Tek ortaklı anonim şirket uygulaması

Prof. Dr. Erol ULUSOY / İstanbul Aydın Üniversitesi Rektör Yardımcısı Ticaret ve Finans Hukuku Öğr. Üyesi.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

6102 sayılı Yeni Türk Ticaret Kanunu 1 Temmuz 2012 tarihinde yürürlüğe girdi. Böylece ticaret hayatımıza birçok yeni hukuki kurum geldiği gibi, bu zamana kadar alışık olmadığımız birçok şirket yapılaşmaları da uygulamaya kondu.

Bunlardan birisi de tek ortaklı anonim şirketlerin kurulmasına olanak sağlanmasıdır. Artık, eskiden olduğu gibi en az beş kurucu ortak zorunluluğu olmadığından tek bir gerçek veya tüzel kişi de anonim şirket kurabilecektir (yeni TTK md 338/1).
 

Tek ortaklı anonim şirketlerle ilgili yenilik, sadece kurucu ortak sayısının bire düşürülmesi ile sınırlı olmayıp, kurulu anonim şirketlerin de ortak sayısını bire indirebilmelerine olanak sağlamasıdır (yeni TTK md 338/2). Yani, 1 Temmuz 2012 tarihinden önce en az beş ortak zorunluluğunu yerine getirmek için eşine, çocuklarına, anne babasına veya yakın arkadaşlarına, muhasebecisine, avukatına sembolik birer hisse vererek yanlarına akademik jargonda "saman adam" denilen göstermelik ortak almak zorunda olanlar artık diğer ortakların elindeki tüm hisseleri devralarak, şirketlerinin tek ortağı haline gelebileceklerdir. Bunun da en büyük yararı, "çağrısız genel kurul" toplantılarının her zaman ve her an mümkün olmasıdır.
 

Bu yazıda, merkezi Almanya'nın Cuxhaven şehri olan uluslararası bir şirketin, Türkiye'deki yavru şirketinin tek ortaklı anonim şirket dönüşmesi ve tek üyeli yönetim kurulu oluşturmasının İstanbul Ticaret Sicili Müdürlüğü'ne başvuru, tescil ve ilanı ile tamamlanan, yeni TTK'nın ilk uygulamalarından birisi olarak özet halinde anlatılacaktır.
 

Öncelikle, şirketin hakim ortağı, diğer ortaklardan hisseleri teker teker devralır. Her bir hisse devir işleminin pay defterine tescili için yönetim kuruluna başvurur. Son hisselerin devir tarihinden itibaren yedi gün içerisinde şirketin tüm hisselerinin kendisinde toplandığını, şirketin tek ortağı haline geldiğini yönetim kuruluna bildirip, bunun ticaret siciline tescili ve ilanı için başvurur (yeni TTK md 338/2). Yönetim kurulu, pay defterini inceledikten ve şirketin tüm hisselerinin merkezi Almanya'da bulunan ana şirkete ait olduğunu tespit ettikten sonra, yine yedi gün içerisinde ticaret siciline başvurarak, şirketin tek ortaklı bir anonim şirket haline geldiğinin tescil ve ilanını talep eder (yeni TTK md 338/2).
 

Burada dikkat edilmesi gereken husus, ticaret siciline tescilin kurucu değil, bildirici etkisi olduğudur. Bir başka ifade ile, şirket tüm hisselerin tek bir ortağa ait olduğu tarihte tek ortaklı anonim şirkete dönüşmüş demektir. Ticaret siciline tescil, sadece bu durumun üçüncü kişilere duyurulması fonksiyonunu görür.
 

Üç üyeli yönetim kurulunun bir üyeliye dönüşmesi
 

Anonim şirket artık tek ortaklı bir anonim şirkete dönüşmüştür. Ancak şirketin tek ortağı bununla yetinmeyip, üç üyeli yönetim kurulunu da yeni Türk Ticaret Kanunu'nun 359'uncu maddesine uygun olarak tek üyeli yönetim kuruluna dönüştürmek istemektedir. Bunun için ise bir ana sözleşme değişikliğine gidilmesi şarttır. Ana sözleşmeyi değiştirme yetkisi yeni TTK md 408/2-a hükmüne göre genel kurula aittir.

