"Türkiye'nin girişimciliği ile Norveç teknolojisini birleştirmeliyiz"
Norveçli yatırımcıların Türkiye'yi takibe aldığını vurgulayan Norveç Ankara Büyükelçisi Janis Bjørn Kanavin, "Türkiye'nin girişimciliği ile Norveç Teknolojisini birleştirmeliyiz" dedi.
Gülsün SALLIOĞLU GÜL
ANKARA - Türkiye ile Norveç'in birbirini tamamlayan iki ekonomi olduğunu ifade eden Norveç'in Ankara Büyükelçisi Janis Bjørn Kanavin, "Türkiye'nin girişimci ve risk almaktan korkmayan ruhu ile bizim teknolojilerimizi birleştirerek iyi ortaklar olabiliriz" dedi.
Özellikle Norveç'in yüksek teknolojiye sahip olduğu enerji ve denizcilik sektörlerinde işbirliğinin arttığını belirten Kanavin, Afrika başta olmak üzere, üçüncü ülkelerde geliştirilecek işbirliğinin iki ülke arasındaki ortaklığı bir üst seviyeye taşıyacağını vurguladı.
Türkiye'de yaşanan ekonomik gelişmeler ve oluşan yatırım ikliminin tüm dünya ülkelerinde konuşulmaya başlandığının altını çizen Kanavin, "600 milyar dolarlık büyüklüğe ulaşan Norveç Kamu Fonu'da Türkiye'de yatırım olanaklarını araştırmaya başladı. Küçük çaplı olan mevcut yatırımını önümüzdeki süreçte artırabilir." dedi.
Ankara Sohbetlerine konuk olan Norveç'in Ankara Büyükelçisi Janis Bjørn Kanavin, Ankara Temsilcimiz Ferit B. Parlak ve arkadaşımız Gülsün Sallıoğlu Gül'ün sorularını yanıtladı.
-Türkiye ile Norveç arasındaki yaklaşık 1-1.5 milyar dolarlık ticaret hacmi gerçek potansiyeli yansıtıyor mu? Hacmin artırılmasına yönelik çalışmalarınız var mı?
Tabi ki yansıtmıyor ve sizin de söylediğiniz gibi ülkelerimiz arasındaki ticaret hacmi maalesef oldukça düşük. Fakat iyi bir başlangıç yaptığımızı düşünüyorum. Alt kademeden yükselen bir hacim var. Ticari ilişkilerin artması için iki ülkenin birbirini daha iyi tanıması gerekiyor. Uzun süredir devam eden ilişkilerimiz var. Bin yıl önce benim atalarım bu coğrafyayı daha iyi tanıyorlarmış. Soğuk savaş sırasında Türkiye ve Norveç NATO müttefikiymiş. Biz kuzeyde, siz güneydesiniz, ortada Sovyetler Birliği var. İki kenarda olan ülkelerimiz müttefikti, fakat çok yakın değildi. Bugün hem müttefikiz, hem de dostuz. Geçtiğimiz yıl 400 binden fazla Norveçli turist Türkiye'yi ziyaret etti. Norveç'te uzun yıllardır yaşayan Türk vatandaşları var. Türk diasporası var. Dolayısıyla yavaş yavaş birbirimizi daha iyi tanıyoruz. İki ülke de AB üyesi değil. Tabii Türkiye'nin Avrupa ile ilişkileri konusundaki son karar ne olursa olsun bu bizi de etkileyen bir karar olacaktır.
-Türkiye'yi ziyaret eden Norveçli turist Sayısı artar mı?
5 milyon nüfuslu Norveç'te Türkiye'ye karşı bir ilgi var. Zaten turist sayısının yüksekliği de bu ilgiyi gösteriyor. Ziyaretlerden sonra anlatılanlar var. Sayının her yıl giderek artacağını düşünüyorum.
-Enerji sektöründe işbirliğinin daha da artacağı, Norveçli sanayicinin böyle bir talebi olduğu anlaşılıyor.Türk hükümeti ve iş dünyasından beklentileri neler?
