TAİDER Türkiye çapında örgütlenecek

Aile İşletmeleri Derneği (TAİDER) büyük kısmını KOBİ’lerin oluşturduğu aile şirketlerinin kurumsallaşmasını ve kârlı şekilde sürdürülebilir büyümesini desteklemeyi amaçlıyor.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

 

 

Üyelerinin şirket dinamiklerini anlamak, ihtiyaç duydukları bilgi, deneyim, eğitim ve paylaşımın gerçekleşeceği bir ortam yaratmak için çalışmalar yürüten dernek, etkinlik alanını ülke çapına yaymayı hedefliyor.

Yöneten: Taylan ERTEN

Canan SAKARYA - Özüm ÖRS

ANKARA - Aile şirketleri dünyada olduğu kadar, uzun zamandır Türkiye’nin de ekonomi gündeminde ilgi ve tartışma konusu. Büyük çoğunluğu KOBİ olan bu şirketlerin ekonomide kısa ömürlülük, geleneksel patron yönetimi anlayışlarına bağımlılık, kurumsallaşmaya direnmek, yeniliklere kapalılık, profesyonel yönetim kavramına uzaklık, aile içi çatışmalarla yıpratılmak, bölünmek, dağılmak hatta yok olmak gibi temel sorunları var. Aile şirketleri şimdiye kadar genellikle entelektüel düzeyde ilgi gören, çözüm yolları aranan bir konuydu. Artık, hedeflerini bu konuya odaklamış bir çatı örgüt var; Aile İşletmeleri Derneği (TAİDER) üyelerinin şirket dinamiklerini anlamak, sağlıklı ve rekabetçi büyümek ve sürdürülebilirlik için ihtiyaç duydukları bilgi, deneyim, eğitim ve paylaşımın gerçekleşeceği bir ortam yaratmak üzere Ağustos 2012’de faaliyete geçti. Ekim 2011’den beri İsviçre merkezli “Uluslararası Aile İşletmeleri Ağı-Family Business Network International” ın üyesi olan TAİDER’in üye sayısı şimdilik 60. Dernek yönetimi bugüne kadar İzmir ve İstanbul ‘da gerçekleştirdiği tanıtma toplantılarını en kısa zamanda Türkiye’nin diğer illerinde tekrarlayarak üye, çalışma ve etkinlik alanını ülke çapına yaymayı planlıyor. Kurucuları ve üyeleri üretim ve hizmet ekonomilerinin çeşitli dallarında faaliyet gösteren aile şirketlerinin patron-yöneticilerinden oluşan TAİDER, kitlesel iş örgütlerinden farklı olarak, çerçevesi net belirlenmiş amaç ve hedeflere sahip özelliğiyle dikkati çekiyor. Aile şirketleri dünyasının öncü kuruluşunu başkan, yönetici ve üyeleriyle DÜNYA Mikro Politika’ya taşıdık.

> Gülçağ GENÇER

[PAGE]

> Gülçağ GENÇER

İzmir Özel Çamlaraltı Koleji Genel Müdürü

Üçüncü kuşak en zoru

Aile şirketlerinin kurumsallaşma sürecinde yaşadıkları sıkıntılar, şirketlerin aile bağlarını bozmadan kuşaktan kuşağa aktarımlarında karşılaştıkları zorluklar ve şirketin sağlıklı bir şekilde sürdürülebilirliğini sağlama çabaları ön plana çıkmakta. Şirketlerinin bazıları bu süreçleri olması gerektiği gibi yaşasa da bazı şirketler ya yolun çok başında ya da bu çalışmalara başlamamışlar. (TAİDER) aile şirketlerinin kurumsallaşmasını ve karlı sürdürülebilir büyümesini destekleyerek, ülke ekonomisine katkıda bulunmak misyonunu benimsedi. Şerife İnci Eren (İnci Holding) öncülüğünde başlatılan bir çatı altında toplanma çabası, ağustos ayında TAİDER olarak hayata geçti. Böyle bir derneğin ilk günden beri içinde olmaktan çok mutluyum. Türkiye ekonomisinin yüzde 95’ini aile şirketlerinin oluşturduğu, yapılan çalışmalardan biliniyor.

Aile işletmelerinde özellikle en zor kuşak 3’üncü kuşak. Biz de Çamlaraltı Koleji olarak 59 yıllık, 3 kuşağın eğitimci olduğu bir aile işletmesiyiz. Bu noktada diğer kuşaklara aktaracağımız mirası hem korumak hem de çağın gereklerini yerine getirerek büyütmek ve sağlam bir şekilde sürdürebilirliği sağlamak istemekteyiz.

