Rekabet KOBİ kredilerinde dönecek, komisyonun net etkisi bu yıl çıkacak
Garanti Bankası Genel Müdürü Ergun Özen, “Bu sene içerisinde komisyonlarla ilgili yapılan düzenlemelerin tüm yıl etkisini 2015 yılında yaşayacağız” dedi
Garanti Bankası Genel Müdürü Ergun Özen, bu yıl kredi cephesinde rekabetin KOBİ tarafında yoğunlaşacağını bireyselin ise ‘ılımlı’ olarak nitelendirilebilecek bir büyüme performansı göstermesini bekliyor. Ergun Özen, geçen sene yapılan ücret ve komisyon düzenlemelerinin tüm yıl etkisini ise 2015 yılında yaşanacağını belirterek “Sektörde karlılığın üzerinde baskı oluşturan, etkileri oldukça geniş düzenlemeler devreye alındı. Bunların sonuncusu da sektör gelirlerinin neredeyse dörtte birini oluşturan ücret ve komisyonlara ilişkin yürürlüğe konulan düzenleme oldu. 2015 yılına ilişkin,sektör karlılığına etki edebilecek en belirleyici unsur olarak bunu not etmekte fayda var” dedi.
Garanti Bankası Genel Müdürü Ergun Özen, dünya piyasalarındaki gelişmeleri, bankacılık sektöründeki trendleri ve bankanın hedeflerini aktardı. Ergun Özen, “Krediler tarafında geçtiğimiz yıla kıyasla daha iyi bir yıl bekliyoruz. Kredi büyümesinin Merkez Bankası’nın finansal istikrar için hedeflediği yüzde 15- 20 bandında olacağını düşünüyoruz. Büyümeye en fazla destek yine ticari kredilerden gelecektir” dedi ve ekledi: “Geçtiğimiz sene sektörde KOBİ kredilerinde kıyasıya bir rekabet vardı. Önümüzdeki sene de sektörde KOBİ payını artırmak isteyen bankalar arasında yoğun rekabet ortamı bekliyoruz. Tüketici kredileri tarafında, geçtiğimiz yıl olduğu gibi, tüketimi kontrol altına almaya yönelik önlemlerin etkisiyle, ortalama kredi büyümesinin altında, nispeten ılımlı seviyelerde büyüme rakamları bekliyoruz. Burada büyümede destek kredilerinin biraz daha önde olacağını düşünüyorum.”
Kredileri mevduatla fonlayabilmenin önemi arttı
Özen, mevduat tarafında ise artışın yine kredi büyümesinden daha düşük, dolayısıyla alternatif fonlama kaynaklarının da etkin bir şekilde kullanıldığı kaynak yapısının devam edeceğini düşünüyor. Özen, “2014 yılında da mevduat büyüme hızının kredilerin altında kaldığını, dolayısıyla aradaki makasın biraz daha açıldığını gördük. Fed’in ve Avrupa Merkez Bankası’nın sene içinde izleyecekleri politikaların fonlama maliyetleri çerçevesinde etkileri hissedilebilir, ancak fonlara erişimle ilgili bir sorun söz konusu olmayacaktır. Fakat, alternatif fonlama ihtiyacının artmasının, özellikle TL tarafta kredileri mevduatla fonlayabilmenin önemini ve mevduat rekabetini artırdığını söyleyebilirim” dedi.
Bankacılık sektörü açısından 2014 yılının sene başında alınan iç talebi sınırlayıcı makro ihtiyati önlemlerin etkilerinin hem hacimsel bazda hem de karlılık noktasında yoğun biçimde hissedildiği bir yıl olduğunu ifade eden Özen, şu değerlendirmeyi yaptı: “Kredilerde büyüme hızı yavaşlarken, bankaların bilanço kompozisyonları da ticari krediler lehinde değişti. KOBİ kredilerinin damgasını vurduğu ticari kredilerin büyüme rakamlarına baktığımızda, kasım sonu itibariyle taksitli ticari krediler yüzde 25 büyürken, diğer TL ticari ve kurumsal krediler yüzde 24 artış gösterdi. Yavaşlamanın en yoğun hissedildiği alanlar, ekonomi yönetiminin hedefl ediği şekilde tüketici kredileri ve kredi kartları oldu. Kısacası sektör bu sene tüketimi değil üretimi ve dolayısıyla yatırımı, ihracatı ve dolaylı da olsa istihdamı destekledi diyebiliriz.”
