Saylan son yolculuğuna alkışlarla uğurlandı

ÇYDD Genel Başkanı Prof. Dr. Türkan Saylan'ı son yolculuğunu uğurlamak için Lütfi Kırdar'da ve Teşvikiye Camisi'nde düzenlenen törene binlerce kişi katıldı

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

İSTANBUL - İstanbul'da dün sabah vefat eden Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği (ÇYDD) Genel Başkanı Prof. Dr. Türkan Saylan için Lütfi Kırdar Kongre ve Sergi Salonu'nda düzenlenen törende konuşan ÇYDD Genel Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Aysel Çelikel, "Hukukun üstünlüğünün ve yargı bağımsızlığının savunulması, düşünce özgürlüğü ve basın özgürlüğünün savunulması, bu mu darbecilik? Eğer bunlar darbecilikse, hepimiz darbeciyiz" dedi.

Çelikel, "Türkan Saylan'ın hak etmediği bir şekilde acımasızca suçlandığını belirterek, "Ona yapılan hukuksuzluktan sonra, insanın kendini suçlu hissetmeden konuşması da çok güç. Türkan Saylan neler yaptı? Laiklik ve çağdaşlık kazanımlarını ortak paydamız olarak savunması, bu mu darbecilik? Kızların okutulması, bu mu darbecilik? Hukukun üstünlüğünün ve yargı bağımsızlığının savunulması, düşünce özgürlüğü ve basın özgürlüğünün savunulması, bu mu darbecilik? Eğer bunlar darbecilikse, hepimiz darbeciyiz" diye konuştu.

Türkan Saylan'ın bir Cumhuriyet kadını olduğunu ifade eden Çelikel, şöyle devam etti:

"ÇYDD'de de millete mal olmuştur, ulusal mirasımızdır. Ülkemizin çağdaşlaşması için yakılan meşaleyi söndürmeyeceğiz. Söndürülmesine asla izin vermeyeceğiz. Türkan Saylan'ın teşekkürlerimizle, alkışlarımızla, sevgilerimizle, ona yapılanlardan utanç duyarak, özür dileyerek uğurluyoruz. Ulusumuzun başı sağ olsun."

"20 yıllık ajandalarına polis el koydu"

Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. İbrahim Kaboğlu da Türkan Saylan'ın Türkiye'de insan haklarını hukuk yoluyla ilerletebileceğine yürekten inandığını söyledi.

Saylan'ın geçmişte Başbakanlık İnsan Hakları Danışma Kurulu'nda üyelik yaptığını anımsatan Kaboğlu, kurulun en aktif, en ilerici ve insan haklarını geliştirmek için en fazla mücadele eden üyesinin Saylan olduğunu belirtti.

Türkan Saylan'ın hastanede tedavi görürken evinin arandığını hatırlatan Kaboğlu, aramalar sırasında Saylan'ın 20 yıllık ajandalarına el konulduğunu ve bundan dolayı da çok üzüldüğünü vurguladı.

"Saylan'ın, 20 yıllık ajandalarını bugün buraya getiremediğini, ancak, Atatürk'ün el yazması anayasa taslağını salona getirebildiğini" ifade eden Kaboğlu, "Bu taslağa da polisler tarafından el konulmuştu. Türkan Hocamız bu çok önemliydi. Bugün buraya getirmeyi başardık" dedi.

"Ona layık bir insan olacağıma söz veriyorum"

ÇYDD'den burs alan Boğaziçi Üniversitesi öğrencisi Pelin Bardakçı da yaptığı konuşmada, Türkan Saylan'ın inancı, kararlılığı ve bitmek tükenmek bilmeyen enerjisi ile kendisi için her zaman örnek bir insan olduğunu belirtti.

Bardakçı, "Öyle ki üniversiteyi kazandığım yıl onunla tanışmam yoluma kararlılıkla devam etmemi sağladı. Üniversite hayatım boyunca devam eden bu hırs yoluma ışık tutmuş daha iyi, daha özgür daha güzel şeylerin mümkün olabileceğini göstermiştir. Türkan hocama her zaman minnettar olacağım ve hatırası önünde içimde her zaman ondan bir parça taşıyacağıma, çalışkan, sorunlara çözüm getiren, daima ileriye bakan, ona layık bir insan olacağıma söz veriyorum" diye konuştu.

Bursiyer Volkan Düzenli ise Türkan Saylan'ı kaybetmenin acısını yüreğinin derinliklerinde hissettiğini kaydetti. Türkan Saylan'ın sevenlerine iki büyük öğüt ve miras bıraktığını ifade eden Düzenli, "Öğütlerden biri; 'dününü bilmeyen bugünü tayin edemez' sözünden yola çıkarak, tarihini dününü bilen gençler olmamızı, ikinci öğüdü ise; dünyaya yabancı kalmamak adına öğrenebildiğimiz kadar dil öğrenmemizdi. Türkan Hocamız bu iki temel öğüdünde, ancak ve ancak okuyarak ve çok çalışarak tutulabileceğini sözlerine eklerdi. Hocamızın mirası, yurdumuzda eğitim görmemiş kızlar ve erkekler bırakmaması, çağdaş topluma çağdaş insanlar yetiştirerek ulaşmaktır" şeklinde konuştu.

