Tek bir sektöre odaklanmak

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

Mustafa KOÇER / Gaziantep Akaryakıt Bayileri Derneği Başkanı

Endüstri devrimi ile beraber demiryolundan bilişim teknolojisine kadar geniş bir sektör yelpazesi dünyanın en zenginlerinin belirleyicisi haline geldi. 1900'lü yılların başında Edison General Electric'le

demiryolu hattı ile Vanderbilt, herkesi otomobil sahibi yapma hayali ile Henry Ford,  petrol zengini Rockefeller derken Matsushita ailesinin Panasonic'i ve Morita ailesinin Sony'si ile Japonlar sahne aldı. IBM ve  Bill Gates'in Windows'u ile Amerikalılar tekrar bayrağı teslim alırken yatırım sihirbazı E. Warren Buffet sürecin devamını getirdi. Yaşam standartlarımızın kalitesini artırmak üzere devrim niteliğinde olan değişimler yapmış bu şirketleri incelediğimizde karşımıza  know-how, bilginin kullanımı, değişim ve yenilik  gibi bir çok etken çıkıyor.

Türkiye'de ampul, araba, elektrik-elektronik, beyaz eşya,  petrol üretim-dağıtımı yapan Koç ailesinin

yanısıra son dönemde Çukurova Holding de Turkcell'le başlayan süreçte Digitürk, Superonline gibi  enformasyona, bilgiye dayalı açılımları ile zenginliğe farklı bir boyut getirmiştir. Her dönem dünyanın zirvesinde olan şirketlere baktığımızda faaliyet konularının sadece yaptıkları işle sınırlı kaldığını görüyoruz. Türkiye'de ise her işi yaptıklarına! Belki de bir dünya markası çıkaramamış olmamızın altında yatan sebep budur. Oysa bizim şirketlerimizde enerjisini ve potansiyelini tek konuya kanalize etse, innovatif açılımlara sahip olup markalaşmaya yoğunlaşsa global arenada birer oyuncu haline gelebilirler. Samsung'un,  ilk neslin kurduğu  şeker işinden ve diğer birçok sektörden çıkarak elde ettiği kaynağı teknolojiye,  elektroniğe yatırarak bir dünya markası haline geldiğini hatırlayalım..

Global ve ulusal açımları yerel bazda irdeleyecek olursak Gaziantep'teki yerel şirketler olgunlaşma dönemlerinde yatay ve dikey entegrasyon olmak üzere yan ve tamamlayıcı işlere istinaden büyüme tercihlerini kullanıyor. Yani polipropilen iplik yapan tesis, organik büyümesinin gereği fikse ve büküm yaparken,  tamamlayıcı iş olarak halı sektörüne adım atıyor. Bu şirketin yan iş olarak da mobilya işine de girdiği oluyor. Bu yapı nispeten sağlıklı da olsa sektörel yığılmalar, rekabetin rasyonel ölçüler dışına çıkması şirketlerin ölçeğini büyütmesine engel oluyor. Ulusal markalar da  global bir marka olmaktan çok uzak kalıyor.

Gaziantep'in özellikle tekstil sektörü ağırlıklı bir sanayi yapısı varken tekstilin doğası gereği ucuz iş gücü ve enerji avantajları nedeniyle üretim daha doğuya kaydı. Bu yüzden  tek iş kolunda yoğunlaşan

işletmeler için sıkıntılı bir süreç başladı. Ara mamul ve tekdüze üretim yapan işletmelerin risklerini dağıtmak için farklı sektörlere yönelmesi kaçınılmaz. Katma değerli ve nihai ürün üreten işletmelerin ise aynı iş kolunda faaliyet gösteriyorlarsa birleşerek ölçek büyütmeleri, kurumsal bir yapıya bürünerek bir dünya oyuncusu haline gelmelerine imkan sağlayacaktır.