Servet batıdan doğuya akıyor

SPK Başkanı Akgiray, "Avrupa'nın pek imrenilecek tarafı kalmadı ekonomik bakımdan. 2010'da yüzde 20'lere kadar gerileyecek" dedi.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

GAZİANTEP - Sermaye Piyasası Kurulu (SPK) Başkanı Prof. Dr. Vedat Akgiray, servetin, ekonomik refahın batıdan doğuya aktığını söyledi.

Akgiray, Gaziantep Üniversitesi Yönetim ve Kariyer Topluluğu'nun düzenlediği "Sermaye Piyasaları ve Finansal Gelişmeler" konulu konferansta, artık dünyanın bir pazar olma yolunda hızla ilerlediğini, bunun önünde durulamaz bir gerçek olduğunu söyledi.

Bu durumu kabullenip kendi halkımızı, ülkemizin korunmasını, menfaatini arttırmayı bu gerçeğe göre yapmak durumunda olduğumuzu ifade eden Akgiray, SPK olarak Türkiye'de yapmaya çalıştıklarının ve yaptıklarının, her şeyin uluslararası gelişmelerden bağımsız olamayacağını vurguladı.

Global krizle ilgili de bilgi veren Akgiray, doğu ve batı arasında ciddi bir fark oluştuğunu ifade etti. Akgiray, şunları anlattı:

"Doğu derken ağırlıkla Çin'den bahsediyoruz. Büyük oyuncu oradaki o. Batı derken ağırlıkla ABD'den bahsediyoruz büyük oyuncu yani iki kutuplu dünya gibi oldu. Almanya, Brezilya, Türkiye ve diğer küçük ülkeler arada bir yerde kalıyor ama iki tane kutup var doğu ve batı. Doğuda cari fazla oluştu. Yani doğu ülkeleri Çin başta olmak üzere aldığından daha fazla sattı. Cari fazla, bu cari fazlanın karşılığı batıdaki cari açıktı. ABD ve batı Avrupa açıklar verdi, doğu fazla verdi."

Akgiray, dünyadaki rüzgardan kendimizi koruma şansımız olmadığını, ancak o rüzgara karşı siperler kurulabileceğini ifade etti.

Globalleşmenin farkına varmak, dünyanın diğer ülkeleri, kurumları, oluşumlarının bizim için arz ettiği riskleri yönetmek, bu yeteneği, bilgiyi iradeyi göstermek gerektiğini vurgulayan Akgiray, "Kaçışı yok" dedi.

Avrupa daralıyor

Dünyadaki çeşitli ülkelerin Gayri Safi Yurt İçi Hasılalarına ilişkin çeşitli istatistiklerle bilgi veren Akgiray, ABD 1992'de dünyadaki payının yüzde 26 olduğunu, bugünlerde ise yüzde 24'lerde bulunduğunu ve bir daralma olduğunu ifade etti.

Avrupa'nın gittikçe küçüldüğünü dile getiren Akgiray, "Avrupa Birliği gittikçe ufalıyor. Avrupa bu yönde gidiyor. Hala zengin, hala önemli ama Avrupa'nın pek imrenilecek tarafı kalmadı ekonomik bakımdan. 2010'da yüzde 20'lere kadar gerileyecek" diye konuştu.

Akgiray, gelişmekte olan ülkelerin başını çekenlerin Çin, Hindistan, Brezilya, Rusya, Kore, Türkiye ve biraz da Malezya olduğunu anlattı.

Bu ülkelerin yüzde 1992'de yüzde 17 olan payının 2015'te yüzde 40'lara dayanacağını, bunun IMF'nin tahminleri olduğunu belirten Akgiray, şöyle devam etti:

"Benim kişisel düşüncem bu payın daha da fazla olacağı yönünde. Avrupa'nın daralması daha hızlı olacak gibi gözüküyor. Son gidişat onu gösteriyor, belli olmaz ama. Bu grafikte, servet, ekonomik refah batıdan doğuya akıyor artık. Bu bir gerçek. Bu denge oturmadıkça finansal krizler yine olacaktır. Ama bunun da farkına varmak lazım. Ben şimdi kendi çocuklarıma Çince falan öğrenmeyi tavsiye ediyorum."

"Çin, ikinci büyük ekonomi"

Akgiray, Türkiye'nin Gayri Safi Yurt İçi Hasılası'nın (GSYH) 2000'de 267 milyar dolar olduğunu, bu yıl ise 730 milyar dolar civarında olmasının beklendiğini ifade etti. Akgiray, diğer ülkeler hakkında şu bilgileri verdi:

"Brezilya bizden geriden başladı 90'lara gidersek ama bizi geçti. Orada da gelir dağılımı anormal. Çok fakirle zengin yan yana. Hindistan hızla büyüyor. 2010'da Hindistan'ın 1,5 trilyon dolara yakın bir GSYH'sı olması bekleniyor. Japonya ben bildim bileli büyümez. Ben küçükken büyümüşler orada kalmışlar. 20 yıldır Japonya böyle gidiyor.

Tabi Rusya biraz değişik bir vaka. 2000'de Rusya'nın GSYH'sı 260 milyar dolar gözüküyor. Çin anormal hızlı büyüdü ve büyümeye devam edecek gibi. 1 trilyon dolardan 5 misli büyüklüğe geldiler on yılda, gidiyor... Ama Çin'de 1 milyar fakir var hala, yoksul var. Nereye gidecek. O soru kafa yoruyor."