> Serkan AKTAŞ

Aktaş Holding Yönetim Kurulu Başkanvekili

Aile şirketlerinin  sürdürülebilirliği sağlanmalı

Aile şirketleri dünya ölçeğinde olduğu gibi Türkiye’de de büyük bir çoğunluğa sahip. Ülkemiz özelinde kurulu bulunan aile şirketleri genellikle kurucular ve ikinci kuşaklardan oluşuyor. Bu şirketlerin sürdürülebilirliği için aile şirketlerinin kuşaklar arası aktarım konusunda çalışması gerekiyor. Geçtiğimiz günlerde yayımlanan bir araştırmaya göre; Türk katılımcıların yüzde 41’i işlerin bir sonraki kuşağa devredilmesinin sorunlara yol açacağı konusunda endişelere sahipken, bu oran küresel düzeyde yüzde 32. Türk aile şirketlerinin yüzde 30’u aile içi anlaşmazlık olasılığını doğal bir sonuç olarak görürken, bu oran küresel sonuç olan yüzde 9’a kıyasla çok daha yüksek. İşte bu gibi veriler ışığında bizler aile şirketlerinin sürdürülebilirliğini sağlamak için bu çalışmalara dahil olduk. Özellikle bu konuda yoğun çalışmalar gerçekleştiren Şerife İnci Eren’e de bu vesile ile teşekkür ederiz. Kendisi
bu konuda önemli sorumluluk üstlendi.

> İrem Oral KAYACIK

Odak Group AŞ Yönetim Kurulu Üyesi

Üçüncü nesle devrolma oranı % 3

Türkiye ekonomisinin büyük kısmı aile şirketlerinden oluşuyor. İlk 500 şirkete de, büyük mükelleflere de bakıldığında bu çok belli. Avrupa ve Amerika’ya bakıldığında da aynı oranlar gözüküyor ama oralarda üçüncü, dördüncü veya beşinci nesillere devam eden çok şirket var. Bizde ise bu daha az. Derneğimizin amacı şirketlerin sonraki nesillere sağlam bir şekilde aktarılmasını sağlamak. Burada da alt yapıyı kuvvetlendirerek gerektiği durumlarda anayasa, gerektiği durumlarda aile ile profesyonel yönetimlerin dengeli şekilde yönetime katılması, gerektiği zamanlarda belli sektörlerden çıkmak veya büyüme konusunda farklı sektör ve kültürlerdeki şirketlerin sorunları aynı. Dolayısıyla, biz bu sorunların ortak çözümleri olduğuna inanıyoruz. Bu şirketleri bir araya toplayarak çözümler konusunda birlikte hareket etmeyi arzu ediyoruz. Şirketimiz Odak Group, inşaat şirketi. Ben de şirketin ikinci nesil yöneticisiyim. 1979 yılından beri faaliyet gösteriyoruz. Birçok şirket üzerinde yapılmış olan Harvard araştırmasına göre, ikinci neslin başarı oranı yüzde 45 il‚ 50 arasında. Şirketin üçüncü nesle devrolma oranı ise yüzde 3. Şirketlerin kalıtsal sorunlarını çözmek için eğitim ve seminerler düzenlemek istiyoruz. Şu anda yönetim kurulu üyelerimiz İstanbul, Adana, İzmir, Bursa kaynaklı. (TAİDER) İzmir kuruluşlu bir çalışma ama İstanbul’da da çok yayılacağız.

> Levent SARIGÖZOĞLU

[PAGE]

> Levent SARIGÖZOĞLU

Sarıgözoğlu AŞ Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı

Kurumsallaşma  hedefleniyor

Aile şirketlerinin sürdürülebilirliği ve doğru kurumsallaşması hedeflenerek, aile şirketlerine özgü sıkıntıları dile getirip çözümlemek amacını taşıyan ulusal düzeyde bir platforma ihtiyaç duyuluyordu. Bu doğrultuda TAİDER’i kurduk. Kuşaklar arası görüş farklılıkları, yeni nesil adaptasyonunda bir plan çerçevesinde çalışılmaması ve bir sonraki nesle geçişte kurumsallaşmanın gerektirdiği objektiklifte görev devirlerinin gerçekleştirilememesi; şirketlerin ikinci veya daha sonraki nesillere aktarılamamasındaki en önemli sebepleri oluşturuyor.

