Tepki hareketinin sonuna yaklaşıyoruz

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

 

Üzeyir DOĞAN / MARBAŞ MENKUL DEĞERLER

Piyasaların gündemi çok hızlı değişiyor. Geçtiğimiz hafta Fed’den gelen açıklamaları anlamaya ve fiyatlamaya çalışan piyasalarda bu hafta ayrışma senaryoları dillendiriliyor. Kısa vadeli gündemin bu kadar hızlı değişmesine rağmen ana senaryoda çok büyük bir değişiklik olmadığını düşünüyoruz. Bu nedenle de son günlerdeki hareketleri ara trendler olarak değerlendirmeye devam ediyoruz.
 
Borsa İstanbul son günlerde petrol fiyatlarındaki düşüş, zorunlu karşılıklara faiz beklentisi gibi nedenlerle pozitif ayrışma yaşadı. Bu sürecin çok önemli bir teknik destek bölgesine denk gelmesi de başlayan bu tepkiyi destekledi ve BIST 100 endeksi 72,500 civarından başlattığı hareketi 77,000’in üzerine kadar taşıdı.  Teknik olarak bu tepkide en önemli direnç ise 78,000’de. Endeksin burayı geçebilmesi için farklı bir hikâye daha yakalaması gerektiğini düşünüyoruz. Zira zorunlu karşılıklara verilen faiz olumlu olmakla birlikte bu trendi daha yukarılara taşıyacak ve buralarda tutabilecek bir tutar değil. Aynı şekilde petrol fiyatları hem teknik hem de temel olarak önemli bir destek bölgesine kadar geriledi. İlerleyen günlerde Brent petrolün bu desteğin bulunduğu 80 doların altına sarkması için bir mevcut konjonktürde bir neden bulamamakla birlikte, fiyatların bir tepki yapması ve yeniden 95-100 dolar bandına girme ihtimali de azımsanmamalı. Geçtiğimiz günlerde açıklanan Orta Vadeli Program’da da 2015-2017 döneminde 98 dolar civarında olacağı tahmin edilmiştir. 
 
Son günlerde gündemimizde olan zorunlu karşılıklara faiz ödenmesi konusunda ise karar dün açıklandı. Açıklanan rakam iki bölümden oluşuyor. Ortalamanın üzerinde kaldıraca sahip olan bankalar için bu oran ortalama fonlama maliyetinin 700 baz puan altı iken, ortalamanın altında kaldıraca sahip olanlar içinse ortalama fonlama maliyetinin 500 puan altında faiz verileceği açıklandı. Ortalama fonlama maliyetinin önceki gün %8,26 olduğu göz nünde bulundurulduğunda, ilk dilimdeki bankaların bu tutara %1,26 ikinci dilimdeki bankaların ise %3,26 oranda faiz alacağı anlaşılıyor. Yaklaşık %10’luk bir dilime alınacak bu faiz gelirinin toplam faiz geliri ve şirket karlılıklarını hatırı sayılır bir şekilde artırmayacağı da bir gerçek. Hele ki zorunlu karşılıklara faiz ödenmesinin ilk kez duyurulduğu Mart 2014’teki beklentiler göz önünde bulundurulduğunda mevcut rakamları düşük olarak da yorumlamak mümkün. Bu nedenle banaklardaki coşkuyu sadece bu nedene dayandırmayı abartılı buluyoruz.