Rejim öldürmeye devam ediyor

Başbakan Erdoğan, Finlandiya Başbakanı birlikte düzenlediği basın toplantısında, "Tankların kışlalarına çekilmesi lazım. Hala rejim orada kan akıtmaya, öldürmeye devam ediyor" dedi.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

 

 ANKARA - Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Suriye'deki gelişmelerle ilgili olarak, "Tankların kışlalarına çekilmesi lazım. Kışlalarına çekilmediği sürece burada Sayın Annan'ın 6 maddelik planındaki söz yerine geldi diyemeyiz" dedi.

Başbakan Erdoğan, Finlandiya Başbakanı Jyrki Katainen ile yaptığı baş başa ve heyetler arası görüşmelerin ardından düzenlenen basın toplantısında soruları yanıtladı.

Erdoğan, "Suriye'deki ateşkesi nasıl değerlendiriyorsunuz?" sorusuna şu yanıtı verdi:
"Annan Planı'nı desteklediğimizi, bunun arkasında olduğumuzu ifade etmek isterim. Fakat bu planın yürüyüp yürümeyeceği, Suriye yönetiminin buna sadık kalıp kalmayacağı noktasına gelince, henüz içeriden aldığımız istihbari bilgiler maalesef olumlu istikamette değil. Hala rejim orada kan akıtmaya, öldürmeye devam ediyor. Ve tabii Suriye'den gerek Türkiye'ye gerek Ürdün gibi sınır, komşu ülkelere gidişler kaçışlar devam ediyor. Bu kaçıp gelenlerin verdiği bilgilere dayalı olarak sorduğumuzda, söylediğimizde içeride Şam dışındaki illerde, oralarda maalesef öldürme hadiseleri devam ediyor. Ve tankları çektik ifadesi kısmen doğru. Ama bu çekilen tanklar kışlalarına dönmüyor. Kırsal kesime doğru alınıyor. Belki mahalle aralarından, caddelerden bu görüntüler kayboluyor ama kırsal kesimde yine aynı şekilde her an saldırmaya hazır vaziyette bekliyor. Bu tankların kışlalarına çekilmesi lazım. Kışlalarına çekilmediği sürece burada Sayın Annan'ın 6 maddelik planındaki söz yerine geldi diyemeyiz.
Şu anda BM Güvenlik Konseyi biliyorsunuz aldığı son kararla gözlemciler göndermeye başladı. Bu gözlemciler oraya geliyorlar. Gözlemciler de tabii yerlerinde bunu takip edecekler, görecekler. Onların da bu oradaki ziyaretleri, denetimleri çok büyük önem arz ediyor diye düşünüyorum. Temenni ederiz ki ölüm dursun, kan dursun."

AB müzakere süreci

Başbakan Erdoğan, "Türkiye'de AB'ye üye olmak noktasında geçerli bir irade var mı? Türkiye'nin Ortadoğu'nun daha geçerli bir parçası olmasına ilişkin bir iradesi olduğuna dönük söylentiler var. Bu konuda ne diyeceksiniz?" sorusu üzerine şunları söyledi:
"Avrupa Birliği bizim için aslında stratejik bir karardır, siyasi bir karardır. Ve biz bu siyasi, stratejik kararımızın arkasındayız. Biz buradan caymış değiliz, kararımızdan dönmüş değiliz. Ama ne yazık ki AB üyesi ülkelerin Türkiye'ye karşı ahde vefa anlayışında ne yazık ki çok büyük bir sapma var diyebilirim. Onlar sözlerini yerine getirmediler, getirmiyorlar. Biz sabırla yine çalışmalarımızı devam ettiriyoruz. Ama şunu rahatlıkla söyleyebilirim; şimdi Danimarka'dan sonra malum Güney Kıbrıs'ın dönem başkanlığı başlayacak. Tabii ki biz Güney Kıbrıs'ın dönem başkanlığını 6 ay ara vererek geçireceğiz. Çünkü biz Güney Kıbrıs diye bir devlet tanımıyoruz. Tanımadığımız bir Güney Kıbrıs Rum Yönetimi ile kalkıp da hiçbir zaman bir arada olamayız, aynı masaya oturamayız. Bu mümkün değil. Ama nedir, AB'nin kurumlarıyla görüşmeleri bizim de buradaki kurumlarımız yine yürütmeye devam ederler. Çalışmalarımızı bu şekilde sürdürürüz."

