TBMM ikinci kez olağanüstü toplandı
Genel Kurul'da, Akbelen Ormanı'nda yaşananlara ilişkin genel görüşme açılması önergesi müzakere ediliyor.
Muğla'daki Akbelen Ormanı'nda Limak ve IC İçtaş'ın iştiraki YK Enerji'nin kömür madeni sahasını genişletmek için başlattığı ağaç kesimine karşı protestolar devam ederken TBMM Genel Kurulu, CHP'li vekillerin çağrısıyla olağanüstü toplandı.
Genel Kurul Meclis Başkanvekili Celal Adan başkanlığında toplandı. Adan, yapılan elektronik yoklamada, toplantı yeter sayısının bulunduğunu belirtti.
Genel Kurul'da genel görüşme önergesinin okunmasının ardından söz alan Saadet Partisi Grup Başkanvekili İstanbul Milletvekili Bülent Kaya, Meclis'te oturma düzeninin 6 partiye göre ayarlanmasının ardından görüşmelere geçilmesini talep etti.
Meclis Başkanvekili Celal Adan da toplantının olağanüstü bir toplantı olduğunu hatırlatarak, genel görüşme önergesinin görüşülmeden başka bir konunun görüşülemeyeceğini anımsattı. Adan, konunun Meclis Başkanının da bilgisi dahilinde olduğunu, çözüm için çalışmaların yürütüldüğünü söyledi.
Saadet Partili Bülent Kaya: Yürütülen faaliyetler mevzuata aykırı
Saadet Partisi Grup Başkanvekili Bülent Kaya, Muğla başta olmak üzere Türkiye'nin en önemli sorunlarından birisinin termik santraller, maden ocakları ve maden sahalarında yürütülen faaliyetlerin mevzuata aykırı şekilde yapılması olduğunu söyledi.
Kaya, TBMM Genel Kurulunda, CHP listelerinden seçilen milletvekillerinin verdiği "Muğla'nın Milas ilçesi İkizköy Mevkiindeki Akbelen Ormanında yaşanan olaylar hakkında genel görüşme yapılması" önerisi üzerinde partisi adına yaptığı konuşmada, TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş'tan, Genel Kurul Salonu'ndaki oturma düzeninin, Saadet Partisi Grubu'nun da yer alacağı şekilde oluşturulmasını talep ettiklerini söyledi.
Bu sorunun çözüme kavuşturulmadığını belirten Kaya, "Bugün Danışma Kurulu toplantısında yine bu konuyu gündeme getirdik. Bir kısım siyasi partilerimizin temsilcileri 'Biz düzenimizi bozamayız.' dediler. Bu zaten düzensiz bir düzen. Bu düzeni bozmak zorundayız. Hak, adalet bu düzene itiraz etmemizi gerektiriyor. 'Biz buranın sahibiyiz.' algılarından vazgeçeceksiniz çünkü bu Meclis'te kendi hukukunu savunamayan milletvekilleri, asla ve asla bu milletin hukukunu savunamaz." diye konuştu
"Bir avuç insanı zenginleştirmek için"
Türkiye'de Cumhuriyetin ilanından AK Parti'nin iktidara geldiği 2003 yılına kadar 1168 maden ruhsatı verildiğini kaydeden Kaya, 2003-2019 yılları arasında ise yaklaşık 150 bin maden ruhsatı verildiğini ifade etti.
İktidarın 2004'ten itibaren maden faaliyetlerini yabancı şirketlere verdiğini, ülke kaynaklarını sadece bir avuç insanı zenginleştirmek için kullandığını iddia eden Kaya, "İktidar, bilinçli bir şekilde bu firmalarla insanları karşı karşıya getirmeye çalışmakta ve her zamanki gibi sütten çıkmış ak kaşık gibi bu olaydan sıyrılmaya çalışmaktadır. Muğla'mız başta olmak üzere ülkemizin en önemli sorunlarından birisi termik santraller, maden ocakları ve maden sahalarında yürütülen faaliyetlerin mevzuata aykırı şekilde yapılmasıdır" sözlerini sarf etti.
Madencilikle uğraşan şirketlerin faaliyette bulunduğu alanların, tekrar doğaya kazandırılmak üzere ağaçlandırılmadığını ileri süren Kaya, kanun boşluklarından yararlanılarak ormanlar ve yaşam alanlarının kaderine terk edildiğini savundu.
"2043'e kadar yaklaşık 300 milyon ton karbondioksit salacak"
İYİ Parti Muğla Milletvekili Metin Ergun, Akbelen sahasındaki çalışmaların 4 yıldır devam eden bir süreç olduğunu dile getirerek, "Bölgede daha önce yine çam ağaçları kesilmiş, zeytin yasası yönetmelik değişikliğiyle delinmiş ve zeytin ağaçları kesilmişti." dedi.
