TDK'ya Türkçe -Kürtçe sözlük talimatı
Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, Türkçe-Kürtçe lügat hazırlaması için TDK'ya görev verdiğini söyledi.
YAYINLAMA
GÜNCELLEME
ANKARA - Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, bu yıl 21 bin öğrencinin Kürtçe'yi seçmeli ders olarak aldığını belirterek, "Türkiye'de Türkçe-Kürtçe bir lügatımız yok.Bizim, 'bizi yapacağımız' bir Türkçe-Kürtçe lügate ihtiyacımız var. TDK'ya bu görevi verdim. TDK öncelikle öğrencilere yönelik ders kitaplarıyla sınırlı, günlük pratik hayata yönelik bir lügat hazırlığında ama daha kapsamlısını, bugüne kadar hiç yapılmayanı yapmak üzere bir bilim kurulu, bir çalışma kurulu oluşturdular" dedi.
Habertürk'ün canlı yayınına konuk olan Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, AKP'nin son üç seçimde de oylarını artırarak geldiğini, böyle bir başarıyı Türkiye tarihinde hiçbir siyasi partinin yakalayamadığını, 30 Eylül'de yapılacak büyük kongrede gelecek yeni yönetimi önemli sorumlulukların beklediğini belirterek, "30 Eylül'de seçilecek parti yönetimi 2015'e kadar her yıl bir seçimde başarılı olmak zorunda. Mart 2014'te yapılacak yerel seçimleri 6 ay öncesine almak için teklifi verdik, yerel seçimler 27 Ekim 2013'te yapılacak. 2014'ün Mayıs ya da Haziran aylarında Cumhurbaşkanlığı seçimini, 2015'in yine aynı aylarında milletvekili genel seçimlerini yapacağız" diye konuştu.
Erdoğan halk kahramanı
Önümüzdeki süreçte 3 dönem kuralı nedeniyle aralarında Recep Tayyip Erdoğan e kendisinin de bulunduğu 70'ten fazla ismin ara vermek zorunda kalacağını ifade eden Arınç, "Türkiye'de siyaset liderlerin karizmasıyla belli bir noktaya gelecektir. Dünyada da bu böyledir ama bütün bunlardan daha güçlü bir şekilde Sayın Recep Tayyip Erdoğan'ın Türkiye'de bir halk kahramanı olduğunu söylemeliyim. Bu genel başkanlığın ötesinde liderlik gösterisidir. Onun bu dominant faktörü karşısında muhalefetin işi de çok zor. Eziliyorlar, onunla yarışamıyorlar, başa çıkamıyorlar. Bir takım çılgınlıkların, hakarete varan sözlerin altında yatan da budur. Ama nihayet bu bir insan, hepimiz fani bir hayatın içindeyiz. Sadece bir şahsa bağlı olarak bu iş yürümez. Atalarımızın dediği gibi, ‘Ağaca dayanma kurur, insana dayanma ölür.' İnsanlar belli bir noktaya kadar görev yapar ama zaman içerisinde kurumsal kimliğin güçlenmesi gerekir. Halk kurumsal kimliği güçlü görürse, genel başkanımızın yerine kim gelirse gelsin AKP'ye olan güven sarsılmayacaktır" dedi.
3 dönem kısıtlamasına can simidi gibi yapıştı
Kendisinin de 3 dönem kuralı gereği yakın zaman sonra görevinin sona ereceğinin hatırlatılması üzerine Arınç, "Benim işim basit. Şu an hükümetteyim, dönem sonuna kadar Bursa milletvekiliyim. Bittiği gün tekrar aday olmayacağım çok açık. Başkaları bunu her yerde söylemeyebilirler ama ben biraz delifişek bir adamım. Bundan da büyük bir memnuniyet duyuyorum. Çok yorucu biğr siyasi hayattan geliyorum ve 3 dönem kısıtlamasına can simidi gibi yapıştım. Milletvekili olmayacağım ve hiçbir beklentim yok. Aktif olmayan bir siyasetle, okuyarak, konuşarak, yazarak günlerimi değerlendireceğim. Allah kısmet ederse hayatımın sonuna kadar AK Parti'ye bağlı kalacağım onun için çalışacağım, milletvekili veya bakan veya belediye başkanı olmak gibi bir niyetim de yok" diye konuştu.
Öcalan'ın örgütteki nüfusu neden kullanılmasın?
Oslo görüşmeleri konusuna da değinen Arınç, yapılan görüşmelerin MİT tarafından yapıldığını ve bunun yapılması gerektiğini, kendisinin de o zaman bu konuda gerekli açıklamaları yaptığını söyledi. Arınç, MİT'in görevinin Türkiye'nin güvenliği için tedbirler almak olduğunu belirtti ve "MİT'in bir görevi de iç ve dış istihbaratı toplamaktır. Hatta zaman zaman MİT'in görevini yabancı istihbarata verip iç istihbaratı başka bir organın yapması şeklinde konuşmalar oldu ama bu birbiri içerisine geçmiş ikili görevi bugüne kadar değişmedi" dedi. MİT'in gerekli gördüğü durumlarda Oslo tarzı görüşmeler yapabileceğini, ihtiyaç duyduğu her zaman bunu gerçekleştirebileceğini ifade etti. Arınç, Abdullah Öcalan'la geçmişte de askerlerin ve bir takım başka temsilcilerin görüştüğü yönünde söylentilerin olduğunu, terör sorununun çözümü için Öcalan'ın örgüt içindeki nüfuzunu olumlu anlamda kullanmanın gerekli olduğu düşünürse MİT'in bu tür görüşmeleri de yapabileceğini düşündüğünü söyledi.
Türkçe- Kürtçe lügat hazırlanıyor
Ekim ayı içerisinde Başbakan Erdoğan'ın Van başta olmak üzere bazı illeri ziyaret edeceğini, Mili Birlik ve Kardeşlik projesi kapsamında yapılanların önemli olduğunu, 2009 yılında RTÜK'ün yerel radyo ve televizyonlara 24 saat anadilde yayın yapma hakkını getirdiklerini, şu an 28 radyo ve televizyonun Aramice'den Kürtçe'ye kadar pek çok dilde yayın yaptığını belirterek, şunları söyledi:
"Şimdi üniversitelerimiz Kürtçe eğitim formasyonu vermeye başladılar. Çünkü Kürtçe seçmeli ders oldu. Türkiye'de bir şeyler yapılıyor. Ret, inkar politikaları geçmişte kaldı. Biz Kürtçe seçmeli ders için öğretmen yetiştirmeye çalışıyoruz. Şu an Kürtçe'yi seçmeli ders olarak talep eden öğrenci sayısı beklediğimizden az. 21 bin civarında. Biz daha fazla olur diye tahmin ediyorduk ama olmadı. Şimdi Türkiye'de Türkçe-Kürtçe bir lügatımız yok. Farklı enstitülerin ve kurumların bastırdığı lügatlar var. Bunlardan birisini Diyarbakır ziyaretimde Sayın Osman Baydemir bana hediye etmişti, zannediyorum Kürt Enstitüsünün bastığı bir kitaptı. O da mutlaka değerli bir kitaptır. Ama bizim, ‘Bizim yapacağımız bir Türkçe-Kürtçe lügate ihtiyacımız var.' TDK'ya bu görevi verdim. TDK öncelikle öğrencilere yönelik ders kitaplarıyla sınırlı, günlük pratik hayata yönelik bir lügat hazırlığında ama daha kapsamlısını, bugüne kadar hiç yapılmayanı yapmak üzere bir bilim kurulu, bir çalışma kurulu oluşturdular."