RTÜK Başkanı Dursun'a hapis cezası
RTÜK Başkanı Davut Dursun ile eski Başkanı Zahid Akman'ın da aralarında bulunduğu 6 sanığa, "görevi kötüye kullanma" suçundan 1 yıl 15 gün hapis cezası verildi
ANKARA - Radyo ve Televizyon Üst Kurulu (RTÜK) Başkanı Davut Dursun ve eski RTÜK Başkanı Zahid Akman'ın da aralarında bulunduğu 6 sanığa, "yargı kararlarını mükerreren uygulamadıkları" gerekçesiyle "görevi kötüye kullanmak'' suçlamasından 1 yıl 15 gün hapis cezası verildi.
Ankara 19. Sulh Ceza Mahkemesinde görülen davaya, müdahil Cengiz Özdiker ve avukatı Nadire Özkaya ile sanık avukatları katıldı.
Hakim Sait Çağlar, eski RTÜK üyesi AK Parti Konya Milletvekili İlhan Yerlikaya ile ilgili evrakın ayrılarak, ayrı bir esasa kaydedildiğini bildirdi.
Duruşmada, taraflara esas hakkındaki görüşleri soruldu.
Müdahil Cengiz Özdiker, göreviyle ilgili yapılan atamalarda, 13 mahkeme ve Danıştay kararının uygulanmadığını savunarak, mağdur edildiğini söyledi.
Sanıkların eyleminin sabit olduğunu iddia eden Özdiker, en üst sınırdan ceza verilmesini istedi.
Özdiker'in avukatı Nadire Özkaya da yargı kararlarının sanıklarca uygulanmadığını ileri sürerek, sanıklardan şikayetçi olduklarını kaydetti.
Sanık Arif Merdol'un avukatı Erdal Merdol, müvekkilinin, Cengiz Özdiker'in Adana Bölge Müdür yardımcılığına atanmasına ilişkin karara çekimser, Adana Bölge Müdürlüğü'ne atanmasına ilişkin karara ise olumlu oy kullandığını belirtti.
Adana'nın güçlü bir bölge müdürlüğü olduğunu ifade eden Merdol, "Müvekkilimin suç kastı yok. Sonrasında müştekinin, Eğitim Daire Başkanlığına atanması kararına da olumlu oy kullanmış, Danıştayda bunun hukuka uygun bir atama olduğuna karar vermiştir" dedi.
Müvekkilinin, Özdiker'in, Araştırma ve Geliştirme Dairesi Başkanlığına atanmasına yönelik talebini desteklediğini ve bu yönde olumlu oy kullandığını kaydeden Merdol, beraat talebinde bulundu.
Zahid Akman'ın avukatı
Sanık Zahid Akman'ın avukatı Hakan Yıldız da müştekinin, onlarca mahkeme kararının uygulanmadığını ileri sürmesine rağmen müvekkilinin, iddianamede 3 eylemden cezalandırılmasının istendiğini ileri sürdü.
Müvekkilinin, suçlamalardan sorumlu tutulamayacağını ifade eden Yıldız, müştekinin, Diyarbakır'a atanmasına, cumhuriyet savcılığınca takipsizlik kararı verildiğini, bununla ilgili tekrar yargılama yapılmasının mümkün olamayacağını savundu.
Müştekinin uzman denetçi olarak atanmasının, hakkında verilen disiplin cezası nedeniyle olduğunu ileri süren Yıldız, bu atamanın usulüne uygun olduğunu ifade ederek beraat talebinde bulundu.
Sanık Paşa Yaşar'ın avukatı Salih Bektaş da müvekkilinin suç kastı olmadığını belirterek, beraatine karar verilmesini istedi.
"İthamlar asılsız"
Sanıklar Taha Yücel ve Davut Dursun'un avukatı Veysi Savaş da müştekinin ilk görev değişikliğinin, sanıklardan önceki heyet tarafından yapıldığını belirterek, müvekkilinin de içinde bulunduğu heyetin değişik meslek gruplarından seçildiğini anlattı.
Müştekinin görevlendirildiği pozisyonların, RTÜK mevzuatı ve imkanlarına göre gerçekleştirildiğini kaydeden Savaş, "Müvekkilim hakkındaki ithamlar asılsızdır. Suçun maddi ve manevi unsurları oluşmamıştır. Ayrı ayrı beraatlerine karar verilsin" dedi.
Sanık Abdulvahap Darendeli'nin avukatı Fatih Mehmet Erduran da müvekkilinin hakimken, RTÜK üyesi olarak atandığını belirterek, bu süreçte birinci sınıf hakim olarak çalışmaya devam ettiğini söyledi.