Eskiden genel kurul toplantılarında hükümet komiseri bulunması zorunlu idi. Fakat Yeni TTK md 407/2, bakanlık temsilcisi veya eski adı ile hükümet komiseri bulunması gerekli genel kurulları, 333'üncü maddeye göre kuruluşları izne tabi olan anonim ortaklıkların genel kurulları olarak tespit etmiştir. O halde sadece kuruluşu Bakanlık iznine tabi olan anonim şirketlerin genel kurullarında bakanlık temsilcisi bulunması zorunlu olduğundan, bu kural istisna hükmüdür. Ancak uygulamada maalesef Yeni TTK hükmüne aykırı bir şekilde, eski TTK'nın genel kurullarda bakanlık temsilcisi bulunması zorunluluğu devam etmektedir.
 

Bir anonim şirketin bütün hisseleri tek bir ortağa aitse, tek bir ortaktan oluşan bir genel kurul toplantısında hangi amaçla bakanlık temsilcisinin bulunmasının zorunlu olacağını izahı etmek güçtür. Şirketin acilen işlerini görülmesi zorunluluğu, onları bakanlık temsilcisi istemeye zorlamaktadır. Üstelik Bakanlık temsilcileri de ilgili Bakanlık olan Gümrük ve Ticaret Bakanlığı tarafından değil, Bilim, Teknoloji ve Sanayi Bakanlığı tarafından tayin edilmektedir. Tüm bu sakatlıkların bir an önce çıkarılacak tebliğlerle düzenlenerek giderilmesi herkesin, en önemlisi de hukuk devletinin çıkarınadır.
 

Bilim, Teknoloji ve Sanayi Bakanlığı temsilcisinin de hazır bulunduğu, tek bir ortaktan oluşan olağanüstü genel kurul toplantısında, yeni TTK md 420 hükmüne uygun bir toplantı başkanı seçilerek, ana sözleşmede gerekli değişikler yapılıp, yönetim kurulu üye sayısı bire indirildikten sonra, aynı genel kurul toplantısında yönetim kurulu üyesi de seçilmiştir. Yönetim kurulu tek bir üyeden oluştuğundan, temsil yetkisi hiçbir şekilde sınırlanmamalı, en geniş yasal temsil yetkisine sahip olmalıdır. Yeni TTK 359'uncu maddesi ile yönetim kurulu üyeliği için hissedar olma şartını aramadığı gibi, tüzel kişilerin de yönetim kurulu üyeliğine seçilmelerine olanak sağlamıştır. Bunun faydası ise, yönetim kurulu üyeliğine seçilen tüzel kişinin, yönetim kurulu üyesi olarak atayacağı gerçek kişiyi, dilediği zaman, bir genel kurul kararına gerek olmaksızın değiştirebilmesidir. Tek şartı, bu değişikliğin ticaret siciline tescil ve ilanıdır.


Sonuç


Yeni Türk Ticaret Kanunu, birçok yenilik getirmiş ve birçok hususu değiştirmiştir. Henüz yeni olan uygulanmasında tereddütler vardır. Bu da yasanın daraltıcı "bürokratik" yorumlanmasından kaynaklanmaktadır. Yasanın ticari hayatı kolaylaştırmak için çıkarıldığı hiç unutulmadan yorumlanması ve her bir adımın hukuken çok iyi değerlendirerek atılması şarttır. Aksi takdirde, yasanın getirdiği kolaylıkların farkında bile olmadan eski güçlükleri yaşamaya devam etmek zorunda kalacağız.
 

Bu kolaylıklardan bazıları, bir anonim şirketin bütün hisselerinin tek bir kişinin elinde toplanabilmesi, böylece -kural olarak Bakanlık temsilcisinin dahi bulunmadığı- tek ortaklı genel kurul toplantılarının mümkün olması, yönetim kurulunun tek üyeli olabilmesi, yönetim kuruluna tüzel kişilerin seçilebilmesi ve yönetim kurulu tüzel kişinin atadığı temsilcisini dilediği zaman değiştirebilmesidir. Bütün bunların bir anonim şirketin yönetimini bazı yönlerden kolaylaştırdığında şüphe yoktur.
 

Gümrük ve Ticaret Bakanlığı'nın da özellikle hangi şirketlerin genel kurullarında bakanlık temsilcisinin bulunmasının zorunlu olduğun anlaşılması için bir an önce kuruluşu izne bağlı anonim şirketleri belirleyen tebliği ve anonim şirket genel kurul toplantıları için genel kurulun çalışma esas ve usullerine ilişkin kuralları içeren, genel kurul toplantısı iç yönergesinin asgari unsurlarını ilan etmesinde uygulama açısından büyük fayda vardır. Aksi takdirde yönetim kurulunun genel kurul toplantısı iç yönergesini genel kurul onayına sunması ve tescil ve ilanı da mümkün olmayacaktır (yeni TTK md 419/2).