Barzani görüşmesi

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, tutuklu milletvekilleri için TBMM'de yasal düzenleme yapılacağına yönelik haberlerle ilgili olarak, "Bu tutuklu milletvekilleri hangi siyasi partilere aitse bunlar kimlerse önce o siyasi partilerin bir defa görüşleri nedir? Hangi gündemle ortaya çıkacaklar? Bunu görmek lazım. Bu iş, bu sorun AK Parti'nin sorunu değil. Onların sorunu" dedi.

Erdoğan, Irak'ın kuzeyindeki bölgesel yönetimin lideri Mesud Barzani ile yarın yapacağı görüşmede hangi konuların ele alınacağına ilişkin bir soruya, "Öncelikle tabii birinci derecede şüphesiz ki Irak masadaki en önemli konu. Ardından bölge şüphesiz ki görüşeceğimiz konu olacaktır. Bölgedeki son gelişmeler ki burada da Suriye en önemli konu olarak gündemimizde olacaktır. Ama görüşmeler esnasında tabii çok daha farklı görüşmeler olabilir.

Türkiye'deki terör konusu malum. PKK boyutu Kuzey Irak'ı da ilgilendiren bir konu olduğu için bunu da orada görüşme fırsatımız olacak. Bu çerçevede görüşmelerimizi yapacağız. Temenni ediyorum ki bu görüşmeler tesirini de en kısa zamanda gösterir" yanıtını verdi.

Tutuklu milletvekilleri

Başbakan Erdoğan, "Tutuklu milletvekillerinin durumuna ilişkin bir formül arayışının olduğu belirtiliyor. Buna ilişkin sizin görüşünüz nedir?" sorusu üzerine şunları söyledi:
"Bu konuyla ilgili olarak bir defa bu tutuklu milletvekilleri hangi siyasi partilere aitse bunlar kimlerse önce o siyasi partilerin bir defa görüşleri nedir, hangi gündemle ortaya çıkacaklar? Bunu görmek lazım. Bu iş, bu sorun AK Parti'nin sorunu değil. Onların sorunu. Eğer yasal çerçeve içerisinde varsa anayasamıza, yasalara uygun bir şey, ortaya biz bazı gerçekleri koyarız. Fakat şunu hiçbir zaman unutmayın; bu seçimlere giderken birilerinin milletvekili olamayacağını bile bile veyahutta bunu şöyle arkadan dolaşmak suretiyle çözer miyiz diye farklı yöntemleri denemek, bunlar demokrasinin usulleri içerisinde yoktur. Özellikle de bir hukuk devletinin içerisinde hiç mi hiç yoktur. Bunlar hep bu tür deneme yollarıdır.
Şu anda Meclis Başkanımızın bu tür bir girişimi olmuştur ve biz bu girişimi saygıyla karşılarız. Ama önümüze gelen nedir, ne değildir? Bunu görürüz. Burada anayasaya, yasalara uygun bir şey varsa bunu bizler de yetkili kurullarımızda değerlendiririz."

Görüşmeler verimli geçti

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, "Uluslararası ilişkilere bizim gibi küresel bir vizyon ile yaklaşan Finlandiya ile bölgesel ve küresel barışın tesisine yönelik somut projeler gerçekleştirilmesinden büyük bir memnuniyet duyuyoruz" dedi.

Gerek ikili gerekse heyetler arası yaptıkları görüşmelerin verimli geçtiğini ve geleceğe yönelik adımlar attıklarını belirten Erdoğan, dostane görüşmenin iki ülke arasındaki ilişkilerin mümkün olan her alanda daha ileri bir aşamaya nasıl taşınabileceğine yönelik olduğunu söyledi. Başbakan Erdoğan, "Askeri, siyasi, ekonomik, ticari, kültürel alanda ilişkimizin ve işbirliğimizin derinleştirilmesi yönündeki ortak iradeyi teyit ettik" diye konuştu.

Türkiye ve Finlandiya arasındaki ticaret hacminin 2011 yılı sonu itibariyle 1,6 milyar dolar olduğunu belirten Başbakan Erdoğan, bu rakamın iki ülkenin potansiyeline, kapasitesine ve gücüne göre çok küçük bir rakam olduğunu dile getirdi. Bu rakamın aşılması gerektiğini vurgulayan Erdoğan, bu iradenin olduğunu gördüğünü ifade etti.

