"Ülkeleri haksızlıklar böler"

Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Nihat Ergün, "Kamu-Üniversite-Sanayi İşbirliği Bölgesel Toplatısı"nda yaptığı konuşmada,ülkeleri hak ve özgürlüklerin değil haksızlıkların böldüğünü söyledi

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

ŞANLIURFA - Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Nihat Ergün, "Memleket Kürtçe şarkılarla bölünür mü?  İngilizce, Fransızca şarkılarla bölünmüyorda Kürtçe şarkılarla mı bölünecek. Ülkeleri hak ve özgürlükler değil haksızlıklar böler" dedi. 

Ergün, bir otelde düzenlenen "Kamu-Üniversite-Sanayi İşbirliği Bölgesel Toplatısı"nda yaptığı konuşmada, gelişmiş bir ülke olmak için kamu, üniversite ve sanayi üçlüsünün üzerine düşen sorumluluğu hakkıyla yerine getirmesi gerektiğine dikkati çekti. 

Şanlıurfa ve Diyarbakır'ı kapsayan toplantının verimli geçeceğine inandığını vurgulayan Ergün, bölgede geçmiş dönemlerde Cabir Bin Hayyan, El-Battani, El-Cezeri gibi önemli isimlerin yetiştiğini belirtti. 

"Bizim mayamızda bilim, teknoloji, düşünce, tefekkür ve analiz kabiliyeti var" diyen Ergün, "Şimdi o mayadan çok yeni şeyler ortaya koymamız lazım" ifadelerini kullandı. 

Ortadoğu'nun merkezinde yer alan Şanlıurfa ve Diyarbakır'ın çok büyük bir potansiyel taşıdığına işaret eden Ergün, geçmiş dönemlerde gerekli yatırımlarda geç kalınması, eksik yapılması ve terör gibi sorunlarla boğuşulması nedeniyle bu şehirlerin potansiyelinden yeterince yararlanılmadığını söyledi. 

Son 11 yılda ülkede kronik hale gelen birçok sorunun çözüldüğünü ve birçoğunun da çözüm yoluna girdiğini anımsatan Ergün, şunları kaydetti:

"Ekonomide, kentleşmede, dış politikada, üretimde, sosyal hayatta, bilim ve teknolojide çok önemli adımlar atmaya başladık ancak en önemlisi bütün bunların zeminini teşkil eden hak ve özgürlükler noktasında, demokratikleşme alanında atmış olduğumuz adımlar oldu. Bugün devam etmekte olan çözüm sürecinin sadece bu bölgemizde değil ülkemizin genelinde yüzleri güldürdüğünü görüyoruz. İnsanlar mutlu ve huzurlu. Neden? Çünkü kan dökülmüyor. Herşeyi konuşabiliyorlar, huzur varsa, barış varsa, sükun varsa konuşulmadık hiçbir mesele kalmaz. Herşey konuşulabilir ve her konuda bir ortak nokta yakalanabilir."

Çözüm süreci

Hiçbir problemin kırarak ve kan dökerek çözülmeyeceğini anlatan Ergün, herkesin demokrasi ortamında konuşması gerektiğini dile getirdi. 

Ülkelerin ancak demokrasi içerisinde gelişebileceğinin altını çizen Ergün, şöyle devam etti:

"Onun için herkesin yüzünü güldüren, umutları artıran ve diri tutan bir süreç yaşıyoruz. Hepimiz bu sürece gözbebeğimiz gibi bakmalı ve barış ortamının çok değerli bir hazine olduğunu görmeliyiz. Barış, sulh ve sükun için kim ne fedakarlık yapması gerekiyorsa yapmalıdır. Gerçekten fedakarlık yapmaya değer birşey varsa barış için yapılmalıdır. Son yıllarda iş dünyasınında bu atmosferde bölgeye çok büyük ilgi gösterdiğini biliyoruz ve görüyoruz. Özellikle teşvik sistemiyle birlikte bölgedeki iş ve yatırım ortamı son derece cazip bir kimlik kazandı. Bölge istihdam maliyetleri bakımından sadece Türkiye'nin değil belkide dünyanın en cazip bölgelerinden birisi oldu."

Ergün, açıklanan teşvik paketi sonrası Türkiye'deki organize sanayi bölgelerinde 28,5 milyar liralık yatırım ve 3 bin tesisin kuruluşu için başvuru yapıldığını anımsattı.

Yatırım başvurularının önemli bir kısmının 6. bölgeye olduğunu belirten Ergün, "Tüm bunlar bölgenin geleceği için bize çok önemli ipuçları vermektedir. Çok şükür Şanlıurfa'daki ve Diyarbakır'daki organize sanayi bölgelerinde yer kalmadı" şeklinde konuştu.  

Kürtçe şarkı 

Konuşmasında, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın Diyarbakır ziyareti ve sanatçı Şivan Perver ile İbrahim Tatlıses'in Kürtçe şarkı söylemesine değinen Bakan Ergün, 10 yıl önce bunların hayal dahi edilemediğini söyledi. 

İlk milletvekili olduğu dönemlerde Kürtçe kasetlerin yasaklı olduğunu ve insanların el altından satın aldıklarını vurgulayan Ergün, "Memleket Kürtçe şarkılarla bölünür mü?  İngilizce, Fransızca şarkılarla bölünmüyorda Kürtçe şarkılarla mı bölünecek. Ülkeleri hak ve özgürlükler değil haksızlıklar böler. Haksızlıklar arta arta önce insanlar manen ayrılır. Ardından kafalar gönülleri ayrılır. Sonra ise kendileri ayrılmak isterler işte ülkeler haksızlıklardan böyle bölünür, haklardan bölünmez" ifadelerini kullandı.

Türkiye'nin anormalden normale döndüğünü aktaran Ergün, sözlerini şöyle tamamladı:

"Çünkü yasak olması (Kürtçe şarkılar) ve yok sayılması anormaldi. İnsanı bir sistem ve bir idare ancak bu kadar aşağılayabilir. Fakat Türkiye'de insanların yok sayılarak aşağılanma süreci bitmiştir. Olduğu gibi kabul edeceksiniz. Bizim Allah'ın kendi farklılıklarıyla yarattıklarını olduğu gibi kabul etmeme hakkımız ve lüksümüz yoktur. Biz onun yaratma hikmetlerini olduğu gibi kabul etmemiz lazım."