Sultan onuruna akşam yemeği

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

 


ANKARA - Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, "Brunei'nin çok önemli bir parçası olduğu Güneydoğu Asya ve Pasifik bölgesiyle ilişkilerimizin geliştirilmesi dış politikamızın öncelikli hedeflerindendir. 'Asya-Pasifik Bölgesine Açılım' politikamız kapsamındaki çalışmalarımıza son dönemde hız verilmiştir" dedi.

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Brunei Darüsselam Sultanı Hasan El-Bulkiye Muiziddin Va'dulah onuruna akşam yemeği verdi.

Çankaya Köşkü'ndeki yemeğe, TBMM Başkanı Cemil Çiçek, Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Avrupa Birliği Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış, bürokratlar, büyükelçiler, iş adamları ve akademisyenler de katıldı.

Cumhurbaşkanı Gül, yemekte yaptığı konuşmaya, "Tarihimizde bir ilki teşkil eden resmi ziyaretiniz, şüphesiz ikili ilişkilerimizde bir dönüm noktasıdır. Ziyaretiniz, karşılıklı üst düzey resmi temasların daha sık ve düzenli şekilde sürdürülmesi bakımından çok güçlü bir temel teşkil edecektir" diyerek başladı.

Dost ve kardeş Brunei Darüsselam ile Türkiye'nin ilişkilerinin her alanda çok daha ileri aşamalara taşınmasını arzu ettiklerini belirten Gül, Sultan Hasan El-Bulkiye Muiziddin Va'dulah'ın ziyaretinin, bu yöndeki iradenin Brunei tarafında da ne denli güçlü olduğunun ispatı olduğunu ifade etti.
Baş başa ve heyetler halinde yapılan görüşmelerde ülkelerin ortak gündeminde yer alan ikili, bölgesel ve uluslararası konular hakkında görüş alışverişinde bulunduklarını dile getiren Gül, "Resmi görüşmelerin ardından imzalanan anlaşmalarla bu tarihi ziyareti taçlandırmış olduk. Şimdi yapılması gereken, üzerinde fikir birliğine vardığımız hususların somut projelerle desteklenerek hayata geçirilmesidir" dedi.

Gül, önümüzdeki dönemde ticaret hacminin genişletilmesi, karşılıklı yatırımların artırılması, sivil ve askeri kurumlar arasındaki iş birliğinin güçlendirilmesi ve savunma sanayii alanında somut iş birliği projelerinin başlatılmasının iki ülkenin de yararına olacağını vurguladı.

"Brunei Darüsselam, bugün hakikaten 'Brunei Barış Evi'dir"

Bunların yanı sıra turizm, bilim, kültür ve sanat alanlarında iş birliğinin geliştirilmesinin de şüphesiz büyük önem taşıdığına dikkati çeken Gül, şöyle devam etti:
"Güzel ülkeniz Brunei Darüsselam'ın, majestelerinin dirayetli önderliğinde kaydettiği gelişmeleri iftiharla takip ediyoruz. Halkınız bugün dünyanın en müreffeh ülkelerinden birinde yaşamaktadır. Dost ve kardeş Brunei'nin bölgesel ve uluslararası barış ve istikrarın güçlendirilmesine yaptığı katkılar ise her türlü takdire şayandır.
Esasen barış, huzur ve emniyete verdiğiniz önem, ülkenizin isminde en müşahhas şekilde ifadesini bulmaktadır. Brunei Darüsselam, bugün hakikaten 'Brunei Barış Evi'dir."

Brunei'nin çok önemli bir parçası olduğu Güneydoğu Asya ve Pasifik bölgesiyle ilişkilerin geliştirilmesinin Türk dış politikasının öncelikli hedeflerinden olduğuna işaret eden Cumhurbaşkanı Gül, şunları söyledi:
"(Asya-Pasifik Bölgesine Açılım) politikamız kapsamındaki çalışmalarımıza son dönemde hız verilmiştir. Esasen sizin de üyesi olduğunuz ASEAN (Güneydoğu Asya Uluslar Birliği), nüfus bakımından dünyanın en kalabalık üçüncü bölgesidir. 1.6 trilyon dolarlık ticaret hacmiyle devasa bir potansiyeli bünyesinde barındırmaktadır. Türkiye olarak, ASEAN ile kurumsal bağlarımızı geliştirmek istiyoruz. Bu kapsamda 2010 yılı Temmuz ayında ASEAN Dostluk ve İşbirliği Andlaşması'na taraf olduk.

