Rutte, Türkiye'yi övdü
Başbakan Erdoğan ile birlikte basın toplantısı düzenleyen Hollanda Başbakanı Rutte, "Türkiye dünyanın en hızlı gelişen ekonomilerinden birisi" dedi.
YAYINLAMA
GÜNCELLEME
LAHEY - Hollanda Başbakanı Mark Rutte, Türkiye'nin dünyanın en hızlı gelişen ekonomilerden birisi olduğunu söyledi.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile Hollanda Başbakanı Rutte, resmi ve heyetlerararası görüşmelerin ardından ortak basın toplantısı düzenledi.
Lahey'deki Başbakanlık resmi konutu Het Catshuis'te yapılan toplantıda konuşan Rutte, Hollanda'nın Türkiye'deki en büyük ikinci yatırımcı olduğunu ifade ederken, Türkiye'nin dünyanın en hızlı gelişen ekonomilerden birisi olduğunu belirtti.
Rutte, iki ülke arasındaki ekonomik ilişkilerin daha da geliştirilmesi için Başbakan Erdoğan'la gerekli çalışmaları yaptıklarını söyledi.
Başbakan Erdoğan'la son günlerde medyada yer alan koruyucu ailelerin yanlarına yerleştirilen Türk çocukların durumunu da konuştuklarını dile getiren Rutte, çocukların en iyi bakımı hak ettiklerini söyledi.
Her zaman çocuğun refahını göz önünde tuttuklarına değinen Rutte, "Çocukların en iyi bakımı hak ettikleri kuşkusuz. Bu işin çıkış noktası da şu: Çocuk için en iyi çözüm nedir? Ebeveynlerin de çıkarı düşünülmeli fakat çocuğun çıkarı esas alınmalı. Koruyucu ailelere verilen çocuklar hakkındaki kararlar itinayla alınıyor. Çocuğun refahı gözününde bulundurularak incelemeler yapılıyor" dedi.
Ailelerinden alınan çocuklar konusunun Hollanda'nın sorumluluğunda olduğunu, bunun bakanlıklar düzeyinde görüşülmesine karşı olduğunu kaydeden Rutte, Müslüman koruyucu ailelerin sayısının çoğalmasını arzuladıklarını ifade etti.
"Hollanda Gençlik Koruma Bürosu, çocukların kültürel özelliklerine göre koruyucu aileler bulmaya çalışıyor" diyen Rutte, şöyle konuştu:
"Bakanlık düzeyinde bunun konuşulmasına karşıyım çünkü Hollanda'nın meselesi bu. Fakat birbirimize yaptıklarımızı çok iyi açıklamak gerektiğini düşünüyorum. Hollanda'da koruyucu aile düzenin nasıl çalıştığını anlatmaya çalıştım. Çocukların dini kökenlerinin de göz önünde bulundurmak istiyoruz fakat bazı dini gruplarda yeterince koruyucu aile olmadığından dolayı çocukların bu ailelere verilmesini sağlayamıyoruz. Eğer başka kökene sahip koruyucu aileler mesela Müslüman koruyucu aileler olursa bu sorun kendiliğinden çözülür."
Başbakan Rutte, 4 aylıkken koruyucu ailenin yanına yerleştirilen 9 yaşındaki Türk çocuğu Y.A'nın ailesine iade edilip edilmeyeceği yönündeki soruyu cevaplandırırken, "Hakim bütün değerlendirmeleri yaparak, dosyayı inceleyerek çocuğun şimdiki koruyucu ailede kalmasını daha uygun buldu. Durum bu" ifadelerini kullandı.
Çözüm süreci
Konuşmasında Türkiye'deki çözüm sürecine de değinen Rutte, "Öcalan'ın konuşmasını dinledik. Atılan ilk adım pozitif bir adımdı. Başbakana da iltifatlarda bulundum, bu adımları mümkün kıldığı için" diye konuştu.
Hollanda Başbakanı Rutte, "Öcalan'ın bugünkü çağrısını nasıl değerlendiriyorsunuz, bundan sonra ne beklemek gerekiyor?" sorusunu ise "Bunu pozitif bir adım olarak görüyorum. Bu adımla Öcalan'ın Türkiye'yle konuşmalarının devam etmesini ve Türk hükümetinin öncülüğünü çok pozitif karşılıyorum. Umut verici bir gelişme ve bu sürecin devamı için önemli" diye yanıtladı.