Potansiyel kârın üçte birini düzenlemeler götürdü
2014 yılının sektörde karlılığın üzerinde baskı oluşturan, etkileri oldukça geniş düzenlemelerin devreye alındığı bir yıl olduğunu belirten Ergun Özen, “Bunların sonuncusu da sektör gelirlerinin neredeyse dörtte birini oluşturan ücret ve komisyonlara ilişkin yürürlüğe konulan düzenleme oldu. 2015 yılına ilişkin,sektör karlılığına etki edebilecek en belirleyici unsur olarak bunu not etmekte fayda var” ifadelerini kullandı. Özen, “Bu sene içerisinde komisyonlarla ilgili yapılan düzenlemelerin tüm yıl etkisini 2015 yılında yaşayacağız. Bu nedenle sektörün karlılığı buradan baskı görecektir. Zaten son yıllarda yapılan düzenlemelerin karlılığımız üzerinde çok ciddi etkisi oldu, son 5 yılda bankamız özelinde potansiyel karımızın neredeyse üçte birini bu düzenlemeler götürdü. Gelinen noktada regülasyon açısından oldukça sıkı bir çerçeve oluştu, bundan sonraki dönemde açıkçası sektördeki sağlıklı sermaye oluşumunun devamı ve bu yolla ülkemizin ihracat, yatırım ve istihdam artışının sürdürülebilir bir şekilde fonlanmaya devam edilebilmesi için, bazı adımların ekonomimizin hayrına olacağı düşünülürse bir miktar gevşetilmesinin uygun olabileceği görüşündeyim” açıklamasını yaptı.
Dönem, şubelerde verimliliğe odaklanma dönemi
Özen, karlılık açısından sektör olarak yapısal değişikliklerin etkilerini bir süredir yaşadıklarını ve yaşamaya da devam edeceklerini anlatarak şunları söyledi: “Bankaların düşük marjlar ve azalan komisyonlar nedeniyle sınırlanan gelir büyümesi nedeniyle karlılık seviyelerini koruyabilmek adına şube ağı büyümesinde biraz daha dikkatli olduğu, öncelikli olarak mevcut şube ağlarının verimliliğine odaklandığı bir dönemdeyiz. Ancak şubeleşme ve istihdam açısından 2015'te sektörde bir miktar canlanma görebileceğimizi düşünüyorum.” Ergun Özen, Garanti Bankası’nın 2014 yılını değerlendirirken de KOBİ kredileri ve ticari kredilerin büyümelerinde belirleyici olduğunu kaydederek “İlk 9 ayda TL ticari kredilerde hedefl erimizin üzerinde bir başarı sergiledik ve yüzde 21 büyüme gerçekleştirdik. Bireysel krediler ve kredi kartı alacaklarında, tüketici kredilerinde özel bankalar arasındaki liderliğimizi korumayı başardık.Tüm alt kategorilerde pazar payı kazandık. Fonlama tarafında ise, küçük montanlı mevduatta pazar payı kazandık. Bu alanda da öngördüğümüz seviyelere ulaştığımızı rahatlıkla söyleyebilirim” dedi.
KOBİ 'olmazsa olmaz'ımız bu yıl 15-20 şube açacağız
“2015 hedeflerimizi titizlikle belirledik” diyen Ergun Özen, “Krediler tarafında sektöre paralel bir büyüme öngörüyoruz. Ticari krediler ağırlıklı büyüme odağımızın devam edeceğini söyleyebiliriz. Dolayısıyla, taksitli ticari krediler ve TL ticari krediler bilanço büyümemizin temelinde olmayı sürdürecek. Özellikle KOBİ kredileri, bizim bu sene olmazsa olmazımız olmaya devam edecek. Bireysel krediler ve kredi kartlarında da 2014’e kıyasla daha hareketli bir sene öngörüyoruz” ifadelerini kullandı.
