Taşeronlar için toplu sözleşme talimatı
HAK-İŞ Genel Kurulu'na katılan Başbakan Davutoğlu, "Toplu sözleşme süreci devam eden taşeron işçilerin toplu sözleşmelerinin sonuçlandırılması için gereken talimatları buradan veriyorum" dedi.
Başbakan Davutoğlu, HAK-İŞ Genel Kurulu'nda yaptığı konuşmada, "Toplu sözleşme süreci devam eden taşeron işçilerin toplu sözleşmelerinin sonuçlandırılması, ivedilikle sonuçlandırılması için gereken talimatları da buradan veriyorum" dedi.
Davutoğlu, Hak-İş'in 13. Olağan Genel Kurulu ve 40. kuruluş yıl dönümü etkinliğinde, bugünün 10 Muharrem olduğunu anımsatarak, Hak-İş'in anlamlı bir günde genel kurul yaptığını belirtti.
"Hüseyni" tavrın dünyada ve Türkiye'de haksızlığa, adaletsizliğe ve zulümlere karşı dik ve vakur duruşun adı olduğunu ifade eden Davutoğlu, şunları kaydetti:
"Biz her zaman 'Hüseyni' duruşun yanında olduk. Bugün eğer ülkemiz çağdaş Yezitlerden kaçan milyonlarca kardeşimize ev sahipliği yapıyorsa, dünyanın neresinde olursa olsun başı dara giren, mazlum olan rahat ve huzur içinde yaşayacağı bir yer aradığında yönünü ülkemize dönüyorsa bu Hazreti Hüseyin geleneğinin bu ülkede yaşandığının en güzel işaretidir. Biz her zaman hakkı, adaletin ve zulme karşı dik duruşun sözcüsü olduk, olmaya devam edeceğiz. Allah bu topraklarda 'Hüseyni' tavrı sürdürenlerin geleneğini, devamını muktedir kılsın."
Devletlerin şefkat ve kudretle anıldıklarını, "Hüseyni" tavrın şefkatin adı olduğunu vurgulayan Başbakan Davutoğlu, şefkat sahibi olunması ama kudret sahibi olunmaması halinde haksızlıklara karşı direnme gücünün kaybedilebileceğini bildirdi.
"Kıble Kayası nasıl eğilmezse başımız eğilmedi"
"Hak-İş'in temsil ettiği hak, adalet, erdem ve emek gibi değerler bizim siyasette takip ettiğimiz değerlerdir" diyen Davutoğlu, 1970'li yıllardan bugüne kadar çalışma hayatına ve endüstriyel ilişkilere yaptıkları katkıdan dolayı Hak-İş mensuplarını yürekten kutladı.
Emek ve sermayenin karşı karşıya getirildiği, çalışma hayatına çatışmanın egemen kılındığı söz konusu yıllardan bugüne Hak-İş'in büyük emek ve değer ürettiğini vurgulayan Davutoğlu, Hak-İş'in sadece bir sivil toplum örgütü olarak kalmadığını, adalet ve özgürlüklerden yana bir baskı grubu olarak siyaset başta olmak üzere birçok alanı etkilediğini belirtti.
Köyünün hemen karşısında bulunan Kıble Kayası'na bakarak büyüdüğünü anlatan Davutoğlu, "Bu Kıble Kayası nasıl eğilmezse bizim de başımız dünyanın hiçbir yerinde eğilmedi" dedi.
Bazı çevrelerin sendikal hayatı tekeline aldığı günlerde Hak-İş'in hak, adalet ve emek adına gür bir sesle, "Biz de buradayız" diyerek kurulduğunu anımsatan Davutoğlu, o günden bugüne kadar Türkiye'nin sendikal hayatında önemli bir figür olduğunu kaydetti.