Erdoğan'ın konvoyuna şişeli saldırı
Hollanda'daki temaslarını sürdüren Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın konvoyuna şişe fırlatıldı. Koruma aracına isabet eden şişeyi fırlatan saldırgan gözaltına alındı.
Alınan bilgiye göre, Erdoğan'ın Hollanda Başbakanlığı'ndan Hollanda Senato Binası'na giderken konvoyuna bir kişi tarafından şişe atıldı.
Konvoya fırlatılan şişenin koruma araçlarına isabet ettiği öğrenildi. Hollanda polisi şişeyi atan kişiyi gözaltına alırken, Hollanda Başbakanı Mark Rutte de Başbakan Erdoğan'ı telefonla arayarak olay nedeniyle üzüntülerini bildirdiği belirtildi.
Başbakan Erdoğan'ın da ilgi ve alakalarından dolayı Rutte'ye teşekkür ettiği ve programına kaldığı yerden devam ettiğini bildirdiği öğrenildi.
Yunus konusunda anlaşamadılar
Lahey'deki Başbakanlık Resmi Konutu'ndaki ikili görüşmelerinin ardından Hollanda Başbakanı Mark Rutte ile ortak basın toplantısı düzenleyen Erdoğan, Hollanda-Türkiye arasında krize neden olan koruyucu aile konusunun iki ülke bakanlıkları arasında yapılacak anlaşmalarla çözülebileceğini dile getirdi. Ancak Hollanda Başbakanı, bu konunun bakanlıklar arasında konuşulmasına karşı olduğunu açıkladı.
Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ geçtiğimiz ay, altı aylıkken yere düşürüldüğü gerekçesiyle ailesinden alınarak söz konusu lezbiyen çifte verilen Yunus için Yurtdışı Türkler Başkanlığı’na yeni dava açılması talimatı vermişti.
Hollanda basını da eşcinsel çiftin, Başbakan Erdoğan’ın Hollanda’ya yapacağı gezi sırasında kendilerine baskının artmasından endişe ettikleri için geçtiğimiz günlerde kaldıkları evden taşınarak saklanmaya başladıklarını iddia etmişti.
Lahey'deki basın toplantısında bu konuya değinen Başbakan Erdoğan, "Koruyucu aile sisteminde o ailelerin veya o çocukların kendi kültürlerine, kendi değerlerine uygun ailelere verilmesi, bir Müslüman ise Müslüman aileye verilmesi en uygun olanıdır. Bunun tercih edilmesi lazım. Bu konularda STK'ların devreye girmek suretiyle bunları sahiplenmeleri de onların sorumluluğudur. Yani bunu Hollanda hükümetine de bırakmamalı, yargısına bırakmamalıdır. Kendileri bu konuda devreye girmek suretiyle burada rol üstlenirlerse o zaman zaten Yunus vakaları olmayacaktır diye düşünüyorum" dedi.
Başbakan Erdoğan, bir konunun açıklığa kavuşturulmasında fayda olduğunu dile getirerek, "Bu benim ülkemde de yanlış anlaşılmalara neden olabilir. Yani bu cinsel tercih dediğimiz konu önem arz ediyor. Çünkü bir çocuğu teslim ettiğimiz aile genel ahlak kuralları açısından, halkının çoğu Müslüman olan veya İslam kültürü içerisindeki bir yaklaşım olarak söylüyorum; eşcinsel bir aileye bir çocuğun teslim edilmesi bir defa o toplumun kendi genel ahlak kurallarına terstir. Kendi inanç değerlerine terstir" diye konuştu.
Emaneti "emin ellere, sağlam ellere" teslim etmek durumunda olduklarına dikkati çeken Erdoğan, şu ifadeleri kullandı:
"6 aylık bir çocuk böyle bir tercih yapamayacağına göre 'bu konuda tercih eden makam yargıdır' diye bakarsak bu ciddi bir yanlışa sevk edebilir. Bu konuda da yine devletler arasında bir çok anlaşmalar yapıldığı gibi bakanlıklar arasında da bu tür anlaşmalar yapılabilir. Bizde bugüne kadar yoktu ama ben son hükümetimde Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığını kurdum. Bunu kurmamın sebebi de aile kurumu çok kutsal bir kurumdur. Bu yapının çok güçlü tutulması lazımdır. Bu güçlü yapının kurulabilmesi için de bu yapıyla ilgili bakanlık ve karşıt bakanlık adalet bakanlığı ise bakanlıklarımız kendi aralarında görüşmek suretiyle, STK'larla işbirliği yapmak suretiyle bir adım atılırsa ne bu Hollanda'da sıkıntı meydana getiri ne de Türkiye'de sıkıntı getirir. Çünkü bizim aramızdaki güçlü münasebetleri bu tür kararlar veya uygulamalar zayıflatmamalıdır diye düşünüyorum."
