Teröristin önüne canlı kalkan olun

Başbakan Erdoğan partisinin Adana il kongresindeki konuşmasında terör olaylarına değinerek BDP'li vekillere seslendi.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

 

 

ADANA - AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, "Askerin önüne, polisin önüne dikiliyorlar, canlı kalkan oluyorlar. Sizin bu kadar cesaretiniz, vicdanınız, bu kadar arzunuz var da niçin terörün, teröristin önünde bunlar canlı kalkan olmuyorlar. O kalleş intihar bombacılarının önünde neden canlı kalkan olmuyorsunuz" dedi.
 
AK Parti'nin Yüreğir Kapalı Spor Salonu'nda düzenlenen Adana İl Kongresi'nde konuşan Başbakan Erdoğan, CHP ve MHP ile ilgili konuşmayacağını belirterek, "CHP'ye bir şey söylemeyeceğim, onların derdi, onların kendi içlerindeki muhalefeti, kavgası, çatışması, tartışması zaten kendilerine yetiyor. Aynı şekilde MHP'ye de söyleyecek sözüm yok. Zaten Sayın Bahçeli önceki gün arabasıyla poz verirken ne dedi? 'Araba da eski, biz de eskiyiz' dedi. Bu MHP'nin durumunu özetlemektir" diye konuştu.
 
Ancak, BDP ve yöneticilerine bir çift sözü olduğunu ifade eden Erdoğan, BDP'nin Doğu ve Güneydoğu'da başta Diyarbakır olmak üzere bazı il ve ilçelerde BDP'li belediye başkanlarının görev yaptığını söyledi.
 
Türkiye'nin 81 iline cesaretle gittiğini, fırsat buldukça ilçelere kadar giderek oralarda incelemelerde bulunduğunu, yatırımları yerinde teftiş ettiğini anlatan Erdoğan, şöyle devam etti:
"Hakkari'yi gördüm, Diyarbakır'ı gördüm, Van'ı, Batman'ı, Şırnak'ı, Siirt'i gördüm. İnanın 3 yıldır taş üstüne taş konmamış. Hakkari'de şehrin ortasından kanalizasyon akıyor. Benim Hakkari'de yaşayan kardeşim affedersiniz bu kanalizasyonun aktığı yerlerde o kokuyu teneffüs etmeye mahkum mu? O pisliklerin içerisinde gezmeye mahkum mu? Onlar insan değil mi? Çöpler toplanmıyor, şehrin ortasında duruyor. Özgürlüklerden bahseden BDP yönetimleri biraz da insana saygıdan bahsetseler çok şey olacak ama böyle bir şey ne yazık ki bunların dünyasında yok. İnsana saygı yok. İnsanca yaşanabilecek bir zemini hazırlamak yok. İşte bunu çözmemiz gerekiyor.
Öyleyse ben BDP'ye gönül veren kardeşlerime sesleniyorum, gelin bu süreci iyice bir çek edin. Artık bu yanlışları tekrarlamayalım. Bir belediyenin yapması gereken asgari hizmet bile vatandaşa götürülmüyor. Benim oradaki vatandaşıma, oradaki kardeşime bu reva mıdır? Korkutarak, duygularını istismar ederek, tehdit ederek, kepenkleri kapattırarak, ekmekleriyle oynayarak oradaki insanların oyunu alacaksın, göreve geleceksin ama yapman gerekenin asgarisini bile yapmayacaksın. Bu beyefendilerin, bu hanımefendilerin çok daha önemli işleri var. Bunların millet umurunda değil, bunların vatandaş umurunda değil, Kürtlerin meselesi, Kürtlerin acısı bunların asla derdi, meselesi, kaygısı değil. Belediye başkanları, milletvekilleri, teşkilatları, hatta bizzat genel başkanları sadece ve sadece tahrik siyaseti üretmeyi, sadece ve sadece nifak tohumları ekmeyi biliyor, başka bir şey bilmiyor."
 
Bunlarda vicdan yok
BDP'li yöneticilerin ABD'ye gittiğini anımsatan Erdoğan, "(PKK bir terör örgütü değildir) diye açıklama yaptılar. Daha önceki gün BDP'nin eş başkanı bir TV kanalına çıkıyor 'Dağa çıkmış PKK'lı asla teslim olmamalı' diyor. Bakın bunlarda en başta vicdan yok vicdan. Bunların vicdanları kurumuş, iflas etmiş. Bunlar dağdaki teröristin, dağdaki kandırılmış, robota çevrilmiş gençlerin kanından besleniyorlar. Vicdanı olan, yüreğinde zerre kadar merhameti olan, en küçük acıma duygusu olan ölmenin ve öldürmenin ne kadar acı olduğunu, yavrusunu yitiren bir annenin nasıl bir sızı duyduğunu hissedebilen bir insan altını çiziyorum, çıkıp da böyle bir açıklama yapmaz. Dünyanın hiçbir yerinde terörü, öldürmeyi yücelten teşvik eden birine aklı başında denmez ve denemez" dedi.
Kandırılıp dağa çıkarılan gençlerin nasıl bir ortamda yaşadıklarının bugün artık büyük ölçüde bilindiğini ifade eden Erdoğan, "Bu gençler yerin 150 metre derinliğinde yaşama mahkum ediliyor ve oradan çıkarıldıkları zaman farklı bir dünyaya farklı bir şekilde çıkarılıp ondan sonra kendilerine hedefler veriliyor, 'öleceksin, öldüreceksin' yapılan iş bu. Oralardan kaçmak isteme fırsatını buldukları zaman da maalesef bunu başaramıyorlar, o zaman da öldürülüyorlar. O bayan teröristlerin öldürüldüğü gibi, diğer genç teröristlerin öldürüldüğü gibi. Maalesef bunu yapıyorlar" diye konuştu.
 
