”Tahammül edilemeyen Türkiye'nin ayakları üzerinde durması”
Erdoğan, AKP'nin, AB'ye katılımın yegane adresi durumunda olduğunu iddia etti
ANKARA - AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, "AK Parti'ye tahammül etmekte zorlanan siyaset erbabının asıl tahammül edemediği Türkiye'nin ayakları üzerinde durmasıdır, Türkiye'nin değişmesidir, demokratikleşmesidir" dedi.
Partisinin TBMM grup toplantısında konuşan Erdoğan, "Türkiye'nin ne zaman kendi ayakları üzerinde doğrulsa, ne zaman gücünü toparlasa, ne zaman ağırlıklarından kurtulup ilerlemeye, büyümeye başlasa, milletin önüne hep setler çekildiğini" söyledi.
Erdoğan, Türk siyasetinin temelinin, değişimden, gelişimden yana olanlarla, değişime direneneler arasındaki mücadeleye dayandığını ifade ederek, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Değişim isteyenler; Türkiye'nin çağdaş dünya ile bütünleşmesinden, dünyaya açılmasından, kendi gücünü fark ederek küresel bir aktör haline gelmesinden yanadır. Değişime direnen, kendi imtiyazlı konumları için statükoyu sürdürmek isteyenler ise Türkiye'nin içe kapanmasından, Türkiye'nin enerjisini ve gücünü iç çekişmelerle, sanal gündemlerle geçirmesinden yanadır. Atatürk'ün belirlediği çağdaş uygarlık seviyesine ulaşma hedefinin bugünkü karşılığı çağdaş dünya ile bütünleşmektir, gelişmiş ülkelerin standartlarını yakalamaktır. Bugün için bunun en somut karşılığı ise Türkiye'nin, AB'ye katılımıdır. Türkiye'nin, AB standartlarına uyum göstermesi, evrensel değerleri özümsemesidir."
Yegane adres
AK Parti'nin, Türk siyasetinde değişimin, gelişimin, çağdaş dünya ile bütünleşmenin, AB'ye katılımın yegane adresi durumunda olduğunu ifade eden Erdoğan, şunları kaydetti:
"AK Parti'ye tahammül etmekte zorlanan siyaset erbabının asıl tahammül edemediği Türkiye'nin ayakları üzerinde durmasıdır, Türkiye'nin değişmesidir, demokratikleşmesidir çok açık söylüyorum; Tahammül edilemeyen AK Parti değildir. Tahammül edilemeyen demokrasidir, millet iradesidir, halkın duygu ve düşüncesidir. Çünkü biliyorlar ki değişen, dönüşen, demokratikleşen, zenginleşen bir Türkiye'de bu zihniyete yer yoktur. Biliyorlar ki AB'ye üye olan evrensel standartlara uluşan bir Türkiye'de bunların siyaset tarzının bir hükümü de yoktur. Kim ne derse desin kim ne engel çıkarırsa çıkarsın Türkiye'nin değişmekten, gelişmekten, demokratikleşmekten başka çıkar yolu yoktur, olamaz.
Kendi kaderini milletinin kaderine bağlayan bizlere düşen ise Türkiye'nin kalp atışlarını durdurmak isteyenlerin senaryolarını boya çıkarmaktır. Bu yüzden demokrasi için hukuk için adalet için üretim için şiarımız, alın teri dökmektir, çalışmaktır, sağduyu ile hareket etmektir. Hiç şüphesiz ülkemizin hukukunu korumanın yolu dünyanın gerçeklerini göz önünde tutmaktır. Türkiye'yi karanlık bir girdaptan çıkaran AK Parti kadrolarını en önemli özelliği ülkemizin hukukuna halel getirmeden, gücünü güç katmaktır.
AK Parti siyasi ve hukuki meşruiyeti, bir bütünün birbirinden ayrılamaz iki parçası olarak görür. Partimizi kurduğumuz günden bu yana en büyük vurgumuz hukuki ve siyasi meşruiyeti olmuştur, biliyoruz ki milli iradeye dayanmayan, demokratik, laik, sosyal bir hukuk devleti olan Cumhuriyetimizin temel niteliklerini özümsemeyen anayasal düzenimizin temel prensiplerine uyumlu olmayan hiç bir hareket başarılı olamaz, kalıcı olamaz. Biz bu anlayışla yola çıktık ve aynı hassasiyetle de yolumuza devam ediyoruz. Bu güç sayesinde Türkiye büyümeye, kalkınmaya refahını ve huzurunu artırmaya devam ediyor."