Erdoğan, Yunus A'nın öz ailesine iadesi konusunda Rutte'den söz alıp almadığına dair soruyu, "O tabii şu anda yargının tasarrufu altında. Şu anda yargının gündeminde. Temenni ediyoruz ki daha önce iki çocuğunu aileye nasıl verdiyse burada da bununla ilgili prosedür var. Örneğin dil gibi. Bu prosedür noktasında aile önce iki çocuk, biliyorsunuz 3 çocuktu bunlar, ikisi verildi. Böylece üçüncü çocuğun verilmesi gündeme gelebilir. Büyükelçim bu konuyu zaten yakından takip ediyor. Bizler aynı şekilde takip ediyoruz. Temenni ederiz ki kısa zamanda o da bir neticeye ulaşır" sözleriyle yanıtladı.
Başbakan Erdoğan'la son günlerde medyada yer alan koruyucu ailelerin yanlarına yerleştirilen Türk çocukların durumunu da konuştuklarını dile getiren Rutte ise çocukların en iyi bakımı hak ettiklerini söyledi.
Her zaman çocuğun refahını göz önünde tuttuklarına değinen Rutte, "Çocukların en iyi bakımı hak ettikleri kuşkusuz. Bu işin çıkış noktası da şu: Çocuk için en iyi çözüm nedir? Ebeveynlerin de çıkarı düşünülmeli fakat çocuğun çıkarı esas alınmalı. Koruyucu ailelere verilen çocuklar hakkındaki kararlar itinayla alınıyor. Çocuğun refahı göz önünde bulundurularak incelemeler yapılıyor" dedi.
Ailelerinden alınan çocuklar konusunun Hollanda'nın sorumluluğunda olduğunu, bunun bakanlıklar düzeyinde görüşülmesine karşı olduğunu kaydeden Rutte, Müslüman koruyucu ailelerin sayısının çoğalmasını arzuladıklarını ifade etti.
"Hollanda Gençlik Koruma Bürosu, çocukların kültürel özelliklerine göre koruyucu aileler bulmaya çalışıyor" diyen Rutte, şöyle konuştu:
"Bakanlık düzeyinde bunun konuşulmasına karşıyım çünkü Hollanda'nın meselesi bu. Fakat birbirimize yaptıklarımızı çok iyi açıklamak gerektiğini düşünüyorum. Hollanda'da koruyucu aile düzenin nasıl çalıştığını anlatmaya çalıştım. Çocukların dini kökenlerinin de göz önünde bulundurmak istiyoruz fakat bazı dini gruplarda yeterince koruyucu aile olmadığından dolayı çocukların bu ailelere verilmesini sağlayamıyoruz. Eğer başka kökene sahip koruyucu aileler mesela Müslüman koruyucu aileler olursa bu sorun kendiliğinden çözülür."
Başbakan Rutte, dört aylıkken koruyucu ailenin yanına yerleştirilen 9 yaşındaki Türk çocuğu Y.A'nın ailesine iade edilip edilmeyeceği yönündeki soruyu cevaplandırırken, "Hakim bütün değerlendirmeleri yaparak, dosyayı inceleyerek çocuğun şimdiki koruyucu ailede kalmasını daha uygun buldu. Durum bu" ifadelerini kullandı.
Erdoğan, Üst Yönetici Forumu'nda konuştu
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, "2015 sonu itibarıyla Türkiye Hollanda ticaret hacmini 15 milyar dolara çıkarmakta kararlıdır, azimlidir" dedi.
Erdoğan, Türk ve Hollandalı firma temsilcilerinin yer aldığı Steigenberger Kurhaus Oteli'nde Üst Yönetici (CEO) Forumu'ndaki konuşmasında, Türkiye ve Hollanda'nın geçen sene diplomatik ilişkilerinin 400. yıl dönümünü kutladığını hatırlattı.
Bununla ilgili düzenlenen etkinliklerde önemli mesajlar verildiğini anımsatan Erdoğan, "Hollanda, Osmanlı İmparatorluğu'nda ilk büyükelçiliğini 1612 yılında faaliyete geçirmiş böylece diplomatik anlamda ilk resmi ilişkiler başlamıştı" diye konuştu.
