Şahin: Hukuk boşluk kabul etmez
Meclis Başkanı Şahin, Askere sivil yargı yolunu açan düzenlemenin iptaline ilişkin "Mutlaka yasama organı bu boşluğu dolduracaktır" dedi
ANKARA - TBMM Başkanı Mehmet Ali Şahin, "Askere sivil yargı yolunu açan düzenlemenin iptaline" ilişkin, "Hukuk boşluk kabul etmez. Mutlaka yasama organı bu boşluğu dolduracaktır" dedi.
TBMM Başkanı Şahin, Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Araştırma ve Uygulama Hastanesi İleri Teknolojik Radyoterapi Sistemi'nin açılış törenine katıldı.
Açılışa gelişinde gazetecilerin, "Askere sivil yargı yolunu açan düzenlemenin iptaline" ilişkin soruları üzerine Şahin, "Yüksek Mahkemenin gerekçeli kararı Resmi Gazete'de yayımlandıktan sonra mutlaka bir değerlendirmenin yapılacağını söyledi. Şahin, "Hukuk boşluk kabul etmez. Mutlaka yasama organı bu boşluğu dolduracaktır" dedi.
Bir gazetecinin, "Şu anda iptalle eski yasa mı geçerli, yoksa boşluk mu oldu?" sorusu üzerine Şahin, "Bunun değerlendirmesini ben yapmayayım. Onun değerlendirmesini uygulamayı yapan hukukçular, hakimler, savcılar yapar" karşılığını verdi.
TBMM Başkanı Şahin, "Bu durumun Ergenekon ve devam eden bazı soruşturma ve davaları da etkileyip etkilemeyeceğine" yönelik soruya, "Bunları bana sormayın" yanıtını verdi.
Bir gazetecinin, "Hukukçu olarak bir değerlendirme yapmasını istemesi" üzerine de Şahin,"Hayır. Bunu bana sormayın. Meclis Başkanı olarak bu konularda görüş belirterek yönlendirici olmak istemem. Her yasanın uygulanmasından sorumlu ki bu düzenleme hukuki alanda bir düzenleme ise ceza yasalarıyla ilgili bir düzenleme ise örneğin, tabii ki savcılarımız, hakimlerimiz bunu değerlendirecektir ama Anayasa Mahkemesinin bu iptal kararından sonra demin de ifade ettiğim gibi mutlaka yasama organı bir değerlendirme yapacaktır."
Şahin, "Ortaya çıkan bu durumdan sonra Anayasa'nın 145'inci maddesinde bir değişiklik yapılmasına ihtiyaç duyulup duyulmayacağının" sorulması üzerine ise ona da yasama organının karar vereceğini söyledi.
Kuzu: Bu karar yanlış bir karardır
Bir gazetecinin "Anayasa Mahkemesinin kararını nasıl değerlendiriyorsunuz ve bu karar mevcut davaları etkileyecek mi?" şeklindeki soruna, Anayasa Komisyonu Başkanı Burhan Kuzu, "Biz onu çıkardığımız zaman zaten bugünkü davaların çoğu başlamış durumdaydı. Dolayısıyla Ergenekon olarak adlandırılan büyük isim altındaki davaların bununla bir alakası yok. Çünkü onlar mevcut yasalar çerçevesinde süren davalardır" karşılığını verdi.
"Yapılan değişiklikteki maksadın daha çok toplu olarak işlenilen organize suçlar, uyuşturucu ticaretine benzer suçları, sivil yargıya bırakmak biçiminde olduğunu" ifade eden Kuzu, sözlerine şöyle devam etti:
"Yoksa darbe, darbe teşebbüsü bunlar zaten sivil yargının baktığı davalardı. Dolayısıyla bunun etkileyeceği bir alan şu an için görünmüyor. Ayrıca 'kozmik oda' olarak adlandırılan o araştırma ve arama, onu da ilgilendirmez. Onu da biz Ceza Usul Yasası'nın ilgili maddesi çerçevesinde yapmıştık zaten. Devlet sırrı niteliğinde olan birtakım bilgi ve belgelerde suç isnadı varsa gizlilik kalkar, hakimlere karşı biçimindeydi. O açıdan geniş çaplı bir etkisi olduğunu sanmam ama bazı davalar da varsa da onu somut olarak şimdi bilemiyorum. Ona artık hakimler karar verir.
Bu karar yanlış bir karardır çünkü Anayasanın hükümleriyle yaptığımız düzenlemenin çelişen bir tarafı aslında yok. Bile bile bizim bunu yapmamız zaten mümkün olmaz. Bu yorum meselesi sonuçta."
Bağış: Hoşumuza gitmese de saygı duymamız gerekiyor
Devlet Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış, Meclisin bu konuda muhalefet partilerinin de katkılarıyla aldığı kararın, Türkiye'nin AB standartlarına ulaşması, demokrasinin şeffaflaşması ve ülkenin yarınlara daha emin adımlarla yürümesi açısından önemli olduğunu vurgulayarak, "Anayasa Mahkemesi üyelerinin, oy birliği ile aldığı karar, tabii ki hoşumuza gitmese de saygı duymamız gereken bir karar. Ama bu kararın bize verdiği çok açık ve net bir mesaj vardır. O da Türkiye'nin anayasa reformuna ihtiyaç duyduğudur. Bugünkü Anayasa'mız daha önce defalarca söylediğim gibi adeta mıknatıs gibi Türkiye'yi geriye doğru çekiyor" diye konuştu.
Böyle bir ülkenin askeri bir darbe sonrası yazılmış askeri bir anayasa ile yürütülmesinin ancak asgari demokrasiyi sağladığını, asgari demokrasinin de Türkiye'ye yakışmadığını vurgulayan Bağış, "Gerçekten de Türkiye'deki bütün kesimlerin etnik kökeni, dini inancı, siyasi fikri ne olursa olsun bütün vatandaşların, 'Benim' diyebilecekleri bir anayasaya kavuşmamızın vakti geldi. Bu karar da bunu bir kez daha ortaya koymaktadır" dedi.