İYİ Parti'nin yer üstü kaynakları da yeraltındaki kaynakları da ülkenin zenginliği olarak gören ve bunları korumak gerektiğine inanan bir bakış açısına sahip olduğunu vurgulayan Ergun, "Bizim arayışımız ve itirazımız; kaynaklarımızın birbirine zarar vermeden değerlendirilmesi ve gelecek nesillere korunarak aktarılmasıdır." diye konuştu.
Akbelen'de ekolojik dengenin bozulması göz ardı edilerek binlerce ağacın kesildiğini öne süren Ergun, "Vahşi maden çıkarma yöntemlerinden ve fosil kaynaklara dayalı enerji üretiminden vazgeçilerek çevreye zarar vermeyen daha modern yöntemlerle ham madde elde etmek mümkün iken bugün Akbelen'de yaşananlar tercihlerden kaynaklanan kronik bir sorunun devamıdır. Bu sorun, korunması gereken alanlar başta olmak üzere doğayı ve doğal kaynaklarımızı feda etmek uğruna belirli kesimlerin menfaat elde etmesi noktasında tükenmeyen ısrarın yansımasıdır." değerlendirmesinde bulundu.
Akbelen Ormanı'ndaki ağaçların kesilmesine neden olan Yeniköy Termik Santrali'nin 1986'da, Kemerköy Termik Santrali'nin ise 1994'te devreye alındığını anlatan Ergun, bir araştırmaya göre 1992-2017 yılları arasında Yatağan, Kemerköy ve Yeniköy termik santrallerinin yaklaşık 360 milyon ton karbondioksiti atmosfere saldığının hesaplandığını söyledi.
Ergun, bu santrallerin 2043 yılına kadar çalıştırıldığı takdirde yaklaşık 300 milyon ton karbondioksiti atmosfere salacaklarının tahmin edildiğini belirtti.
CHP'li Dinçer: Akbelen sadece Muğla'nın değil hepimizin sorunu
CHP Ankara Milletvekili Semra Dinçer, "Akbelen sadece Muğla'nın değil hepimizin sorunu. Maden sahaları rehabilite edilmiyor. Vicdanlarınıza seslenmek istiyorum, önce yıkımı durduralım, sonra araştırma komisyonu kuralım." dedi.
Muğla'nın Milas İlçesi'nde Akbelen Ormanı'ndaki maden faaliyetleriyle ilgili genel görüşme için olağanüstü toplanan TBMM Genel Kurulu'nda partisi adına konuşan CHP Ankara Milletvekili Semra Dinçer, kürsüde cep telefonundan hızar sesi dinletti. TBMM Başkanvekili Celal Adan, Dinçer'i sadece konuşma yapması konusunda uyardı.
Hızarın gürültüsüne kapatılan kulakların iyi açılmasını isteyen Dinçer, "Halkın sesine, ağacın çığlığına, Akbelen'e kulak verin. O ağaçların ve o köylünün vebali hepinizin boynunda." sözlerini sarf etti.
Dinçer, milliyetçiliğin hamasetle olmadığını, vatanına, toprağına, ormanına, ağacına, kurduna, kuşuna, suyuna sahip çıkmakla olduğunu ifade ederek, "Vatanın en değerli varlığı olan ormanlarımızın katledilmesine izin vermek vatana ihanet değil de nedir? 'Milliyetçiyiz.' diyorsunuz, bu sesi duyacaksınız ve vatanınıza sahip çıkacaksınız." diye konuştu.
Akbelen Ormanı'ndaki ağaçların kesilmesinin engellenmesine yönelik başvuruların yargı tarafından reddedildiğini söyleyen Dinçer, "Ağaçlar kesildi. 'Dur' demezsek devasa bir maden çukuru açılacak. Halen şansımız var. Akbelen sadece Muğla'nın değil hepimizin sorunu. Maden sahaları rehabilite edilmiyor. Vicdanlarınıza seslenmek istiyorum, önce yıkımı durduralım, sonra araştırma komisyonu kuralım." dedi.
"Politik çıkarlar için değil, gelecek nesiller için hep birlikte çalışalım"
CHP Muğla Milletvekili Süreyya Öneş Derici, termik santrallerin bacalarından çıkan partiküllerde radyoaktivite saptandığını ileri sürerek, Akbelen'den yayılacak partiküllerin her yere salınacağını savundu.