Norveç, doğal kaynaklar bakımından son derece şanslı bir ülke. Dolayısıyla doğal kaynaklarımızla ilgili hidrolik enerji kaynakları ve deniz ürünleri olmak üzere çok fazla fırsatımız oldu. Norveç'in tüm enerjisi hidrolik kaynaklardan sağlanıyor. Şimdi de petrol ve doğalgaz var. O yüzden bizim "Dünya bize gelsin, bizim kimseye gitmeye ihtiyacımız yok" gibi yerleşmiş bir düşüncemiz vardı. Türkiye'den ve Türk firmalarından daha aktif olmayı öğrenmemiz lazım. Girişimci bir ruhla çok çalışmamız lazım. Türkiye'nin Norveçli firmalar açısından daha da ilgi çekici bir yer haline geldiğini düşünüyorum. Bunun iki sebebi var: Birincisi bizde sizin faydalanabileceğiniz teknolojiler var. En önemlisi de sürdürülebilir enerji kaynakları ile olan deneyimimiz; özellikle hidrolik enerjideki deneyimimiz. Norveç'in en büyük enerji firması Türkiye'ye 1,2 milyar dolar yatırım yapmış durumda. Daha da yatırım yapmak istiyor. Başka firmalarda yatırım yapmak istiyor. Bu yatırımlar, Türkiye'de iklime ve çevreye zarar vermeden enerji üretilmesini sağlıyor. Nehri koruyarak, nehirden nasıl enerji elde edileceğine dair deneyimimiz var. Biz çevreyi korumayı öğrendik. Hem bunu yapıp hem de enerji üretmeyi biliyoruz. İkincisi ise; Norveçli ve Türk firmaların üçüncü ülkelerde daha da fazla işbirliğine gideceklerini öngörüyoruz. Örneğin Afrika'da olabilir. Birçok Afrika ülkesinde varlığımız mevcut. Kalkınma yardımıyla da ilgili Afrika'da uzun bir tecrübemiz var. Türkiye'nin girişimci ve risk almaktan korkmayan ruhu ile bizim teknolojilerimiz birleştiğinde iyi ortaklar olabiliriz. Bu konuda yeni oluşumlar olduğuna dair firmalardan edindiğimiz izlenimler var.
-Norveç tasarruf odaklı bir ülke. Bu nedenle de oldukça büyük bir Norveç Kamu Fonu var. Bu fon tüm dünyada yatırım yapıyor. Türkiye'de ki yatırımı ise oldukça küçük. Bu büyüyebilir mi?
Para o kadar fazla geliyor ki, dışarı çıkarmazsak ekonomimizi çökertebiliriz. Bu para ekonominin dışında kalsın diye çok uzun vadeli yatırımlara yöneliyoruz. Paranın bir kısmı da başka ülkelere yatırılıyor. Fon, siyasi olarak değil, pazar anlamında yönetiliyor. Fonun direktörü ekibiyle birlikte birkaç ay önce Türkiye'yi ziyaret etti. Türkiye'nin gelişen büyüyen bir pazar olması, ilginç bir ekonomiye sahip olması nedeniyle bu ziyareti gerçekleştirdiler. Fonun 75 farklı Türk firmasında hisseleri var. Türk Hava Yolları'nın dahil olduğu bu şirketlerin bir çoğu finans sektöründe faaliyet gösteriyor. Türkiye'ye ayrılan kaynak 1 milyar ABD dolarının biraz üzerinde. Büyüyen pazarlar için bu yıl uluslararası iklim pek uygun değil. O trendi takip ettikleri için biraz stabil halde olduğunu düşünüyorum. 1 ile 1,5 milyar dolar arası bir dengede olacağını tahmin ediyor ve bu rakamın yükselmesini umuyorum.
"Yatırımcılarımız Türkiye'deki fırsatları inceliyor"
-Türkiye'ye yatırım planlayan yeni Norveçli firmalar var mı?
Türkiye'nin önemi bizim için gün geçtikçe artıyor. Türk iş dünyası Norveç'in yalnızca 5 milyon nüfuslu küçük bir pazar olduğunu biliyor. Ama çok güçlü bir ekonomimiz var. Özellikle de enerji alanında. Türk endüstrisi hızla gelişiyor. Yatırımcılarımız, kendi ekonomimiz için Türkiye'deki olanaklara bakıyor. Norveç'teki meslektaşımla ortak gündemimde olan şey "Bakın biz buradayız. Lütfen buyurun gelin" demek. Ben bunu yapıyorum çünkü bu Norveç ekonomisi için yararlı olacak. Oslo'daki meslektaşım Türk Büyükelçisi ise Türk ekonomisine yararlı olacağı için bunu yaptığını ifade ediyor. Ama birlikte büyümek için ortaklarını bulup el sıkışma işi eninde sonunda iş adamlarına kalıyor.
"Ortaklığımızı daha güçlü hale getirmenin zamanı geldi"
-Son dönemde karşılıklı olarak üst düzey ziyaretlerin arttığını görüyoruz. İki ülke arasında üst düzey ziyaretler devam edecek mi? Önümüzdeki dönemde bir program var mı?
