Tekstilde istihdam firesi
KAYSERİ'DEN / Mahmut SABAH
Tekstil, il ekonomisinin lokomotif sektörü idi. Katma değerde en büyük pay, tekstile aitti. Kentte yaşayan çoğu insan, karnını tekstil sektöründe çalışarak doyururdu. Ne var ki, kapasite kullanımındaki zorunlu daralma üretimde düşüşü, istihdamda işsizliği körükleyince, iş ve de aş peşinde koşanların sayısı, beklenmedik şekilde çoğalıverdi. Bir başka deyişle, Kayseri'de 30 dolayında işletme, bir o kadar da ev tekstili üreten firma vardı. Kurulu kapasite 500 bin iğ, çalışanların sayısı 30 bin kadardı. 1,4 milyar dolarlık toplam ihracatın yarıdan fazlasını tekstil ürünleri oluşturuyordu. Fabrikalardan 7'si kapanıp, çoğu işletmede tezgahlar susunca, çalışanların sayısı, son bir yılda 18 bine düşüverdi.
Kısacası, sektörde kan kaybı var. İşler iyi gitmiyor. O nedenle Kayseri'de kafalar karışık. KDV oranları indi, çare olmadı. Sorun çözülür umuduyla bazı önlemler alındı, o da işe yaramadı. Durum vaziyeti böyle olunca da tekstil, istihdamda adını en fazla fire veren sektörler arasına yazdırdı. Ticaret odası verilerine göre, 2007 başında yüzde 9 olan ildeki işsizlik oranı, 2008 yılı sonunda yüzde 13'e çıkmış. İşkur'a kayıtlı issizlerin sayısı 2007'de 15 bin 858 iken, 2008'de 21 bin 267'ye yükselmiş. Kuruma başvuran işsizlerin sayısında 2007'ye oranla yüzde 35'lik bir artış var. Bu artışın önemli bir bölümünü tekstil sektöründe işini kaybedenler oluşturuyor.
Bazı üreticiler, sektörü çöküşe sürükleyen nedenleri, önce denetimsiz ithalata, sonra da üretimdeki maliyet artışlarına karşın; rekabet yarışında şartları kolaylaştırıcı önlemlerin alınmamış olmasına bağlıyor. İşletmeleri temelinden sarsan sorunları haksız rekabete bağlayanlar, ithalatın artmasına karşılık, ihracatın beklenen seviyeye ulaşamamasından yakınanlar var. Kimi işletmeciye göre sektör hala yapısal sorunlarla boğuşuyor. Bu sorunlar aşılamadığı için teknoloji kullanımında, katma değeri yüksek nihai ürün üretiminde arzu edilen hedefe varılamıyor. Kimisine göre hükümet, özellikle üretim bahsinde, isteklere duyarsız kalıyor. Kalıcı önlemler yerine, işin kolayına gidiliyor; dolayısıyla, sorunların üstesinden geçici önlemlerle gelinmeye çalışılıyor. Tabii, bu da hiçbir işe yaramıyor.
Kısacası; tekstilciye göre "laf çok" ama "önlem yok."
Tekstilci, "insanlar işsiz kalmasın" diyor, "sağlıklı" ve de "kalıcı" tedbirler alınmasını istiyor.