Hem dijital hem şube yatırımlarının süreceğine de işaret eden Özen, önümüzdeki yıl içerisinde ağırlığı ticari şubeler de olacak şekilde 15-20 yeni şube açmayı planladıklarını da açıkladı. Özen, dijital bankacılık yatırımlarını ise şöyle aktardı: “Omni-kanal stratejimizi geliştirerek sürdürmeyi hedefliyoruz. Mobil teknolojilerin yakın takipçisi olmaya devam ederken,iGaranti başta olmak üzere mobile yatırımlarımız sürecek. Bu alana yaptığımız yatırımların karşılığını gerçekten çok iyi alıyoruz, internet bankacılığında yapılan her 4 işlemden biri, mobil bankacılıkta ise yapılan her 3 işlemden biri Garanti üzerinden gerçekleşiyor. Bu pazar payları beni inanılmaz mutlu ediyor, geleceğe daha da umutla bakmamı sağlıyor.”
Yurtdışındaki genişleme planlarını sorduğumuzda Özen, “Yakın coğrafyamızda bulunan, büyüme potansiyeli yüksek, Türkiye ile ticaret ilişkileri kuvvetli olan pazarlardaki gelişmeleri ve bankacılık sektörünü yakından takip ediyoruz” diyor ve oluşabilecek fırsatları değerlendirecekleri mesajını da veriyor.
Türkiye'nin açık ara en değerli kurumu unvanını taşımaya devam edeceğiz
Genel Müdür Ergun Özen, ‘5 sene sonra nasıl bir Garanti göreceğiz?’sorumuza şu yanıtı verdi: “Bugün sahip olduğumuz 107 milyar doları aşkın konsolide aktif büyüklüğü ve 17 milyar dolar piyasa değeri ile sadece Türkiye’de değil Avrupa’da da hatırı sayılır kurumlar arasında yer alıyoruz. Son 4 yıldır da Türkiye’nin en değerli şirketi olma unvanını koruyoruz. Tabii ki bu noktaya gelmek hiç de kolay olmadı. Finansal açıdan da, bugün mevduat bankaları toplam aktif büyüklüğünün yüzde 12’sine sahibiz. Önümüzdeki 5 yılda büyüklüğümüzü daha da artırmayı ve konumumuzu güçlendirmeyi hedefliyoruz. Ticari kredilerin bilançodaki ağırlığı artarken toplam kredi pazar payını yükselten, bireysel kredilerde öncü konumunu sürdüren, küçük montanlı mevduatta daha yüksek paylarla fonlamasını daha tabana yaygın hale getirmiş, sermaye yeterliliğini güçlü karlılığı sayesinde yüksek tutan ve Türkiye’nin açık ara en değerli kurumu unvanını taşımaya devam eden bir Garanti göreceğimizi düşünüyorum.”
Türk bankacılık sektömrü orta vadede nereye gidecek?
►Sektör olarak 2000 sonrası dönemde ivmeli büyüme grafiği ile ciddi bir kredi büyüklüğüne ulaştık. Ancak Türkiye’deki %63’lük ‘kredi/GSYİH’ oranını Euro bölgesinin yüzde 105’lik oranıyla karşılaştırdığımızda, penetrasyon anlamında daha gidilecek çok yolun olduğunu görüyoruz. Dolayısıyla, kredilerin bilançolarda ağırlığının önümüzdeki dönemde artmaya devam edeceğini söyleyebiliriz. Burada Türkiye ekonomisinin bir diğer önemli ayrıştırıcı gücü olan sıkı kamu maliyesi nedeniyle devletin borçlanma gereksiniminin azalması da katkı sağlayacak.