Başbakanımız buradayken Başbakan Erdoğan, hep ortak ve dost tanımlarını kullanıyordu. İyi dostlar sık sık birbirini görür. İyi dostlar birbirleri için ordadır. İyi dostlar bir tecrübe paylaşımı söz konusu olduğunda birbirlerine açık sözlü olmalılar. Bizler daha iyi bir dünya için çabalayan ortaklarız. Bizler milletlerin güçlü birliğine inandığımız içinde birbirimizi tamamlıyoruz. Birleşmiş milletlerin gücüne, demokrasinin gelişip güçlenmesine olan inancımız var. Tabi burada mesele bir ülkenin diğerinden daha iyi olması değil. Temelde aynı değerlere inanıyorsak ve aynı değerler için çabalıyorsak o değerleri elde etmemiz kolaylaşır. Birbirimizi daha çok görürüz. Daha fazla ticaret yaparız. Kasım ayı başında Norveç Kralı V. Harald'ın Türkiye'yi ziyaret etmesi gündemde. Majestelerinin, Cumhurbaşkanı Gül tarafından davet edildiğini ve bizim de onu memnuniyetle karşılamak istediğimizi söyleyebilirim. Türkiye ile Norveç birbirini tamamlayıcı ülkeler. Ziyareti bu nedenle arzuluyoruz. Bizce bu ortaklığı daha güçlü hale getirmenin zamanı geldi.
-Norveç halkı refah seviyesi nedeniyle AB üyeliğini reddetti. Peki, Türkiye'nin AB üyeliğine nasıl bakıyor?
Türkiye ve Norveç Avrupalı ortaklar. Norveç'te oy verenler iki kez AB'ye girmeyi reddetti. Ama eminim Norveç teki her birey AB'ye üye olmayı mümkün hale getiren sürecin hepimiz için faydalı olduğunu düşündü. Bizim için son derece açıktır; Türkiye'nin çok iyi bir Avrupalı ortak olacağını ve yerinin AB olduğunu düşünüyoruz. Meclis başkanımız yaklaşık 6 ay önce Türkiye'deydi. Çok önemli bir hususun altını çizdi. Dedi ki; "Norveç bugüne kadar hep şanslı bir ülke oldu. Bu bizi refah içinde bir ülkede yaşattı. Ama bizi zengin yapan petrol parası değildi. O parayı en başta kullanma şeklimiz, yönetme biçimimizdi. Kadının iş gücüne katılımını destekleyen yatırımlar yaptık. Çalışabilecek durum da olan her sağlıklı bireyin iş dünyasına katılımı için uğraştık. Norveç'te ortak ihtiyaçlara herkes katkı sunuyor. Bizim refah devleti olmamızın en önemli sebeplerinden biri budur." İyi dostlar olduğumuz için Türkiye ile bu anlamda iyi bir tecrübe paylaşımı yapabiliyoruz.
-Türkiye'nin sanayi bölgelerine yaptığınız gezileri duyduk. Nasıl bir fotoğrafla karşılaştınız?
Türkiye büyük bir ülke, yeteri kadar gezemedim. Ama tüm yönlerde gezilerim oldu. Yine de uzun bir gidilecek yerler listem var. Bu gezilerimde iki izlenimim oldu. Birincisi Türkiye'deki gelişim. Gelişim sadece İstanbul'da yaşanmıyor. Örneğin Gaziantep'e, o bölgedeki yerlere gittim. Gelişen, büyüyen yerler var. Aynı zamanda farklılıkların çok büyük gözlemlendiği şehirler, yerler var. Türkiye'de zengin ile fakirin arasındaki farkın çok büyük olduğunu düşünüyorum. Tabi büyük oranda coğrafi dengesizliklerde var. Ama ilginç olan şu; bugün Avrupa'ya baktığımız zaman birçok ülkede zengin ile fakir arasındaki farkın daha da açıldığını görüyoruz. Eskiden sadece zenginler daha da zenginleşiyordu. Ama şimdi fakirler daha da fakirleşmeye başladılar. Türkiye'de ise çok azda olsa farkın küçülmesi yönünde bir ilerleme olduğunu söyleyebilirim. Fakat Norveç'tekine oranla zengin ile fakir arasındaki fark çok fazla. Ama en azından doğru yönde gidiyor. Türkiye, insanları ve doğası anlamında inanılmaz muhteşem bir ülke. Türkiye'den, Norveç'e gitmiş olan dostlarım bana hep muhteşem bir ülkeniz, doğanız var derler. Bende bunu doğru kabul ediyorum. Çünkü sizler güzel bir doğanın içinde yaşıyorsunuz ve bu işten anlıyorsunuz. Doğaya, doğal güzelliklere önem veriyorsunuz ki bu bence çok önemli.
