Referandum meselesi

Ertürk Demirel / Araştırmacı Yazar.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

İşin aslını konuşmakta fayda var. Mevcut meclis anayasa referandumunu niye yapıyor? Çünkü mecliste halkı temsil ettiği iddiasındaki tüm siyasi partiler uzlaşmayı, ortak akıl ile demokrasi adına anayasal düzenlemeler yapmayı beceremediler.

Birbirlerini suçlamaktan, ağır ithamlar yöneltmekten uzlaşmaya sıra gelmedi de ondan. Muhalefet darbeci, Ergenekoncu oldu , iktidar da yalancı, rejim düşmanı. Ve mecliste uzlaşamadıkları için bu ithamları tüm ülkede meydan meydan dolaşıp , halkın içinde bağıra bağıra konuşmaya geldi sıra. Çünkü referandumu uygun gördüler. İktidar, anayasa paketini ben yaptım oldu şeklinde muhalefetin önüne koyarken her zamanki çoğulculuk değil çoğunluk esasına dayalı bir girişimde bulunduğunu gösterdi ne yazık ki. Tıpkı Kürt açılımında %39 oy alan bir iktidarın Kürt meselesini, Kürtlerin %20 sini temsil eden bir siyasi parti ile halletmeye çalışması gibi anayasa değişikliği de toplum tarafından sahip çıkılmadan mecliste uzun tartışmalara vesile oldu. Diğer taraftan hem anayasa paketinin hazırlanış şekline hem de içeriğine karşı çıkanlar iktidar tarafından darbecilikle ve Ergenekoncu'lukla itham edildiler.

Muhalefet ise tüm bu süreçte anayasa değişikliğine katkı sağlamaya çalışmadı bile. Sadece belli maddelerde hem fikir olduklarını belirttiler. Temel hak ve hürriyetlerin genişletilmesi, işçi ve ücretlilerin grev, sendika hakları gibi maddelerde değişiklikler yapılması ile ilgili direnç gösteremediler. Diğer yandan ana muhalefet partisi liderinin söylemleri daha vahim. Bir tarafta yeni paketin demokrasiyi geliştireceğini iddia ettiği için referandumda "evet oyları" isteyen bir iktidar varken diğer tarafta değişiklikler olursa iktidar partisinin başındakileri yargılayamayacağı için "hayır oyu" isteyen bir muhalefet var. Peki halkın acaba yüzde kaçı iktidarın başındakileri yargılamanın derdinde? Diğer tarafta bu siyasi hesaplaşmanın sonu nereye varacak? Bugün terör örgütü ile savaşacak veya geçmişte savaşmış komutanların durumu ortada. Yargı kendi ile hesaplaşıyor. Muhalefet iktidara gelirse bunun bir adım sonrası ne olacak? Kim kimden hesap soracak? Bu hesaplaşma ne zaman son bulacak?

Hem iktidarın hem de muhalefet partilerinin tutumları göstermiştir ki bu meclis aritmatiği ve mevcut partilerdeki bu siyasi anlayış olduğu sürece meclisten halkın içine sinen bir anayasa değişikliği çıkmayacaktır. Bu satırların yazarı da altta çeşitli sivil toplum kuruluşları tarafından sıkça dile getirilen ve hem iktidarın hem de muhalefetin sıkça siyasi sömürü haline getirdiği bu yasal düzenlemelerin gerçekleşmemesi nedeni ile mevcut anayasa değişikliğini samimi bulmamaktadır.

Bu nedenle belli çıkar gruplarına hizmet edecek, toplumun demokrasisine gerçek anlamda hizmet etmeyecek bir anayasa değişikliğini de kabul etmek pek mümkün görünmüyor. Bu nedenle altta yapılması gereken temel değişiklikleri şu şekilde özetleyebiliriz:

1. Siyasi partiler kanununda, partileri lider diktasından kurtaracak demokratik değişiklikler

2. Delege, milletvekili aday adaylığı, milletvekili seçimlerinin tüm partilerde ortak demokratik bir sisteme bağlanması

3. Cumhurbaşkanı yetkilerinin sınırlandırılması

4. Yargının siyasi baskıdan arındırılması, HSYK ve Anayasa Mahkemesi'nin üyelerinin seçiminde bu bağlamada düzenlenmesi

5. Milletvekili dokunulmazlıklarının sınırlandırılması

6. Ücretlilere, işçilere, memurlara grev ve sendika haklarının verilmesi ve bu haklarının koruma altına alınması

7. Mevsimsel işçilerin haklarının korunması

8. Din ve vicdan özgürlüğü ile ilgili hakların genişletilmesi

9. Çevre ve doğal yaşamın korunması ile ilgili gerekli düzenlemelerin yapılması,

10. Kamu denetim sisteminin oluşturulması

11. %10 seçim barajının %5 e düşürülmesi.

Ayrıca kendi dokunulmazlıklarına dokunmayan, siyasi partiler kanununda değişikliğe yanaşmayan bir siyasi iradenin anayasal değişikliğinin de ayrıca samimi olduğuna inanmayı zorlaştırdığını belirtmek gerekiyor.