”Sadece bir istikametle ilgilenen ülkeler zayıf ülkelerdir”
Cumhurbaşkanı Gül, kendisine uzak olan bölgelerle yakından ilgilenen Türkiye'nin, Asya'nın bu tarafıyla da yakın ilişki içinde olmak istediğini belirtti
ANKARA - Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, kendisine uzak olan Latin Amerika, Afrika gibi bölgelerle yakından ilgilenen Türkiye'nin, Asya'nın bu tarafıyla da yakın ilişki içinde olmak istediğini belirterek, "Ama bunlar birbirine alternatif değildir. AB ile ABD ile ilişkilerin alternatifi gibi görmemek gerekir. Sadece bir istikametle ilgilenen ülkeler zayıf ülkelerdir" dedi.
Resmi ziyaret için Çin Halk Cumhuriyeti'nde bulunan Cumhurbaşkanı Gül, TRT Türk'ün Pekin'de açılan bürosunu ziyaret ederek, Genel Yayın Yönetmeni Ümit Sezgin'in sorularını yanıtladı.
Dünyanın en büyük ülkesi olan Çin'in, başkenti Pekin'de TRT'nin bürosunu görmekten memnuniyet duyduğunu söyleyen Cumhurbaşkanı Gül, TRT'nin artık sadece Türkiye'ye yayın yapmadığını, TRT Türk ve TRT Avaz sayesinde bütün dünyaya Türkiye'nin sesini duyurduğunu belirtti.
Cumhurbaşkanı Gül, Çin Halk Cumhuriyeti'ne gerçekleştirdiği resmi ziyaretin amacına ilişkin soru üzerine, "Görüyorum ki Türkiye Çin'i keşfetmemiş, Çin de Türkiye'ye keşfetmemiştir, ekonomik ve iş birliği potansiyeli ve her iki ülkenin çıkarları açısından" diye konuştu.
Dünyanın 4. büyük ekonomisi olan Çin'in, 10 yıl sonra dünyanın en büyük ekonomisi olacağını dile getiren Gül, Çin'i "dünya içerisinde ayrı bir dünya" olarak niteledi. Böyle bir ülkeyle Türkiye'nin ekonomik ilişkilerine bakıldığında dengesizlik görüldüğünü anlatan Cumhurbaşkanı Gül, Çin'in Türkiye'deki yatırımlarının 60 milyon dolar olduğunu, diğer ülkelerdeki Çin yatırımlarının ise 60 milyar dolara çıktığını vurguladı.
Çin'in çok fazla rezervi bulunduğunu, dünyanın her yerine büyük yatırımlar yaptığını, finans destekleri verdiğini kaydeden Cumhurbaşkanı Gül, "Bu ziyaretimizin en önemli ağırlığı, ekonomik ilişkilere ivme kazandırmak" dedi.
Ziyaretinde kendisine çok sayıda iş adamının eşlik ettiğini hatırlatan Gül, şöyle devam etti:
"Burası çok dinamik bir ekonomi ama burada hala Çin Komünist Partisi var. Dolayısıyla otoriter, disiplinli bir yönetimin altında Çin ekonomisi gelişiyor. Birçok şey devletin eliyle yapılıyor ve yönlendiriliyor. Şirketlerin büyük bir kısmı devlet şirketleri, özel şirketler de devlet desteğini arkasında hissediyor. Biz de bütün firmalarımızı getirdiğimizde 'Türk devleti de Türk özel sektörünün yanındadır, her türlü desteği vermektedir ve iş birliğini teşvik etmektedir' diyoruz."
Ziyaret çerçevesinde çok sayıda anlaşma imzalanacağını, iş konseyi toplantıları gerçekleştirileceğini anlatan Cumhurbaşkanı Gül, ziyarete hem Türkiye'nin hem de Çin'in büyük önem verdiğini vurguladı.