Daha sonra cenaze törenine katılanlar, salonda Türk Bayrağı'na sarılı Saylan'ın tabutu üzerine özellikle çok sevdiği papatya ile diğer çiçeklerden bıraktılar.

Cenaze törenine, Türkan Saylan'ın oğlu Çınar Saylan ile torunları Timur ve Tamer Saylan'ın yanı sıra, CHP Genel Başkan Yardımcıları Onur Öymen ve Bihlun Tamaylıgil, CHP Grup Başkanvekili Kemal Kılıçdaroğlu, DSP Genel Başkanı Mahsun Türker, DİSK Genel Başkanı Süleyman Çelebi, Şişli Belediye Başkanı Mustafa Sarıgül'ün de aralarında bulunduğu, bazı parti, sivil toplum örgütü, sendika yöneticileri ile ÇYDD üyeleri ve öğrenciler katıldı.

Teşvikiye caminde yoğun katılım

ÇYDD Genel Başkanı Prof. Dr. Türkan Saylan'ın cenazesi, Lütfi Kırdar Kongre Merkezi'nde düzenlenen törenin ardından Teşvikiye Camisi'ne getirildi.

Lütfi Kırdar Kültür Merkezi'nde düzenlenen törenine ardından Saylan'ın Türk bayrağına sarılı tabutu cenaze aracına konuldu. Cenaze aracının arkasında oğlu, torunları, ÇYDD görevlileri, CHP'liler ve vatandaşların katılımıyla kortej oluşturuldu.

Korteje katılanlar ellerinde Türk bayrakları ile "Türkiye laiktir laik kalacak", "Hepimiz Mustafa Kemal'in askerleriyiz" şeklinde sloganlar atarak Teşvikiye Camisi'ne kadar yürüdü.

Baykal: Hastalığında çektiği acılardan daha büyük bir acı çekmek zorunda kaldı

Çağdaş Yaşamı Destekle Derneği (ÇYDD) Genel Başkanı Türkan Saylan için Teşvikiye Camisi'nde düzenlenen cenaze törenine katılan CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, Saylan'ın bütün yaşamı boyunca insanlığın acılarını azaltmaya, ilerlemesini ve gelişmesini sağlamaya adadığını söyledi.

Baykal, kendisini insanlığa, topluma, gençlere, eğitime ve sağlığa adamış bir insanın, her toplumun iftiharı olduğunu ve öyle de olması gerektiğini vurgulayarak, ''Fakat yaşamının son döneminde çektiği acılar ve ızdıraplar, ne yazık ki hepimizi derinden üzen, yaralayan bir durum oluşturmuştur. Bunu kesinlikle hak etmiyordu'' dedi.

Saylan'ın uğrunda mücadele ettiği hedeflerin, insanların eşitliği, insan hakları, eğitimin yaygınlaşması, demokratik bir toplumun oluşturulması, cumhuriyet değerlerinin sahiplenilmesi olduğunu söyleyen Baykal, Saylan'ın bu uğurda mücadele ettiğini ifade etti.

Saylan'ın, yaşamının son aşamasında hiç hak etmediği halde, hastalığında çektiği acılardan daha büyük bir acı çekmek zorunda kaldığını kaydeden Baykal, şunları kaydetti:

''Bu hepimizin büyük, derin üzüntüsüdür. Ona bir yandan çok büyük bir saygı duyuyoruz, bir yandan da yaşadığı bu ızdırapları ona reva görenleri düşünerek, kopuk ve karmaşık duygular içinde sevgiyle uğurluyoruz. Umarım, toplum daha nice Türkan Saylan'ları yetiştirecektir. Onun anısını hep beraber yaşatacağız. Türk milletinin ve bütün insanlığın başı sağolsun.

Hiç kuşku yok, yaşadığı insani acılar da onun kişiliğinin, direncinin bir yansıması oldu. Yaşamının son döneminde kansere karşı verdiği mücadele, örnek bir mücadeledir. Saygıyla anılacak bir mücadeledir. Bu kişisel acılarını yaşarken, sürekli bir sorumluluk duygusu içinde olması etkileyici bir tablo oluşturmuştur. Onun ötesinde, insan hayatının kaçınılmaz acılarının dışında, ona çektirilen ızdıraplar, yaşatılan acılar... İşte o yüreğimizi çok sıkıştırıyor.''

Saylan'ın cenazesi, Teşvikiye Camisi'nde kılınan cenaze namazının ardından Zincirlikuyu Mezarlığı'nda toprağa verildi.