Sınav sisteminde değişiklik yok

Özcan, Danıştayın katsayı kararının ardından "B, C, D ve E'ye kadar planları olduğunu" belirtti

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

ANKARA - YÖK Başkanı Prof. Dr. Yusuf Ziya Özcan, Danıştayın katsayı kararının ardından "B, C, D ve E'ye kadar planları olduğunu" belirterek, yeni planları dahilinde  sınav sisteminin ana hatlarıyla aynı kalacağını, sınav tarihlerinin de değişmeyeceğini bildirdi.

Prof. Dr. Özcan, Hacettepe Üniversitesi Beytepe Kampüsü'ndeki sosyal tesislerde düzenlediği toplantıda, basın yayın organlarının temsilcileriyle bir araya gelerek, değerlendirmelerde bulundu.

Prof. Dr. Özcan, Danıştay'ın katsayı ile ilgili kararına ilişkin bir soru üzerine, Danıştay 8. Daire'nin itirazlarını reddettiğini anımsatarak, ''Ben gerçekten ümitliydim. Niye ümitliydim? Bu ülkenin yükseköğretiminin bir sorunu 1,5 milyon öğrencimiz ve onların velileri bu konuda bir gelişme bekliyorlar'' dedi.

Danıştay 8. Daire'nin ''hukuki olup olmadığı meselesine girmek istemediğini'' ifade eden Özcan, ''Ben hukukçu değilim. İşte bize söylendiği kadarıyla, bir defa bir Baro'nun böyle bir davayı başlatma yetkisinin olmadığı söyleniyor. O Baro'nun verdiği dava dilekçesinde problemin çok açık seçik belirtilmediği söylendi bize. Burada bir hata olduğu söylendi'' diye konuştu.

Dünyanın hiçbir yerinde alanlar, bölümler arasında geçişin sınırlandırılmadığını dile getiren Özcan, hangi bölümden mezun olunursa olunsun geçişlerin serbest olması gerektiğini, bu şekilde sistemin rahat çalıştığını söyledi. Özcan, ''Biz her zaman ilgilerimizden çok emin değiliz. 14-15 yaşındaki çocuğun ilgilerini doğru belirlemesi ve o istikamette seçimler yapmasını bekleyemezsiniz'' dedi.

Sabancı Üniversitesi'nin uyguladığı ''öğrencilerin 3. sınıfta bölüm seçim yapması'' uygulamasına değinen Özcan, bunun doğru bir düşünce tarzı olduğunu ifade etti.

Bu uygulamanın ''1, 2. sınıftaki öğrencilerin tercihini iyi yapmakta zorlanabileceği yönünde eleştirildiğini'' anlatan Özcan, ''1. ve 2. sınıftaki öğrenci bunu yapamıyorsa, 14-15 yaşındaki çocuğun bu seçimi düzgün yapmasını nasıl beklersiniz? O hiç yapamayacaktır demektir. O davada, itiraz edilen hususlardan, liselerin farklı statüde olması gibi bir şey yok. Temel Eğitim Kanunu'nda bunlar tanımlanmıştır. Onların hepsi lisedir ve orada hiçbir ayrım yoktur. Genel liseler ile meslek liseleri arasında statü farkı kesinlikle yoktur. Siz olmayan bir şeyi oraya atfediyorsunuz. Bunlar farklı kulvarlarda ele alınmalıdır. O ele alınmayı da yaparken zaten dezavantajlı durumda olan, müfredatı itibariyle, kendisine verilen imtihanda olmayan konulardan sorumlu olan öğrencileri bir de önüne başka bir duvar daha örüyorsunuz'' diye konuştu.

"Aileler gerçekten mağdur olmayacak"

ABD'de, ''toplumun dezavantajlı gruplarından gelen insanlara üniversiteye girsin diye, yüzde 15 kontenjan ayrıldığını anlatan Özcan, şunları kaydetti:

