Tayland, Türkiye ile STA için nabız yokluyor

Taylan BÜYÜKŞAHİN 

İSTANBUL  - Tayland Başbakanı Yingluck Shinawatra ve beraberindeki Taylandlı iş insanları heyeti, çeşitli görüşmelerde bulunmak üzere geçtiğimiz hafta Türkiye'ye geldi. Toplam 5 gün süren ziyaret boyunca Türk iş dünyasıyla toplantılar ve ikili görüşmeler yapan Shinawatra, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile de bir araya geldi. Ziyaret kapsamında ayrıca Türkiye ile Tayland arasında 'Hükümlülerin Nakline Dair Anlaşma', 'Ortak Eylem Planı' ve diplomasi akademileri arasındaki 'İşbirliği Mutabakat Muhtırası' imzalandı.

Taylandlı yetkililerin Türkiye pazarında daha fazla yer almak istedikleri için bu ziyareti uzun ve kapsamlı tuttuklarını belirten DEİK Türk-Tayland İş Konseyi Başkan Yardımcısı Cemil Çakar, iki ülke arasında bir serbest ticaret anlaşması (STA) imzalanması için de nabız yoklandığını söyledi. Çakar, "İki ülke arasında diplomatik ilişkilerin başlangıcının 55'inci yıldönümüne denk gelen bu ziyarette Ortak Eylem Planı imzalanarak yakın ve dostane siyasi ilişkilerin ticaret ve yatırım alanlarında da daha ileriye götürülmesi kararlaştırıldı. Her iki başbakan da 2012 sonu itibarı ile 1 milyar 343 milyon dolar olan ikili ticaret hacmimizin 2 milyar doları aşmasında mutabakat yaptılar. Bu hedeflere ulaşmak için iki ülke arasında STA imzalanması en önemli unsurlardan birisi olup, Tayland tarafı bu konuda fizibilite çalışmalarını derhal başlatmayı teyit etmiştir" dedi.

Kore ile imzalanan STA Tayland için sorun
STA sürecine her iki ülkenin özel sektörlerinin katılımının önemine vurgu yapan Çakar, "Kore ile Türkiye arasında yürürlüğe giren STA nedeniyle Tayland özel sektörü olumsuz etkilendi. Bu nedenle Tayland STA konusunda daha istekli ve ilk adımı attılar. Türk tarafı kesin bir bilgi vermese de önümüzdeki dönemde bunu destekleyecektir. Tecrübelerimizle söyleyebilirim ki, STA yapılan ülkeyle dış ticaret hacmimiz ve ihracatımız daima artmıştır" şeklinde konuştu.
Tayland Başbakanı Yingluck Shinawatra'nın Başbakan Erdoğan ile yapmış oldukları resmi görüşmeler ile Türkiye-Tayland ilişkilerinin yeni bir döneme başladığını anlatan Çakar, sözlerini şöyle sürdürdü: "Shinawatra beraberinde enerji, gıda, turizm ve ticaret sektörlerinden işadamları ile birlikte geldi. Ziyaretin ikinci gününde Tayland Sanayi Bakanı Prasert Boonchaisuk'un da katıldığı DEİK Türk-Tayland İş Konseyi'nin koordinasyonu ile Taylandlı ve Türk işadamları arasında verimli  ikili görüşmeler  yapıldı. Bu toplantıya Tayland Ekonomi Bakanlığı Uluslararası Ticaret ve Tanıtım Dairesi Genel Direktörü Srirat Rastapana ve Tayland Yatırım Ajansı'nın üst düzey yetkilileri de katılarak Tayland'ın Türkiye ile olan iş ilişkilerinin artmasına verdikleri önemi gösterdiler."

Ekonomi batıdan doğuya kayıyor
DEİK Türk-Tayland İş Konseyi Başkanı Refik Gökçek, Türkiye'den Tayland'a yapılan yatırımların, ülkenin potansiyeline göre düşük kaldığını belirterek, "Dünya ekonomisi batıdan doğuya doğru kayıyor. Asya'nın ihracat pazarlarındaki yeri gittikçe önem kazanıyor ama burada diğer ülkelerde görmediğimiz ters bir denge var. Türkiye, Asya'dan 6 kat, 9 kat gibi farkla sattığının üzerinde alıyor. Bu pazarda aktif olunması gerekli" değerlendirmesini yaptı. 
2015 yılından sonra Asya'da Tayland merkezli 'ASEAN Ekonomik Birliği' oluşturulacağı bilgisini veren Gökçek, Bangkok'un yatırım yapmaya müsait bir şehir olduğunu ve burada var olunması gerektiğini kaydetti. Gökçek, Bangkok'un, Vietnam ve Myanmar pazarlarına yakın olduğunu aktararak, Vietnam'ın tüketimin arttığı bir yer olmasına rağmen burada hiç yatırım yapılmadığını ifade etti.
Gökçek, Tayland'ın büyük bir pazar olduğunu dile getirerek, şunları söyledi: "Tayland'ı sırf Tayland diye görmemek lazım. Çevresindeki Laos, Kamboçya, Vietnam ve Myanmar'la beraber görmek lazım. Bunların hepsi yeni gelişen pazarlar. Merkezinizi Bangkok'ta tutup bu ülkelere gidip gelmeniz lazım. 28 Kasım'da İstanbul Ticaret Odası (İTO) Bangkok'ta Türk İhraç Ürünleri Fuarı yapacak. Türk ihraç ürünlerini orada sergileyeceğiz. Tayland'la ticaret hacmimiz 1.5 milyar dolar ve bizim sattığımız ise 150-200 milyon dolar. Biz Asya'da yokuz, Çin'den korkuyoruz. Halbuki Çin'de büyük bir pazar ve oraya da satacak çok şey var. Eskisi gibi fakir, üreten ve sadece satan ülke değil.  Orada çok ciddi tüketim var. Çinliler süt içmeye başlasa süt krizi çıkar, et yemeye başlasa et krizi çıkar, böyle bir ülke."