CHP'li Derici, iktidar ve muhalefet milletvekillerinin, Akbelen Ormanı konusunda gelecek nesillere birlikte hesap vermesini isteyerek, "Büyük Türkiye Cumhuriyeti'ni, muhalefeti ve iktidarıyla Akbelen Ormanı talanından vazgeçerek başlatalım. Politik çıkarlar için değil, gelecek nesiller için hep birlikte çalışalım." dedi.
"Hayati bir önemde değil"
Yeşil Sol Parti Adana Milletvekili Tulay Hatımoğulları Oruç, vatandaşın, Meclis'ten ağaç kesiminin ve orman yangınlarının durdurulmasını istediğini belirtti.
Cumhur İttifakı milletvekillerinden, yapılacak oylamada partilerinin resmi tutumunun dışında bir tutum ortaya koymalarını beklediklerini dile getiren Oruç, "Bizim bu linyit kömürüne çok mu ihtiyacımız var? Hayati bir önemde değil. İki buçuk sene devam edecek bu çalışma ile Türkiye'nin enerji ihtiyacının sadece yüzde 1,5'i karşılanıyor. Türkiye'nin şu an öyle bir çalışmaya ihtiyacı yok." görüşünü savundu.
Hukuksuzluklara karşı el ele vererek ortak mücadele yürütme dışında bir seçeneklerinin olmadığını ifade eden Oruç, "Aksi takdirde ormanımızı da koruyamayız, suyumuza, toprağımıza da yeterince sahip çıkamayız. Toplumsal mücadele alanlarını büyütelim, demokrasi mücadelesini daha fazla güçlendirelim." diye konuştu.
AK Parti'li Mete'den, CHP'nin "Akbelen önergesine" eleştiri:
AK Parti Muğla Milletvekili Kadem Mete, CHP listelerinden seçilen milletvekillerinin Akbelen Ormanı'na ilişkin önergesini eleştirerek, "Muhalefetin üretemediği politikalar sebebiyle tek bir şeye ihtiyacı var; içlerindeki kargaşaları, gizli toplantıları, Genel Başkanları hakkında birisinin baş kaldırdığını örtbas etmek amacıyla 'Kuşa bak.' esprisiyle başka bir gündem yaratmak istiyor." dedi.
Mete, Meclis'te yaptığı açıklamada, Muğla'da devlet teşekkülü olarak faaliyete geçen termik santrallerin daha sonra özelleştirildiğini belirtti.
Bu santrallerin işletmesini yapan firmanın, bölgede ihtiyaç duyduğu kadar rezerv alanını talep ettiğini ve buradan kömür çıkardığını anlatan Mete, Akbelen Ormanı'nın da bu alanlar arasında yer aldığını söyledi.
2020 yılında bir çevre derneğinin açtığı davada mahkemenin yürütmeyi durdurma kararı verdiğini ifade eden Mete, aynı mahkemenin geçen yılın sonunda bu kararı kaldırdığını, daha sonra İzmir İstinaf Mahkemesine taşınan kararın onaylandığını aktardı.
AK Parti'li Mete, bölgedeki havzalardan kömür elde edildikten sonra rehabilitasyon çalışmalarının başladığını dile getirerek sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bu firma 600 şişe zeytinyağı gönderdi bütün milletvekillerine. Bunlar, rehabilite ettikleri alanlarda diktikleri zeytinlerden elde edilen yağlar. Bugüne kadar 415 bin ağaç dikmişler, Orman Genel Müdürlüğü ile yaptıkları protokol gereği 3 milyon fidan parası ödemişler. Orman Genel Müdürlüğü de bunları dikmiş.
Ortada hukuki veya çevresel bir sıkıntı yok. Muhalefetin üretemediği politikalar sebebiyle tek bir şeye ihtiyacı var; içlerindeki kargaşaları, gizli toplantıları, Genel Başkanları hakkında birisinin baş kaldırdığını örtbas etmek amacıyla 'Kuşa bak.' esprisiyle başka bir gündem yaratmak istiyor.
'Bir Gezi olayını tekrar yaratabilir miyiz' diye İzmir Büyükşehir Belediyesi otobüs kaldırarak buraya insan gönderiyor. Bodrum Belediyesi su patlağını tamir edemiyor, trafik sorunuyla başa çıkamıyor ama buradakilere her gün yiyecek gönderiyor. Büyükşehir Belediyesi jeneratör sağlıyor. Buradaki insanları köpürtüyorlar."
Gösterilere katılanların yerel halk olmadığını da belirten Mete, "Bu eylemlere yöreden katılan sadece 4 vatandaşımız var, geri kalan, taşımayla oraya getirilen insanlar. Amaç çok farklı. Gezi olaylarındaki slogana benziyor. 'Söz konusu ağaç değil hala anlamadınız mı?' sözünün aynısını burada da uygulamaya çalışıyorlar." diye konuştu.