"Yakın gelecekte her pozisyon yeşil yakalı olacak"

Türkiye'nin ilk ve tek yeşil yakalı insan kaynakları sitesi Ekokariyer.net'in 'yeşil yaka' tanımı,sürdürülebilirliği yaşam ve iş felsefelerinin temeline yerleştirenleri kapsıyor.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

 

 

 
Didem ERYAR ÜNLÜ
 
İSTANBUL - Küresel finans krizi sonrasında, sürdürülebilir büyüme, kurumsal sosyal sorumluluk, kaynakların verimli kullanımı, çevre bilinci gibi konular ekonomik büyümenin temel değerleri olarak yükselmeye başladı. Bu değerlere öncelik vererek sürdürülebilir büyümeye odaklanan şirketler, yarının şirketleri olarak ön plana çıktılar. Tüm bu gelişmelerin temelinde yer alan insan da, bu değişimden önemli boyutta etkilendi. 
Türkiye’nin ilk ve tek yeşil yakalı insan kaynakları sitesi olan Ekokariyer. net bu çerçevede önemli bir misyon üstleniyor. Mentorluğunu finans, enerji, liderlik, insan kaynakları gibi konularda uzman bir isim olan Dr. Rıza Kadılar’ın üstlendiği Ekokariyer.net, günümüzün iki önemli sorununa bir arada çözüm sunuyor: Çevresel sürdürülebilirlik ve istihdam. Sürdürülebilir büyüme, kurumsal sosyal sorumluluk, yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanımı ve çevre korumacılığını temel değerler olarak benimseyen portal, bu değerleri yaşam ve iş felsefesinin merkezine koyanları "yeşil yakalılar" olarak tanımlıyor. 
Ekokariyer.net Kurucu Ortağı ve Genel Müdürü Selen İnal, "Şirketlerin sürdürülebilirlik vizyonlarının ve politikalarının tüm şirket çalışanları tarafından desteklenebilmesi için bu kavramların şirketin en önemli varlığı olan insan kaynakları tarafından benimsenmiş olması büyük önem taşıyor; çünkü yakın bir gelecekte her pozisyon yeşil yakalı olacak" diyecek kadar iddialı. 
Çevresel sürdürülebilirlik zorunluluk oldu 
Ekokariyer.net, dünya genelinde sadece belli sektörleri hedefleyen "yeşil yaka" yaklaşımından farklılaşıyor ve bu kavramı yeniden tanımlıyor. 
"Çevresel sürdürülebilirliğin gelecekte her şirket için sorumluluktan öte zorunluluk olacağına inanıyoruz" diyen Selen İnal, şöyle devam ediyor: "Sürdürülebilirlik dediğimiz zaman; ekonomi, sosyal yapı ve çevreyi bir arada düşünmemiz gerekiyor. Küresel iklim değişikliği tartışmaları sonunda dünyanın çevre dostu düşük karbonlu bir hayat tarzına geçişi, tüm alanlarda yeni bakış açılarını beraberinde getirdi. ‘Yeşil Ekonomi’ olarak adlandırdığımız bu yeni modelde yenilikçi teknoloji ile üretim yapan şirketler rekabette ciddi bir avantaj yakalarken, aynı zamanda kalifiye insan kaynağını da şirketlerine çekme ihtiyacındalar. Şirketlerde, itibar yönetimi kavramı giderek ön plana çıkıyor ve artık bilinçli kalifiye çalışanlar sosyal sorumluluk sahibi ve çevreye duyarlı olmayan şirketlerde çalışmak istemiyor. Bu sebeple, sosyal sorumluluk ve çevresel duyarlılık, toplumsal bilincin artmasıyla şirketlerde zorunluluk haline geliyor. Bu yaklaşımı bireylerden kurumlara, hatta ulusal anlamda devletlere kadar gözlemleyebiliyoruz." 
Yeşil ekonomiye geçiş istihdamı belirleyecek 
Selen İnal, net bir veri olmamasına rağmen, Türkiye’deki mevcut "yeşil yaka" tanımı altında çalışan sayısının 50 bin civarında olduğunu söylüyor ve bu sayının bir kaç sene içinde 2 katına çıkmasının beklendiğini dile getiriyor. İnal şu bilgileri veriyor: "Avrupa Rüzgar Enerjisi Birliği verilerine dayanan bir tahmini hesaplamaya göre rüzgar endüstrisinde Türkiye’de 6 bin 500 kişilik istihdam olduğu öngörülüyor. Şu anda yine enerji verimliliğine bağlı olarak "yeşil bina" kavramının hayatımıza girmesi ile inşaat sektörüne girmiş durumda. Yalıtım sektöründe 15 bin kişinin çalıştığı tahmin ediliyor. Son yıllarda yine trend haline gelen organik tarım var. Avrupa Birliği’nin IPARD – Kırsal Kalkınma – fonlarının da desteğiyle 2013 itibariyle Türkiye’de tarım ve hayvancılıkta önemli bir dönüşüme girileceğine inanıyorum. Ayrıca büyük uluslararası şirketler, yaklaşımları ile aslında tedarik zincirindeki tüm sektörleri de değişime zorlayacak; atık azaltımı, pazarlama, paketleme, satış, ürün geliştirme ve inovasyon gibi tüm alanların bundan etkilenmesi kaçınılmaz. Dolayısı ile Ekokariyer.net ‘yeşil yaka’ tanımımıza göre, aslında ‘yeşil yaka’nın sayısı ne kadar artacaktan ziyade, ‘yeşil ekonomi’ye geçiş hızı ne kadar yüksek olacak sorusunun cevabı istihdamı belirleyecek; çünkü bize göre yakın bir gelecekte her pozisyon yeşil yakalı olacak." 
 
