TEKEL’in özelleştirilmesi ve TEKEL işçileri - 2
Dr. Gökhan CEBECİ / Tıp Doktoru/Yazar
TEKEL işçilerinin haklı isyanın başladığı günden bu yana ne yazık ki hiçbir olumlu gelişme yaşanmadı ve işçiler artık açlık grevleri ile sağlıklarını büyük tehlikelere atma pahasına da olsa haklarını elde etme savaşını sürdürme konusunda kararlılar.
Tüm Türkiye'de ilgi uyandıran bu direniş, geniş bir kesimin desteğini alırken, bir bakıma da kamuoyunun dikkatini TEKEL'in özelleştirilmesinin ayrıntılarına çekti açıkçası.
TEKEL'in içki bölümünün satışında 290 milyon dolarların iki sene içinde nasıl 900 milyon dolarlara yükseldiğine değinmiştik. Bu sefer, TEKEL'in tütün bölümünün satışı ile ilgili savlar için Necati Doğru'nun 30 Ocak 2010 tarihinde Vatan Gazetesi'ndeki yazısına göz atalım:
"TEKEL'in 5 sigara fabrikası, kentin merkezinde (Adana-Malatya-Tokat-Bitlis-Samsun) kalmış geniş, değerli arsalarıyla 1 milyar 720 milyon dolara yabancı şirkete satıldı. Bu fabrikalardan sadece Samsun Ballıca'nın yıllık faaliyet kârı 600 milyon TL idi. Sadece Samsun Ballıca fabrikasının 4 yıllık kârı karşılığı, 5 fabrika arsalarıyla yabancıya verilmiş oldu. Bu bilgiler Yüksek Denetleme Kurulu raporlarında yer aldı ve Meclis KİT Komisyonu'na getirilerek Başbakan, Maliye Bakanı, 35 milletvekili haberdar edildi ama sonuç değişmedi.
Sigara fabrikaları satılırken; toplumun bilgisinden kaçırılarak alıcıya kınalı kıyak yapıldı. İşlenmiş A grad ve B grad tütünlerden 25 bin ton (25 milyon kilo) tütün hediye edildi. Bu tütünün kilosu ortalama 5 dolar olduğuna göre, fabrikaların yeni alıcısına devletin deposundan 125 milyon dolar soydurulmuş oldu. Bunun hukuka uygun olmadığı Denetleme Kurulu raporlarında yer aldı, Meclis'te 35 milletvekili ile Başbakan ve Maliye Bakanı'na bildirildi.
Dünyanın en iyi tütünü işlenmiş A grad Türk tütünüdür. TEKEL, bu tütünleri Türk tütün üreticisinden kilosu ortalama 2.5 dolar ile 3 dolar arasında bir fiyata alır, kilo başına 50 cent işleme masrafı yapar ve elini öpene 7 dolara satardı. TEKEL özelleştirilme aşamasına girince bu tütünleri yine üreticiden 3 dolara almaya devam etti fakat kendisi 18-20 milyon dolar harcayarak teknolojilerini yenilediği kendi Yaprak Tütün Fabrikaları'nda işlemek yerine sayısı 25-30 olan tüccara kilosu 1 dolara satmaya başladı. Yani şu anda bile kilosunu 3 dolara üreticiden aldığı tütünü 1 dolara tüccara veriyor, tüccar TEKEL'den 1 dolara aldığı tütünü 50 cent işleme masrafı yaparak 7 dolara yabancıya elini öptürerek satıyor. Bu bilgiler de Yüksek Denetleme Kurulu raporlarında yer aldığı için 35 milletvekili ile Başbakan ve Maliye Bakanı tarafından biliniyor."
Yine Necati Doğru'nun yazısında yer alan sava göre:
"TEKEL'in alkol fabrikalarının sahibi Alkollü İçkiler Sanayi ve Ticaret A.Ş.'nin bilançosunda borç olarak görünen 300 milyon lira, devirden bir hafta önce silindi. Bu borç TEKEL Genel Müdürlüğü hesabına aktarıldı. Yani borç devlette kaldı, fabrikalar borçsuz satıldı. 300 milyon lira, o dönemin kurlarına göre yaklaşık 250 milyon dolar eder. Yüksek Denetleme Kurulu Başdenetçisi Şenol Sarrafi, 300 milyon liralık borcu satıştan bir hafta önce silip, alıcıya değil devletin sırtına yüklemenin hukuka aykırı olduğunu 2004 yılı raporlarında yazdı. Meclis KİT Komisyonu'na taşıdı. 35 milletvekilinin, Başbakan'ın ve Maliye Bakanı'nın haberi oldu ama soygun önlenemedi."
Böylesine inanılmaz savların olduğu bir özelleştirme sonucu özlük haklarını kaybeden ve 4/C statüsü dayatılan işçiler 'yetim hakkı yemek' ile suçlandılar ne yazık ki. Yan gelip yatarak aylık aldıkları, devlete yük oldukları söylendi. Peki gerçek neydi? Rakamlar ne söylüyordu? Bu konuda bizi aydınlatan ise Mustafa Sönmez'in 27 Ocak 2010 tarihinde Cumhuriyet'te yazdığı yazı oldu. "İşçiden esirgediğinizi nerelere harcıyorsunuz?" başlıklı yazıda, Sönmez;
"Özelleştirme İdaresi, 17 Ocak tarihli açıklamasında, satılan sigara fabrikaları ile kapatılan TEKEL birimlerinden kalan işçi sayısını, 8 bin 364 bunların aylık ücret maliyetinin de 26 milyon TL olduğunu bildiriyor. Bu, yılda 312 milyon TL bir maliyet demek. Peki bu maliyeti, taşınmaz yük gören hükümet, acaba nerelere, ne paralar harcıyor?" diye soruyor ve '2009 yılında vergilerin harcandığı kalemler' adında, Maliye Bakanlığı Muhasebat Genel Müdürlüğü veri tabanını kaynak gösterdiği, bir tablo yayınlayarak devletin nerelere ne kadar harcamada bulunduğunu gözler önüne sürüyor. Buna göre:
Toplamı 267 milyar TL'yi bulan harcamaların 55 milyar TL'lik kısmı 2.5 milyon dolayındaki memura ödenen ücret. Buna karşılık 'Faiz Giderleri'ne yapılan harcama tam 53.2 milyar TL. Neredeyse bütçenin beşte biri.
Müteahhitlik giderleri 13 milyar TL. Müşavir firma ve kişilere yani alınan danışmanlık hizmetine ödenen para tam 2.6 milyar TL.
Gizli hizmet giderleri 634 milyon TL'yi bulurken istihbarat personelinin yıllık gideri de 350 milyon TL olarak tabloda yerini alıyor.
Büro ve işyeri mefruşatı alımları 306 milyon TL, kara taşıtlarımı alımı 152 milyon TL tutarken siyasi partilere aktarılan kaynak ise 195 milyon TL'yi bulmuş.
Bu veriler ışığında TEKEL işçisinin devleti nasıl soyduğunu(!) ve yediği yetim hakkının(!) boyutlarını siz düşünün artık.