısı Mustafa Kaya, bugün Mecliste, "Türkiye halkına tiyatro oynandığını" iddia etti.

Bu tiyatronun Hükümet tarafından "Kürt, Ermeni, Kıbrıs açılımı" diye adlandırıldığını, ancak kendilerinin buna, "ihanet açılımları" dediğini ifade eden Kaya, "Dışişleri Bakanı Davutoğlu, Ermenistan ile imzalanan protokollerin hesabını vermeye çalışmaktadır" dedi.

Mustafa Kaya, Atatürk gençliği olarak AK Parti'nin "açılım" adı altında yürüttüğü örtülü gündemlerin peşini bırakmayacaklarını kaydetti.

Türkiye Gençlik Birliği üyeleri, protestonun ardından olaysız bir şekilde dağıldı.