Sağım solum Avrupa Birliği projesi!
İlhami BİRKAN / Kıdemli AB projeleri Uzmanı
Yaklaşık 10 yıldan beridir başta AB projeleri olmak üzere Birleşmiş Milletler, Uluslar arası donör kuruluşlar ve elçiliklerin projeleri içindeyim. Bir proje fikrinin olgunlaştırılmasından yazılı hale getirilmesine, projenin yönetiminden proje sonu izleme ve değerlendirme süreçlerine kadar tüm aşamalarında çalıştım. Son 2 yılda Türkiye ve bölgemiz resmen projeler cenneti haline geldi. Türkiye'nin AB'ye aday ülke konuma gelmesinin bu sürece önemli bir ivme kazandırdığı aşikâr. Bunun dışında yerel kamu kaynakları ve uluslararası diğer kuruluşların hibeleri de eklenince ortalık projeden geçilmiyor.
Özellikle 2010 yılı KOBİ'lerinde projelerden yararlanabildiği bir yıl haline geldi. Daha önceki AB hibeleri bölgemizde kar amacı gütmeyen kurumlara verildi, bu yıl ise IPARD ile birlikte şirketlerde yararlanmaya başladı. Ayrıca AB dışında özellikle Kalkınma Ajanslarının KOBİ ekonomik gelişme hibe programı da şirketler için iyi fırsatlar yarattı.
Hibelerden yararlanabilmek için proje gerekli. Proje için de iyi bir fikre ihtiyaç var. Hibelerden yararlanmak istiyorsanız iyi bir proje hazırlamanız gerekir. İyi proje ayakları yere basan projedir ve okunduğunda bunu hissettirir. Bu noktada proje hazırlayanlara birkaç öneride bulunmak isterim.
1. Projenizi kendiniz hazırlayın çünkü o işe en iyi hakim olan yine sizsiniz. Danışmanlık firmaları yaptığınız işin içinde olmadıkları için sektörünüze özgü bilgilere çok sahip değiller.
2. Genelde KOBİ patronlarının bu işe ayıracak zamanları olmaz yada önemsemezler. Hibelerin bu yoğunlukta devam edeceği belli dolayısıyla KOBİ'ler üniversite mezunu, bilgisayar bilen,1 uzman istihdam etmeli. Bu uzmanın tek işi projeler üretmek, KOSGEB, DTM, Hazine Müsteşarlığı gibi kurumların desteklerinden faydalandırmak olsun. Kısacası her firma kendi danışmanını istihdam etsin.
3. Sırf hibelerden para almak için proje geliştirmek çok yanlış bir strateji olur. Bir projenin gerçekten hayata geçirilmek için mi yoksa öylesine mi yapıldığı proje bağımsız değerlendirici tarafından okunduğu zaman hissedilir. Ve unutmayalım ki projeler bedava verilen paralar değildir. Çünkü her bütçe kaleminde ne belirtmişseniz onu yapmak zorundasınız ve o bütçe kalemini başka bir şey için kullanma şansınız yok.
Dolayısıyla birde bakmışsınız hiç de istemediğiniz makineler almış ve istemediğiniz bir yatırımın sahibi olmuş olabilirsiniz.
KOBİ'lerin ne olursa olsun hibe almalıyım mantığıyla yaklaşması büyük hata olur. Çünkü KOBİ'ler hibelerden en fazla yüzde 50 yararlanabiliyor. Her harcamada yarısını hibe alırken yarısını da kendi cebinden koymak zorundalar. Dolayısıyla öylesine yapılan projelerde KOBİ'lerimiz faydadan çok zarar edebilirler. Bu nedenle mutlaka ihtiyaçlarına göre yada iyi araştırma yaptıkları yatırım fikrine uygun olarak proje yapmalılar.
Diğer önemli bir konu Sağlıklı bir şekilde projeler nasıl yönetilebilir sorusudur? Projeler krediler gibi değildir. Örneğin 600 bin TL'lik bütçeli bir projenin yüzde 50'sini hibe olarak alacak olan bir KOBİ'ye 300 bin TL peşin olarak verilmez. Krediden farklı olarak harcama yaptıkça ödemeler yapılır. Ve ödemeler yapılırken yüzde 50 başvuranın katkısını beklerken yüzde 50 hibe tutarı verilir. Dolayısıyla bütçe kalemleri sabitlendikten o bütçe kalemine atanan parayı başka hiçbir harcamada kullanamazsınız.
KOBİ'ler karamsarlığa kapılabilir. Bu kadar bürokrasi, bu kadar kontrol mekanizması ister istemez insanların gözünü korkutabilir. Hibeyi alacağıma giderim adamakıllı kredimi kullanırım olur biter diye düşünenlerinizde vardır. Kurallarına göre oyunu oynarsanız hiç de zor, karışık gelmeyecektir. Başta söylediğim gibi firma sahiplerimiz kafası çalışan, bu işlere yatkın bir uzman istihdam ederlerse çok rahatlayacaklardır.
Öte yandan bölgemizde kurulan Karacadağ Kalkınma Ajansı çok kısa zamanda kurulumunu tamamladı, hibeye çıktı ve 3,5 ay gibi bir sürede sözleşme imzalama aşamasına geldi. ( AB projelerinde bu süre 1 yıl ) Türkiye'deki diğer kalkınma ajanslarını da yakından izleyen biri olarak bu performansın çok etkileyici ve özverili olduğunu söylemeliyim. Diyarbakır ve Şanlıurfa'daki başta KOBİ'ler olmak üzere STK'lar, yerel yönetimler ve kamu kurumlarına hibeye çıkacak olan bu kurumun sahiplenilmesi gerektiğini düşünüyorum. Çünkü sadece bu iki ile hizmet edecek ve firmalarımızı büyütmek için maddi güce sahip bir kurumdan bahsediyoruz.