Tarihi güzellikleri yüzüklere kazıyor
YAYINLAMA
GÜNCELLEME
İSTANBUL - Sarraf ve Sadekar Kemal Yılmaz, İstanbul'un tarihi güzellikleri arasında yer alan saray, yalı, kule ve şadırvanları tasarladığı yüzüklere taşırken, dünyanın yedi harikasına yer verdiği yüzük koleksiyonu için de çalışmalarını sürdürüyor.
İstanbul Kapalı Çarşı'daki atölyesinde baba mesleği olan sarraflık yapan Kemal Yılmaz, mesleğe çocukluk çağlarında başladığını, daha sonra takı tasarımına ilgi duyduğunu söyledi.
Alaylı olarak öğrendiklerini daha sistemli hale getirmek için Almanya'daki Nürnberg Güzel Sanatlar Akademisi'nde eğitim aldığını belirten Yılmaz, Türkiye'ye döndükten sonra birçok altın firmasına tasarımlar yaptığını ifade etti.
Seri üretime dönüşen tasarımlarının yanı sıra zamanla İstanbul'un tarihi güzelliklerini tema olarak seçtiğini ve özgün eserler oluşturmaya başladığını anlatan Yılmaz, kentle özdeşleşen saray, yalı, kule ve şadırvanların minyatürlerini yüzüklere işleyerek insanların beğenisine sunduğunu bildirdi.
"Bir yüzükte 120 parça"
Kemal Yılmaz, şöyle konuştu:
''Birçok önemli medeniyete ev sahipliği yapan İstanbul, tasarımcılar için başlı başına ilham kaynağı. Ben de tasarımlarımda İstanbul'un tarihi güzelliklerini kullanmayı tercih ettim. Aralarında Kız Kulesi ve Galata'nın bulunduğu mekanlar ile boğazdaki yalıları detaylıca inceledim. Uzun ve titiz çalışmaların ardından bunların minyatürlerini oluşturup yüzük tasarımları haline dönüştürdüm. Mesela yaptığım bir şadırvanlı yüzük 120 parçadan oluşuyor. Bu parçalara ilave olarak değerli taşlar da kullanıyorum. Sonuç olarak ortaya çıkan çalışmalar büyük ilgi ve beğeniyle karşılandı. Bunun üzerine doğru yolda olduğumu düşünerek çalışmalarımın kapsamını genişletmeye başladım.''
"Kalemin çizdiği her şey takıya dönüşebilir"
Yeni projesinin dünyanın yedi harikasına yer verdiği bir yüzük koleksiyonu olduğunu belirten sarraf ve sadekar Yılmaz, bununla ilgili çalışmalarının aralıksız devam ettiğini söyledi.
Yılmaz, sözlerini şöyle tamamladı:
"Mum yani parafinle çalışılan Uzak Doğu, direkt metalle çalışılan Anadolu ve mekanik Avrupa tarzını birleştirip kendime has bir konsept oluşturdum. İnsan aklının hayal edipte karakalemin çizdiği her şeyi takıya dönüştürebileceğim konusunda kendime güvenim tam. Önümüzdeki yıllarda sahip olduğum mesleki birikimi yeni nesillere öğretecek bir sanat akademisi açmayı hedefliyorum."