Sigara için 10 milyon liralık tazminat davası

İstanbul 3. Tüketici Mahkemesi, 20 yıllık sigara tiryakisi İsmail Yaman'ın, sigara paketleri üzerinde tüketicilere eksik bilgi verildiği ve sağlığının bozulduğu gerekçesiyle açtığı 10 milyon liralık manevi tazminat talebini, sigara paketinin üzerinde yer

YAYINLAMA
GÜNCELLEME







İSTANBUL - İstanbul 3. Tüketici Mahkemesi, 20 yıllık sigara tiryakisi İsmail Yaman'ın, sigara paketleri üzerinde tüketicilere eksik bilgi verildiği ve sağlığının bozulduğu gerekçesiyle açtığı 10 milyon liralık manevi tazminat talebini, Yaman'ın sigara paketinin üzerinde yer alan "sağlığa zararlı" ibaresini görmezden gelerek iyi niyetli davranmadığı ve iddialarında samimi olmadığı gerekçesiyle reddetti.

Afyonkarahisar'da yaşayan Yaman, sigara paketinin üstünde yer alan nikotin, karbonmonoksit ve zifir oranlarıyla ilgili uyarıların 20 adet sigaradan oluşan bir paket için değil, tek bir sigara adeti için olduğu uyarısının yapılmadığı ve sigaranın sağlığına zarar verdiği gerekçesiyle, içtiği sigara markasını üreten şirket, Tütün ve Alkol Piyasası Düzenleme Kurumu (TAPDK) ve Sağlık Bakanlığı aleyhine 10 milyon liralık manevi tazminat davası açtı. Yaman'ın avukatı Hatice Gök aracılığıyla Afyonkarahisar Asliye Hukuk Mahkemesi'ne sunulan dava dilekçesinde, davacı Yaman'ın Türkiye'de prestijli bir marka olarak kabul edilen sigarayı 20 yılı aşkın süredir tükettiği belirtilerek, içtiği sigara markasının Yaman'da güven yarattığı kaydedildi. Dilekçede, Yaman için sigara içmenin, sadece sosyal bir davranış olmaktan çıkarak, "nikotin bağımlılığı" adı altında incelenen tıbbi bir hastalık haline geldiği ve günlük tüketiminin iki paketi bulduğu ifade edilerek, "Üretici piyasaya sadece güvenli ürünleri arz etmek zorundadır. Güvenli olmayan mallar, piyasaya 'özürlüdür' etiketiyle dahi arz edilemez. Bu ürünlere, 4703 sayılı Ürünlere İlişkin Teknik Mevzuatın Hazırlanması ve Uygulanmasına Dair Kanun hükümleri de zorunlu ve yeterli şekilde uygulanmadığından, ülkemizde milyonlarca, dünyada ise yüz milyonlarca tedavi bekleyen 'nikotin bağımlısı' gibi müvekkilin mağduriyeti artmıştır" ifadesi kullanıldı.

Paketlerde yanlış ve eksik bilgi iddiası

Yasal uygulamaların Türkiye'de satışa sunulan sigaraların güvenli ürün olmadığını ortaya koyduğu ve Yaman yönünden de risklerini somutlaştırdığı öne sürülen dilekçede, Yaman'ın piyasadaki sigara paketlerinde ve etiketlerinde, sigaranın özellikleri, sağlığa etkileri, tehlikeleri veya emisyonları hakkında araştırma ve değerlendirmelere başladığı, yasal zorunluluk gereği paketlere konulan uyarı metinlerinin yanlış ve eksik bilgi içerdiğini fark ettiği dile getirildi.

Dilekçede, piyasada satılan sigara paketlerinin üzerinde yasal uyarı olarak yer alan karbonmonoksit, nikotin ve katran oranlarının, bir adet sigara için mi yoksa 20 adet sigaranın bulunduğu bir paket için mi olduğunun belirtilmediği ve bu durumun da davacı Yaman'ı sigara tüketiminde yanıltan en önemli unsur olduğu vurgulandı. Sigara kullanımı nedeniyle yaşı, mesleği ve sosyo ekonomik durumu iyi olan Yaman'da solunum bozukluğu, kalp ve damar hastalıkları başta olmak üzere bütün vücudunda sağlık sorunlarının başladığı, fiziki ve ruhi yapısında ciddi sorunlar yaşadığı anlatılan dilekçede, 10 milyon liralık manevi tazminatın davalılardan alınarak davacı İsmail Yaman'a verilmesi talep edildi.

Afyonkarahisar Asliye Hukuk Mahkemesi, Yaman'ın açtığı tazminat davasını, davalı sigara şirketi merkezinin İstanbul'da olması nedeniyle "görevsizlik" kararı vererek, İstanbul 3. Tüketici Mahkemesi'ne gönderdi.

Davalı taraf avukatları "yasal uyarılara" dikkati çekti

Davanın görüldüğü İstanbul 3. Tüketici Mahkemesi'ne cevap dilekçesi sunan davalılar, sigara şirketi ve TAPDK ile Sağlık Bakanlığı'nın avukatları "zaman aşımı" ve "görevsizlik" itirazında bulundu. Davalı sigara şirketinin avukatı Görkem Ersoy, sigara üretiminin yasal olduğunu ve hukuk düzeninde mevcut kurallar arasında çelişki olamayacağını belirterek, sigara paketlerindeki uyarıların şekli ve içeriğinin yeterliliğinin kanun koyucu tarafından belirlendiğini hatırlattı.