TANAP, pek çok yeni işbirliği fırsatı doğuracak
-Petrol ve doğalgaz için Norveç'te ve dışında örneğin Türkiye'de yeni projeleriniz olacak mı?
Norveç petrol ve gaz üretiminin tamamı kuzey denizinde gerçekleştiriyor. Bu nedenle zor ve yüksek teknolojili bir pazar ve bu pazara girmekte oldukça zor. Norveçli firmalarla ortaklık kuran Türk firmaları onların teknolojisinden yararlanabilirler. Tabii ölçeğin diğer tarafında da Türkiye ile bir bağlantımız var. Azerbaycan doğalgazını Avrupa'ya aktaracak olan Şah Deniz Projesi'nin dörtte biri Norveçlilere ait. Bu gazın Avrupa'ya aktarılması yeni bir karar. Gazın, Trans Adriyatik üzerinden aktarılması kararlaştırıldı. Bu Norveç teknolojisinin son derece önemli bir yerde durduğu bir proje. Norveçli firma Statoil de Trans Anadolu Doğal Gaz Boru Hattı Projesi'nde (TANAP) yer alacak. Bu da yeni işbirliği fırsatları doğuracak.
"Türkiye'de denizcilik sektörünün geleceği parlak"
-Denizcilik sektöründe de işbirlikleri mevcut. Türkiye'de sektörün gelişimini nasıl değerlendiriyorsunuz?
Denizcilik sektörü bizim için çok önemli bir endüstri. Artık Viking gemilerini Norveç'ten getirmek yerine Türkiye'de inşa ediyorlar. Yalova'da, Tuzla'da petrol gemileri gibi daha spesifik alanlara hitap eden gemiler inşa ediliyor. Norveçli gemi sahipleri ile konuştuğum zaman, Türkiye'deki tersanelerle ilgili deneyimlerini soruyorum. Türkiye'deki tersanelerin çok iyi olduğunu söylüyorlar. Tersanelerin bütçeyi koruduğunu, verilen zamana uyduğunu ve işi kaliteli yaptıklarını belirtiyorlar. Biz de Norveç olarak kaliteli hizmet almak için biraz daha fazla ödemeye alışkın bir ülkeyiz. Türkiye'de sektörün geleceğinin parlak olduğunu düşünüyorum. Fakat denizcilik dünya ticaretine bağlı bir sektör. Tabi bunlar bizim dışımızdaki faktörler. Dünya ticareti düşüşe geçtiğinde bile bizim bu spesifik gemilere, özel gemi tiplerine ihtiyacımız yüksek olacak. Modern ve yeni teknolojiler kullanan Türkiye'deki tersaneler deneyim kazanıyor. Dünya ticaret pazarı yükselişe geçtiğinde daha büyük gemilere ihtiyaç olacak. O zaman, Türkiye'nin bu gemileri inşa etme kapasitesi olacak.
Kanavin'in dikkat çektikleri
Ferit B.PARLAK
[email protected]
Tasarruf eksiği nedeniyle, yatırımlar ve ekonomik büyüme için yabancı kaynağa ihtiyaç duyduğumuz bir dönemde Norveç gibi finansal kaynağı bol ülkelerin yapacağı/yaptığı yatırımların önemi daha da arttı.
Petrol/doğalgaz rezervleri, deniz ürünleri ve geliştirdiği teknolojiler nedeniyle 150 milyar dolarlık ihracata ulaşan ve dünyanın en zengin ülkeleri arasında yer alan Norveç'te, gelecek nesillerin de gelirlerden yararlanmasını sağlamak amacıyla kurulan ve 600 milyar dolarlık bir büyüklüğe ulaşan "Hükümet Emeklilik Fonu" bugün dünyanın en önemli yatırım fonları arasına girdi.
Büyükelçi Kanavin ile bu fonun temsilcilerinin Türkiye ile ilgili düşüncelerini, birlikte yatırımların gidebileceği seviyeyi, ikili ticaretteki potansiyeli konuştuk.
Kanavin'in, "Türkiye'nin girişimciliği ile Norveç teknolojisini birleştirmeliyiz", "Norveç Kamu Fonu Türkiye ile daha yakından ilgilenmeye başladı.", "Türkiye tersanecilikte merkez olabilir.", "Türk girişimcilerden daha aktif olmayı öğreniyoruz.", "Üçüncü ülkelerde işbirliğinin artması ortaklığımızı güçlendirir" şeklindeki cümleleri, Norveç iş dünyasının Türkiye'ye karşı ilgisini gösteriyor. Bize ise bu ilgiye yanıt vermek düşüyor.