Hem çevreci, hem karlı olmak
 
[PAGE]
 
Hem çevreci, hem karlı olmak 
Peki eko-girişimciler; yani çevreye saygılı, sürdürülebilir iş modellerine yatırım yapanlar, diğer yatırımcılara oranla daha büyük zorluklar yaşıyorlar mı? Selen İnal’ın bu soruya verdiği cevap şöyle: "Ekogirişimler, iş modellerini oluştururken; finansal modellemenin zayıf kalması veya ürünün/hizmetin pazardaki konumlandırılmasının yanlış yapılması nedeniyle, fikir çok güzel olsa bile maalesef sürdürülebilir olamayabiliyorlar. Finansal modelleme kısmında, bir girişimci şirket yerine STK yaklaşımıyla hareket etmenin en kritik hata olduğuna inanıyorum. Çevreci bir ürün veya hizmet sağlayarak topluma çok faydalı bir iş gerçekleştiriyor olmanızın yanında, eğer bir girişimci olarak şirketiniz kar etmiyorsa o zaman finansal bacağınız zayıf kalacağından işinizi geliştirmeniz, hatta sürdürebilmeniz mümkün değildir. Dolayısıyla ürününüzün ekolojik olmasını bir tarafa bıraktığınızda, potansiyel müşterileriniz bu ürünü neden alsın, ürününüz çevreye katkısına ek olarak müşteriye ne gibi katkı ve avantaj sağlıyor gibi konuları da iyi kurgulamak gerekiyor. Yaratıcı ve yenilikçi yaklaşım ile rekabetçi olabilmek önemli. Öte yandan, ürünü pazarda konumlandırırken hedef müşteri kitlesini sadece ekolojik bilince sahip insanlar veya şirketler olarak sınırlamak da, ekogirişimi en başından sınırlıyor. Organik tarım ürünlerinin fiyatlarının, maliyetlerinin üzerine çok yüksek kar marjları konularak sadece üst gelir grubuna hitap edecek şekilde konumlandırılması bunun en somut örneği."