Gelecek sene üstleneceğiniz ASEAN dönem başkanlığınız sırasında dost ve kardeş Brunei Darüsselam'ın kıymetli desteğiyle ASEAN'ın 'diyalog ortağı' olacağımıza da inanıyoruz. Bu vesileyle, ASEAN dönem başkanlığınız için şimdiden üstün başarılar diliyoruz.

Ülkemize gerçekleştirmekte olduğunuz bu ilk resmi ziyaret, bizim için büyük bir kıvanç kaynağıdır. Majestelerine ve heyetinizin kıymetli üyelerine bir kez daha 'hoşgeldiniz' diyor, hem majestelerinin sağlık ve mutluluğu hem de dost ve kardeş Brunei halkının huzur ve refahının daim olmasını temenni ediyorum."

"Ziyaretler beni çok etkiledi"

Brunei Darüsselam Sultanı Va'dulah da Cumhurbaşkanı Gül'e, Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti'ne ve Türk halkına, Cumhurbaşkanlığı düzeyinde gerçekleştirdiği bu ilk ziyaretinde göstermiş oldukları misafirperverlik ve sıcak ağırlamadan dolayı teşekkürlerini sundu.

İstanbul ve Ankara'da hazırlanan programdan son derece memnun kaldığını ve bundan onur duyduğunu ifade eden Va'dulah, özellikle tarihi mekanlara yapmış olduğu ziyaretlerin kendisini çok etkilediğini söyledi.

Va'dulah, "Zira, tarih 'bir milletin sesidir' ve bu ses insanlara, son derece yalın ve anlaşılır bir dille seslenir. İşte bu, tarihin değerini ifade etmektir. Ayrıca dünyanın gelişmiş milletlerden Türkiye Cumhuriyeti'nin elde ettiği başarılara da hayranlığımı ifade etmem gerek" diye konuştu.

Bunun aynı zamanda, Türk halkının bütün bu başarılardaki rolünü takdir etmeleri gerektiği anlamına da geldiğini vurgulayan Va'dulah, "Dolayısıyla, böyle bir milletin misafiri olmaktan onur duymaktayım ve bu birlikteliği vesile kılarak hükümetim ve Brunei Darüsselam halkının en derin sevgi ve hürmetlerini iletmek isterim" dedi.

"Gösterdiğimiz bu çabalar son derece gerçekçidir"

Va'dulah, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Zat-ı alinizin, birçok forumda dile getirdiği, anlayış, hoşgörü ve iyi niyet konularına odaklanan, uluslararası ilişkilerde yeni bir düzen tesis edilmesine yönelik görüşlerinizin son derece değerli olduğu kanaatindeyim.
Bu durum, Türk milletinin, çok sayıda akademik, bilimsel ve kültür kurumları vasıtasıyla uluslararası araştırma, eğitim ve insani kalkınma konularında sağlamış olduğu katkılar için de geçerlidir."

Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti'yle Birleşmiş Milletler ve İslami İşbirliği Örgütü gibi uluslararası kuruluşlara sağlanan sürekli destek bağlamında da paralel hareket ettiklerini belirten Va'dulah, barış içinde müreffeh bir dünya inşa etmede iş birliğine yönelik ortak niyet çerçevesinde gösterdikleri bu çabaların son derece gerçekçi olduğunu ifade etti.

Va'dulah, şunları kaydetti:
"Şundan büyük memnuniyet duymaktayım ki bu ziyaretim, Brunei Darüsselam ve Türkiye Cumhuriyeti arasında çok çeşitli sahalarda iş birliği potansiyellerini keşfetmek bakımından bizlere büyük bir fırsat sunmuştur.

Allah'a hamdolsun, bu ziyaretim sırasında imzalamış olduğumuz çeşitli anlaşmalarla daha fazla iş birliği tesisine yönelik imkanlara da kapı açmış bulunmaktayız. Umuyorum ki bu anlaşmalar bizleri daha da yakınlaştırır ve ülkelerimiz arasındaki işbirliğini daha da güçlendirir."

(AA)