Sanal bunker ticareti olur mu?

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

 

Adam Dupre / Ocean Intelligence Yönetim Kurulu Başkanı

Geçtiğimiz ay gemi yakıt ikmal (bunker) endüstrisinin bugünü ve yarınını tartışmak, fikirlerimizi paylaşmak için tüm dünyadan bunkercilerle kıtaların buluştuğu güzel İstanbul’da buluştuk. Buradan bize Türk konukseverliğinin çok iyi bir örneğini sergileyen Gemi yakıt İkmalcileri Derneği’ne tekrar teşekkür etmek isterim.

Gördüğümüz kesin olan bir şey, su anki ekonomik iklim yüzünden hem ikmalcilerde hem de gemi sahipleri tarafında büyük bir endişenin hakim olduğuydu, genel olarak ve birbirlerine karşı! Bunu takiben de ilişkilerin nasıl değiştiğini gözlemledik. İkmalcilerin, satıcıların denizcilik firmalarının kapılarını aşındırdıkları günler artık yakın tarihimizde kaldı, denizciler ise kendilerine halen kredi limiti tanıyan ikmalcilerle de iyi ilişkilerin devamının gayreti içinde, çünkü çoğu zaman bu kredi bankalardan çok çok daha ucuz. çok değil, kısa bir sure önce denizciler kimden mal alacaklarını diledikleri gibi seçip, önlerine koyulan türlü teklifleri değerlendirebiliyorlardı, bankacılar denizcilerin en yakın arkadaşlarıydı ve hergun arayıp sorarlardı, kredi yeter ki iste idi. Simdi durum değişti, varlıklarını yitiren insanlar sıklıkla iyi günlerde susmayan telefonların, etrafındaki arkadaşların sorunlar basgosterince birden kayıplara karıştığından, telefonların sustuğundan şikayet ederler. Simdi sorunların tam ortasındayız, ama ilişkiler devam etmek zorunda.

Bunker endüstrisi kendine has bir eski usul esnaflık anlayışı içinde çalışır, iş bilgisayarın iki tuşuna basıp gelecek evet veya hayır cevabına bakarak dönmez, bankacılar “bilgisayar olmaz diyor” diyebilir ama bunkercilar için durum böyle değil, onlara güven, bilgi ve ilişkiler lazım. Bunkerci aynı mahalle manavı, kasabı gibi hiçbir güvenceye dayanmayan bir “veresiye” verdiği için müşterisini komşusu gibi tanımak zorunda, kimdir neyin fesidir, kimin nesidir, hırlı mı hırsız mı bunları bilmeli. Konferansça bütün Bunker ticaretinin sadece İnternet üzerinden “online” donup dönemeyeceği konuşuldu, ve cevaplar hep hayır dönemez tarafında oldu. Bugüne kadar birçok kereler online ticaret platformları oluşturulmaya denendi, hatta büyük petrol firmaları önemli paralar yatırdılar bu islere ama aşağı yukarı hepsi basarisiz oldu, kapandı, acık kalabilenler de temelden koklu değişiklikler yapmak zorunda kaldılar. Bu İnternet sitelerinin basarısızlığın sebebi iste bu esnaf-müşteri ilişkisidir, gerçek ilişkiler Bunker dünyasında sanal ilişkilere sıcak bakmıyor.

Ben tabii ki kredi yönetimi hakkında konuştum, müşterini tanımanın ne kadar önemli olduğundan, geç ödemeyip ödemeyeceklerinden, hadi ondan geçtim hiç ödeyip ödemeyeceklerinden, davranış biçimlerinden bahsettim, bir çok Bunker satıcısı bunlar ve müşterilerin nasıl olduklarını, durumlarını 

kalben, içten çok iyi bilirler, hatta bazen o şirkette kendileri calisiyormuscasina hakimdirler müşterilerine. Bazen kalbin dediğini doğrulamak iyidir, iste burada kredi raporları çok etkili bir araçtır, ya da başka zaman hiç bilmediğin müşterileri dükkanına yaklaştırmaya yarar, bazen de seni kötülerden korur, dükkanına kimi yaklaştırmaman gerektiğini kulağına fısıldar, aman senden uzak Allah'a yakın olsun der.