Enerji politikaları
Gelişmişlik göstergesi olarak kabul edilen kişi başına enerji tüketiminde, gelişmiş ülkeler ile Türkiye arasında yıllarca oluşan farkın hızla kapanmaya başladığını kaydeden Erdoğan, 80 yılda Türkiye'nin elektrik üretim ve tüketiminde gelmiş olduğu seviyenin yarısından fazlasını kendilerinin son 5.5 yılda gerçekleştirdiklerini anlattı.
Elektrikte kayıp kaçak oranını önce yüzde 25'e, şimdi de yüzde 14'e kadar düşürdüklerini, enerjide altyapıyı oluşturduklarını ve tamamlanmaya başlanan santrallerin açılışını peş peşe yapmaya başladıklarını ifade eden Başbakan Erdoğan, kendilerinden önce başlatılan ancak duraksama noktasına gelen dev hidroelektrik santrallerinin bitme noktasında bulunduğunu, bitenlerin ise açılışının yapılacağını söyledi. Ilısu Barajını hızlandırmanın gayreti içinde olduklarını belirten Erdoğan, 2002-2008 yılları arasında toplam 9 bin 464 megavat kurulu güçte yatırımı tamamlayarak devreye aldıklarını, EPDK tarafından bu dönemde verilen lisansların 28 bin megavatlık bir güce ulaştığını, bu projelerin yatırım tutarının 30 milyar dolardan fazla olduğunu bildirdi. Bu projelerden en az 15 milyar dolarlık, 12 bin 600 megavatlık yatırıma başlandığını belirten Başbakan Erdoğan, şöyle konuştu:
"2013 yılına kadar bu projeler inşallah tamamlanacaktır. şu anda Afşin-Elbistan C ve D santrallerinin ihale hazırlıkları var. Bunun yanında B santrali dönemimizde tamamlandı ve açılışını bizzat kendim yaptım. Bunun yanında tabii ki nükleer güçle ilgili attığımız adım var. Hedefimiz, bu yıl sonuna kadar gerek Akkuyu, gerekse Sinop nükleer enerjiyle alakalı bu ihalelerin bitirilmesidir. Bu ihalelerin bitirilmesiyle inşallah ülkemiz, gelecek 7 yıl içerisinde de 8 bin megavatlık bir enerjiye, nükleer enerji vasıtasıyla 10 bin megavatlık bir enerji gücüne sahip olacaktır. Bütün bunlarla birlikte 510 megavat gücündeki Boyabat Hidroelektrik Santralinin yapımına, Konya'da Mavi Tünel Projesi bu dönemde başlanmıştır. Bunlar yaptıklarımızın yalnızca bir kısmıdır. Bu liste böyle uzayıp gidiyor."
"ışimize bakmaya devam ediyoruz"
Türkiye ıstatistik Kurumunun dün 2008 yılının ilk çeyreğine ilişkin büyüme rakamlarını açıkladığını hatırlatan Başbakan Erdoğan, "Yılın ilk çeyreğinde milletçe hepimizi sevindiren bir büyüme oranını yakaladık. GSYıH, yılın ilk çeyreğinde yüzde 6.6 oranında büyüme kaydetti" dedi. Büyümede özellikle tarım ve imalat sanayinin dikkati çektiğine işaret eden Erdoğan, tarım sektörünün yüzde 5.6, imalat sanayinin ise yüzde 7 oranında büyüme kaydettiğini, her iki sektörde de geçen yıla göre ilk çeyrekte çok olumlu ve sevindirici ilerleme kaydedildiğini söyledi.
