"Yeni savaşlara ihtiyacımız yok"

Avrupa Birliği (AB) Bakanı ve Başmüzakereci Mevlüt Çavuşoğlu, Ukrayna'daki gelişmelere ilişkin, "Yeni çatışmaya, yeni savaşlara ihtiyacımız yok" dedi

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

ANKARA - Avrupa Birliği (AB) Bakanı ve Başmüzakereci Mevlüt Çavuşoğlu, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) tarafından düzenlenen yemekte, Milletlerarası Ticaret Odası (ICC) Yönetim Kurulu ile bir araya geldi. 

Ukrayna konusuna değinen Çavuşoğlu, ülkenin ekonomik kalkınmasının, siyasi istikrarının ve sınır bütünlüğünün çok ciddi tehlike altına girdiğini belirtti. 

Çavuşoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü: 

"Peki bugün AB, Ukrayna'ya 11 milyar avro yardım yapma kararı aldı. Bu yardımlar daha önce yapılabilir miydi? Çok daha önce yapılabilirdi. Bugün özellikle AB, üye olmak istediğimiz AB, Avrupa kurumları ve Rusya, Avrupa politikalarını yeniden gözden geçirmesi gerekir. Bugün Avrupa'daki bir kriz, bir istikrarsızlık tüm dünyayı etkilemektedir. Her türlü krize, ekonomik ve mali sorunlara rağmen biz Avrupa kıtasını en demokratik, en kalkınmış, en istikrarlı ve en güvenilir kıta olarak görüyoruz. İçinde yaşadığımız kıtadan, burada bulunmaktan da her ne kadar Türkiye'nin diğer komşu bölgelerinde savaşlar, iç savaşlar, çatışmalar olsa da böylesine bir kıtada olmak bize ayrıca güven veriyor." 

Ukrayna'ya güven ve istikrar gelmesi temennisinde bulunan Çavuşoğlu, Ukrayna'nın Avrupa Birliği ve Rusya arasında taraf seçmek zorunda bırakılmasının yanlışlığına işaret ederek şunları söyledi: 

"Ukrayna hangisini de seçseydi bugünkü tablo artık kaçınılmazdı ama keşke Turuncu Devrim - Ben ona sözde Turuncu Devrim diyorum- tüm batının da desteklediği Turuncu Devrim zamanında özellikle Berlin Duvarı yıkıldıktan sonra Orta ve Doğu Avrupa ülkelerine verdiğimiz desteği o zaman Ukrayna'ya da verebilseydik, bugün demokratik kurumları çok daha güçlü olurdu, oligarklaşma ve yolsuzlukla mücadelede başarılı olurdu." 

"Umarım bundan iki taraf da ders alır" diyen Çavuşoğlu, "Yeni çatışmaya, yeni savaşlara ihtiyacımız yok ama Ukrayna üzerinden rekabet öyle görülüyor ki Avrupa için bir dönüm noktası olacak" ifadesini kullandı. 

"Irkçılık, en büyük tehdit"

ICC'nin 1. Dünya Savaşı'ndan sonra ticaretin, finansın ve yatırımların uluslararası alanda yeniden gelişmesini ve barışın tesis edilmesini sağlamak amacıyla kurulduğunu belirten Çavuşoğlu, "barışın tacirleri" olarak nitelenen ICC'nin dünya ticaretinde ve yatırımda çok önemli bir rol oynadığına işaret etti. 

Avrupa'da yaşanan gelişmelere değinen Çavuşoğlu, şunları söyledi: 

"Bugün Avrupa'da barışın, istikrarın, ekonomik kalkınmanın ve etrafında birleştiğimiz değerlerin önündeki en büyük tehdit Avrupa'da artan ırkçılıktır, yabancı düşmanlığıdır, her türlü 'fobia'dır ve bunu sadece söylemde değil eylemde de görmeye başladık. Teröre dönüştüğünü görmeye başladık. Norveç gibi bir ülkede bile teröre dönüştüğünü, Almanya gibi demokrasinin evi olan bir ülkede Neo-nazi saldırılarına dönüştüğünü gördük. Ulusal parlamentolardaki ırkçı partilerin sandalye sayılarının artmasında gördük." 