Çin'in ikili ekonomik ilişkilerde ABD doları yerine ülke paralarının kullanılmasına ilişkin talebinin hatırlatılması ve bu konudaki değerlendirmesinin sorulması üzerine de Gül, böyle bir talep üzerinde çalışabileceklerini bildirdi. Rusya ile bu yönde bir ortak anlayışa ulaşıldığını hatırlatan Gül, bunun iyi analiz edilmesi ve konuya geniş bir vizyonla bakılması gerektiğini ifade etti.
"Türkiye, Çin'in dikkatinden kaçacak bir ülke değil"
Gerçekleştirilecek görüşmelerin siyasi boyutuna ilişkin bir soru üzerine de Cumhurbaşkanı Gül, Çin'in dünya siyasetinde belirgin bir rol üstlenmeye başladığını dile getirdi. BM Güvenlik Konseyi daimi üyesi Çin'in, Türkiye'nin Güvenlik Konseyi adaylığı konusunda desteğini açıklayan ilk ülkelerden biri olduğunu belirten Gül, "Çin, Türkiye ile de istişarelere çok önem veriyor. Türkiye'nin de Orta Doğu'da, Kafkaslar'da, Asya'yı Avrupa'ya bağlayan bir ülke olarak, dünyanın önemli siyasi olaylarıyla çok yakından ilgilenen bir ülke olarak Çin'in dikkatinden kaçması mümkün değildir. O bakımdan siyasi istişarelere de çok önem veriyoruz" diye konuştu.
Şanghay İşbirliği Örgütü (ŞİÖ) üyesi Çin'in, ABD ve AB karşında ayrı bir oluşum yaratma niyetinde olup olmadığının sorulması üzerine Cumhurbaşkanı Gül, dünyada herkesin kendisini güçlendirmek için uğraşmasının normal olduğunu ifade etti. ŞİÖ'nün önemini vurgulayan Gül, Türkiye'nin de bu gelişmeleri yakından takip ettiğini ve iş birliği içerisinde olduğunu anlattı.
Cumhurbaşkanı Gül, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Nasıl Latin Amerika, Afrika gibi bize uzak olan bölgelerle yakından ilgileniyorsak, Asya'nın bu tarafıyla da çok yakın ilişki içinde olmak istiyoruz. Siyasi ilişkiler istikrar getirir, arkasından da büyük ekonomik çıkar getirir ama bunlar birbirine alternatif değildir. AB ile ABD ile ilişkilerin alternatifi gibi görmemek gerekir. Sadece bir istikametle ilgilenen ülkeler zayıf ülkelerdir. Türkiye'nin istikameti, devlet politikası tabii ki AB ile bütünleşmektir ama bu Türkiye'nin, Asya, Latin Amerika, Afrika, İslam dünyası ile ilişkilerini zayıflatacağı anlamına asla gelmez. Tam tersine ikisi de güçlü bir şekilde devam edecek."
Cumhurbaşkanı Gül, İran'daki son gelişmelere ilişkin değerlendirilmesinin sorulması üzerine de İran'ın, Türkiye'nin komşusu olan bir Asya ülkesi olduğunu belirterek, ülkenin istikrar, güvenlik ve huzurunun Türkiye için çok önemli olduğunu kaydetti. Gül, "İran'da her şeyin istikrara kavuşmasını, her şeyin huzur ve anlayış içerisinde, kendi iç barışlarını bozmayacak bir şekilde çözümlenmesini arzu ederiz. Çünkü bir ülkenin komşusunda eğer bir istikrarsızlık söz konusu olursa, o sizi de ilgilendirir ama iç işlerine de tabii ki karışmayız" diye konuştu.
Ahmedinejad'a kutlama mesajı gönderen ilk ülkelerden birinin Türkiye olmasının eleştirilere neden olduğunun ifade edilmesi üzerine de Cumhurbaşkanı Gül, seçimler yapıldıktan ve sonuçlar resmen ilan edildikten sonra komşu ülke olarak Türkiye'nin tebrik etmesinin protokol gereği olduğunu anlatarak, ülkedeki tartışmaların ayrı bir konu olduğunu, İran gibi büyük bir ülkenin iç işlerine karışmanın doğru olmayacağını söyledi.