Başbakan Erdoğan, şunları söyledi:
"Bu rakamlar, Türkiye'nin AK Parti iktidarı dönemi içerisinde girdiği büyüme sürecinin hız kesmeden devam ettiğini ifade ediyor. Bu rakamlar, -Bunu özellikle belirtmek istiyorum- tüm belirsizliklere rağmen, küresel ve ulusal tüm dalgalanmalara rağmen, oluşturulmak istenen o kötümser havaya rağmen Türkiye'nin ısrarla, inatla, kararlılıkla geleceğe doğru emin adımlara yürüdüğünü ifade ediyor. Umuyorum ve inanıyorum ki bu büyüme eğilimi, yıl boyunca da devam edecek. Türkiye inşallah yıl sonunda belirlenen hedefleri yakalayacaktır. Bu son rakamlar; kararlılığımızın, iyiniyetimizin, samimiyetimizin en bariz göstergesidir. Biz hep işimize baktık, işimize bakmaya da devam ediyoruz."
"Sayın Baykal gündemi iyi takip etmiyor"
Erdoğan, bugün dünyada gündem oluşturan konuların başında enerjinin geldiğini belirterek, "Sayın Baykal gündemi iyi takip etmiyor, diğer muhalefet de bakıyorum gündemi iyi takip etmiyor. 'Türkiye'nin neresinde ne oluyor' bunlar hiç bunun farkında değiller. Türkiye nasıl bir değişim, gelişim içinde bunu hiç takip etmiyorlar" diye konuştu. CHP lideri Baykal'ın "Bu iktidar geldiğinden buyana enerji alanında en ufak bir şey yapmamıştır, en ufak bir adım atmamıştır" şeklindeki sözlerine cevap veren Erdoğan, şunları söyledi:
"şimdi bir çok şeyi birada sizlere açık açık ve net söylüyorum; şüphesiz ki gerek ülkemizde gerek dünyada önümüzdeki dönemin en çok tartışılan, konuşulan konularının başında, enerji gelecek. Özellikle bizim gibi büyüme sürecinde olan, enerji tüketimi her geçen gün artan ülkeler için enerji stratejik bir önem taşıyor.
Petrol fiyatları hızlı bir şekilde yükseliyor. şu anda varili 140 doları aşmış durumda. Biz geldiğimizde bu neydi? 22 dolar... 22 dolardan 5 yılda 140 dolara, geleceğe yönelik ise akıbeti belli değil. 'Bu yıl sonuna kadar 200 doları bulur' diyenler de var, 'farklı bir yaklaşım gösterelim' diyenler de var. Ben buradan özellikle ekranları başında bizi izleyenlere bir şeyi özellikle hatırlatmak istiyorum; bizim şu anda sadece doğalgaz çevrim santrallerinden elde ettiğimiz elektrik enerjisi, toplam enerji tüketimimizin yüzde 52'sidir. Biz, bu yüzde 52'yi ne yapıyoruz, doğalgaz satın alarak temin ediyoruz. Ve bunun bedelinin ne kadar ağır olduğunu tasavvur edin."
ılaç sorununda uzlaşı
Dün sağlık sistemi ve eczacıları ilgilendiren önemli kararlar aldıklarına dikkati çeken Erdoğan, "Bir kısım çevrelerin olumsuz beklentilerine rağmen, yapılan bu çalışmayla Türk Eczacılar Birliği davet edilerek onlarla da görüşmeler yapılarak belirli bir mutabakata varıldı" diye konuştu. Özellikle alt gelir grubundaki eczaneler için çok önemli bir adım attıklarını kaydeden Erdoğan, yılın en düşük gelir matrahının 240 bin YTL'den 350 bin YTL'ye çıkarılıp iskonto oranının yüzde 3'ten yüzde 1'e, ikinci alt gelir gurubundaki eczacılar için matrahın 480 bin YTL'den 600 bin YTL'ye çıkarılıp, iskonto oranının yüzde 3.5'ten yüzde 2'ye düşürüldüğünü söyledi.
Eczacılar için ortamlama yüzde 3 gibi bir yük getiren kurum iskontolarını yeniden düzenleyip eczaneleri rahatlatmış olduklarını belirten Başbakan Erdoğan, "Bu düzenlemelerle bugünden itibaren tüm vatandaşlarımız, eskiden olduğu gibi yaklaşık 24 bin eczaneden ilaçlarını almaya devam edecek" dedi.
AK Parti iktidarının her zaman çözümden, uzlaşmadan ve vatandaşların daha kaliteli hizmet almasından yana olduğunu, bunu da gösterdiklerini ifade eden Erdoğan, grup toplantısının ardından Zonguldak'a gideceğini ve kömür madenine inip orada madencilerle buluşacağını söyledi.