Akgiray, ABD hala açık ara dünyanın en büyük ekonomisi olduğunu, 2010 beklentisinin 14 kusur trilyon dolar Gayri Safi Yurt İçi Hasıla olduğunu ifade etti. Bu yıl Çin'in Japonya'yı tarihte ilk defa geçeceğini, ABD'nin birinci, Çin'in ikinci olacağını ve bunun uzun yıllar böyle devam edeceğini vurgulayan Akgiray, Avrupa'nın toplamının ABD'den biraz daha büyük olduğunu ama orada artık çizginin düz seyrettiğini ve düştüğünü kaydetti.

aSermaye Piyasası Kurulu (SPK) Başkanı Prof. Dr. Vedat Akgiray, Türkiye'nin ekonomik gidişat olarak heyecan veren 5-10 ülkeden bir tanesi olduğunu, ekonomi büyüyünce itibarın da arttığını söyledi.
Prof. Dr. Akgiray, Gaziantep Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi konferans salonunda düzenlenen, "Sermaye Piyasaları ve Finansal Gelişmeler" konulu konferansta, Türkiye ekonomisinin şu anda 500-600 milyar dolar daha büyük bir borsayı üretebileceğini, o kaynağın olduğunu belirtti.
Kaynak olduğunu ancak paranın olmadığını, bunun piyasanın iyi kullanılmadığı anlamına geldiğini dile getiren Akgiray, şöyle devam etti:
"Bankacılığa bağımlı bir ekonomi olmuş hem dünya hem biz. Burada böyle bir geri kalmışlık var ama geri kalmışlığın öz Türkçesi bir fırsat var, iş büyüyecek büyürken de para kazanılır. Ekonomik gidişat olarak heyecan veren 5-10 ülkeden bir tanesiyiz. Ekonominiz büyüyünce itibarınız artıyor. 1,5 yıldır SPK başkanıyım, hangi uluslararası toplantıya gitsek saygı var. İnsanın hoşuna gidiyor."
Akgiray, Türkiye'de birçok KOBİ ve küçük şirket olduğunu ancak para bulamadıklarını, bunların bir araya toplanması halinde işsizliğin azalacağını ve birçok gelişme olabileceğini vurguladı.
Türkiye serbest piyasa ekonomisi olacak
Türkiye ekonomisinin artık yüzde 80'inin özel sektör, özel kesim olduğunu, devletin ağırlığının yüzde 20'den az olduğunu söyleyen Akgiray, şunları anlattı:
"Türkiye artık serbest piyasa ekonomisi oldu. Devletten bir şey bekleme zamanı biti. Dolayısıyla bizim rakamlarımızın dünyada başarıyla çalışan ekonomilere benzemesi lazım. Eksiğimiz varsa hızla kapatmak durumundayız. Türkiye'de bir büyüğümüz demiş yıllar önce 'borç yiğidin kamçısıdır' diye. Eski bir Cumhurbaşkanımız. Borç yiğidin kamçısı ama kamçı çok sertleşti, pek yiğit de kalmadı orta yerde. Herkesin borçlu olduğu ABD'de finansal olmayan şirketlerin, ticaret, sanayi, hizmet şirketlerinin borç sermaye oranları yüzde 50. Bir birim borç kullanıyorsa iki birim öz kaynağı, sermayesi var.
Türkiye'nin bu oranı yüzde 300. Üç birim borçlanmışız, bir birim sermaye var. Bu akla mantığa her şeye zarar bir şey. Kriz gelince, durgunluk gelince işler düşüyor, para girişi olmuyor, kredi ödemen var bankaya ödeyemezsen ne oluyor batıyorsun. Bunun ismi, kibarcası finansal risk deniyor. Batarsın, gözünün yaşına bakmazlar. Bu kadar borcun varsa batma riskin o oranda daha fazladır. Sermayeye olan ihtiyacı gösteren başka bir gösterge. Dünyada bizim gibisi pek yok. Fakat artık değişti."
Türkiye'nin notu yükselecek 
Prof. Dr. Akgiray, 'Türkiye'nin kredi notu az' denildiğini ifade etti. Kredi notu açısından en iyi yerlerde Lüksemburg, Yeni Zellanda, İsviçre gibi ülkelerini olduğunu, Türkiye'nin ise orta yerde bulunduğunu bildiren Akgiray, şöyle devam etti:
"Türkiye'den kredi riski kat be kat daha yüksek olan ülkeler İtalya, Portekiz, İzlanda, Belçika falan gibi AA, 2A, A-, A gibi çok yüksek notlar almışlar. Türkiye hala BB'lerde, yatırım kalitesinin altında. Bu aşağı yukarı bir yıldır 1,5 yıldır böyle. Aynı Brezilya'nın 2006-2007'de olduğu gibi. Bunu gören yabancı sermaye Türkiye'ye oluk gibi akacaktır. O para sıcak para olmayacak. Türkiye'nin kredi notu illa ki artacak. Arttığı zaman da varlık fiyatları yükselecek, her şeyin fiyatı yükselecek. Gayrimenkul, borsa gibi. Bu da geliyor birkaç sene içinde. Dolayısıyla sermaye piyasamız biraz geri kalmış, ekonomi iyi gidiyor, dünya genelinde daha da iyi olacağa benziyor rakamlarda, ne yapacağız? Sermaye piyasalarını büyüteceğiz. Yarın bir gün iş ararsanız SPK'ya başvurun rica edeceğiz yapacağımız çok işimiz var."
Bu arada Akgiray, konferansa başlamadan önce öğrencilere "yumurta atmasın kimse, ceket pahallı, maaş da yetmiyor artık" diyerek espri yaptı.
Konferansın sonunda İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Yusuf Akan, Prof. Dr. Akgira'ya sedef kakma işlemeli bir hediye verdi.
Bu konularda ilginizi çekebilir