Sağlık sektörünün geldiği nokta

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

Dr. Seyit Karaca / TOBB Türkiye Sağlık Kurumları Meclisi Başkanı

Sektör tabiri genel bir kavram olup, bileşenlerini sektörün kamu kesimi ve özel kesimi diye ayırarak incelemekte yarar vardır. Her iki kesim tarafında da son yıllarda önemli atılımlar olmuş ve hizmet sunumu kalitesi önemli ölçüde artmıştır. Yapılan memnuniyet anketlerinde de bunu gözlemlemek mümkündür. Özellikle Sağlık Bakanlığı ve Üniversitelerde yatırımlar hızla devam ediyor. Özel kesimde ise planlama hükümleri gereği yeni yatırım kısıtlaması devam ediyor. Planlama uygulamalarının kamuyu da kapsayarak uygulanması gerekmektedir.

Kadro ve personel gibi bazı hususlarda sıkıntı artarak büyümeye devam ediyor. Sektörün özel kesimi olarak bizler, hekim, kadro ve branş ilaveleri açısından 2008 yılı Şubat ayından itibaren planlama kapsamında çok sıkı kurallara tabiiz. Bu kuralların kadro ve hekim ilavesine ait birkaç maddesinde küçük birkaç değişiklik haricinde özel kesim lehine hiçbir düzenleme yapılmadı. Yapılan düzenlemeler neticesinde verilen kadro ve hekim ilavelerinin birçoğu da, hukuki açıdan statü kaybına uğrayacak olan işletmelere kanunen verilmek zorunda olan branş ve kadrolardı. Kriz yönetimi iyi ve sıkı bir şekilde uygulandı. Ancak bu tarzla devam etmek yeni krizleri üretecek gibi görünüyor. Yabancı sağlık personeli çalıştırabilme ile ilgili düzenlemeler henüz bazı kısıtlara takılıyor. Yerli hastadan ziyade sağlık turizmine katkı sağlayacak gibi görünüyor.

Tek müşteri ile muhaplık, finansal sıkıntı yaratıyor

Finansal açıdan durumumuz ise mevzuat sıkıntılarımıza göre daha vahim durumdadır. Kamu sigortacılığına hizmet vermeye başlamamızdan bu yana, ülkemizde sağlık hizmeti veren hastanelerimizin sayısal anlamda kahır ekseriyeti, SGK ile tüm branşlarda anlaşmalı olup, gelirinin %90 a yakınını SGK'lı hastalardan temin eden hastane grubudur. Ekonomi tabiriyle değerlendirmek gerekirse, geri ödeme açısından tek müşteri ile muhatap olmak iyi gibi görünebilir, ancak karşılıklı ilişkilerde tek taraflı reel olmayan fiyat tespiti, hastadan alınacak farka ilişkin serbest piyasa koşullarının ayarlamasına izin vermeden narh koyma, her hasta için onlarca olabilecek işlem basamaklarının herhangi birinde sehven bile olsa yapılacak yanlışlarda ceza, uyarı, para cezası, fesih gibi sözleşme maddelerini dikkate alırsak tek müşteri ile çalışmanın ne kadar riskli olduğu da ortaya çıkmaktadır. Bu sıkıntının mevcut bütçe şartlarında en temel çözümü geri ödeme kurumunun mevcut SUT fiyatları ile ilgili olarak yapacağı makul bir iyileştirme sonrası, yapılacak kanuni düzenleme ile hastadan alınacak farka ilişkin narh uygulamasına son vermektir. Son dönemde bu konu ile ilgili fark oran tavanı %90 ' a çıkarılmıştır. Bu zamana kadar taleplerimizin çoğuna cevap alamazken, kısa vadede yapılabilecekler arasında önerdiğimiz bu karara teşekkür ediyoruz. Ancak, boyutu gittikçe artan sorunlarımız için daha köklü adımların atılması lazımdır. Hastaların hiçbir kurum tarafından zorda bırakılmaması açısından da, denetleme kurumu olarak, 6 aylık veya yıllık dönemler halinde hizmet sunuculardan SGK'lı hastalara verecekleri hizmetler karşılığı alacakları azami ücret tablosunu da kurumun talep etmesi, hastaların hangi kuruma giderse ne kadar ücret ödeyeceğini bilmesi ve buna uymayan kurumlara da kamunun gereken cezayı vermesidir.

