Rekabetin yeni anahtarı: Ar-ge ve inovasyon
Hüseyin ŞAHİN
UyumSoft Bilgi Sistemleri ve Teknolojileri AŞ Genel Müdür Yardımcısı
Rekabetin yeni anahtarı, Ar-Ge ve inovasyon. Pazara yenilikçi, farklı ve tüketicinin beklentilerini önceden tespit ederek ürün sunanlar, tercih ediliyor. Günümüzde, beyaz eşya, plastik, otomotiv, mobilya, tekstil gibi farklı sektörlerdeki birçok firma, bilgi teknolojileri yatırımlarını tamamladı veya tamamlamak üzere. Birçok işletme, network altyapısı, iletişim teknolojileri ve yazılımdaki gelişmeler paralelinde, iş süreçlerini online olarak, anında yönetmeye başladı. Artık işletmelerin gündeminde, Ar-Ge yatırımları, daha yoğun yer almaya devam ediyor.
Zira, bilgi ve teknolojiyi kullanmayan işletmelerin veya sektörlerin ayakta kalması hakikaten zor. KOBİ'lerimizin dünyayla rekabet edebilmesi ve küresel pazarlardan pay alabilmesi için bilgi teknolojilerinden pazarlamaya, kalifiye iş gücünden Ar-Ge'ye, lojistik maliyetlerinin düşürülmesinden yeni pazarlara açılmaya kadar birçok konuda, belli bir stratejik plan doğrultusunda hızlı hareket etmeleri gerekiyor.
Zira, dünyada karlılıkların, yüzde 1 ile yüzde 5'lere düştüğü bir dönemde, ülkemizdeki işletmelerin geçmiş yıllarda olduğu gibi yüzde 100'lere varan kar marjları ile ürününü satması neredeyse imkansız. Çok düşük karlar ile ürün satan ve dünyanın birçok noktasında alıcı bulan global şirketler, birçok ülkenin yerel pazarında ciddi pay sahibi olmaya başlamıştır. Bu da, yerel pazarlardaki küçük ve orta boy işletmelerin pazar kaybetmesine neden olmaktadır.
Bu nedenle, Türk KOBİ'lerinin, tüm iş süreçlerini disipline altına alarak, çok düşük karlar ile ayakta kalmanın yollarını aramaları gerekmektedir. Birim maliyeti düşürmenin yolu, ilk etapta, iş süreçlerini doğru ve verimli kullanıyor olmaktan geçmektedir. Bunun için kurumsal kaynak planlama (ERP), iş zekası, B2B, B2C, CRM gibi bilgi teknolojileri yatırımlarının tamamlanması şarttır. Bu yatırımların ardından işletmeler; Ar-Ge'ye pay ayırıp, beklentilerin ötesinde pazara yenilikçi ürünler sunarlar ise, ülke pazarının yanında, dünya pazarlarında da büyük pay sahibi olabilecektir. Ülkemiz KOBİ'leri, son yıllarda ekonomideki sürdürülebilir büyümenin paralelinde, dünyadaki gelişmeleri ve değişimleri yakından takip etmektedir. Mesela, ülkemiz otomotiv sektörünü ele alalım.
Otomotiv sektörümüz dünyayla entegre olan, kalite ve standartları çok önce yakalayan bir sektördür. Aynı zamanda, otomotiv yan sanayi de, ana sanayiye bağlı olarak aynı gelişmeyi yakalamıştır. Otomotiv sektöründeki üretim, tasarım veya pazarlama konusundaki inovasyon düşüncesi, ana firma tarafından, yan sanayi ve tedarikçilere de iletilerek, topyekun çalışma ve paralelinde başarı sağlanmaktadır. Beyaz eşya sektörü de, ülkemizde önemli bir yerdedir. Ana firmalar, özellikle ticari inovasyonlar da kendini göstermiş ve oldukça iyi yerlere gelmiştir. Tekstil sektörü de son yıllarda yeniden yapılanarak, kabuk değiştirme sürecine girmektedir. Moda marka yaratma, buruşmayan-kir tutmayan gibi kumaş üretimleriyle, dünya pazarlarındaki yerini korumaktadır.
Diğer taraftan, plastik, mobilya, sağlık gibi birçok sektörde bilgi teknolojileri altyapılarını tamamladıktan sonra, sırada Ar-Ge ve yenilikçi fikirler (inovasyon) üzerinde çalışmalar gerçekleşmektedir. Nitekim, 5746 Sayılı Ar-Ge Merkezi Kanunu çerçevesinde, Türkiye'de son 3 yılda beyaz eşya, otomotiv, elektronik, plastik, ilaç (kimya) gibi sektörlerde toplamda 79 adet Ar-Ge merkezi kurulmuştur.
Özetle, şirketler ve sektörler, ancak yenilikçi fikirleriyle ve süreçlerin iyi yönetilmesiyle, global pazarlardaki yerlerini koruyacaklardır. Çünkü küresel dünyada, pazarlama yöntemleri, rekabet yönetimi, üretim şekilleri de her geçen gün değişmektedir. Aynı zamanda, bilgi teknolojilerinin kullanıldığı, akıllı sistemlerle fabrikaların yönetildiği bir dönemde, bilgi ve bu bilgiyi yöneten insan faktörü büyük önem kazanmıştır. Hem dünya hızında çalışmak, hem de Ar-Ge çalışmalarıyla pazarın ihtiyacı olan (inovasyon sonucu) yeni ürünleri piyasaya sunmak rekabetin anahtarıdır.
Geçmişte belli coğrafya ve belli pazarlarda yapılan üretim ve ticaretin, bugün global şirketler tarafından dünyanın en uzak köşelerine kadar uzanmasının altında, bilgi teknolojileri ve Ar-Ge çalışmaları sonucunda ortaya çıkan yenilikçi ürünler ile bunların kalifiye insan kaynağı tarafından çok iyi yönetilmesinin sonuçlarını görüyoruz. Ar-Ge'ye ve insan kaynağına yatırım yapan şirketler veya ülkeler; diğerlerine göre farklılaşmakta ve üstünlük yakalamaktadır. İnovasyonel fikirlerin geliştiği ülkeler, kalkınmış ve ekonomi iyi olan ülkelerdir ve bu ülkeler dünyaya yenilikçi ürünleri, bilgilerini ve fikirlerini satarlar. Daha az gelişmiş ülkeler ise, bu ürünleri satın almak için ciddi paralar öderler.
Aslına bakarsanız, dünyamızın sahip olduğu bilgi ve teknolojinin neticesinde, günümüzde üretmek sorun olmaktan çıkmış ve düğmeye basıldığı an milyonlarca ürün üretiliyor hale gelinmiştir. Artık değerli olan, insan hayatını kolaylaştıracak yeni ürünleri pazara sunarak, pazar liderliği ile yeni pazarlar elde etmektir. Bunun yolu da; ar-geden geçer. Günümüzde bilgi çok değerlidir, doğru, hızlı ve güncel bilgiye olan ihtiyaç sürekli artmaktadır. Gelecekte üretim yapan değil, sürekli yeni fikirler ile pazara yeni ürünler sunup, pazarda lider olan firmalar ile inovasyonda etkin olan ülkeler kazanacaktır. İnovasyonel değerleri satan ülke konumuna gelebilmemiz için ar-ge'yi gündem maddelerimiz arasında ilk sıraya almalıyız"