> Gülfem Yorgancılar PERÇİN

Cam Merkezi Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı

Aile ve şirket birbirine  karıştırılıyor

Ülke ekonomilerinin temelini oluşturan aile işletmelerinin ABD’deki oranı yüzde 96, İtalya’da yüzde 99, İspanya’da yüzde 80, İngiltere’de yüzde 75, Portekiz’de yüzde 70. İsviçre’de yüzde 90’lara; Türkiye’de ise yüzde 95’lere yaklaşıyor. Ancak dünyada ikinci kuşağın yönetiminde yaşamını sürdürebilen aile şirketlerinin ortalaması ise ne yazık ki yüzde 5’i geçmiyor. Aile şirketlerinin en önemli zayıf noktaları ise, aile ve şirket kavramlarının birbirine karıştırılması ve ikinci, üçüncü kuşağa geçişte yaşanan sıkıntılar. Bu noktada, işletmede oluşan bilgi birikiminin korunması, aile şirketlerinin rekabet gücünü arttırıp, zayıflıkları güce dönüştürüyor. Değişen ekonomik, sosyal, siyasal ve kültürel koşullar, bu işletmelerin “yaşama güçleri”ni koruyabilmeleri için “değişme”lerini gerektiriyor. Değişebilen, oluşan yeni çevre koşullarına uyabilen işletmeler yaşamlarını sürdürebiliyor. Bu değişim, gelişim süreçleri, şirketlerin ayakta kalabilmesi için olmazsa olmaz. Bu hedef doğrultusunda üyelerimizin iş-aile -ortaklık dinamiklerinin birbiriyle örtüşen, bir o kadar da ayrışan noktalarını tespit etmek ve üzerinde çalışmalarına fırsat oluşturmak üzere kurumsallaşma, aile anayasası ve profesyonel yönetime geçiş konularını içine alan Girişimcilik-Yönetim Devri-Değerler-Sürdürülebilirlik -İnsan Sermayesi - Varlık Yönetimi- Liderlik şeklinde hazırlık yapıyoruz.

> Şükrü ÜNLÜTÜRK

[PAGE]

> Şükrü ÜNLÜTÜRK

Sun Tekstil AŞ Yönetim Kurulu Başkanı

En önemli problem ‘farkındalık’ın olmayışı

Aile şirketlerinin sürekliliğini sağlayacak ve onlara destek olacak bir sivil toplum örgütü yoktu. TAİDER’in kurucu yönetim kurulu ocak ayındaki genel kurula bir iş planıyla gidecek. Planlanan iki tip çalışma var: Birincisi, aile şirketlerinin başarıyla yönetilmesi, kurumsallaşması, kuşaktan kuşağa aktarılması bir tesadüfle kendiliğinden olmaz. Çaba göstermek, uğraşmak gerekir. Bu kapsamda farkındalığı yaratacak toplantılar düzenlenecek. Öte yandan, bu farkındalığa sahip olan ve de bir şekilde çalışmalara başlamış olanlara yol gösterici çalıştaylar düzenlenecek. İSO tarafından yapılan yazılı sunuşlarda açıklanan şöyle bir bilgi var: Türkiye’de üçüncü kuşağa geçen aile şirketlerinin oranı yüzde 15, dünya ortalaması yüzde 12. Aile şirketlerinin ikinci, üçüncü kuşaklara aktarılamamasındaki en önemli sorun, bana göre şu: Bu düşünülmesi, planlanması gereken bir süreç; kendiliğinden olabilecek bir süreç değil. Konuya bu şekilde yaklaşılmadığı zaman problem büyük ölçüde kaçınılmaz hale geliyor. En önemli problem farkındalığın olmayışı. Bu işlerde çabalamadan, öğrenmeden şirketin kalıcılığını ve sürekliliğini sağlamak, şirketi ikinci kuşaklara mümkün olan en az sancıyla geçirebilmek çok mümkün olmuyor.