Başbakan Erdoğan, şunları kaydetti:
"İnsanlık dışı koşullarda yaşadıklarını artık bizler biliyoruz. Bütün görüntüleriyle hepsi elimizde biliyoruz. Kendi içlerinde nasıl infazlar yaptıklarını, kendi yöneticilerini bile nasıl acımasızca kurşuna dizdiklerini artık herkes biliyor. Örgütteki baskıya, tacize, insanlık dışı muameleye isyan edip örgütten kaçan, yakalanıp haftalarca işkence gören sonra da öldürülüp bilinmeyen yerlere gömülen, annelerden babalardan dahi saklanan cinayetleri artık herkes biliyor ve görüyor.
 
Bizim askerimiz mağaradaki teröristi 'seni annene götüreceğiz' diye ikna ediyor. Çocuk yaştaki terörist 5 yıldır annesini görmediğini söyleyerek ağlamaya başlıyor. Doğu'da, Güneydoğu'da yüzlerce anne gözünü dağ yoluna dikmiş sabahtan akşama, akşamdan sabaha çocuğunun yolun gözlüyor ama bu beyefendiler, bu hanımefendiler, bu savaş baronları 'terör örgütü değil' diyerek, 'asla teslim olmasınlar' diyerek bu annelerin acısını, hasretini ayaklar altına alarak Kürtlerin acısıyla adeta dalga geçiyorlar.
 
Kalkıyorlar askerin operasyon yaptığı bölgelerde canlı kalkan olarak askerin önüne, polisin önüne dikiliyorlar. Sizin bu kadar cesaretiniz, vicdanını, bu kadar arzunuz var da niçin terörün, teröristin önünde bunlar canlı kalkan olmuyorlar. O kalleş intihar bombacılarının önünde neden canlı kalkan olmuyorsunuz? Bingöl'de şehit Hatice Belgin kardeşimiz yanındaki yavruları için, sokaktaki vatandaş için, o koskoca yüreğini ortaya koyarak canlı bombanın üzerine kapaklanarak daha büyük bir faciayı önleyebiliyor. Eğer Hatice Belgin'in yüzde biri, binde biri kadar yüreğiniz, vicdanınız, cesaretiniz, annelik şefkatiniz varsa güvenlik güçlerinin önüne değil gidin o kanlı terörün, o kanlı teröristin, o kalleş intihar bombacılarının önünde canlı kalkan olun.
 
Bunu yapamazlar, bunlar böyle yürekli, böyle vicdanlı eylemleri yapamaz, nifak ve tahrik içermeyen hiçbir söz söyleyemezler. Çünkü bunlar sırtlarını dayadıkları örgütün baskı ve korkusuyla ancak ayakta durabildiklerini kendileri de çok iyi biliyorlar. Arkalarındaki kanlı terör örgütünün tehdidi bittiğinde Kürt kardeşimin bunlara cesaretle karşı çıkacağını çok iyi biliyor. Gençler ölmezse, öldürmezse, kan akmazsa, göz yaşı sel olup bu ülkede akmazsa bunlar bu ülkede siyaset yapamazlar, istismar siyasetini bu ülkede sürdüremezler. İşte bunların belediyelerde de yaptıkları bu. Benim Hakkarili kardeşimi çamura, kanalizasyona, toza, pisliğe mahkum ediyor, ondan sonra arkalarına terör örgütünü almak suretiyle adeta cambaza bak diyorlar."
 
'Tek çare askerdir, tek çare polistir' demedik
 
"Birileri çıkmış 'Hükümet güvenlik politikalarına yeniden döndü' diyerek, hem bizim hem güvenlik güçlerimizin terörle mücadele azmini kırmaya çalışıyor" diyen Erdoğan, Hükümet olarak hiç bir zaman güvenlik politikalarını tek çare görmediklerini, hiç bir zaman 'tek çare askerdir, tek çare polistir' demediklerini söyledi.
 
Erdoğan, "(Bu işin psikolojik boyutu var, bu işin sosyolojik boyutu, ekonomik boyutu var, diplomasi, diplomatik boyutu var, uluslararası camiada da bununla mücadele şart) dedik. Bunlar hep bizim dönemimizin ortaya getirdiği uygulamalar. Bir kere şunu herkes iyi bilsin; topraklarımıza yönelik her türlü saldırıya, vatan toprakları içinde silahıyla illegal şekilde dolaşan her teröriste, her eşkıyaya karşı biz yılmadan, yıkılmadan, taviz vermeden, geri adım atmadan mücadele edeceğiz. Fakat siyasette samimiyseler, siyasette samimi olanlarıyla müzakere ettik, yine ederiz. Mücadele başka, müzakere başka. AK Parti bu işin siyasetini gayet iyi bileceği gibi, devlet yönetiminin ne olduğunu da zaten son 9,5 yılda ortaya koymuştur. Her imkanı seferber ederek, askerimizi, polisimizi mücadelesinde, her adımda destekleyerek, vatanımıza, bayrağımıza yönelik her saldırıya misliyle cevap vereceğiz. Bunları yaparken, demokrasiden, insan haklarından, hukuktan asla ve asla taviz vermeyeceğiz" ifadelerini kullandı.