Şehir markalaşmasına bir örnek; İlkler şehri ‘Uşak’
Süleyman DİLSİZ / EĞİTİM DANIŞMANI
Şehirler; hemşehri, girişimci, kurum, firma, sivil toplum, medya ve diğer paydaşlarla bir örgüt olarak kabul edilmekte. Şehrin coğrafi konumu, insan sermayesi, eğitim altyapısı, girişimci kültürü, yerel yönetim kalitesi, teknolojik potansiyel, toprak kalitesi, merkezi hükümet düzeyinde şehrin temsil gücü, kültürel değerleri, yatırım iklimi, kümelenme ve vizyon birliği “şehir markalaşmasının” başarısı için olmazsa olmazlardan. Anadolu’da birçok uygarlığın birikimiyle birçok şehir markalaşma adına farklılıklarını ortaya çıkarılabilecek çok önemli rekabetçi potansiyele sahip.
Şehirlerimizin refah üretebilme kapasitelerini artırmaları için rekabetçi avantajlarını ortaya çıkararak, tüm şehirlerin paydaşlarıyla birlikte potansiyellerini sorgulamalıdır. Markalaştırma çabalarının
arkasında güçlü bir irade ve liderlik olmaması, sürecin sadece kamu ve odalar düzeyinde ele alınması markalaşma iddialarının değersizleştirmekte ve içini boşaltmaktadır.
Bu yazımda da tarihi Kral Yolu’nun uğrak noktalarından, Yontma Taş devrinden, Cumhuriyet Türkiye’sine kadar neredeyse tüm Anadolu uygarlıklarının kalıcı izlerini taşıyan, özellikle yakın tarihimizde demokrasi bilinci, sanat, edebiyat, milli mücadele, sanayi konularında birçok ilklere imza atmış, Uşak’ın markalaşmasını değerlendireceğim.
“Uşak” adında bir şehir;
-Adında aşk geçen tek şehir olduğunu,
-800 yıllık Şam’da Camii Ümmi’de ve Mevlana Müzesi’ndeki XII. yy. yapımı Uşak halısının dünyanın en iyi müzelerinde; Kuveyt’ten, New York’a, Floransa’dan, Paris’e, Berlin’e, Budapeşte’ye, Londra’dan, Brüksel’e kadar birçok müzelerinde Uşak halıları paha biçilemeyen, en nadide eserleri oluşturduğunu,
-Hristiyanlığın ilk mezheplerinden olan Montarizm’in ilk izlerine Uşak’ta rastlandığını,
-Tanrıçaların ana tanrısı Kybele’nin asıl tapıldığı yerin Murat Dağı (Dindimos) olduğunu, bu döneminde dünyada ilk sünnet törenlerinin Murat Dağı‘nda yapıldığını,
-Sultan Abdülhamit’in; meclisi kapatmasına karşı ilk tepkinin Uşak’tan geldiğini ve şu telgrafın çekildiğini, “Zat-ı şahaneleri yıldız İstanbul! Mebuslarımızı dağıttığınızdan metbuuluk hakkımızı nezlediyoruz.” Uşak halkı adına “Kaymakam İbrahim Tahtakılıç ve On Arkadaşı”
-Osmanlı Döneminde ilk yazılı toplu sözleşmenin Uşak deri işçileri ile işverenleri arasında yapıldığını,
-1767 yılına kurulup İstanbul sokaklarında ve Türkiye’nin diğer yörelerinde; petrol ürünleri ve hava gazı vs. aydınlatılırken Uşak’ta ilk elektrik santralinin kurularak, Uşak sokaklarının elektrikle aydınlandığını,
-Nazım Hikmetin Banaz’ın Halaçlar köyünde 15 ay öğretmenlik yaptığı ve “Memleketim” şiirini ilk orada kaleme aldığı, ünlü romancı Nazlı Eray’ın “İmparator Çay Bahçesi” romanı adını Uşak’ta Dörtyol’da ki çay bahçesinden aldığını •Fakir Baykurt’un ünlü eseri “Yılanların Öcü” filminin Uşak’ta çevrildiğini
-TRT Arşivi’nde 53 tane Uşak türküsünün varlığı,
-Yakın tarih edebiyatımızın değerlerinden H.Ziya Uşaklıgil ve Besim Atalay, günümüz yazarlarından İskender Pala ve ressamlarından Devrim Erbil’in, birçok tanıdık tiyatro, müzik sanatçıları, bilim adamları Uşak’tan yetişen değerler olduğunu,
