Serbest bölgeler ne durumda?

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

VERGİ PORTALI / Cenk ULU

[email protected]

Serbest bölgeler bizim icat etmediğimiz ancak icat eden ve yıllardır uygulayan ülkelerden farklılaştırdığımız bir sistemdir. Serbest bölgeler değişik ülkeler tarafından yıllarca kullanılan ve bir kısmı tarafından da kullanılmaya devam edilen, üretimi, istihdamı ve ihracatı teşvik ederken bürokrasiyi azaltıp vergi teşvikleri sağlanan bir sistemdir.

Ülkemizde de yıllarca iyi kötü yukarıdaki amaçlara hizmet etmeye çalışan bu bölgeler 2004 yılında değişik sebeplerden dolayı farklı bir muamele ile karşı karşıya kaldılar (ihracat yerine ithalatın daha yüksek olması, bazı firmalar tarafından kötüye kullanılması, Avrupa Birliğine (AB) uyum gibi).

Bu değişikliklerin bazıları serbest bölgelerdeki vergi avantajlarının büyük bölümünün kaldırılması, bölgedeki firmaların seri olarak vergi incelemeleri ile karşılaşmalarıdır.

25.11.2008'de yayımlanan 5810 sayılı kanun ile yapılan son değişiklikleri de göz önüne alarak serbest bölgelerdeki mevcut durum hakkında kısaca bilgi vermeye çalışacağım:

Vergi avantajları:

Serbest bölgelerde üretim yapan firmaların ürettiği ürünlerin satışından elde ettikleri gelir AB üyeliğine kadar kurumlar vergisinden istisna.

5810 sayılı kanun ile serbest bölgede ürettiği ürünlerin yüzde 85'ini ihraç eden firmaların istihdam ettiği personele ödenen ücretler gelir vergisinden istisna.

Bu bölgelerde gerçekleştirilen faaliyetlerle ilgili olarak yapılan işlemler ve düzenlenen kâğıtlar damga vergisi ve harçlardan istisna.

Serbest bölgelerdeki firmalara yapılan fason hizmetler katma değer vergisinden istisna.

Serbest bölgelere yapılan mal teslimleri katma değer vergisinden istisna.

Serbest bölgelerde verilen hizmetler katma değer vergisinden istisna.

İhraç kaydıyla serbest bölgelere teslim edilen eşya özel tüketim vergisinden istisna.

Sıkıntılar:

Yukarıda da belirttiğim üzere serbest bölgeler amacı itibariyle bürokrasinin azaltıldığı, firmaların zaman ve enerjilerinin önemli bölümünü işlerine ayırabildiği ve otoritelerin çoğu konuda toleranslı davrandığı bölgelerdir.

Ancak yaşadığımız son değişiklikleri ve uygulamadaki yorumları düşünürsek, serbest bölgelerdeki firmaların vakitlerinin ve enerjilerinin önemli bir kısmını her gün neyle karşılaşacaklarını düşünmek ve şaşırmakla harcıyorlar.

Bu sıkıntıların bir bölümünden bahsetmek isterim:

Serbest bölgelerde ücret vergilendirilmesi ile ilgili istisnayı tanımlayan ve geçen hafta yayımlanan tebliği anlayabilmek ve uygulayabilmek için ciddi bir çaba gerekiyor. Ürettiği ürünlerin tamamını aynı yıl satan ve her sene hayata yeniden başlayan firmalar için uygulama basit gibi görünüyor. Ancak bu tür firmaların yok denecek kadar az olduğu düşünülürse, devamlı üretim yapan, ürünlerin bir bölümünü hemen bir bölümünü zaman içerisinde satan ve yine zaman içerisinde bir bölümünü de geri alan, fiyat farkı faturaları, ciro primi faturaları düzenleyen firmaların bu istisnayı uygulamaları çok sıkıntılı. Firma yöneticileri neredeyse sonsuz ihtimalle karşı karşıyalar.

Serbest bölgelere yapılan mal teslimleri gümrük uygulamaları ve KDV Kanunu açısından ihracat olarak kabul edilse de Özel Tüketim Vergisi Kanunu açısında istisna deği, l yurtiçi teslim. Şaşırtıcı bir şekilde aynı teslim 3 kanunun 2'si için ihracat ve/veya istisna bir teslim, üçüncüsü için ise vergilendirilebilir bir yurt içi teslimi. Ancak Özel Tüketim Vergisi Kanunu 14 Seri No'lu Tebliğ'deki şartları taşırsa tecil terkin uygulaması uygulanabiliyor ki bu konuda herkesin farklı bir yorumu var.

Serbest bölgelerde tüketilecek ürünlerin nasıl bölgeye çıkacağı ve KDV uygulamasının nasıl olacağı net değil. Burada ürünlerin hangi miktara kadar (ve/veya bir miktar kısıtlaması olmadan) serbest bölge formu veya gümrük beyannamesi ile çıkması gerektiği net olarak açıklanmalı.

Serbest bölgelere verilen hizmetler katma değer vergisine tabii serbest bölgelerde verilen hizmetler ise istisna. Bu ayrımın nasıl yapılacağı konusunda ise hiçbir düzenleme yok.

Özet olarak:

Serbest bölge örneğinden de görüleceği üzere bir konuyu birden fazla otorite denetler ve düzenler ise sıkıntıyı her zaman mükellef çekiyor. Serbest bölge firmaları Gümrük Müsteşarlığı, Maliye Bakanlığı, Dış Ticaret Müsteşarlığı gibi 3 otoritenin düzenlemeleri ve yorumlarını yakından takip etmek zorunda.

Yapılması gereken ise otoritelerin artık olaya biraz daha farklı bir gözle bakarak Kanunlardaki boşlukları bularak firmalara zor günler yaşatmaktan vazgeçerek zaten ciddi bir krizle mücadele eden firmalara konunun özüne ve serbest bölgeden amacına inerek daha toleranslı davranmalarıdır.

Fırsat:

Son olarak üretim yaparak üretiminin yüzde 85'ten fazlasını ihraç etmeyi planlayan firmaların karar verme süreçlerinde serbest bölgeleri de mutlaka değerlendirmeleri gerekir.