Renk ve insan
Pek çoğumuz renklerin bir anlamda kişiliğimizin yansıması olduğunun farkında değilizdir. Psikolog Yasemin Ozan, renklerin kişiler üstündeki etkilerini Avangart'a anlattı...
Başar Babataş
Fotoğraf: Coşkun Çeler
Renksiz bir dünya düşünülebilir mi? Doğanın yeşili, denizin ve gökyüzünün mavisi, toprağın tonları… Aslında renkler hayatın ta kendisini ifade eder. Oturduğumuz odada, seçtiğimiz kıyafette, satın aldığımız otomobilde, yediğimiz yemekte, kısacası yaşamımızın her anında vardır. Renk tercihlerimiz, ruh halimizin de birer yansımasıdır özünde. Biz de dosya konumuzla paralel olarak bu sayımızda renklerin insanlar üstündeki etkilerini merak ettik. Bu konuda Humanite Psikiyatri Kliniği'nden Psikolog Yasemin Ozan ile bir araya geldik ve rengarenk bir sohbet gerçekleştirdik…
Renklerin insanlar üstündeki etkileri nelerdir?
Renklerin insan psikolojisi üzerinde çok büyük etkisi var. Doğduğumuz andan itibaren özellikle renk algısıyla beraber insanlar anlamlar yüklemeye başlarlar. Mesela çocuklar 6'ıncı aylarından itibaren renkleri tanırlar. Fakat tam olarak görmeleri 7 yaşından itibaren gerçekleşiyor. Bu yaşa kadar da algıladığı her şeyde rengin çok büyük etkisi oluyor. Dalga boyu en yüksek olan renk ise kırmızıdır. Zaten o yüzden çocuk oyuncaklarına bakarsanız hep rengarenktir. Bir araştırmaya göre çocukların daha mutlu ve daha heyecanlı olanlardan yüzde 69'unun kırmızı, sarı ve turuncu renkleri seçtikleri görülmüş. Daha olumsuz duygular taşıyan hüzünlü çocukların ise siyah, gri ve kahverengi gibi daha koyu renkleri seçtikleri gözlemlenmiş. Ayrıca çocukların özgüvenlerinin gelişimi için kendilerini ifade etmeleri adına renklerin çok büyük önemi var. Çocuk odalarında genelde yeşil rengin gündüz uykusunda rahatlatıcı ve sakinleştirici bir etkisi olduğu söylenir. O yüzden anne ve çocuk ilişkisinde eğer çocuk yeni doğmuşsa sakin renkli odaları seçmesi tavsiye edilir. Pembe boyalı odalarda hele ki bir de güneşe bakıyor ise çocukların daha dinç uyandıkları görülmüş.
Yetişkinlerde ise durum biraz daha değişik. Çünkü yetişkinlerde renk algısı çok farklıdır. Mesela turuncu renk neşeyi ve heyecanı simgeler. Ancak başka bir açıdan bakacak olursak, örneğin bazı onkoloji hastanelerindeki perdeler turuncu renktir. Biz de görüyoruz ki hastalar tedavi sürecinden sonra turuncu rengi görmek bile istemiyorlar.
Ama dediğim gibi dalga boyu kırmızıda çok yüksektir. Kırmızı bir yandan saldırganlığı diğer yandan ise çekiciliği ifade eder.
Boğa güreşlerinde matadorların kırmızı örtü kullanmasının nedeni de bu kışkırtıcılığı mıdır?
Boğalar aslında renk körüdür. Ve onlar sadece sallanan koyu beze doğru gelirler. Yani kırmızıya değil. Kırmızı, boğalardan çok bizim dikkatimizi çekiyor aslında. Aynı zamanda iştah açıcıdır. O yüzden gıdalarda, özellikle de çikolata paketlerinde kırmız tercih edilir.
Bunun aksine ofislerde ise kırmızı rengin tercih edilmemesi gerekir. Çünkü insanlar sakin bir ortamda çalışmak ister. Kırmızı bu duyguları aksi yönde tetikler.
