RTÜK yöneticilerine yönelik dava yeniden görüşülüyor

Dava, Akman ile biri eski 8 üye ve 5 bürokrat hakkında "idari yargı kararlarını uygulamamak suretiyle görevi kötüye kullandıkları" iddiasıyla açılmıştı

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

 

ANKARA - Radyo ve Televizyon Üst Kurulu (RTÜK) Başkanı Zahid Akman ile biri eski 8 üye ve 5 bürokrat hakkında "idari yargı kararlarını uygulamamak suretiyle görevi kötüye kullandıkları" iddiasıyla açılan ancak RTÜK başkan ve üyeleri hakkında soruşturma iznini Başbakanlık iznine bağlayan yasal değişikliğin ardından durma kararı verilen davanın tekrar görülmesine başlandı.

Ankara 21. Asliye Ceza Mahkemesindeki duruşmaya, sanık RTÜK bürokratları Mehmet Nuri Erikel, Ahmet Batun, Lütfettin Mesutgil, Şeref Ataklı ile bazı sanıkların avukatları Veysi Savaş ve Erdal Merdol, müşteki Cengiz Özdiker ve avukatı Nadire Özkaya katıldı.

Hakim Ali Erkılıç, eski RTÜK Üyesi Arif Merdol ve halen RTÜK Üyesi olan Mehmet Dadak dışındaki sanıklar hakkında açılan kamu davası sürdüğü sırada yasal değişiklik nedeniyle RTÜK Başkanı ve üyeleri hakkında soruşturmanın Başbakanlık iznine bağlandığını belirtti.

Bu nedenle 29 Temmuz 2008'de yargılamada durma kararı verilerek, dosyanın Başbakanlığa gönderilmek üzere Cumhuriyet savcılığına iade edildiğini söyleyen Erkılıç, Başbakanlık tarafından yapılan inceleme sonucunda 10 Kasım 2008'de sanıklar hakkında soruşturma izni verilmemesine karar verildiğini bildirdi.

Bu karara Cumhuriyet Savcısı Mehmet Bozkurt tarafından Danıştay nezdinde itirazda bulunulduğunu ifade eden Erkılıç, itiraz sonucunda Danıştay 1. Dairesinin izin verilmemesine ilişkin kararın kaldırılmasına oy çokluğuyla karar verdiğini, kararın tebliğ işlemleri tamamlandıktan sonra dosyanın Cumhuriyet savcılığına iade edildiğini anlattı.

Erkılıç, savcılıkça yapılan soruşturma sonucunda, ayrıca 28 Nisan 2004 tarihli ek iddianameyle Merdol ve Dadak hakkında, aynı eyleme katılmaları nedeniyle kamu davası açılarak, dosyanın topluca mahkemeye gönderildiğini belirtti.

Ek iddianame ile davaya dahil edilen Merdol ve Dadak'ın duruşmada hazır bulunmadıklarını ifade eden Erkılıç, ayrıca sanıklardan RTÜK Başkanı Aykut Zahid Akman, Başkan Vekili Abdulvahap Darendeli ve RTÜK üyeleri İlhan Yerlikaya, Paşa Yaşar, Davut Dursun, Taha Yücel, Mehmet Dadak ve Şaban Sevinç'in, görev gereği bulundukları İstanbul'da, önceden planlanmış toplantıya katılmak zorunda olduklarından duruşmaya gelmediklerinin bildirildiğini açıkladı.

Duruşmaya katılan bürokrat sanıklar Erikel, Batun, Mesutgil ve Ataklı, yargılamada durma kararı verilmeden önce yaptıkları savunmaları tekrarladıklarını açıkladılar.

Şikayetçi Özdiker'in avukatı Özkaya, suç duyurusunda bulunmalarının ardından "başlarına çok şey geldiğini" savunarak, "Hak aramak, gazaba dönüştü" dedi.

Hakim Erkılıç'ın, başka şikayet varsa, suç duyurusunda bulunulması gerektiğini hatırlatarak, "Duruşmayı lütfen polemiğe dönüştürmeyelim" demesi üzerine avukat Özkaya, yazılı olarak daha sonra beyanda bulunacağını bildirdi.

Hakim Erkılıç, duruşmaya katılmayan sanıklar Zahid Akman, İlhan Yerlikaya, Paşa Yaşar, Davut Dursun, Taha Yücel, Abdulvahap Darendeli, Arif Merdol, Şaban Sevinç ve Özger Sezen'in, yeniden duruşma günü bildirilerek çağrılmalarına ve beyanlarının alınmasına karar vererek, duruşmayı erteledi.

Şikayetçi Özdiker'in avukatı Nadire Özkaya, duruşmanın ardından gazetecilere yaptığı açıklamada, "Duruşma tarihi 2 ay önce belirlenmişti. RTÜK, İstanbul'a bir toplantı koyarak, duruşmaya 1 hafta kala mazeret bildiriyor. Mazeretin altında da Zahid Akman'ın imzası bulunuyor" iddiasında bulundu.

İddianame

Görevden alınmasının ardından iade davası açan eski RTÜK Daire Başkanı Cengiz Özdiker'in, açtığı davalara ilişkin "yargı kararlarının uygulanmadığı" gerekçesiyle RTÜK yöneticileri hakkında suç duyurusunda bulunması üzerine başlatılan soruşturma sonucu sanıklar hakkında iddianame hazırlanmıştı.

İddianamede, RTÜK Başkanı Akman ile Başkan Vekili Darendeli, üyeler Sevinç, Dadak, Yerlikaya, Yaşar, Dursun, Yücel ve eski üye Merdol, bürokratlar Ataklı, Sezen, Mesutgil, Batun ile Erikel'in, TCK'nın 257/1. maddesinde düzenlenen "görevi kötüye kullanmak" suçundan 1'er yıldan 5 yıl 3'er aya kadar hapisle cezalandırılmaları talep edilmişti.