> Şerife İnci EREN

Aile İşletmeleri Derneği (TAİDER) Yönetim Kurulu Başkanı

Derneğimizin üye sayısı hızla artacak Bu derneği kurmamın ülkemiz için bir ihtiyaç olduğu fikri Aile İşletmeleri Uluslararası İletişim Ağı’nın (FBN-I) 22. Dünya Zirvesi’ne katılmamız vesilesiyle oldu. Dünyada 28 ülkenin ve 5 bin 600 ailenin üye olduğu bu uluslararası kuruma Türkiye ilgili kurumu bulunmadığı için üye olamıyordu. Dolayısıyla, İzmir ve İstanbul’da düzenlediğimiz 4 platform toplantısı sonunda Ağustos 2012’de Aile İşletmeleri Derneği’ni (TAİDER) kurduk. Bu toplantılara katılan arkadaşların hepsi bugün üyemiz olmuş durumdalar. İlk iş olarak FBN-I üyeliğimizi gerçekleştirdik. İstanbul, Bursa, Adana, Aydın, Manisa ve Antalya’dan aramıza katılmış aile şirketi sahibi dostlarımızla devam ettiğimiz girişimin kısa zamanda Türkiye’yi kucaklayacağına ve halen 60 civarında üyesi olan derneğimizin üye sayısının hızla artacağına inanıyoruz. Gündemimiz derneğimizin misyonu ile bağlantılı olarak aile şirketlerinin kurumsallaşmasını ve kârlı sürdürülebilir büyümesini destekleyerek, ülkemiz ekonomisine katkıda bulunacak faaliyetlere odaklanmak. Bu hedef doğrultusunda öncü bir dernek olarak üyelerimizin iş-aile-ortaklık dinamiklerinin birbiriyle örtüşen, bir o kadar da ayrışan noktalarını tespit etmek ve üzerinde çalışmalarına fırsat oluşturmak üzere; kurumsallaşma, aile anayasası ve profesyonel yönetime geçiş konularını içine alan girişimcilik, yönetim devri, değerler, sürdürülebilirlik, insan sermayesi, varlık yönetimi, liderlik şeklinde hazırlıklar yapmaktayız. İlk etkinliğimizi dünyaca ünlü aile şirketleri danışmanı David Bork’ün katılımıyla gerçekleştirdik. Bu etkinlikte özellikle gelecek kuşaklara geçiş sürecinde yaşananlar örneklemelerle şirket sahibi dostlarımız ve üyelerimizle paylaşıldı. Devam edecek etkinliklerimizle ülkemizde ve dünyada aile şirketlerinin sağlıklı ve rekabetçi büyümesi, kuşaklar boyunca var olabilmesi için oluşan bilgi birikimini sistematik şekilde derleyecek ve paylaşım ortamları yaratacağız.

Aile İşletmeleri Derneği’nin temel amaç ve hedefleri

[PAGE]

Aile İşletmeleri Derneği’nin temel amaç ve hedefleri

Aile şirketleri arasında, deneyimlerin güven ortamı sağlanarak paylaşılmasına ve şirketlerin birbirlerinden öğrenmelerine olanak yaratmak.

Aile, ortaklık ve iş arasındaki dinamik ilişkiyi doğru bir şekilde anlamak ve yönetmek için tüm dünyadaki aile şirketlerinin deneyimlerinden yararlanabilmek ve Türkiye’nin bu alanda uluslararası platformda temsilini sağlamak.

Aile İşletmeleri Uluslararası İletişim Ağı (FBN-I) ile ilişki kurarak dünyadaki deneyimi üyelere aktarmak ve bunun getireceği imkanları paylaşmak.

Aile işletmelerinin özgün gereksinim ve çıkarlarına uygun olarak yönetim ilkeleri hakkında bilgi üretmek.

Kurumsallaşmas ve karlı sürdürülebilir büyümeyi destekleyerek, ekonomik kalkınmaya katkıda bulunmak.

Aile şirketlerinin sorun ve ihtiyaçlarını, düzenleyici ve kanun yapıcı kurumlara duyurmak, önerilerde bulunmak.

En önemli sorun 3. kuşağa devir

PricewaterhouseCoopers (PwC) araştırmasında aile şirketleri: PwC’nin dünya çapında 30’dan fazla ülkede bin 952 aile şirketi yöneticisiyle gerçekleştirdiği, Türkiye’den de 99 aile şirketinin yer aldığı ‘2012 Küresel Aile Şirketleri Araştırması’na göre,

Küresel katılımcıların yüzde 38’i  hükümetlerin aile şirketlerine gereken değeri vermediği;
Türkiye’de ise şirketlerin yüzde 41’i hükümetin kendilerine değer verdiği görüşünde.

Türkiye’de aile şirketlerinin yüzde 41’i, işlerin bir sonraki kuşağa devredilmesinin sorunlara yol açacağı endişesini taşıyor. Küresel düzeyde bu oran yüzde 32.

Şirketlerin yüzde 30’u aile içi anlaşmazlık olasılığını doğal bir sonuç olarak görüyor. Bu oran
küresel düzeyde yüzde 9. Türkiye, diğer ülkeler arasında bu konuda en yüksek hassasiyete sahip ülke.

Şirketlerin yüzde 70’i birinci veya ikinci kuşağın yönettiği genç işletmeler.

Yöneticiler için önemli sorun, şirketleri üçüncü ve sonraki kuşağa devretmek.

Küresel katılımcıların yüzde 63’ü aile şirketlerini daha girişimci olarak değerlendirirken Türkiye’de bu oran yüzde 69.

Türkiye’de katılımcıların yüzde  54’ü  şirketlerinin her yeni kuşakla kendini yenileme fırsatı
yakalayacağı, ve daha fazla risk üstlenmeye hazır olduğu görüşünde. Bu oran araştırmanın
genelinde yüzde 39.