Tabii bu bilgi ve bilgelik ,öyle fabrika gibi seri imalatla yapılabilecek bir şey değildir, bir analist bir günde çok fazla rapor yazamaz, çünkü yazdıkları şirket hakkında koklamaları, dokunmaları, konuşmaları, sohbetler, araştırmalar yapmaları gerekir, turlu zorluklardan geçip kafalarında bir resim oluşur, nakıs gibi dantel gibi parça parça islerler ve sizin önünüze bütün halinde koyarlar. Aslında yemek yapmak gibi, size en taze malzemeler lazımdır (bilgi), sonra iyiyi kötüyü ayıklamak gerekir (analistler bilirci, açıkça kabul edildiği gibi kendilerine sıkça yalan söylenir, kimi müşterisini korumak için söyler, kimi rakiplerini yanlış yonlerdirmek için), ve bir ahcibasi gibi pişirmeye koyulurlar, her yemek (pardon..şirket) farklıdır. Hepsi ayrı ayrı baharatlar ve yetenekler ister, içindeki en önemli tadı, unsuru öne çıkarabilmek için (evet bazı şirketler o kadar acıdırlar ki gözlerinizden yaslar getirir, bazıları da o kadar tatlıdırlar ki onlarla is yapmaya doyamazsınız), sonunda kredi raporu yazarları için sona gelinir ve yemek ortaya konur. Tedarikçi yemeğe bakar ve kararını verir, iste hiç pişmanlık olmayan zaman yazarın en mutlu anidir, karar veren keşke yemeseydim içime oturdu, ya da keşke yeseymişim bak ne kadar lezzetliymiş dememelidir.

Artık kredi limitleri ve sureleri düşürüldü, eskinin 60 gün vadeleri hatıra oldu, simdi herkes sahip oldukları şeylere daha siki tutunmaya çalışıyor hava kotu. İste daha sağlama almak için artık krediler de sigortalanıyor, bankerci müşterisi ya ödemezse diye bir yüzdelik oranda prim ödeyip sigortacıya koşuyor bu riski hafiflet diye, iste bu da yakıt fiyatlarının o oranda artmasına neden oluyor, ya da zaten düşük olan Tedarikçi kar marjını iyice eritiyor. Buğun Tedarikçi için bu kalkan, bilgi, kredi notu, raporları, ve sürekli gözlem gibi çok faydalı bir uygulama olduğu da yadsınamaz.

Türkiye acıyı çok iyi bilen bir ülke, depremler, seller ve terörizmle çok defalar yaşadı bunu, iste her yıkılan, iflas eden yani ölen müşteri de öyle bir etki yaratıyor, tabii ki ölen için üzülüyoruz, ama gerçekler devam ediyor kollarında bir ceset kalan Tedarikçi için sigorta yeniden inşa etmek için faydalı. Eğer önceden bilip, bilgisel araçlarla duvarlarımızı ona göre yapsak, riskin farkında olsak bu zararları daha oluşmadan bertaraf edebiliriz. Tıpkı bir evlilik gibi, partnerinizi ne kadar iyi tanırsanız ilişkiniz o kadar sağlıklı olur.

Türkiye de bunkercilerin ve denizcilerin etrafında bir çok bürokrasi yumağı olduğunu gözlemledik, bazısı yakıt kaçakçılığını engellemek için, diğeri doğayı korumak için. Tabii ki bunlar gerekliliklerden doğmuşlardır, ama operasyonel anlamda birçok güçlüğü beraberinde getirmektedirler. Türk Bunker endüstrisi Avrupalı meslekdaşlarına göre birçok dezavantaja rağmen Istanbul’u dünya akaryakıt haritasına koymayı başarmıştır, bu azımsanmaması gereken bir başarıdır, ve ona açıktır, karşı sahillerde en az üç kat fazla döviz kazanılmaktadır.

Önümüzdeki on yıl içinde denizcilik dünyası olarak çok adaptasyon yapmak, değişime ayak uydurmak zorunda kalacağız. Dünyamız değişiyor ve üzerinde bulunduğumuz buzdağı eriyor, yavaşça ama bizi yeni kurallar tayin etmeye mecbur bırakarak. Bu krizde iste o buzdağındaki önemli bir çatlak, yolumuzu en iyi şekilde bulmak için daha çok iletişime, bilgiye, deniz fenerlerine ihtiyacımız var. Daha çok bilgi daha verimli kararlar olarak geri dönecektir, burada yeni kurulan Piri Reis Üniversitesi’ne başarılar dileyip, cehaletin çok pahalı bir şey olduğunu hatırlatmak istiyorum. Tekrar görüşünceye kadar sakin denizler dilerim.