4073 sayılı Ürünlere İlişkin Teknik Mevzuatın Hazırlanması ve Uygulanmasına Dair Kanun hükümlerinin yanlış uygulanmasının söz konusu olmadığını vurgulayan Ersoy, "Sigara, bağımlılığa yol açabilir, ancak bırakılması mümkündür. Kamu düzeni, böyle bir davanın reddini gerektirir" dedi. Avukat Ersoy, zararın ispat edilememesi, davalı şirketin faaliyetinin hukuka uygun olması ve ürünün "ayıplı" olmaması nedeniyle Yaman'ın tazminat talebinin reddine hükmedilmesini istedi. Tütün ve Alkol Piyasası Düzenleme Kurumu (TAPDK) avukatınca verilen cevap dilekçesinde de Türkiye'nin Tütün Kontrol Çerçeve Sözleşmesi'ne dahil olduğunu, bu sözleşme çerçevesinde yasal düzenlemeler yapıldığı ve sigara paketlerinin üzerinde 'öldürür' gibi uyarıcı yazılar bulunduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesini talep etti. Sağlık Bakanlığı avukatlarınca dosyaya sunulan cevap dilekçesinde ise bakanlığın kanunlar çerçevesinde kendine verilen görevleri yerine getirdiği, bakanlıkta yürütülen çalışmaların daha etkili ve sürdürülebilir olabilmesi amacıyla Tütün ve Bağımlılık Yapıcı Maddelerle Mücadele Daire Başkanlığı'nınkurulduğu ve sigaranın sağlığa olan zararlı etkilerine ilişkin çalışmaların kamuoyuyla paylaşıldığı vurgulanarak, davanın reddine hükmedilmesi istendi.

Yargıtay mahkemenin "görevsizlik" kararını bozdu

İstanbul 3. Tüketici Mahkemesi'nin, yetkili olmadığı gerekçesiyle davaya ilişkin "görevsizlik" kararı vermesi üzerine, Yaman'ın avukatı, bu karara ilişkin 16 Mart 2010'da temyiz başvurusunda bulundu. Mahkemenin kararını değerlendiren Yargıtay 4. Hukuk Dairesi, 8 Haziran 2011 tarihinde verdiği kararla, "davacının alışkanlığı gereği sigara tüketen, kanunun tarifine göre tüketici olduğu ve ayıplı malın neden olduğu zararlarla ilgili tüketici mahkemelerinin görevli olduğunu" belirterek, mahkemenin verdiği "görevsizlik" kararını bozdu. Bozma kararıyla birlikte davaya ilişkin 12 Nisan 2012'de yeniden hüküm kuran İstanbul 3. Tüketici Mahkemesi hakimi Sevtap Kaya, sigaranın insan sağlığına zararlı ve bağımlılığa yol açtığının tartışmasız olduğunu belirterek, sigaranın eroin, haşhaş ve kokain gibi kullanımı yasaklanan diğer narkotik maddelerle eş değer sayılamayacağını ve sigara üretimiyle satışının uzun yıllardan beri yasal düzenlemeler çerçevesinde yapıldığını aktardı.

TAPDK tarafından sigara üretimi ve satışının denetlendiğini ve davalı sigara şirketinin üretim lisansına sahip olduğuna dikkati çeken Kaya, üretimi ve satışı yasal sınırlar çerçevesinde yapılan bir ürünün mahkemelerce üretiminin, ithalinin ve satışının durdurulması veya toplatılmasının mümkün olmadığını ifade etti. Kaya, sigaranın sağlığa olumsuz etkileri konusunda Türkiye'de ilk kez 1986 yılında tüm sigara paketlerinin üzerinde "sağlığa zararlıdır" ibaresinin yazılmasının zorunlu hale getirildiğini hatırlatarak, 2005 tarihli bir yönetmelikle de bir adet sigara için azami zifir, nikotin ve karbonmonoksit bırakımı miktarlarının sigara paketleri yazılmasının zorunlu hale getirildiğini kaydetti.

Sözü edilen yasa ve yönetmelik hükümleri çerçevesinde sigara paketleri üzerine büyük harflerle "Sigara/tütün içmek öldürür" ve"Sağlık kuruluşları sigarayı bırakmada size yardımcı olabilir" gibi uyarıların yazılmasının zorunlu hale getirildiğini vurgulayan Kaya, "Mesleği ve sosyo-ekonomik koşulları iyi olan bir kişinin paket üzerinde yazan uyarıları anlayabilmesi gerekmektedir. Paket üzerinde yazılan nikotin, karbonmonoksit ve zifir oranlarının bir adet sigaraya ait olduğunu anlayamadığını söyleyen davacı, 1986 yılından beri paketler üzerine yazılı olan sigaranın sağlığa zararlı olduğu ibaresini görmezden gelerek sadece bu konuyu gündeme getirmesi de bu davayı açmakta iyi niyetli olmadığını göstermektedir" ifadelerini kullandı. Kaya, Yaman'ın avukatının, müvekkilinin sağlığının bozulduğundan bahsettiğini, ancak buna ilişkin herhangi bir delili mahkemeye sunmadığını kaydetti. Davacının bazı iddialar ileri sürerek manevi tazminat isteminde bulunmasının samimi ve haklı olmadığının anlaşıldığını belirten Kaya, davanın reddine karar verdi.
 

Bu konularda ilginizi çekebilir