''Biz ise zaten dezavantajlı olan öğrenciyi daha da dezavantajlı duruma getirmek çalışıyoruz. Bence çok hakkaniyetsiz olan bir durum ve derhal bunun düzeltilmesi gerek. Mesleki ve teknik mezunlarına bu kadar ihtiyaç olunan bir ülkede böyle bir politikanını takip edilmesi gerçekten çok çok acınacak bir durumdur. O kadar kötü durumdayız ki hem ihtiyacımız var o konuda çalışan insanlara hem de yetişmemesi için elimizden geleni yapıyoruz. Biz şunun peşinde değiliz; biz böyle bir eşitliği sağlayarak bütün meslek okulu öğrencilerinin üniversiteye girmeyeceğini biliyoruz. Bizim yapmak istediğimiz mesleki ve teknik eğitimi sevimli hale getirip, en kabiliyetli öğrencilerin o istikamete girmesidir. Ben biliyorum 300 binin içinde sadece 212 öğrenci üniversiteye girebiliyor. Çok da artacağını düşünmüyoruz. 500 öğrenci girse ne olacak. Ben onun peşinde değilim.''

Katsayı ile meslek liselerinin değil genel liselerin en çok zarar gördüğünü belirten Özcan, alan değiştirilmesi durumunda puanın düştüğünü anımsattı.

Yeni düzenlemeyle ilgili planlarını 17 Aralık'ta yapılacak YÖK Genel Kurulu'nda görüşeceklerini söyleyen Özcan, ''B planımız var, C planımız var, D ve E'ye kadar planımız var. Bunu baştan biliyorduk, her şeye hazırlandık'' diye konuştu.

''Ailelerin kesinlikle mağdur olmayacağını'' anlatan Özcan, ''Bunun için ben her şeyi yaparım'' dedi.

Bir gazetecinin ''Sınav sistemi tekrar değişebilir mi?'' sorusu üzerine, Özcan, sınavın değişmeyeceğini, sınav sisteminin ana hatlarıyla kalacağını söyledi. YÖK Başkanı Prof. Dr. Yusuf Ziya Özcan ''Tarihleri aynı kalacak, mümkün olduğu kadar değiştirmeyeceğiz, çünkü bu çocuklar için neredeyse ölüm olur. Ona göre hazırlanıyorlar. O insanlara çok büyük bir sorumluluğumuz var, onu gözardı edemeyiz hiç bir zaman'' dedi.

Bu sorumluluğu ciddi bir şekilde omuzlarında hissettiğini belirten Özcan, ''çocuklara zarar gelmesin'' diye uykularının kaçtığını ifade etti.

"İmam Hatiplere ihtiyaç kalmayacak"

Bir gazetecinin ''Bu karara daha çok tepki veren öğrenciler daha çok İmam Hatip Lisesi öğrencileri ve bu okuldan mezunlar. Burada imam hatip meselesini tam tartışmadığımız için mi bu katsayı meselesi tam çözülemiyor?'' sorusu üzerinde şunları söyledi:

''İmam hatiplilerin ortada görülmesinin bir nedeni, onların birazcık daha organize olmasıdır. Zannediyorum onlar bu 10 yıllık uygulamada katsayının getirilmesinden en çok zarar gören insanlar olduğu için daha organize görünüyorlar, meselelerine sahip çıkıyor görünüyorlar. Mesleki teknik eğitimde de dernek temsilcileri görüşüyor. Hep bu imam hatip liseliler böyle mi kalacak meselesini merak ediyorsanız, onu da bir şekilde bu ülkenin halletmesi gerekiyor. Şöyle olabilir, sesli düşünüyorum; imam hatip okullarını genel liseye çevirirsiniz. Bu ortaöğretimdeki Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Dersi kaldırılabilir. Seçmeli bir din dersi getirilebilir. Temel dini bilgiler öğrencilere kazandırılabilir. Alevi öğrencileri için 'Aleviliğin Temel Prensipleri' dersi yapılabilir. Böyle bir yolla, her zaman ülkemizde ciddi tartışmalara neden olan imam hatip meselesi halledilebilir. Hiç kimse çocuğunu imam hatiplere imam olsun diye yollamıyor, hepimiz biliyoruz. Oradaki amaç biraz dini ile ilgili bilgileri öğrensin, hayata hazır başlasın gibi. O ihtiyacı başka şekilde karşılarsanız, herhalde imam hatiplere ihtiyaç kalmaz diye düşünüyorum.''

''İmam ve hatip olacak kişiler için kaynak nereden sağlanacak?'' sorusu üzerine, Özcan, bu okullardan bazılarının Diyanet İşleri Bakanlığına bağlanabileceğini söyledi.