O halde renkler kullanıldığı ortama göre anlam kazanıyor diyebiliriz …
Evet bunu demek mümkün. Yetişkinlerde ise ‘şu renk tamamen şunu ifade eder' demek çok kolay değil. Geçmişte yaşanmışlıklardan kaynaklı öyle bir tecrübe vardır ki o yaşanmışlıkların hepsi renge verdiğimiz anlamı etkiler. Mesela siyah. Bu renk genelde karamsarlığı ifade eder. Olumsuzlukları canlandırır zihinde ama bazı insanlar için inanılmaz tercih edilebilir bir renktir. Dekorasyonda tercihler farklıdır, giyimde daha farklı. Bir de yüklediği anlam yönünden önemlidir. Kişi için zarifliği ifade edebilir siyah.
Bu noktada ebeveynlere önerileriniz neler?
Renklere detaylı bakınca insan yaşamını nasıl hakimiyeti altına aldığını da görmek mümkün. Mesela intihar girişimi olabilecek kişilerin daha silik renklere zaafı olduğu görülür. Mor da en kısa dalga boyuna sahip olduğu için onların bu tip renkleri daha çok benimsediği düşünülüyor. Biraz da iş hayatındaki etkilerini konuşalım. Duvar renklerinin ofislerde iş verimliliğini bile etkilediği söyleniyor…
Ofislerde bence daha sakinleştirici renkler seçilmeli. Örneğin gün ışığı kişinin ruh halinde inanılmaz pozitif etki oluşturur. Gün ışığını yansıtan renklerin kullanılması lazım. Sarı, krem rengi, şampanya renkleri ya da çok uçuk mavi olabilir. Bu arada uçuk mavininde sakinleştirici özelliği olduğunu vurgulamak istiyorum. Kan dolaşımını yavaşlatan bir etkiye sahiptir. Kişinin kan dolaşımının yavaş olması da kaygılarından ve stresten uzaklaşması anlamına gelir.
Renkler ve insanlar üzerindeki etkileri
Kırmızı: Dalga boyu en yüksek olan renktir. Çocuklar kırmızıyı küçük yaştan itibaren algılamaya başlarlar. Kırmızı bir yandan saldırganlığı diğer yandan
ise çekiciliği ifade eder. Aynı zamanda iştah açıcıdır. Ofislerde ise kırmızı rengin tercih edilmemesi gerekir. Çünkü insanlar sakin bir ortamda çalışmak ister. Kırmızı bu duyguları aksi yönde tetikler.
Sarı: Kırmızı gibi en dikkat çekici renklerden biridir. Heyecan verir.
Turuncu: Neşeyi ve heyecanı simgeler. Bazı meslek kollarında seçiciliği yüksek olduğundan özellikle tercih edilir.
Mavi: Sakinleştirici özelliği vardır. Kan dolaşımını yavaşlatan bir etkiye sahiptir. Kişinin kan dolaşımının yavaş olması kaygılarından ve stresten uzaklaşması anlamına gelir.
Yeşil: Özellikle uçuk yeşil sakinlik veren bir renktir. Yatak odası için iyi olduğu söylenir. Gündüz uykusunda rahatlatıcı ve sakinleştirici etkisi vardır.
Pembe: Özellikle duvarlar pembe ise çocukların daha dinç uyandıkları görülmüştür.
Siyah: Yetişkinlerde ağır bir duruşu, bazı gençlerde ise isyanı simgeler. Kısacası kişiden kişiye taşıdığı anlam değişir. Genelde karamsarlığı ifade eder. Zihinde olumsuzlukları canlandırabilir. Bunun yanında zarafeti de simgeleyebilir. Bazen yatak odasında bile kullanılabiliyor.
Kahverengi: Siyah renk ile benzer özellikleri yansıtır.
Mor: En kısa dalga boyuna sahip renktir.