Finlandiya ile diplomatik ilişkilerin 9 Aralık 1924 tarihindeki dostluk anlaşması ile başladığını kaydeden Başbakan Erdoğan, o tarihten bu yana ikili ilişkilerin çok daha çeşitlendiğini ve derinlikli bir boyut kazanmış bir durumda olduğunu söyledi. Türkiye ile Finlandiya bugün demokrasi, insan hakları ve hukukun üstünlüğü gibi evrensel değerleri benimsemiş iki ülke durumunda" diyen Erdoğan, uluslararası sorunların çözümü ve dünya barışına katkı amacıyla sergilemekte olunan ortak çabaların iki ülkeyi birbirine daha da yakınlaştırdığını anlattı.

Limanların açılması

"Uluslararası ilişkilere bizim gibi küresel bir vizyon ile yaklaşan Finlandiya ile bölgesel ve küresel barışın tesisine yönelik somut projeler gerçekleştirilmesinden büyük bir memnuniyet duyuyoruz" diyen Erdoğan, Kıbrıs sorunu ile ilgili olarak Finlandiya ile görüşmelerin olduğunu hatırlattı. Finlandiya'nın AB dönem başkanlığı yaptığı dönemde Kıbrıs sorununun çözülmesi için çok ciddi yaklaşımların olduğunu kaydeden Erdoğan, ancak Türkiye'nin tekliflerine bazı AB üyesi ülkelerin olumlu yaklaşımı göstermediklerini belirtti.

Erdoğan, şöyle devam etti:
"Çünkü, limanların açılması noktasında, bizler 'karşılıklı olarak olursa bu işe evet deriz ama tek taraflı böyle bir şey istenmesin de bizler asla olumlu bakmayız, yaklaşmayız' dedik. Peki Kofi Annan ile yaptığımız çalışmalarda, Annan Planı konusundaki samimiyetimizi garantör ülke olarak ve Kuzey Kıbrıs'daki kardeşlerimiz olarak bizler ne söz verildiyse Burgenstock da aynı uyguladık. Ama Güney Kıbrıs ve garantör ülkesi bunu uygulamadıkları gibi o günden bugüne de verilen sözler yerine getirilmedi ki bu sözlerin en önemlisi, mesela serbest ticaretle ilgili dolaşım hala yerinde durmaktadır. Bu Kuzey Kıbrıs'ta yaşayan vatandaşlarımıza gerçekten verilen sözün yerine getirilmemesi sebebiyle çok ciddi bir haksızlıktır. Şunu da özellikle ifade etmem lazım. Biz adaylık statüsünü 1999 yılında Helsinki'de elde etmiştik. Onun için Finlandiya'nın başkenti Helsinki'nin bizde önemli bir yeri var. Bunu da burada vurgulamakta fayda görüyorum. O tarihten bu yana Finlandiya gerçekten her zaman Türkiye'nin, AB üyeliğine destek sağlamıştır ve bu destek de diğer ülkelerden hep farklı olmuştur. İstisna bir yeri bu noktada vardır."

"Türkiye'ye gelen Finlandiyalı turist sayısı 190 bine ulaştı"

Türkiye ile Finlandiya arasındaki ekonomik ilişkilerin büyümesine yönelik adımların bu ziyaretle atıldığına inandığını vurgulayan Başbakan Erdoğan, bakanların yapacakları görüşmelerin bunun temel taşlarını oluşturacağını kaydetti.

Erdoğan, Türkiye'nin 2023 yılına kadar tüm hidroelektrik potansiyelini fiili olarak değerlendirilmesini ve yenilenebilir enerjinin toplam elektrik enerjisi üretimi içerisindeki payının yüzde 30'a ulaşmasını amaçladıklarını belirterek, bu hedef doğrultusunda 2023 yılına kadar rüzgar enerjisinde 20 bin megavat, jeotermal enerjide ise 600 megavat kapasiteye ulaşmayı öngördüklerini hatırlattı. Başbakan Erdoğan, Finlandiya'nın enerji alanında Türkiye ile işbirliğini geliştirmeye ve özellikle de nükleer enerji üretiminin güvenliği bağlamındaki tecrübelerini paylaşmaya istekli olamasına Türkiye açısından ayrıca memnuniyet duyduklarını söyledi.

Erdoğan, "İnanıyorum ki enerji alanında yapacağımız iş birliği, ikili ilişkilerimizi, ikili ticari ve ekonomik ilişkilerimizi tetiklemesi bakımından çok ciddi katkılar sağlayacaktır. Geçen yıl Türkiye'ye gelen Finlandiyalı turist sayısı 190 bine ulaştı. Bunun daha da artarak devam edeceğine inanıyorum. Bu artış halklarımız arasındaki kaynaşmayı da sağlayacaktır" dedi.

(AA)