-Harf devrimi sonrası, Anadolu’da ilk Latin harfi öğreten okullardan ilklerinden birinin Karahallı Kırkyaren Köyü’nde açıldığını Cumhuriyetin ilk yıllarında köy halkının yüzde yüz okuryazarlığa ulaştığını,
-Cumhuriyet tarihi’nde ilk özel yatırımın ve çok ortaklı şirketin kurulduğunu,
-Anadolu’da; ilk şube açan bankanın Uşak’ta 1891 yılında Osmanlı Bankası olduğunu,
-İlk kez Uşak’ta dokunan elbiselik kumaşların İstanbul’da Rum tüccarlar tarafından “London” damgası vurularak Avrupa’da kalitesiyle ün saldığını, •Tarihte ilk kendi adına para basan kent olan Akmonya’da bulunan voleybol figürleri Sicilya ile birlikte ve Tyke şans tanrıçasının tarihte ilk kez burada görüldüğünü
-Dünyada ilk para basan uygarlığın Sart Krallığı ve dünyanın en bilindik hazinelerine sahip olan Karun Hazine’lerinin Uşak’ta bulunduğunu,
-Kurtuluş Savaşımızın ilk düzenli örgütlenmesinin Uşak havzasında gerçekleştiğini,
-Orgeneral Fevzi Çakmak Paşa’nın Dumlupınar zaferi sonrası mareşallik rütbesini ilk defa Uşak’ta taktığını,
-Balkan savaşında ordunun şayak kumaş ve battaniye ihtiyacının ülkemizin ilklerinden olan, Uşak’ta bulunan dört büyük şayak fabrikasından temin edildiğini,
İlklere öncülük etmenin gücüyle “the city of firsts” ilkler şehri Uşak; markalaşabilecek çok değerli altyapıya sahiptir. Nitekim şehirlerin marka çabalarını başarılı kılan tek başına kavramlar değil, o kavramlara yüklenen anlam, inanç ve çabalar olduğu da önemsenmelidir. Hayalleri yoksa şehirlerin, ne tarihsel geçmişi, ne bilinirliği, ne de sanayisi sürdürülebilir gelir sağlayıp, şehirleri markalayabilecektir. Çünkü yeni ekonomi, yerel farklılıkları yeniden yorumlayıp, sunabilme becerisi yani inovasyon kültürünü gerektirir.
İlkler şehri “Uşak” vizyonuyla inovasyonu toplum temelli yayabilecek ve markalaşabilecek potansiyele sahiptir. Türkiye’de ilk olacak “seçilmişlerin AB gelişmişlik kriterleriyle halk tarafından performansının ölçülmesi”, “özellikle 1915-1942 döneminin siyasi ve ekonomik yapısına ışık tutacak, ülkemizin ilk çok ortaklı şirketini kuran Nuri Şeker ve demokrasi tarihinde önemli bir duruş gösteren İbrahim Tahtakılıç’ın hayatlarının film yapılması”, “Türkiye’nin ilk halı müzesinin kurulması”, “nüfus yapısı itibariyle anne-baba eğitiminin zorunlu hale getirilmesi”, “internet kafeleri kullanarak bilgisayar okuryazarlığını arttırılması”, “akil paydaşlarla ilk yerel kalkınma enstitüsünü kurmak” “şehrin sanayi bandında olması nedeniyle en az yedi sektörde kümelenme stratejisi geliştirerek, diğer illere örnek olabilecek model geliştirmek” dünyada bilinirliği neredeyse ülkemizin üzerine olan birçok değerden birisi olan Uşak halısına sahip çıkarak, nüfusunun yüzde 53’ünü oluşturan kadınlara kalıcı istihdam politikaları geliştirerek, ülkemizin diğer yüzyıllık birikimli yerel değerlerine model geliştirmek Türkiye’nin ilkleri olacaktır. Bu yapılanmayla Uşak’ta sürdürülebilir toplumsal değişim ve gelir sıçramaları da mümkün olabilecektir.
Başarılı markalaşma için; etkin liderlik, şehrin seçilmişlerinin güçlü temsil yeteneği, vizyon, ortak akıl, paydaşlarla işbirliği, bilgiyi esas alan sorgulayıcı mantık, “benci değil, bizci” yaklaşım ve eşgüdüm şart. Bu şartlar yerine gelmediği sürece markalaşma girişimlerinin sonu hüsran olacaktır.