"Utanç verici bir tertip"

Bahçeli, "Çok ciddi sosyal çözülme, ahlaki çöküş ve hayatın her alanında ortaya çıkan yozlaşma hali, üst düzey siyasetçileri de etkisi altına almıştır." dedi.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

ANKARA/İSTANBUL - MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, "Ana muhalefet liderinin özel hayatına yönelik muhatap olduğu utanç verici tertibin kara bir leke olarak siyasi tarihimize geçeceği de açıktır" dedi.

Bahçeli, "Deniz Baykal'la ilgili iddialara ve sonrasında ortaya çıkan gelişmelere" ilişkin yaptığı yazılı açıklamada, Türkiye'nin içine düştüğü puslu siyasi ortamın gerilimlerini ve gerginliklerini alabildiğine yaşadığını savundu.

Son dönemde yaşanan olayları "düşündürücü" olarak nitelendiren Bahçeli, yaşananların milleti şaşırttığını ve endişeye sevk ettiğini belirtti. Bahçeli, şunları kaydetti:

"Çok ciddi sosyal çözülme, ahlaki çöküş ve hayatın her alanında ortaya çıkan yozlaşma hali, üst düzey siyasetçileri de etkisi altına almıştır. Bunun en son örneği Sayın Deniz Baykal'ın da içinde yer aldığı iddialarda ortaya çıkmıştır.

Kişisel ilişkilerin ve özel hayatın mahremiyetinin sınırlarını tayin etmek elbette ki şahısların belirleyeceği bir alandır. Ancak ana muhalefet liderinin özel hayatına yönelik muhatap olduğu utanç verici tertibin kara bir leke olarak siyasi tarihimize geçeceği de açıktır."

"Üzerimize düşeni yaparız"

Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek, özel hayatın gizliğinin ihlalini 2005 yılında Türk Ceza Kanununda değişiklik yaparak suç haline getirdiklerini belirterek, "Biz daha 2005'te hem Anayasa, hem de ceza kanunu açısından özel hayatın gizliliğine müdahaleyi suç kabul eden bir düşünceye sahibiz" dedi.

Çiçek, Cenevre dönüşü Atatürk Havalimanında düzenlediği basın toplantısında, gazetecilerin CHP Genel Başkanı Deniz Baykal'a ait olduğu iddia edilen video görüntüler ve istifasıyla ilgili sorularını yanıtladı.

"Sayın Baykal istifasını açıklarken hükümete yönelik sert eleştirilerde bulundu. Bu konudaki görüşünüz nedir?" diye sorulan Çiçek, bu olayla ilgili şahsi düşüncelerini ve üzüntülerini, ilk gün kendisini telefonla arayarak ifade ettiğini belirtti.

Cemil Çiçek, bu konudaki kanaatini de söylediğini, Deniz Baykal'ın da bununla ilgili basın açıklaması yaptığını dile getirerek, şöyle konuştu:

"Dolayısıyla benim düşüncem o günkü açıklamalarımdır. Bir parti mensubu olarak düşüncelerimi soruyorsanız, bu konuyla ilgili olarak Sayın Başbakan ve ilgili arkadaşlarımızın bugün gazetelerdeki açıklamalarını okudum. Dolayısıyla ben Pazar gününden beri dışarıdaydım. İçerideki gelişmeleri sizler kadar yakından takip etme imkanım olmadı. Kaçamak bir cevap vermek için de bunu söylemiyorum. Eksik bilgiyle böylesine önemli bir konuyu değerlendirmek, hem konu açısından, hem de bir kısım değerli insanlar açısından yanlış sonuçlara götürür."

"Konu yargıya intikal etti"

Çiçek, "Referandum öncesinde böyle bir komplonun ortaya çıkmasını neye bağlıyorsunuz?" şeklindeki soruya "Ben bu konunun yargıya intikal ettiğini biliyorum. Yargıya intikal ettiğine göre kafamızda bir soru varsa onun beraber aydınlatılması yargı yoluyla olacaktır ve olmalıdır. Bizlere de düşen yargının bu soruşturmayı yaparken, Cumhuriyet savcıları bu soruşturmayı yaparken, istediği bilgilere ulaşabilmesi, bizden istediği herhangi bir husus varsa bunların süratle ve mümkün olan imkan çerçevesinde bunların karşılanmasıdır. Belki o, o tartışmaların da doğru bir mecrada yapılmasına imkan verir. Ben şahsen böyle düşünüyorum" karşılığını verdi.

"Özel hayata müdahale suçtur"

Cemil Çiçek, "Hükümet olayın arkasında ne olduğunu ortaya çıkaracak mı?" şeklindeki bir soruyu da şöyle yanıtladı:

"Sadece hükümet olarak değil. Hükümet, bu olayları nasıl ortaya çıkarır; bunun anayasamızda, yasalarımızda yolu, yöntemi bellidir. O çerçevede elbette her türlü suç teşkil eden bir olayın ortaya çıkarılmasında biz üzerimize düşeni bugüne kadar yaptık, bundan sonra da yaparız. Yargıya intikal eden bir konuda oraya vaziyet eden yargı makamlarıdır. Bize düşen onların ihtiyaçlarını karşılamak ve bizden istenen hususlar olursa onları da süratle yerine getirmektir."

Çiçek, "Özel hayatın gizliliğinin ihlalinin Türkiye'de bir sorun olduğunu düşünüyor musunuz?" diye soran bir gazeteciye, özel hayatın gizliğinin ihlalini zaten 2005'te yaptıkların ceza kanununda suç haline getirdiklerini söyledi.

"Bizim açımızdan özel hayatın gizliliğine müdahale suç. Bu durum TCK'nin 135 ve takip eden maddelerinde suç olarak kabul edilmiştir" diye konuşan Çiçek, geçen günlerde medyadan gelen bir kısım telkinlerle de özel hayatın gizliliğine müdahalede cezaların artırılması noktasında bir talep olduğunu ve bununla ilgili cezaları da arttırdıklarını hatırlattı.

Hazırlık soruşturmasının gizliliğini ifşa eden hususların da ceza hükmüne bağlanması noktasında gazetecilerden de bazı itirazlar geldiğini söyleyen Çiçek, Adalet Bakanlığının da bu konuda bir çalışma yaptığının bilindiğini ifade etti.

Çiçek, "Demek ki biz daha 2005'te hem anayasa, hem de ceza kanunu açısından özel hayatın gizliliğine müdahaleyi suç kabul eden bir düşünceye sahibiz. Tercihimiz bu yöndedir. Onun için de ceza kanununa birtakım hükümler konmuştur" şeklinde konuştu.

Bu konularda ilginizi çekebilir