Hizmet fiyatlarına 7 yıldır zam yapılmadı

Bütçe kısıtları gerekçe gösterilerek, 7 yıldır hizmet fiyatlarına zam yapılmamıştır. Paket uygulamaların genişletilmesi, bazı fiyatlarda düşürülmeler ile hizmet sunucularının gelirleri reel anlamda ciddi oranda düşürülmüştür. Bu yetmezmiş gibi, daha fazla tercih edilmekten kaynaklanan ve hizmetlerimizin karşılığı olarak almış olduğumuz ücretler bile haksız olarak alınmış fazladan ücretler olarak gösterilmeye ve sektör kamuoyu nezdinde itibarsızlaştırılmaya çalışılmaktadır. Unutulmamalıdır ki, yanlış yapan insan oranı iyi bir analiz yapılırsa birçok sektörde bizden çok daha fazla çıkar. Yanlışı denetleme ile bulup cezalandıracak olan da kamu otoritesidir.

Sektörün geleceği

Kamu açısından ömrünü tamamlayan hastane binalarının yenilenmesi ve daha modern yapılar yapmak amacıyla ortaya konulan kampus hastaneler projeleri uygulanmaya başladı. Kamu özel ortaklığı gibi bir finansman modeli ile yapılmaya başlanan bu kompleksler, önemli hizmet alanları olacaklar. Yönetim kurgulanması çok iyi yapılmalıdır. İyi yapılamazsa, hantal ve zor işletilen şikâyet mekanizmalarına dönüşebilirler. Finansman yapısı yatırımcıyı da memnun edecek ama imkânlarımızı da heba etmeyecek tarzda geliştirilecektir diye ümit ediyorum.

Özel kesim yatırımları içerisinde de belki ömrünü tamamlayan yatırımların yenilenmesi dönemine doğru gidiyoruz. Sık değişen yönetmelikler nedeniyle de, eski yönetmeliklerde izin verilen ancak yeni yönetmeliklerce izin verilmeyen hususların da giderileceği yeni yatırım döneminde, yenileme yatırımlarına kadro açısından da biraz genişleme sağlanarak özendirmeler sağlanabilir. Planlamayı bozmayacak bir kapasite artışının kimseye zararı olmaz diye düşünüyorum.
Fiziki yapılar dışında insanımıza da eğitim hususunda yatırım yapılmalı diye düşünüyorum bu eğitim, alınan mesafeyi özümseme, yapılanı takdir etme ve hakkı haklıya teslim etme eğitimi olmalıdır. Sağlık sektörünün her iki kesiminde de yaptığının karşılığında sadece teşekkür ve hayır dua ile mutlu olacak binlerce insanımız vardır. Bunun aksine, her geçen gün bu anlamda geriye gidişin işaretlerini görüyor olmak bizleri üzüyor. Bedel, sadece maddi olarak alınan emtia karşılığı için makul görülürken, hizmete bedeli bırakın teşekkürü bile bazen çok görüyoruz. Bu durum geçmişimizle bağdaşan bir durum da değildir.

Sağlık serbest bölgelerinin üzerinde durulmalı

Sağlık turizmi sektör için önemli bir umut vaat ediyor. Mevzuat anlamında yaşanan boşlukların doldurulmasını takiben, hem fiyat hem de kalite açısından ülkemizin rekabet avantajının olacağını düşünüyorum. Ancak, adımların dikkatli atılması ve "ölü doğuma yol açmamak" önemlidir. Ülke ekonomimiz için en büyük risk olan cari açığa en önemli ilaçlardan birisi de bu alan olabilir. TOBB DEİK bünyesinde kurulan SAİK (Sağlık Turizmi İş Konseyi) bu alanda önemli çalışmalar yapmaktadır. Başkanı olduğum TOBB Türkiye Sağlık Kurumları Meclisi olarak ta her türlü katkıyı vermeye çalışıyoruz.

Sağlık serbest bölgeleri yeni üzerinde durulmaya başlanan bir kavramdır. Sektöre bir açılım sağlayacak gibi duruyor ama kurgusunun iyi yapılması gerekmektedir. Hem mevcut atıl kapasiteyi iyi kullanacak, hem de yeni atıl kapasite oluşturmayacak bir strateji belirlenmelidir.