"Dosyanın ayrılması talebi"
Müvekkilinin, RTÜK'teki görevi sona erdikten sonra Adalet Bakanlığındaki görevine geri döndüğünü ifade eden Erduran, Darendeli'nin Hakimler ve Savcılar Kanunu'na tabi olduğunu, bu nedenle de Yargıtayda yargılanması gerektiğini kaydetti.
Darendeli'nin dosyasının ayrılarak izin için Adalet Bakanlığına gönderilmesini talep eden Erduran, suçlamaları kabul etmeyerek, beraat talebinde bulundu.
Mahkemenin kararı
Hakim Sait Çağlar, esas hakkındaki savunmaların tamamlanmasının ardından, kararını açıkladı.
RTÜK Başkanı Davut Dursun ve üye Taha Yücel ile eski RTÜK Başkanı Zahid Akman ve eski üyeler Abdulvahap Darendeli, Şaban Sevinç, Paşa Yaşar hakkında zincirleme olarak "görevi kötüye kullanma" suçundan ayrı ayrı 1 yıl 3 ay hapis cezası veren mahkeme, takdiri indirim uygulayarak, sanıkların cezasını 1 yıl 15 güne indirdi.
Eski üye Arif Merdol'a "görevi kötüye kullanma" suçundan 1 yıl hapis cezası veren mahkeme, bu cezayı, 8 aya düşürdü.
Merdol'un hapis cezasını, başka yaptırımlara çevirmeyen mahkeme, "pişmanlık gözlenmemesi, suçun işleniş şekli, suç kastının yoğunluğu, yeniden suç işlemeyecekleri yönünde olumlu kanaat oluşmadığı" gerekçesiyle, sanıklar hakkında verilen cezaları ertelemedi ve hükmün açıklanmasını geri bırakmadı.
Sanıkların, cezaları tamamlanıncaya kadar belli haklardan yoksun bırakılmasına hükmeden mahkeme, Özdiker'in 20 Nisan 2006'daki bir atamasıyla ilgili dönemin RTÜK Başkanı Zahid Akman'ın, karşı oyu olmadığı halde 20 Nisan 2009'da Adulvahap Darendeli tarafından mahkeme dosyasına sunulan belgedeki yazılı muhalefet şerhinde imzasının bulunduğu gerekçesiyle Akman hakkında, "resmi evrakta sahtecilik" suçundan suç duyurusunda bulunulmasına karar verdi.
Davanın geçmişi
Sanıklar, RTÜK Uzman Denetçisi Özdiker'in açtığı davalara ilişkin, ''yargı kararlarını mükerreren uygulamadıkları'' gerekçesiyle, ''görevi kötüye kullanmak'' suçundan yargılandı.
Ankara 21. Asliye Ceza Mahkemesi, TCK'nın ''zincirleme suç'' ve ''takdiri indirim nedenleri''ne ilişkin maddelerini uygulayarak, "eylemlerinin ağırlığına ve kasıtlarının yoğunluğuna göre'' Dursun, Akman ve Darendeli'yi, ''görevi kötüye kullanma'' suçundan, 2 yıl 6'şar ay hapis cezasına çarptırdı.
Aynı gerekçeyle Taha Yücel, İlhan Yerlikaya, Şaban Sevinç ve Paşa Yaşar'ın 2 yıl 9 ay 10'ar gün, Arif Merdol'un 2 yıl 2 ay 10 gün hapisle cezalandırılmasını kararlaştıran mahkeme, RTÜK bürokratı 5 sanığın ise beratına karar verdi.
Temyiz başvurusu üzerine Yargıtay 4. Ceza Dairesi sanıkların mahkumiyet kararını bozdu. Bozma ilamında, 19 Aralık 2010'da, TCK'nın ''görevi kötüye kullanma'' suçunu düzenleyen 257. maddesinin 1. ve 2. fıkralarındaki ''kazanç'' sözcüğünün ''menfaat'' olarak değiştirildiğine ve fıkralarda öngörülen cezaların indirildiğine işaret edildi.
Yasa değişikliğiyle, TCK'nın 257. maddesinin 1'inci fıkrasında yer alan ''bir yıldan üç yıla kadar'' ibaresi ''altı aydan iki yıla kadar'', 2'nci fıkrasında yer alan ''altı aydan iki yıla kadar'' ibaresi ''üç aydan bir yıla kadar'' olarak değiştirilmişti.
Ankara 21. Asliye Ceza Mahkemesi, ''görevi kötüye kullanmak'' suçuna ilişkin cezanın üst sınırının 2 yıla indirilmesi nedeniyle görevsizlik kararı vererek, dosyayı sulh ceza mahkemesine göndermişti.