"İnanç özgürlüğünü de aslanlar gibi savundu"
"Hak-İş'in sadece 28 Şubat sürecindeki gür sesli direnişi, tek başına iftihar vesilesi olmaya yeterdi" diyen Davutoğlu, "28 Şubat'taki cuntacı eğilimlerle her türlü özgürlüğün ama en çok da inanç ve düşünce özgürlüklerinin üzerine gidilirken Hak-İş, onların karşısında emeği savunduğu gibi düşünce ve inanç özgürlüğünü de aslanlar gibi savundu" ifadesini kullandı.
"Bu tablo elbette sürdürülemez bir tabloydu"
Davutoğlu, AK Parti iktidara geldiği dönemdeki Türkiye'den örnekler vererek, "Bir fark varsa o fark AK Parti'nin 2001'de Türk siyasetine soktuğu erdemli ve icraat odaklı siyasetin oluşturduğu bir farktır. İstikrardan uzak, mali sorunlarla boğuşan, siyasetin insanları siyasetten soğutacak tarzda yürütüldüğü bir ülkeydi eski Türkiye. Bu tablo elbette sürdürülemez bir tabloydu. Milletimiz de bulduğu ilk fırsatta 3 Kasım 2002'de eski Türkiye'nin siyaset anlayışını, bu anlayışın aktörlerini tarihin dosyalarına terk etti. Milletimiz, kendisiyle aynı dili konuşan, derdiyle dertlenen, sevinciyle sevinen işinin ehli çalışkan ak AK Parti kadrolarını iş başına getirdi. Biz de kolları sıvadık, bu 13 senede Türkiye'yi bambaşka yere taşıdık" diye konuştu.
Başbakan, Bergama mitinginde konuştu
Başbakan Davutoğlu, "Şimdi artık kendi milli piyade tüfeğini yapan Türkiye var, kendi tankını yapan Türkiye var, kendi gemisini, savaş gemisini yapan bir Türkiye var. Kendi uçağını, savaş uçağını yapacak olan bir Türkiye var. Kendi helikopterini yapan bir Türkiye var, işte Hasan Tahsin'in çocuklarına böyle bir Türkiye yaraşır" diye konuştu.
İktidara geldikten sonraki değişimlere dikkati çeken Davutoğlu, "2002'den sonra Türkiye bambaşka bir Türkiye oldu. Krizler ülkesi gitti, atılımlar ülkesi geldi. Kaos gitti güven ve istikrar geldi. Küçülmenin yerini büyüme aldı. Karamsarlığın yerini umut aldı. Vesayet gitti, demokrasi geldi. Farklı hayat biçimleri, 'kim olursa olsun her hayat biçimini seçebilir' dedik, her türlü baskıyı kaldırdık. Türkiye'yi uçurumun bir kenarından alıp, ufuklara, yeni geleceklere güvene ve istikrara kavuşturduk. İşte AK Parti'nin vizyonu bu, işte Türkiye'nin gücü bu" ifadelerini kullandı.
Başbakan Davutoğlu, "Bu topraklardaki yiğit insanları bir daha değil namerde, merte dahi muhtaç etmeyeceğiz" dedi.
Türkiye'nin dünyaya meydan okuyan bir hale geldiğini vurgulayan Davutoğlu alandakilere, "Gücümüzü kesmeye çalışıyorlar, gücümüzü budamaya çalışıyorlar, kardeşi kardeşe kırdırmaya çalışıyorlar. İşte şimdi onlara inat 'milli irade, milli birlik' demeye hep beraber 1 Kasım'da hazır mıyız?" diye sordu.
Sözleri "Kürt Türk Kardeştir, PKK kalleştir" sloganıyla kesilen Başbakan Davutoğlu, "Bu ses Van'da da aynısını söyledi. Doğulu kardeşleriniz Van'da aynısını söyledi. Bugün Türkiye'nin batısında da aynı şeyi söylüyoruz. Türk Kürt kardeştir. Bu hainler, bu PKK kalleştir" diye konuştu.