"400 yıl boyunca Türkiye ile Hollanda her alanda ve her zaman güçlü bir işbirliği halinde oldular" diyen Başbakan Erdoğan, Hollanda'daki Türk toplumunun iki ülkenin birbirini daha yakından tanıması için çok önemli ve çok büyük fırsat oluşturduğunu söyledi.
Türkiye ve Hollanda arasında ticaret hacminin 7 milyar dolar olduğunu ifade eden Erdoğan, bunu yeterli bulmadıklarını vurguladı.
Hollanda Başbakanı Mark Rutte ile görüşmesinde adeta bir mutabakat beyanı olduğunu belirten Erdoğan, 2015 sonu itibarıyla bu rakama yönelik 15 milyar dolar hedefi koyduklarını bildirdi.
Öncülerin ise yatırımcılar olacağını dile getiren Erdoğan, Hollanda'da 400 bin Türkiye vatandaşı olduğunu söyledi.
Türkiye'de rekor seviyede Hollanda kökenli firmayla onlara ait yatırım olduğunu ifade eden Erdoğan, yaklaşık 2 bin 100 civarında Hollanda kökenli yatırımcı firmanın Türkiye'de faaliyet gösterdiğini söyledi. Bunların Türkiye'deki yatırımlarının 17 milyar dolar olduğunu dile getiren Erdoğan, Türkiye'nin de Hollanda'da 6 milyar dolarlık yatırımı olduğunu belirtti.
Hollanda'daki soydaşların yatırımlarıyla bu miktarın 8,5-9 milyar dolara ulaştığını ifade eden Erdoğan, "Bu imkanları kullanarak, bu fırsatları değerlendirerek Türkiye ile Hollanda arasındaki gerek ticaret hacmini gerek işbirliğinin boyutlarını çok daha yüksek seviyelere taşıyacağımıza inanıyorum" ifadesini kullandı.
"2023'te yıllık ihracat hedefimiz 500 milyar dolardır"
Türkiye ekonomisinin son on yılda önemli yapısal gelişmeler kaydettiğini vurgulayan Erdoğan, finans ve mali alanlardaki reformlarla ekonominin sağlam bir zeminde ilerlemesini, şoklara karşı daha dirençli bir yapıya kavuşmasını sağladıklarına işaret etti.
Türkiye'nin gayri safi yurt içi hasılasının on yıllık süreçte üç kattan fazla arttığına dikkati çeken Erdoğan, 2002'deki 230 milyar dolar seviyesinden 2012 sonu itibarıyla 774 milyar dolara ulaştığını söyledi. Başbakan Erdoğan, şunları kaydetti:
"Belki de ilk çeyreğin sonu itibarıyla 800 milyar doları yakalama gibi bir durum söz konusu. Bu bizim için bir fantezi değil zaten olması gerekendi. Burada da hedefimiz inşallah 2015 sonu itibarıyla bu işi bir trilyon dolara çıkarmaktır. Bunu yakalamaya mecburuz ve bunu da başaracağız. Aynı dönemde kişi başına düşen milli gelir, göreve geldiğimizde, on yıl önce 3 bin 500 dolardı şimdi ise 10 bin 500 dolar düzeyine yükseldi. 2012'de birçok AB ekonomisi küçülürken Türkiye ekonomisi ilk üç çeyrekte pozitif büyüme kaydetti. OECD tahminlerine göre Türkiye, 2011-2017 döneminde yıllık ortalama yüzde 6,7 büyüme oranıyla OECD içinde en hızlı büyüyen ekonomi olmayı sürdürecek. Bu OECD'nin bir tespitidir, bizim tespitimiz değil. 2011'de yaklaşık 106 milyar dolar olan ticaret açığımız 2012'de 84 milyar dolara geriledi. Yine bu süreçte 36 milyar dolar olan ihracatımızı da 152,5 milyar dolara yükselttik. 2023'te yıllık ihracat hedefimiz 500 milyar dolardır. Bunun azmiyle, bunun gayretiyle çalışıyoruz, çalışacağız."
Özellikle bankacılık sektöründe yapılan reformlarla finans sektörünün temellerini güçlendirdiklerini dile getiren Erdoğan, "Bugün Avrupa'da bankaların sermaye yeterlilik oranına baktığımızda yüzde 5 iken, bu oran Türkiye'de yüzde 17. Küresel ekonomik kriz ABD ve Avrupa'da birçok banka ve mali kuruluşun iflasına yol açarken bankalarımız bu krizden etkilenmedi" diye konuştu.