Avrupa Parlamentosu seçimlerinde ırkçı partilerin sandalye sayısının artacağı konusunda birçok ülkede ciddi endişe olduğunun altını çizen Çavuşoğlu, çözümün diyalogdan geçtiğini belirterek şunları söyledi: 

"Bunun en önemli yöntemi bana göre diyalogdur. Kültürlerarası diyalogdur. Kültürlerarası dini boyutuyla kültürlerarası diyalogdur, halklar arasında diyalogdur. Önyargıların yıkılması gerekiyor ve (bunda) en çok da işadamları arasındaki işbirliği etkilidir. " 

"Dünyanı nen büyük sorunu; kriz"

Bugünkü dünyanın en büyük sorununun 2007'de ABD'de başlayan ve zamanla diğer ülkelere yayılan ekonomik ve mali kriz olduğuna işaret eden Çavuşoğlu, "Bu ekonomik kriz sadece bankaları ve finans kurumlarını etkilemedi, aslında siyaset kurumlarını da kökten etkiledi. Birçok ülkede siyasi istikrarsızlıklara yol açtı. Bazı ülkelerde, AB ülkelerinde bile halk tarafından seçilmiş demokratik hükümetler yerine teknokratlar göreve geldi ve birçok insanın hak ve özgürlükleri de temelden, kökten sarsıldı" diye konuştu. 

Çavuşoğlu, Türkiye'nin 2000'li yılların başında yaşadığı ekonomik, mali ve siyasi krizlerden ders alarak mali ve bankacılık yapısını tekrar düzenlediğini, bu yüzden de küresel krizden etkilenmediğin savundu. Çavuşoğlu, Türkiye'nin ekonomik ve mali politikalarını disiplin içinde yürüttüğünü söyledi. 

"Son 11 yılda yaptığımız reformlarla ve de özelleştirmelerle devlet ekonomiden tamamen çekilmiştir, ekonomiyi ve yatırımları özel sektöre bırakmıştır" ifadesini kullanan Çavuşoğlu, devletin düzenleyici bir rol oynadığını ve gelirlerini alt yapı çalışmalarına harcadığını belirtti. Çavuşoğlu, "Türkiye'nin önümüzdeki yıllarda da hem mali disiplini devam edecektir hem de yatırımın ihtiyacı olan altyapı, başta enerji olmak üzere her türlü yatırımları Türkiye arttıracaktır" şeklinde konuştu. 

Dünya genelindeki krizlerin sadece ekonomik krizlerle sınırlı olmadığına da dikkati çeken Çavuşoğlu, çevre sorunları, uluslararası terör gibi çeşitli konulara da hala çözüm bulunamadığına dikkati çekti. 

Dünyadaki güç dengesinin sanayi ağırlıklı güçten, hizmet ve ticaret ağırlık güce doğru kaydığını dile getiren Çavuşoğlu, bunun küresel göç akımlarını da etkilediğine değindi. "Bugün kontrollü göç, entegrasyon, istihdam ve yaşlılık konusunda da sadece ülkeler değil uluslararası örgütler de çok ciddi bir biçimde çaba sarf etmektedir" diyen Çavuşoğlu, bu konularda da henüz uluslararası kabul edilmiş çözüm önerileri veya somut adımların görülmediğini söyledi. 

"Kıbrıs, Avrupa Birliği sürecini hızlandıracak"

Çavuşoğlu, ekonomik kalkınmanın önündeki en büyük engelin dünyanın çeşitli bölgelerindeki çatışmalar ve dondurulmuş ihtilaflar olduğunu kaydetti. 

Kıbrıs konusuna da değinen Çavuşoğlu, Türkiye'nin üzerine düşeni fazlasıyla yaptığını dile getirerek şunları söyledi: 

"Kıbrıs'ta kalıcı bir barış olduğu zaman Akdeniz'de hem siyasi istikrar hem de ekonomik büyüme bakımından çok önemli fırsatlar ortaya çıkacaktır. Bu da herkesin yararına olacaktır. Ortadoğu ülkelerini, Akdeniz'in etrafındaki bütün ülkeleri etkileyecek olumlu gelişmeler olacaktır ama hala dondurulmuş bir ihtilaftan bahsedebiliriz." 

Kıbrıs soruna bu yıl kalıcı bir çözüm getirileceğine işaret eden Çavuşoğlu, bunun da Türkiye'nin Avrupa Birliği sürecini hızlandıracağını dile getirdi.