►İstikrarlı fonlama kaynakları da oldukça kritik. Ülkemizdeki tasarruf oranları maalesef hala çok düşük. Burada sektör, küçük birikimleri de sisteme dahil etmek için, mevduat tarafında da birikimleri destekleyici ürün çeşitliliği sağlamaya çalışacaktır. Yalnız tasarruf sorununu sadece tüketimi kısarak ya da tasarrufu özendirerek sağlayamayız, daha çok gelir elde etmeliyiz ki, daha çok biriktirebilelim. Bu da ekonomide yapısal bir dönüşümü gerektiriyor ki ekonomi yönetimi tarafından son dönemde açıklanan aksiyon planları bu doğrultuda atılması planlanan doğru adımlar içeriyor, bu da bizim geleceğe daha güvenle bakmamıza imkan veriyor.
►Türk bankacılık sektörünün gerek küresel anlamda diğer bankacılık sektörlerine, gerekse reel sektöre kıyasla, teknolojik gelişmeleri ne kadar yakından takip ettiğini ve hızla adapte olduğunu görüyorsunuz. Orta vadede de sektörde dijital kanalların ağırlığı ve etkinliği artarak sürecek ve Türk bankacılık sektörü müşterilerine en konforlu, en farklılaşmış hizmeti sunmak için yatırım yapmaya devam edecektir. Hayatın her alanında dijitalleşme tam gaz sürerken bankacılık sektöründe de orta vadede çok daha fazla dijital müşteri göreceğimizden eminim, özellikle mobil platformlarımızda hızla artan müşteri sayıları bunun en güçlü öncü göstergeleri.
Kredi kalitesinde kısmen bozulma yaşanıyor
Garanti Bankası Genel Müdürü Ergun Özen, 2015 yılı için sektör açısından gördüğü risk ve fırsatları da aktardı. Özen, Türk bankacılık sektörünün, dünyadaki rakiplerine örnek teşkil eden, kaliteli ve sağlam aktif yapısını her koşulda ihtiyatlı ve sağlam adımlar atarak korumaya çalıştığını da aktararak “2014 yılında ekonomik aktivitenin yavaşlaması ve işsizlik oranının artması kredilerin kalitesinde kısmen bozulmaya yol açmaya başladı. Önümüzdeki sene de benzer bir risk unsuru oluşabilir. Reel sektörün seyrinin belirleyeceği işsizlik oranı ve ekonomik aktivite hızı gibi göstergeler, özellikle banka bilançolarının KOBİ ağırlıklı büyüdüğü göz önüne alındığında, kredi riski üzerinde belirleyici unsurlar olacaktır” dedi.
ECB’nin genişlemeci adımları Fed riskini sınırlar
Özen, Fed’in para politikasında normalleşmeye gitmesinin etkilerini de değerlendirirken bu adımın önce sermaye akımlarının yön değiştirmesi, tasarruf oranı düşük ve dış finansmana ihtiyaç duyan Türkiye ekonomisi için bir risk unsuru olarak not edilmesi gerektiğini de düşünüyor. Özen, bununla birlikte sektörün yurt dışı fonlamasında Avrupa bankalarının yüksek payı göz önünde bulundurulduğunda, ECB’nin olası genişleyici para politikası adımlarının ise riski sınırlandıracağını kaydetti. Özen, “Dış piyasadan sağlanan fonlarda risk priminin artmasıyla da yine bir maliyet artışı söz konusu olabilir. Öte yandan sadece Avrupa değil, Japonya ve Çin’deki toparlanmanın da yavaş seyrinin 2015’te devam etmesi faiz oranlarının küresel düzeyde bir süre daha düşük kalması ihtimalini barındırıyor. Petrol fiyatlarındaki hızlı düşüşle birlikte faizin küresel anlamda yatay seyretmesinin etkileri hem ekonomiye hem de bankaların borçlanma maliyetlerine pozitif etki edebilir” değerlendirmesinde bulundu.